• yönetmen steven soderberghin başrolde oynayan terence stampe saygı duruşunda bulunmak maksadı ile çektiği 1999 yapımı film. kelimenin türkçe manası ingiliz, ingiliz denizci oluyor.
  • terence stamp'in flashback olarak ekrana gelen hatiralari icin, ken loach'un ilk filmi poor cow'dan (1967) sahnelerin kullanildigi film. the limey'nin, john boormanin yine 67 yapimi poor blank filmine bi cesit saygi durusu niteliginde oldugunu iddia edenler de vardir. yalniz soderbergh bu konuda ne demistir bi fikrim yok.
  • soderbergh ustanın kaygısız çektiği pek çok karesinden belli olan (aslında günümüz basınına göre "her karesinden belli olan" gibi bir tabiri kullanmak daha cazip ve etkili bir yoruma başlamak için ideal olabilir, ama gel gelelim filmi telev-), terrence stamp'in neredeyse her karede arz-ı endam ettiği, görünürde vasat bir zaman geçirme vasıtası olan suç-intikam filmi.

    ancak filmi bu basitlikten kurtaran (izyondan izleyen birisi, filmin herhangi bir yerinden itibaren 3-5 dakikada ne olduğunu an-) bir kaç unsur var, ki bunların başında filmin "sıçrama" olayına yepyeni açılımlar getiren kurgusu geliyor. zannımca soderbergh, kurmaylarıyla birlikte kurgu odasına girerek, "abi şu filmi parçalayalım" mecazını (lamayabilir, hadi ya, soderbergh gayet vasat bir film çekmiş demek ki şeklinde düşünebilir, kalkıp da iki) reele dökmeyi şiar edinmişler. hayatınızda bu kadar çok geçiş olan bi film daha izleyemezsiniz.

    bunun dışında soderbergh'in yönetmenlik adına yaptığı cinlikler, terrence abinin fevkalade oyunculuğu, luis guzman'ın etkileyici yan rolü (dakika filmi izleyerek, "hımm, görüldüğü gibi soderbergh gayet rahat, terrence stamp'e saygı duruşu için çekmiş bu filmi" diyebilmek için alin taşçıyan olmak gerekmektedir) gibi etkenler de filmi akılda kalıcı deneyimlerden biri yapmayı başarıyor.

    özellikle soderbergh'in sinemasına meraklı olanlara...
  • - digiturk'te the limey'yi seyrederken (noktalı yerlerin sesi kesilmiş olarak düşünün) "i should be in paris or ....." - "no, he'd find you in ...." şeklinde bir diyalog geçer. altyazıdaysa "paris ya da ırak'ta olmalıydım" - "hayır, seni ırak'ta da bulur" yazmaktadır. vaziyet anlaşılır ama emin olmak için opensubtitles.org'dan filmin altyazı dosyası indirilir, hemen kontrol edilir. işte orijinal, sansürsüz diyalog:
    - i should be in paris or kurdistan.
    - no, he'd find you in kurdistan.
  • --- spoiler ---

    akla kazinan bir sahnesinde terence stamp o muthis agir aksaniyla, boyun ve alin damarlari catlarcasina bagirarak su sozleri sarfetmistir:

    - tell him i'm coming! tell him i'm fucking coming!

    --- spoiler ---

    icinize, sanki aradigi kisi sizmissiniz gibi bir panik ve korku hissi gelir coker. yerinizde soyle bir irkilirsiniz.
  • terence stamp'le varolan ve kesinlikle hakettiği değerin verilemediği soderbergh filmi. terence stamp inanılmaz bir şekilde rolüyle bütünleşmiş ve limey'nin ne demek olduğunu cümlealeme görsel olarak muazzam şekilde sergilemiştir. tahmin ediyorum ki soderbergh sadece çık ve kendin ol demekle yetinmiştir. bu kadar ikna edici, bu kadar sağlam bir performansın başka bir şekilde bir insanoğlundan çıkabilmesi mümkün değil aksi takdirde.

    öte yandan, bunu izleyen bunu da izledi diyerek, yine terence stamp'in oynadığı the hit şiddetle tavsiye edilir. (bkz: the hit/@evg)
  • terence stamp ve paçalarından akan karizması hakkında bir güzelleme, bir kaside. bu tip filmler, konusuyla klişedir ama anlatımdaki orijinallik ve ilginç karakterlerleriyle fark yakalamaya çalışır. bu filmde ilginç karakterler yok belki ama terence üstaddan mükemmel bir performans var. anlatım yönündeyse filme dikkatinizi vermenizi sağlayan, sizi içine çeken bir dil tercih etmiş soderbergh. sonuç son derece başarılı.
  • kürdistan adının geçtiği bir hollywood filmidir.

    koca filmden aklımda kalan tek şey bu değil elbet ama nasıl akıl edebildiler bu ifadeyi filme eklemeye , yapım ekibinden kimin aklına geldi merak konusudur.
  • 89 dakikalık, 1999 yapımı film.

    8 / 10.

    9.000.000 dolares bütçeli yapım uzatılmamış süresi ve akıcı, merak uyandırıcı yapısıyla ciddi ve oldukça orijinal bir suç filmi.

    yönetmen steven soderbergh'in yönetimde gerçekten harika bir iş çıkardığını da özellikle ekleyelim; filmi izlerken bunu direkt olarak hissediyorsunuz. film içine büyük aksiyonlar, şaşırtıcı anlar olmayabilir ama genel yapısı genel işleniş ilgi çekici ve farklı bir havası var.

    oyunculuklarda ilgi çekici ve "ustalara" emanet bir castla karşılaşıyoruz. terence stamp başta olmak üzere, peter fonda, luis guzman, barry newman hepsi film içined iyiler ve çok iyi yazılmış karakterlere sahipler.

    suç filmlerinden hoşlananlar kesinlikle kaçırmamalı.

    her eve imdb
  • the limey (1999)

    mafyanın peşine düşen baba karakteriyle çok bilindik bir temayı işleyen, büyük şeyler vadetmeyen ama ortalamanın üstünde seyir zevki veren bir suç macera filmi the limey. konu; kızının kaybolmasından şüphelenen dave wilson, bulduğu bağlantıları izler ve kızının akıbetinden sorumlu olanları infaz etmeye başlar. tahmin edilebilirdiği kolay, ancak bu tarz filmlerin başarılı örneklerinden biri the limey, kızı için mafyanın peşine düşen gözü kara bir babanın hikayesini anlatıyor.

    6.7 / 10
hesabın var mı? giriş yap