*

  • bir kere alistiktan sonra, basimi alip gidicem bu diyarlardan, deniz kenarinda bir kasabada balikcilik yaparim, olmadi arjantinde muz satarim nidalarinin hayata bir anlam katmaya yetmedigi hayat...
  • ptt formatında yaşayanlar için gereksiz bir olgu
  • günün 24 saatinin büyük bir kısmının atıl zaman olduğu, metropollerde evden işe gitme süresi yarım saatten kısa olanlara gıpta ile bakıldığı, es kaza şehir dışına çıkılıp, temiz hava ile karşılaşıldığında oksijen zehirlenmesine yol açan hayat formu...
  • insan evriminin bir aşamasıdır. modern kent hayatı bünyelerimizde genetik oynamalar yaparak, nihayetinde bizi en temel ihtiyaçlarımıza yabancı hale getirdi. artık karbonmonoksite o kadar alıştık ki, temiz havaya çıkınca fazla oksijenden başımız dönüyor, karnımız acıkıyor, uykumuz geliyor. evrimde son radde! vücudumuz yaşam kaynağımıza tepki vermeye başladı.
  • yeryüzünde bulunulan kısacık zaman dilimini yapay ihtiyaçlar, anlamsız hedefler ve bu sistemin işlemesinde rol almakla geçirme hali. ruhun ihtiyaçları yanlış anlaşıldığı zamanlarda sorunu çözmek için yine naylon seçenekler barındıran ve kısa vadeli oyalamalara kanabilenleri tatmin edebilen yaşam modeli*. insanları ve yaşamı tanıma evresinde ilginçliğini korur. ancak dünyaya ilgi duyuluyorsa yetersizdir.
  • simmele göre insanlarda bıkkınlığa yol açan bi hayat tarzıdır. uyaran fazlasından dolayı insanların psikolojik olarak çöküntüye uğraması ihtimali vardır, bunun önüne geçmek için de bazı şeyleri görmezden gelmeye başlarız, buna da bıkkınlık denir.
  • ziplenmis hayat.
  • insanı fazlasıyla yoran bir hayat.
    (bkz: istanbul)
  • son derece vahşi bir hayat biçimidir. bilhassa trafikte. misal haftasonu bir otobüs durağının önünden geçerken şahit olduğum bir vakayı hemen nakledeyim. arabasıyla sağ şeride girip sağdaki yola sapmaya çalışan arabaya halk otobüsünün sürücüsü izin vermez ve otobüsü üstüne sürer bunun üzerine arabadaki adam arabasını otobüsün önünde durdurup arabasından iner. adamın arabasında biri erkek, diğeri kadın iki yaşlı insan ve bir de hamile kadın vardır. adam hiddetle arabada "hamile kadın var, nasıl sürersin üstümüze?" diye bağırır. bunun üzerine halk otobüsünün muavini elinde çekiçle iner ve "dan!" adamın kafasına çekici indirir. ben bu olayın son kısmına yetiştim de yetişmez olaydım. yüzü gözü kandan gözükmeyen bir adam bilinçsizce muavini dövmeye çalışıyor, muavin kendini otobüse kitlemiş. insanlar bir yandan polis çağırıyor bir yandan linç etsek mi muavini diye düşünüyor. tabi bundan daha beteri iki kişi kavga ederken biri büfedeki dönercinin elinden döner bıçağını kapıp diğerinin gırtlağını kesmesi, yine bir başka büfe vakası da kız arkadaşına laf atana gcık olup büfenin tezgahındaki gazozlardan birinin şişesini kırarak adamı kovalamak. bakınız şehir insanı cinnet halindeki vahşi hayvanlardan pek da farklı değildir. çok delikanlı adamım, alırım façasını aşağı filan derken böyle bok yoluna filan gidebilirsiniz. gerçi sakin sakin bi köşede takılırken de biri gelip gasp, tecavüz amacıyla ya da güya siyasal sebepten ağzınıza sıçabilir. böyle bir vahşet ancak insan eliyle mümkündür zaten.
hesabın var mı? giriş yap