• 2012 yılında bbc'nin hazırladığı bir mini dizi serisidir. shakespeare'in tarihi oyunlarından oluşmaktadır her bölüm. tom hiddleston, patrick stewart, ben whishaw, james purefoy, jeremy irons gibi bilinen iyi oyuncular bulunuyor her bölümde. bölüm isimleri de şöyle;

    richard ii
    henry iv part1
    henry iv part 2
    henry v

    richard ii'den şöyle bir alıntı dizinin adını açıklayabilir belki;

    "within the hollow crown
    that rounds the mortal temples of a king
    keeps death his court, and there the antic sits,
    scoffing his state and mocking at his pomp,
    allowing him a breath, a little scene,
    to monarchize, be feared, and kill with looks."
  • dvd setini yeni edindim. tek kelimeyle kusursuz bir yapım.

    ismini richard ii'deki şu replikten almaktadır,

    "for god's sake let us sit upon the ground
    and tell sad stories of the death of kings:
    how some have been depos'd, some slain in war,
    some haunted by the ghosts they have depos'd,
    some poison'd by their wives, some sleeping kill'd,
    all murder'd-for within the hollow crown
    that rounds the mortal temples of a king"

    royal shakespeare company'den pek çok tanıdık sima içermektedir ayrıca.

    ---

    edit: beyninizi akıtacak bir bilgi veriyorum; richard ii'deki basiretsiz genç hainimiz aumale düküyle (uzun boylu, beyaz tenli, ablak bakışlı biri olarak gösterilmiş), henry v'teki adil, kahraman asker york dükü (tıknaz bir zenci olarak gösterilmiş) tarihsel olarak aynı kişiler aslında. dört bölümlük dizinin hepi topu 17 seneyi anlattığını düşünürsek, biraz ilginç bir yaklaşım olmuş prodüktörler adına. ha, ben her haliyle sevdim o ayrı.
  • (bkz: henriad)
  • tom hiddleston tamam ama bir de benedict cumberbatch'in rol aldığını öğrenince iyice dikkatimi çeken dizi.

    (bkz: the hollow crown the war of the roses)
  • bbc ve benedict cumberbatch isimlerini yan yana gördüğüm saniyede izlemeye karar verdiğim dizi. yayın tarihi yakında açıklanacakmış.

    bildiğin kalite kokuyor.
  • böyle kadrosu olan bir yapım neden arada kaynamış, garip.
  • aslında arada kaynamamış ama buralarda pek rağbet görmemiş olan mini dizi. işin kötüsü kendisi en bluray versiyonuyla internette bulunurken, altyazısı yok halen.

    altyazıcı kardeşlerimizi bu bir iki bölümlük diziyi çevirmeye davet ediyorum. teen wolf'tan, flash'tan falan iki saniye kafayı kaldırıp azıcık shakespeare'e maruz kalmak güzel olmaz mıydı?
  • kadrosu equity kataloğu gibi olan dizidir. bir ben oynamıyorum anasını satayım; iki sezon, yedi bölümde ingiltere tiyatro, film ve dizi tarihinin tüm oyuncuları geçti önümüzden.
  • "ciddili" dizi. hatta "sanat dizisi". 2 buçuk saate yakın süren ilk bölümü 2. richard, düşük tempoludur. ben wishaw'ın efemine yorumladığı kral, dil oyunları açısından ilgi çekicidir (ekseriyetle, isterdiği zamanlarda, sözel slalomlar yapar). uyarlama olsa da, orijinaline sadıktır, dili şairanedir, dikkat talep eder ve ana dili ingilizce olanlar için bile ağırdır.
    günümüz dizilerinin temposunun aksine, 2 buçuk saat, psikolojik tahlil izlemek sıkıcı olabiliyor fakat shakespeare'in boş yapmadığını görmek açısından ve öncüllerimizin, çağdaşlarımızdan metinsellik konusunda daha esnek ve kavrayışlı olduğunu görmek açısından değerli.

    şimdiye dek, yalnızca, 2. bölüm henry iv'ün türkçe'ye çevrildiğini görüyorum. çeviren, ilk denemesi olduğunu not edip alçak gönüllülük etse de, atlamadan, uydurmadan, ingilizce metindeki kelime dağarcığından ödün vermeksizin gayet iyi çevirmiş. ama bayağı ciddi bir iş yapar gibi ya da rada tarafından sergilenen bir "temsil" izliyormuş ciddiyetinde izlenilmesi gerekiyor. (ya da benim beynim olgunlaşmadı, tempolar, ev ortamındayken, dikkat dağıtıcı seviyede ağır geldi).

    fikrimce, profesyonel birine yaptırılmadığı sürece, türkçe çevirisi epey süre gelmez. çünkü sadece ilk bölümünün kelime sayısı 12.000 küsur kelime. bu da, bayağı yoğun bir işçilik gerektiriyor demek.
  • bugün ikinci sezonunu bitirmiş bulunduğum dizi. beklentisi tarihi bir epik izlemek isteyenleri çok tatmin edecek bir dizi değil zira dizi ne tarihi ne de epik. öyle bir amacı zaten, keşke olsaymış ama shakespeare uyarlaması olduğundan tarihiden ziyade sanatsal bir yapım olmuş. severek izlemek için ya shakespeare sever olmak lazım ya da ingiltere kralı otuz bir çekse izlerim diyecek tarih manyaklarından olmak lazım. ayrıca bu tür yapımlara bile blackwash yapılmasında emeği geçen herkesin amına koyayım.

    --- spoiler ---

    dizinin olay örgüsü maalesef yerlerde. eserlere sadık kalma amacıyla kasıtlı yapılmış gibi duruyor ama beni korkunç derecede rahatsız etti. olaylar korkunç hızlı gelişiyor neyin neden nasıl gerçekleştiğini anlamak imkansız. tarihsel olarak zaten hiçbir şey tutmuyor. karakterlerin neyi neden yaptığını anlamak imkansız. warwick neden york'a o kadar bağlıydı, bir anda nasıl karşı tarafa geçti anlaşılmıyor mesela. bu tek örneği neredeyse tüm karakterlere uyarlayabiliriz, hiçbir karakterin neyi neden yaptığını anlayamıyoruz, karakter gelişimi yerlerde sürünüyor.

    bu bahsettiğim sebeplerden dolayı sezonun ilk iki bölümü işkence gibi geçiyor. akıcılık yerlerde, shakespeare'in ağır ingilizcesini sinemaya aktarınca iyice yavaşlatmış ve absürtleştirmiş diziyi. üçüncü bölüm richard'ın ana karakter olması ve frank underwood'a bağlamasıyla biraz ilginçleşiyor. mantık hataları falan yine gırla ama richard bir şekilde sürüklüyor bölümü, en azından diğer bölümlere kıyasen.

    oyuncu seçimi genel olarak zayıf olmuş gibi. 6.henry güzeldi bence, o meczup kralın havasını güzel vermişti. warwick de çok kötü bir seçim değildi ama koskoca kingmaker'ın dehasını ve karizmasını yansıtamadı, en azından benim gözümde daha önce kingmaker'ı oynamış james frain'in gölgesinde kaldı. benedict cumberbatch de bence en iyi seçim değil, daha iyisi bulunabilirdi ama yine de kötü değildi. bu iyilerin yanı sıra rezil castingler daha fazla maalesef. margaret of anjou'yu yani bir fransız leydisini zenci yapmışlar. kadın esmer falan değil bildiğin siyahi, şimdi baktım nijerya asıllıymış zaten. bu kabul edilebilir bir şey değil, bunlar kafana göre ırkını değiştirebileceğin insanlar değil tarihi karakterler. bu derece önemli bir karakteri siyahi yapmak kanuniyi kadın yapmakla eşdeğer benim gözümde. onun dışında york tayfa genel olarak başarısız castingler, kraliçe ve dükler hakeza kötüler.

    sonuç olarak mükemmel bir yapım çıkarabilecekken ortalamanın altı bir yapım çıkarmışlar, çok başarılı olmamalarına rağmen the white queen ile the white princess bu diziye göre çok daha izlenebilir diziler, castingleri de oldukça güzel.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap