• gdansk*da 1980 agustosunda lech walesa onderliginde baslayan isci hareketi
  • leh. dayanisma
  • " dayanışma hareketi " olarak da bilinir. polonya'da eylül 1980'de danzig kentinde kurulan bağımsız dayanışma sendikası'nın önderliğinde başlayan komünist rejimin yumuşaması yönündeki hareket. aralık 1981'de ilan edilen sıkı yönetimle sendikanın faaliyetleri durduruldu ve ekim 1982'de polonya ulusal meclisi'nin kararıyla resmen kapatıldı. bu "kapatılmışlık" dönemi boyunca sendika başkanı lech walesa liderliğinde komünist yönetime karşı pasif bir direniş devam etti. bu mücadele sonucunda 80'lerin sonlarına doğru jaruselwski hükümeti dayanışma ile temaslara başladı. yönetim ile sendika arasında yapılan "yuvarlak masa" toplantılarından sonra hareket yasallaştı ve bir siyasi parti niteliğini de kazandı. 4 haziran 1989'da yapılan yarı serbest seçimlerle birlikte dayanışma hareketi parlamentonun seçimle belirlenen %35'inin tamamını kazanarak 460 üyeli ulusal meclis'te 151 sandalya kazandı. tamamı seçimle belirlenen senato'da ise 100 üyeliğin 99'unu kazanarak büyük bir başarı elde etti. seçim sonrası dayanışma hareketi ile komünist parti geniş kapsamlı bir koalisyona gitti ve başbakanlığa mazowiecki getirilirken cumhurbaşkanı jaruselwski görevine devam etti. bu olan bitenlerin her safhasında birleşik devletler hükümeti'nin yadsınamaz desteğini unutmamak gerekir. bu hareketin hem çıkış noktasında hem de gelişiminde miloseviç 'in iktidardan düşüşünü hazırlayan sivil hareket ve öğrenci eylemleri ile büyük benzerlikler vardır.
  • kurulmaları kristof penderecki'nin a polish requiem'inin lacrimosa'sına, kanla bastırılan eylemleri henryk mikolaj gorecki'nin miserere'sine, şaha kalkmaları sıkıyönetim ilanına neden olmuştur. sonrası zaten malumunuz...
  • birkaç ay içinde milyonlarca kişiden destek bulan, 89'da polonya'yı doğu avrupa ülkeleri içinde komünizmin yıkıldığı ilk devlet olmasında başrol oynayan, akabinde berlin duvarının yıkılmasına dahi etki eden hareket. *
  • mücadeleleri sırasında en büyük desteği katolik kilisesinden almış oluşum. sosyalizm sonrası yükseliş ve düşüş dönemlerinde de bu organik bağ devam etmiştir. hali hazırda katolik öğretilerine dayalı harika bir liberalizm karşıtı programları mevcut. ama birazcık daha kasılsa komünizmin müthiş kuramsal yapısıyla eurocommunist dahi ilan edilecekler.
  • - gamulka hükümetinin yerine geçmiş olan edward gierek hükümeti, 70'li yıllarda süregelen grevleri susturmak ve halkı sakinleştirmek amacıyla tüketim politikaları uygulamaya başlar, fakat bu siyaset, sovyet enerji fiyatlarının inanılmaz yükselişi sonucu çöker.

    - 1976 yılında, oluşmuş bütçe açığını kapatmak amacıyla bir takım zaruri mamüllerin fiyatını arttırır ve bu zamlar işçi sınıfının protestosuyla karşılaşır. hükümetin bu protestoya olan sert müdahalesi, tüketim politikaları sayesinde kazanmış olduğu prestiji ve desteği bir anda yok ederek, hükümet karşıtı bir hareketin ortaya çıkmasını sağlar.

    - 1978 yılında, ikinci jean-paul'ün papa olmasıyla, bu anti hükümet hareket güç kazanır.

    - 1980 ağustos'unda yaşanan genel grevler ise büyük değişikliklere yol açar. yavaş yavaş solidarnosc işçi hareketi, politik halk hareketi almaya başlar. dolayısı ile 1980 yılı, polonya için bir dönüm noktasıdır.

    - lech walesa önderliğindeki işçiler ve dolayısı ile dayanışma hareketi, ağustos ayında tersane direnişleri ile sonuçta grev yapma ve sendika kurma hakkı edinirler. bu hak ile birlikte, kilise ile işbirliğini sürdürmek amacıyla, hükümetin radyoda pazar ayini yapmasını kabul ettirirler.

    - 1981 yılına geldiğimizde, solidarnosc 10 milyon destekçi kazanmış, halk arasında büyük prestij ve destek edinerek var olan komünist hükümete alternatif olarak gösterilmeye başlanmıştır.

    - bu aşamadan sonra tepkiler gelmeye başlar. komünist partinin gücünü kaybetmesi sebebiyle sscb polonya ordusunu ve işbirlikçi generalleri harekete geçirecek hareketin bastırılmasını ister. 1981-83 yılları arasında sıkıyönetim ilan edilir ve askeri diktatörlük yönetimi ele alır. fakat polonya nüfusunun desteğini alamaması ve ekonomik başarısızlıklar bu yönetimin de sonunu getirmeye başlar. tabi bu zaman zarfında gizli bir şekilde faaliyetlerini yürüten direnişçiler, en sonunda 1989 yılında, askeri yönetim lideri ile görüşme şansını elde ederler.

    - 1989 yılında yapılan seçimlerde, meclis'te 151/460, senato'da ise 99/100 üye çıkarırlar. ağustos ayına geldiğimizde, komünist partilerin tek başına iktidar olma şansı yoktur ve solidarnosc ağırlıklı bir bakanlar kurulunun kurulmasını kabul ederler. koalisyon ortaklığı ile yeni bir hükümet kurulur.

    - solidarnosc ağırlıklı hükümet, ekonomik problemleri çözmek konusunda başarısızlıkla karşılaşır zira elinde bulunan ağır sanayi, özellikle kömür üretimi ve gemi yapımı gibi kuruluşlar üretimsizlikle karşı karşıya gelmiştir. akabinde, çözümsüzlük kısa vadede bir ekonomik krize yol açar ve sanayi grevleriyle doruk noktasına ulaşır.

    - 1993 yılında yerini eski komünist, yeni sosyal demokratlara bırakırlar.

    burada yadsınamaz gerçek, 1991 sonunda sovyetler birliği'nin dağılmasıdır, dolayısı ile polonya'nın önüne havuç tutacak bir süper güç kalmamış, daha önce sopayla havuç tutanlar ise iç sorunları ile meşgul olduklarından ötürü dış sorunlara gereken ilgiyi gösterememişlerdir.
  • polonya halk cumhuriyeti'nde 10 milyonluk üye sayısına ulaşmış sendikadır. düşünün ki, 1980-81'de nüfusu 36 milyon bi ülkede bu çapta bi hareket olması zaten sistemin çöküş sinyalidir. ilk komünist olmayan sendika olması değildir önemli olan, sözde kendi yönetimine başkaldırmış, kapitalist ülkelerde görülmemiş hacmi örgütlemiş işçi eylemidir. dolayısıyla, papa desteği, sendika liderlerinin istihbarat örgütleri ile ilişkileri falan ikincil değerdedir ancak.

    doğu bloku'nda demokratikleşme istemi arşa ermişken, wojciech witold jaruzelski'nin başında talepleri askeri darbe ve sıkıyönetim ile cevap vermesi halk cumhuriyet(leri)inin intiharından başka bişi değildi aslında. belki, sadece ülkenin değil bloğun da kaderi çok farklı olabilerdi, duvarı yıkıp karşı tarafa geçenler batılılar olabilerdi.

    lech walesa, başkanlığa geldiği günden sonra daha pisssssmi demeden vahşi kapitalizmle karışık polis devleti haline getirmiştir polonya cumhuriyeti'ni. lakin aynı adam beş sene sonra koltuğu devretmek zorunda kalmış, bi süre sonra toplum desteği tamamen tükenmiştir.

    böyledir hayat: solidarnosc farklı unsurları bi arada mobilize eden kapitalist dünyanın komünist sendikaların hasetle andığı güç. bugün dağıttı iyice, anti-kapitalist sendika haline gelemese de önemli talepleri dillendiriyorlar halen.

    böyledir leh işçiler: delikanlı insandırlar, ezene iyi gözle bakmazlar.

    roll güzel dergidir.*
  • biraz gecikmeli de olsa, yazayim: can dundar'in gezi direnisi ve gdansk eylemi arasinda kurdugu iliski bi yandan dogru, bi yandan ise yalnis. oncelikle, eninde sonunda solidarnosc kurumsal yapiydi ve sonradan walesa onderliginde iktidara gelmisti dahi diyebiliriz. bu demek oluyor ki, sendika politikasini belirleyen basat gucler hakim olmustu surece. dogal olarak.

    ancak gezi direnisi icin, ortaklasmis taleplerden soz etmek mumkun ancak ortak hedefler bulunmadigindan olasi biricik aktor cok zor gorunuyor. hatta olmamasi gerekir bi yandan. taksim dayanismasi da bunu tek basina gerceklestiremez. ulke capinda bi platform olma potansiyeli yok ve olamazdi. buradan dogruyu tanimlayabiliriz: heterojenlik. bugunku milliyetcisinden tut sosyalistine, anarsistinden tut liberaline, muslumanindan escinseline, video oyun manyagindan efsanevi nesle coook genis bi kesmi kapsiyor mesela gezi direnisi. evet, yer yer aleviler one cikmiyor degil ve kivilcim zaten kent-cevre noktasinda cakildigindan belirli talepler var ancak koordinasyon oldugunu soylemek de zor.

    dile kolay, solidarnosc 10 milyonluk uyeyle en buyuk gayriresmi sendikaydi. gonul isterdi ki, industrial workers of the world tarzi yapiya sahip olsun.. neyse olan olmus, napalim. gerci hangi "buyuk" sendika oyle ki? 10 milyonluk eshasin tumunun "cia gudumlu" oldugunu ilan etmek garip. cunku liberalinden katolik sagcisina, sovyet karsiti solcusundan prometheizm hasretcisine, benim neyim eksik lancilikten mutesekkil bu sendika.. ayrica kronik stalinist tarih yaziminin ezberiyle antisemitist damar bulmak zahmetsiz gelebiler ancak gezi direnisi icerisinde cok nadir bulunan anti-kurt egilimden fazlasi oldugunu zannetmiyorum.

    kaldi ki, sendikanin onculu kor'un (komitet obrony robotniko) kurucusu ve sendikada onemli yeri olan adam michnik bi yahudiydi ve mieczyslaw maczar donemindeki "resmi" antisemitizm zamaninda ve '68 ogrenci hareketinde politiklesip enerjisini buraya aktaran bircok yahudi vardi. elbette hukumet kanadindan ve katolik asiri sagcilarindan tepkiler/karalamalar gelmiyo degildi. bu arada idris naim sahin "komunist" maczar'in tek kitabini bol bol okumus olmasin, biyografisini duvara asmasin? ne dersiniz?

    velhasili kelam, ne liberal/muhafazakarlar gibi sofu ozgurlukcu ne de ortodoks solcular/stalinistler gibi gerici olarak adlandirilmalidir. gunumuz ile kosutluk kurulabilir, ancak farklar da onemlidir tabii. ote yandan akillara su soru gelebilecektir: sovyet sistemini sol komunist cizgiye cekebilir miydi? hayir, kosullar yoktu bikerem: hedefleri gectim, talepler sertce bastirilmasinin yani sira -tekrar edelim- dogu bloku'nda tek askeri diktatorluk haline gelmisti polonya. ayricana "koksuz" bi resmi parti mevcuttu; zira pilsudski'ye ve fasizm'e direnmis polonya komunist partisi liderlerinin tamami buyuk temizlik'te infaz edilmisti!
  • dayanışma sendikası.
    (bkz: solidaritat)
    (bkz: soldat)
hesabın var mı? giriş yap