• yabancı mahkeme kararlarının, cebri icraya yol açmaksızın, sadece kesin hüküm gücünün kabul edilmesine "tanıma" denir. tanıma şartları, kural olarak tenfiz için aranan şartlar ile aynıdır. yalnız, karşılıklık şartı ile savunma hakkına uyulma şartı aranmaz.
  • yurtdışındaki boşanmaların, türkiye'de de geçerli olması için, mutlaka açılması gereken davadır. zira, nüfus idareleri, evraka değil, duruşmalı mahkeme kararına göre işlem yapmaktadır ve bu mahkemenin kararı olmadıkça, boşanma, nüfusa işlenememekte, türkiyede evli görünmeye devam edilmektedir. davacı şanslı ise, yurtdışındaki karşı taraf vekaletname verecektir, kendi vekaletnamenizi de verdiğiniz avukat, diğer tarafın vekaleti ile, ikinci bir avukat tutar ve tanıma davası görülür, bu takdirde, bir veya en fazla iki celsede, yurtdışındaki boşanma kararı, türkiye'de tanınır. eğer karşı taraf zorluk çıkarmayı aklına koymuşsa, ilan yolu ile tebligat yapabilirsiniz veya türk ise, konsolosluktan tebligat yapabilirsiniz. bu durumda, altı ay ila bir sene arasında uzar. her halukarda can sıkıcı işlemlerdir; ilgili konsoloslukların, yurtdışında evlenenleri, evlenme ve/veya boşanma esnasında haberdar etmesi gereken bir işlemdir; ama genellikle bu tür işlemlerden, sadece tekrar evlenirken haberdar olunduğu için, nikah tarihi defalarca ertelenmeye mahkum olur. çocuk veya nafaka söz konusu ise, bu dava yeterli olmayacak, bunun yerine tenfiz davası açmanız gerekecektir.
  • uluslararası hukukun önemli işlemlerindendir. bir uluslarası hukuk kişisinin kendi dışında oluşan durum, iddia ve/veya belgeyi yasal kabul ederek tanıması işlemidir. kuracağı hukuksal ilişkileri bu veriler üzerinden de kurabileceğini belirtir. devlet tanınması, hükümet tanınması, savaşan sıfatının tanınması gibi konularda önemli bir hâl alır.

    tanıma tek taraflı bir işlemdir efendim, uluslararası hukuk kişisi karar verirse tanır, karşılıklı bir beyana gerek yoktur. bir de, sonuçları ortadan kaldırılamayacağı için geri alınamaz.

    kktc'nin tanınması ve avrupa birliği yolunda türkiye'den beklenen güney kıbrısı bir devlet olarak tanıma meselesi bu anlamda (devlet tanınması kapsamında) önem taşır.

    ha nedir güney kıbrısı tanımanın sonu? tek taraflı işlem tanıyalım derseniz, kuzey kıbrısı o adada bölücü örgüt durumuna sokar, kktc'nin askeri gücünü de illegal olarak kabul etmiş olursunuz.
  • uluslararası hukukta iki türü vardır:

    fiili* tanıma: sadece siyasi desteği ortaya koyar. geri alınabilir.
    hukuki* tanıma: bildiğin tanımadır.

    ayrıca (bkz: stimson doktrini)
  • isis: "acının kendisi aldatmadır (upadhi), çünkü onun özü aydınlanmanın* sıfatı (upadhi) olan esrimedir." bunu biraz kendime göre yorumlarsam; aslolan aydınlanmadır, kendini ve yaşamı daha geniş kollarla kucaklayarak tanımaktır. yaşamda kendisi en sahici, yalancısı en az olacak şeyler acı ve sıkıntı. oysa bu tanım ve isis'e atfedilen özdeyiş, acının (bile) büyük gerçeğin bir aracısı, bir tanımı yani "kendisi değili" olabileceğini öne sürüyor.

    (bkz: tanımak/@ibisile)
    (bkz: yüz tanıma)
  • *bir erkeğin; bekar veya iddet müddetini doldurmuş dul veya boşanmış bir kadından evlilik dışı olarak doğan çocuğun kendi çocuğu olduğunu beyan etmesidir.

    bu beyanı *hakime, *notere veya *nüfus memuruna yapması gerekir ki; nüfus kayıtlarına geçsin.

    tanıma da önemli olan kadının evli olmamasıdır. ancak boşanmış veya dul kalmış bir kadının kocasıyla ilişkisinin bitiminden itibaren 300 gün geçmiş olmalıdır.

    burada amaç; çocuğun bir başka erkek ile soy bağının olmamasını sağlamaktır. çünkü medeni kanunumuz başka bir erkekle soy bağı olan çocuk tanınamaz der.

    başka erkekle soy bağı olan çocuk öncelikle baba olarak kayıtlı erkek veya kişi ölü ise yasal mirasçıları tarafından soy bağı reddedildikten sonra tanınabilir.

    tanıma beyanı ile çocuk babasının soyadı ile babasının kayıtlı olduğu haneye kaydedilir ve 18 yaşını doldurana kadar annenin velayeti altına bırakılır.

    ancak anne-babanın evlenmesiyle velayet ortak hale gelir.

    (bkz: türk medeni kanunu)

    edit 1: imla.
    edit 2: düzenleme.
  • (bkz: #122115338)
  • tanınmanın ruhsal bir çerçevesi de olmak zorunda (hegel?), çünkü salt yasal tanınma (bilhassa batı tarafından yasal tanınma) dağılmaya teşne bir karaktere sahiptir. bu yasallığın ortadan kalktığı ilk durumda (misal savaş durumunda) insani davranışı koruyacak ruhsallık, yasaya dahil olsa da batılı özne tarafından yasanın bu yanı dışarda bırakılmıştır/ya da batılı özne kendini yasanın bu yanının dışına atmıştır.. yani batılı özne ötekinin dolayımından geçerek kendi üzerine kapanmış sayılabilir. demek ki içselleşmiş bir yasalılık fikri olsa da; bu fikir ötekine dair ruhsal yakınlığı içermez. çünkü kulaksız! görecek kadar yakın olmakla, duyacak kadar yakın olmak mesafesi arasında fark vardır. bunun için yasal/görsel tanıma var ama ruhsal/bilişsel tanıma yoktur diyebiliriz. peki batı dışı öznenin kulağı nereden geliyor? tabi ki bir büyük diyalektikten. kölenin kendi iç sesi, kendi kulağında çınlıyor.
hesabın var mı? giriş yap