• nihayet 1. etap açılışı 19 kasım 2006 pazar günü funda arar ve kıraç konseri eşliğinde başbakan*tarafından açılan türkiye'nin ilk endüstriyel park projesi. ingiltere'deki hyde park'a benzer bir oluşummuş. (gittim gördüm sadece "muş") açılış töreninde 12 dakika havai fişek gösterisi yapıldı. gökyüzünü delen kocaman laserler filan gırla gitti. sanırım proje üstlenicisi firma çok para döktü bu işe...

    kocaeli'nin yüz akı olması planlanan projede iskeleler, cafeler, yürüyüş alanları, spor sahaları, yeşil alanlar, paintball alanı, mesire yerleri, kıyıda balık ekmek satan tekneler, uçurtma tepesi, denize uzanan bir konser/ tiyatro alanı filan falan var. parkın tamamen inşaasının bitmesi ve halka açılması yaklaşık 5 yıl sürecek durumda. sahil kısmına bilmem nereden ithal palmiyeler filan dikilmiş, göremedim. 550 dönüm üzerine konuçlanan alanda ayrıca dünyanın en büyük 5. tırmanma şeysi gene dünyanın 4. büyük kaykay pisti, bildiğin ölçülerde bir futbol ve basketbol sahası, tenis kortu ve dünyanın bilinen (proje tasarımcısı tarafından bilinen elbette) ilk deniz üzerinde performans alanı (konser monser vermek içinmiş) da düzenlenmiş.
    sekapark, karayolu, tren yolu, havayolu ve deniz yolunun birarada bulunduğu ilk ve tek park. hatta hızlı treni de parkın içinden geçireceklermiş. ayrıca eski fabrikanın silolarından birini "silo cafe" (maketler çok şık. bütün bina cam giydirme yapılmış.), bir diğeri sanat galerisi olsun diye tasarlamışlar. (üçüncü siloyu unuttum ne yapacaklardı.)
    40.000 metre karelik bir çocuk oyun parkı da var. en önemlisi de park alanı engelliler için uyumlu inşaa edilmekteymiş.

    eski misafirhaneyi de "sekapark otel" olarak halka açmışlar. fabrika binalarının bir kısmı müze olarak kalacakmış. bu arada 10 bin kamyon toprak dökmüşler park alanına. bütün parça çimleri toplayıp buraya dikmiş olmalılar. üzerlerine tabela dikmişler:
    lütfen çimlere basınız!

    "seka'yı kocaeli halkına peşkeş çektik"
  • üretimden tüketime geçişin,kamu alanının şirketlere terkedilmesinin yeni bir göstergesidir.

    "seka izmit kâğıt fabrikası 1936 yılında yılda 10 bin tonluk kapasite ile üretime başlamış idi. bundan sonraki yıllarda özellikle planlı dönemde sürdürülen kapsamlı bir yatırım ve teknoloji yenileme çalışmaları ile seka işletmelerinin kurulu kapasitesi 1980'e değin her on yılda ortalama 2.5 misli büyüdü ve yılda 617 bin tona ulaştı. 1980'li yıllarda ise seka'nın özelleştirilmesine zemin hazırlamak amacıyla işletmenin öncü rolünün tamamladığı ilan edildi ve nihayet 1991 yılında özelleştirme kapsamına alındı. ilginçtir ki özelleştirme kararı sonrası ihale süreci bir türlü başlatılmayan seka'ya son yirmi yılda da hiçbir yatırım yapılmadı. kurulu on kâğıt makinesinden altısı 1990'lı yıllarda ya ömrünü tamamladığı, ya da ekonomik olmadığı gerekçeleriyle elden çıkartıldı ve 2004'de kurulu kapasitesi yılda 73 bin tona geriletildi." *

    (bkz: seka)

    unutulmasın diye:

    (bkz: 2005 seka iscilerinin direnisi)
  • projesi eski adıyla kent imaj, şimdikiyle 7/24 tarafından yapılan alan
  • 19 kasım 2006 pazar günü 1. etap açılışı yapılmış ve aradan 2 yıl geçmiş olmasına rağmen hala tamamlanamamış projedir.

    ayrıca kocaeli halkının pek fazla önemsemediği parktır ki gündüzleri kimse olmaz, akşam serinliğinde ve geceleri şarapçılar ve şoparların en uğrak yeri olmuştur. üstelik bu park yüzünden bugüne kadar yaşamadığımız bir şeyi yaşatmıştır bize:

    (bkz: trafik sorunu)
  • unutamayacağım yerlerden biridir benim için, balık tutmayı değil oltayı tutmayı öğrendiğim yerdir ayrıca sekapark
  • park değil adeta bir yaşam alanıdır. golf arabası gördüm içerisinde az önce. yalnız o değil de böyle parkın içine savaş uçağı koymak kimin eseridir meraklardayım.
  • hayvan büyük bi alandır. sahil yürüyüş yollarıyla birleşir. uçurtma tepesi diye bir yer var ki bünyesinde panaromik fotoğraf çekmek isteyenler için ideal mekan. bir de esiyor ki akşamları nalet olsun. izmit hagaden çevre düzenlemesi olayını biliyor dedirtir.
  • izmitin en güzel keyif mekanlarından biridir. yalnız geçtğimiz cumartesi akşamı iftar sonrası ailece çay kahve keyfi yapmaya gittiğimizde palmiye adlı mekanda tavla olmadığını farkettim. abime niye ya,nası yok falan derken belediyenin ya burası ondan cevabını aldım. ulan tavladan da mı krokuyosun akp? delirdiniz mi? her kosulda ozgurluktu, objektiflikti, demokrasi, oy çokluğu deyip savunduğum bir dolu durum oldu sizi. korkucak bişey yok falan oy aldılar iktidardalar diye milleti telkin ettim hep ulan tavladan korkar mı adam? koy tavlayı,okeyi millet keyfini yapsın. hakkaten kafalardaki orumcek kolay temizlenmiyor sanırım. bu arada tavla aynı zamanda osmanlı sporudur, ordan yakalayıp koyun bari işletmelerinize.
  • izmit'i değiştirmiş. bir park projesinin bir şehri nasıl değiştirebileceğini görmek isterseniz izmit'e gidin.
hesabın var mı? giriş yap