• (bkz: mikail)
  • onuncu nesil çaylak.
  • (bkz: arkadaş)
  • bir panait istrati romanıdır.

    ayrıca kosmos kitap kulübü, 25 ağustos pazar günü bu kitabı konuşmak için buluşacaktır.
  • adrian zografi'nin kendisinin de küçükken çalıştığı meyhanede fransızca bir roman okurken gördüğü anda bu benim dostum dediği; bitli saçlarının ve paspal ceketinin altında inanılmaz bir kalp ve fevkalade bilgi birikimine sahip bir zeka bulunan biricik arkadaşıdır o, mihail'dir o.
  • ülkemizde arkadaş ismiyle de bilinen panait istrati romanıdır. 1900'lü yılların başında romanya'nın bir şehri olan ibrail'de geçer olaylar. romanın kahramanı adrian zografi ile, sonraki romanlarında da ismini duyacağımız mihail ile tanışmalarını ve dostluklarını merkez olmakla birlikte, dönemin yoksulluğu, kentin kozmopolit yapısı vb anlatılır. ibrail öyle bir yer ki, herkes en az birkaç dil bilmektedir, nitekim romenler, rumlar, ruslar, yunanlılar... birlikte yaşamaktadırlar bu kentte.

    --- spoiler ---

    “ördek yumurtalarının üstüne kuluçkaya yatmış tavuk gibiyim; iş gelip yüzmeye dayandı mı, yavrumun ardından gidemiyorum!”

    “evet adrien, haklısın, alnına yazılana uyarak, kendi bildiğin gibi yaşaman gerektiğine ve bunun için ille de kestirip atmak gerektiğine göre, çekinme, vur oğlum. ilkin seni dünyaya getirene vur.”

    “en sonunda askerlik gelip çattı: tam üç yıl… orda da kemiklerimi kırdılar… eh, vatanı koruyacaksın helbet, ama biri bu vatana saldırana kadar, her gün kötek yersin.”

    “ah, ah! ne de güzel bir ‘ikinci baskı’ yapılır böyle bir haberle! işte o zaman, ‘büyük bir gazete’nin sahip ve yönetmeni olmanın tadı çıkar! ne yazık ki, her yıl bir savaş, her hafta batan bir zırhlı yoktur dünyanın şurasında, burasında! olayın yorumuna gelince, gazetecinin bu konuda en küçük sıkıntısı yoktur: yıkım sevilmeyen ulusun başına geldiyse, sevinç gösterileriyle verilir; sevilen ‘halka’ zarar vermişse, o zaman da öç alalım, biz de onlara aynını yapalım diye bağırılır, kinler körüklenir ve her iki durumda da gazetenin satışı artar, onunla birlikte ilanlar ve devlet bütçesindeki pay da tabii.”
    --- spoiler ---
  • panait istrati'nin (10 ağustos 1884 - 18 nisan 1935) arkadaş adıyla da tanınan, başyapıtı sayılan romanı. kitabın özgün adı mikhail olabilir. yayım tarihini bilmiyorum. yazarın yaşamında en önemli ve hüsranla bitmiş arkadaşlığı nikos kazancakis'le olan dostluğu olduğuna göre mihail panait istrati'nin kazancakis güzellemesi veya uğurlamasıdır diyebiliriz. bir yandan da ideal(ist) sevgi anlayışını aktarımı:

    "ve işte bir saniyede, talihin bize ayırdığı dostu; ne denli aşağılık olursa olsun, ömür boyu karşılaşabileceğimiz biricik dostu; bizi sırtımızdaki ağır yükten kurtarıp kendininkini bize verebilecek dostu yitiriveririz."

    "ama üzüntüsü uzun sürmedi. dışarıya çıkınca adrian kendini topladı: leana, arkadaşını istemiyorsa, o isteyecekti. börekçinin önüne geldi, plaçinta ve simitlerle dolu sepetlerin fırının üstündeki yerlerinde olmadığını gördü. sanki arkadaşının hayatı tehlikedeymiş gibi bacaklarının olanca gücüyle limana koştu. yokuş aşağı inen yolların ilkine gelince, acaba buradan mı gitsem, buradan sonraki yoldan mı, diye bir tereddüt geçirdi, fakat bu yolu daha kestirme bularak oraya saptı ve hububat vagonları labirentine vardığı zaman, ıssız demiryolları üzerinde mihail'in ağır ağır ilerlediğini görerek sevindi. sevindi ama, üzüldü de, çünkü on beş kiloya yakın yükün altında iki büklüm, sepetin kayığı boynunda her adımda sendeleyen mihail, ona tevekkülün timsali gibi görünmüştü. uzaktan seslendi: - mihail! mihail, ağır ağır döndü ve adrian'ı görünce sepetini yere koydu. adrian bir sıçrayışta onun yanına indi. elini uzatarak: - merhaba, mihail; dedi. satış için size yardım etmeye geldim. bu işten anlarım. mihail, gülümseyerek onun elini sıktı: - iyi ettiniz, dedi. adrian, leana'nın kalbinde açtığı yaraya merhem sürülmüş gibi ferahladı. mihail'in sözleri de, el sıkışı da samimiydi ve yorgunluktan kızarmış yüzü, adrian'ın gözlerine riyasız bakan ışıltılı gözleriyle sevincini ifade ediyordu. genç adam, arkadaşını, ilk seferkinden çok daha uysal bulmuştu."

    (bkz: mikail), mihal, köse mihal
    (bkz: adrian zografi)
    (bkz: mihail bulgakov)
  • panait istrati'nin şimdiye kadar okuduklarım içinde en güzel romanı "arkadaş"'ın diğer adı.

    ah! bir adamın gözlerinin içine bakmak öyle kolay iş midir, sanırsınız? adam her gün binlerce gözle karşılaşır. bir an göz göze gelirsiniz, sonra, bir daha hiç görmemek üzere, sağa sola gidersiniz, tıpkı mezbahaya götürülen sığırların bakışları gibi. o gözlerin, o bakışların içinde kalbimizin ta derinliklerine işleyecek ve sizi anlayacaklar da vardır. ama geçip giderler. siz de yolunuza gidersiniz. bir anlık bir zaman içinde bizim için yaratılmış dostu, hayatın, en aşağılığına varıncaya kadar, her insana ayırdığı biricik dostu kaybederiz. onu elimizden kaçırmışızdır. çünkü biz yolda karşılaşınca koklaşan ve birbirlerine:
    "dur bir göreyim seni! benim gibi bir hayvancıksın: belki bana bir diyeceğin vardır, acı ya da tatlı, ama beni de ilgilendiren bir sözün vardır belki, çünkü ben de senin soyundanım" diyen o köpeklerden aşağı yaratıklarız biz.

    ...

    - ...deli misiniz siz? dedi. sizi tanımıyorum ben, dedi.
    - hâlâ tanımıyor musunuz beni?
    - nasıl "hâlâ"? sizi hiç tanımıyorum... insan bir saatte tanınmaz.
    adrian üzgün üzgün boynunu büktü:
    - yazık! bense hiç olmazsa bir insanı sevmek için zamanın önemi olmadığını sanıyordum.
    - evet ama, bir insanı sevmek için ilkin onu tanımak gerekir.
    - tam tersini söylemeli: bir insanı tanıyabilmek için ilkin onu sevmek gerek.

    ...

    "bir sırrı içinde sakladıkça o senin kölendir. bir baskasina söylediğin anda sen onun kölesi olursun"
    anlaşıldı: mihail, köleliğin hiçbir türlüsünü sevmezdi...
  • cocuklugumda okudugum pek keyifli klasikleri hatirlatan bir tarzi var panait istrati'nin bu kitapta. insanin degisme potansiyeli uzerine birtakim vurgular var. dunyanin siyah beyaz gorundugu ergenlik yillari icin anlamli bir secim.

    '' yoksulluk (...) sevdigi yasami surebilmek icin butun olanaklara sahipken, insanca yasayamayan adamin korkunc durumudur. ''
  • orijinal ismi mikhail olan panait ıstrati romanı.

    --- alıntı ---

    -evet, ama birini sevebilmek için, ilkin tanımak gerekir.
    -hayır, tam tersi: birini tanıyabilmek için, ilkin onu sevmeli. ilgimizi çeken insanlar bize kendilerini sevdirir, böylece açılır, onları tanımamıza izin verirler.

    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap