• sınıflar toplumsal üretim ve bölüşüm ilişkilerinden doğan nesnel kategoriler olduğuna göre, ayrımcılık olarak tanımlanabilecek bir hödö değildir, çünkü ayrımcılık jeokültüre özgü bir hededir. sınıf kini, toplumsal sınıfların bu konumlarını bilinç düzeyine çıkararak algıladıkları bir hede de değildir, yani sınıf mücadelesinden farklıdır. sınıfların, özellikle de sınıf üyesi bireylerin a priori sahip oldukları bir zamazingodur sınıf kini.

    hatta bunu anlatan bir film de izlemiştim ben: (bkz: la ceremonie). bu filmde anlatılan gibi bir şeydir sınıf kini.
  • (bkz: les bonnes)
  • sınıf kını: içine saplanmış her an çekilebilecek bir bıçak bulunan sınıfsal kın.
  • istanbul'un iyi mahallelerindeki evleri soyduktan sonra degerli esyayi alip gitmekle yetinmeyip bir de evi tuvalet olarak kullanma ihtiyaci gosteren, evi igrenc bir halde birakan zihniyettir bu.
  • ece temelkuran'ın sınıfsız domates yazısı vesilesiyle yeniden tartışılmaya başlandı sınıf kini. sanırsam bununla ilgili bir yanılsama var. sınıf kini dediğimiz şeyin doğrudan burjuvanın şahsına karşı bir nefret olarak algılanmaması gerekiyor. sınıf kini burjuva'nın şahsından ziyade, onun sınıfsal konumuna yönelik bir öfke. yani bir burjuva insan olarak çok iyi, kafa dengi, bira içilesi, hatta domates yollanası biri olabilir ; fakat bu onun nesnel sınıfsal konumu itibarıyla sömüren olduğu gerçeğini değiştirmez. bu noktada emekçinin sınıf kini burjuvanın nesnel sınıfsal konumuna yönelik olursa, sömüren sömürülen ilişkisini ortadan kaldırmaya yönelik devrimci bir potansiyel taşır.

    tabi ki "bilinçsiz" proleterlerin patronun şahsından nefret etmeleri de doğal bir şey ; bu nefret açığa çıkmamış sınıf kininin proleterin psikolojisindeki nüvesi olarak da görülebilir ; ama sınıf kini marksizmle bilinçlenen işçi sınıfının kişisel nefretten ziyade sömürenin sınıfsal konumuna yönelik öfkesindir.

    sınıf kini burjuvaya domates yollamamak değildir, sınıflı toplum içerisindeki sömürü ilişkilerini ortadan kaldırıp, hem prolerteryayı hem de burjuvaziyi özgür kılarak sınıfsız toplumu kuracak olan proletaryanın bilinçli devrimci eyleminin motivasyonudur.
  • sevgili serbesti'nin desteğiyle şöyle söyleyebiliyorum: "ted ankara koleji ile özel yükseliş koleji arasında, soğuk savaş dönemindeki yurtiçi siyasi kutuplaşmanın da bir tür yansıması tarzında, kuvvetli bir sınıf içi rekabet* olduğu iddia edilebilir. okullar arasında elbette artık o dönemki haliyle varolmayan bir çekişme." (bkz: ted ankara koleji/@ibisile)

    ["arkadaşlar burada böyle sırada durmak zorundayız, ama hiç olmazsa gözlerimizde sınıf kini olsun!"
    yeni gelen arkadaşlardan, gülay büyüközden bu. (...)

    gülay büyüközden genellikle soğukkanlıdır. önerisinin gırgıra alınmasına bozulsa da, belli etmiyor. (...)

    "onlara hep kinle baktık," diyor öteki gülay özdeş*. böylece bakış konusunda yeni bir öneriye ihtiyaç olmadığını belirtiyor.] sevgi soysal - yıldırım bölge kadınlar koğuşu

    (ilk giri tarihi: 21.7.2018)

    (bkz: sağlıkta şiddet/@ibisile)
  • (bkz: la ceremonie)
  • hep dürtülmeli.
    ancak bu şekilde dünyayla kucaklaşabileceğimiz inancındayım.
hesabın var mı? giriş yap