• yaşar miraç 1978'de yeni türkü sanat gazetesi'ni kurar. bir yıl sonrasında miraç'ın başat figür konumunda olduğu adnan özer, turgay fişekçi ve suat vardal birlikteliğinden de yeni türkü şiir yayınları ortaya çıkar.

    o zamanlar durumlar kısıtlıdır. hele ki 20'lerinde genç şairler için kitap çıkaracak, ve ondan da evvelinde kitabı oluşturacak kağıdı bulmak bile epey maliyetlidir. bu durumu nasıl aştıklarına dair şair adnan özer, yaşar miraç'ın bulduğu ilginç çözümü şöyle açıklıyor: "doktora gitmiş. röntgen filmlerinin konduğu kağıtlardan da bir tomar almış gelmiş. bir tane katlayarak önümüze koydu. nereden buldun dedik. hastahanede bunlardan çok var dedi. yeşil ve turuncu renkli kağıtlar. biz de hastahanelerde ne kadar tanıdık varsa konuştuk alabildiğimiz kadarını aldık. kestirdik o kağıtları ve küçük kitaplar üretttik. yaşar doktorlara şiir okur mızıka çalardı."

    yayınevinin giderlerini karşılamak için adnan özer köydeki ineğini, yaşar miraç trabzon'daki evini satar.(şaka değil)

    1 liraya sattıkları şiir kitapları için imza günleri düzenlerler. ahmet erhan, behçet aysan gibi şimdilerin nice önemli isimlerinin kitapları hep bu yayınevi adı altından yayımlanır. o dönem aziz nesin çağrıldığı tv programlarında yeni türkü şiir'in de reklamını yaparak genç ozanlara destekte bulunur.

    yeni türkü şiir yayınları'na dikkatle baktığınız zaman kapaklarında hep bir ortak kompozisyonun hakim olduğunu görürsünüz. bu düzenin altında yine yaşar miraç'ın parmağı yatıyor. o dönemin ünlü mefruşatcısı sümerbank'a kişisel merakından ötürü şair sık sık uğramayı ihmal etmez. bu ziyaretlerinde ozan yaşar miraç stilistlerin basma kumaşlar için yeni çizimler yaptığını görür ve bundan bir hayli etkilenir. daha sonrasında arkadaşları yılmaz aysan'ın da yardımlarıyla yayınevinin genel dizayn çizgisine ulaşılır. şairlerin fotoğraflarını da isa çelik çeker.

    yayınevinin bir diğer önemli özelliği 80 darbesi sonrası kurulan ilk şiire yönelik yayınevidir.

    şiir kitaplarını satış yöntemleri de oldukça ilginçtir bu yayınevinin. "sokakta şiir kitaplarımız satıldı. yaşar bir sepetin içine kitapları kurdeleyerek koydu ve cağaloğlu’na satmaya gitti. bir keresinde de bir koli kitabı izmir’deki bir grevde sattı. ilk önce şiiri okur ‘beğenmeyen almasın diye şov’ yapardı. vapurda bile sattı ama biz onun kadar cesaret edemedik. şiir geceleri düzenleyip oralarda sattık." şeklinde anlatırlar.

    yayınevinin bir sonraki projesi dergi çıkartmakken yaşar miraç 80 darbesi nedeniyle despot yönetim tarafından sürgün yer ve yayınevi kapanmak zorunda kalır.
hesabın var mı? giriş yap