• romen böreği. panait istrati çok güzel anlatır. bir de poğaçayı müthiş anlatır tabii.
    kısa tarifi: plaçinta, ince yufkadan yapılan, içi peynirli veya kıymalı, halis domuz yağıyla bol bol yağlanmış bir börek. gagavuzlar da romanya'ya yakın yaşadıklarından bilip yapıyorlar bu böreği.

    "ama üzüntüsü uzun sürmedi. dışarıya çıkınca adrian kendini topladı: leana, arkadaşını istemiyorsa, o isteyecekti. börekçinin önüne geldi, plaçinta ve simitlerle dolu sepetlerin fırının üstündeki yerlerinde olmadığını gördü. sanki arkadaşının hayatı tehlikedeymiş gibi bacaklarının olanca gücüyle limana koştu. yokuş aşağı inen yolların ilkine gelince, acaba buradan mı gitsem, buradan sonraki yoldan mı, diye bir tereddüt geçirdi, fakat bu yolu daha kestirme bularak oraya saptı ve hububat vagonları labirentine vardığı zaman, ıssız demiryolları üzerinde mihail'in ağır ağır ilerlediğini görerek sevindi. sevindi ama, üzüldü de, çünkü on beş kiloya yakın yükün altında iki büklüm, sepetin kayığı boynunda her adımda sendeleyen mihail, ona tevekkülün timsali gibi görünmüştü. uzaktan seslendi: - mihail! mihail, ağır ağır döndü ve adrian'ı görünce sepetini yere koydu. adrian bir sıçrayışta onun yanına indi. elini uzatarak: - merhaba, mihail; dedi. satış için size yardım etmeye geldim. bu işten anlarım. mihail, gülümseyerek onun elini sıktı: - iyi ettiniz, dedi. adrian, leana'nın kalbinde açtığı yaraya merhem sürülmüş gibi ferahladı. mihail'in sözleri de, el sıkışı da samimiydi ve yorgunluktan kızarmış yüzü, adrian'ın gözlerine riyasız bakan ışıltılı gözleriyle sevincini ifade ediyordu. genç adam, arkadaşını, ilk seferkinden çok daha uysal bulmuştu." panait istrati - mihail (arkadaş)

    işte plaçinta!
    (bkz: kir nikola)
    (bkz: börek/@ibisile)
    (bkz: panait istrati/@ibisile)
    (bkz: palatschinke), plasenta
  • kodin de o kadar bahsetmiştir ki, merak ettirir insana . araştırınca bir esprisi olmasa da kendi geleneksel yerinde tatmak istediğim hamur işi.
hesabın var mı? giriş yap