uydurma
-
-
masaldır bir bilenin diğer bilene söylediği...
-
-
bir hipotezi desteklemek için hayali sonuç uydurma.
-
kendi uydurma uyarlama neolojilerimden:
anarsist
öpsesif (öpsesli) tampasif bozukluk
"karşında her zaman duvar var sanma, kapı var san." uydurma frig atasözü
ferhan şensoy bir de uydurma farsça sözcük üretmişti: teşaşür, teşaşür eylemek. şırıldatmak diye türkçeleştirilebilir, türkçesi de uyduruk. (bkz: şahları da vururlar/@ibisile)
" ... sevilmek, beğenilmek amacıyla, ama inanılsın diye değil; bu kibarlığın uydurma olduğunun kavranmasına terbiye, gerçek zannedilmesine de görgüsüzlük adını verirlerdi." marcel proust - sodome et gomorrhe (s.1614)
"bu tür deneyimler, yalan söylemenin zahmetli, titizlik isteyen bir uğraş olduğunu öğretti bana. (...) belki uydurma ve kurmaca yeteneğini bir tek insanı kandırmaya harcamaktansa bir çok insanı inandırmaya yönelik bir meslekte değerlendirmemde bu sezginin payı büyüktür." tomris uyar - yüzleşmeler
(bkz: uydurukça/@ibisile), uydurmasyon, neolojizm/@ibisile
(bkz: maval), yalan, martaval -
gerçek dışı, yalan, sahte, asılsız, düzme,yeni bir biçim verilmiş bilgi.
-
hadis konusunda sıkça anlatılan hikaye
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap