two hands
-
essiz guzellikteki king crimson sarkısı
sözleri soyledir;
oh they're touching
they're touching each other
they're feeling
they push and move
and love each other, love each other
they fit together like two hands...
i am a face
in the painting on the wall
i pose and shudder
and watch from the foot of the bed
sometimes i think i can
feel everything...
the wind is blowing
my hair in their direction
the wind is bending my hair
there are no windows in the painting
no open windows, no open windows, no... -
(bkz: with my own two hands)
-
(bkz: two handed sword)
-
heath ledger'in oynadığı, pulp fiction tadında 1999 yapımı gregor jordan filmi. ülkemizde "el ele" ismi ile gösterilmiştir.
-
1999 yapımı kafa yormayan bir film. boş vaktinizde çerez mahiyetinde izlenebilir, çerez dediysek değersiz anlamında değil. baş karakterin verdiği kararlar çoğu zaman akılcı olmasa da alışıla gelmiş klişelerden uzak. mesela kendisine acı çektiren düşmanının başına mermi sıkacakken parmağı titremez (spoiler değil). ayrıca filmde nerde bir şerefsiz var mutlaka cezasını çekiyor.
http://www.imdb.com/title/tt0145547 -
kara mizahin naki$ gibi i$lendigi bir film diyebilirim ama ba$ima i$ almaktan korkuyorum. avustralya yapimi, izlemeye deger bir film.
-
lock, stock and two smoking barrelsı andıran hoş bir film.
-
erkek oyuncuların hemen hepsinin şort ve eşofmanla dolaştığı bir gregor jordan filmi. hem heath ledger bile var. güzel bi seyirlik.
-
true romance'a benzettiğim film. ikisinde de genç bir çift, kısa sarı saçlı tatlı bir kız, sevgilisiyle beraber kötü adamlardan uzaklara kaçmaya çalışan genç adam. ikisi de izlenesi.
-
99 temmuz cikisli gregor jordan yapimi avustralya filmi.
heath ledger, bryan brown, david field, rose byrne, mariel mcclorey, tom long, steve vidler, dale kalnins, kiri paramore, mathew wilkinson baslica rollerde.
mevzular kings cross'ta bir kulubun onunde (aslinda burasi muhtemel ki sidney merkezde george sk. ile liverpool sk. kavsagi civari. simdi tramvay filan gelince epey deyisti soyle: https://www.google.com/…zgwb95og!2e0!7i16384!8i8192) baslayip, bondi, bankstown, kings cross civarinda geciyor.
renkli geceler, silahli ceteler, sokak cocuklari, kasabali (bkz: mudgee) guzel kizin pesine takilan delikanlilar filan.
genel olarak da o donemin paralel evrenler yansimalari, tesadufler carpismalar ic ice gecmeler, guy ritchie & tarantino esintili suc sakalari falan.
yine avustralya'nin kara mizahi keskin, one cikiyor. donemin genclik ruhunu da az biraz yansitabiliyor.
kotu adamlari ford'a, iyi adamlari holden'e bindirerek goz de kirpiyor.
oyunculuklar belli bir cizgiyi tutturuyor.
ama bu yapimlarin -nacizane kanimca- genel arizasi, bilhassa gercekten gunde yuzlerce kisinin oldugu karanlik sokaklarda gecen holivud yapimlarina ozenip, bu ozentiligi sindiremeden ekrana yansitmalari. buyuk mafya, suc hikayeleri cekmeye ozenip, avustralya'nin sakin mahallelerinden zorlama gangsterler, catismalar, cinayetler filan kasmalari.
ızlediklerini daha sindirebilse, ozgunlugunu koruyabilse, cok da uzak donemlerde cikmamis (bkz: muriel's wedding), (bkz: rabbit proof fence), (bkz: wolf creek), (bkz: the castle,) (bkz: the black balloon), (bkz: red dog) gibi yapitlarin arasina girebilirmis.
ki tam o yillarda kenar mahallelerden, kucuk suclu alemlerinden (bkz: la haine)'ler, (bkz: trainspotting)'ler cekiyorlar.
halkindan, toplumundan kesit alabilen yonetmenler yine o yillarda fa yeung nin wa, magnolia, american beauty, the virgin suicides, notting hill, being john malkovich, fight club gibi unutulmaz yapimlara imza atiyorlar.
uzaklardaki bu ozenti isler ise, bir golun durgun suyunda tsunami fotografi cekme cabasi gibi. eh, hic degilse oyunculuklarin yuzune bakiliyor da kenarda kosede meraklisina cerezlik kaliyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap