orospu
-
orospuyane beyinli ben
içinden utangaç davetkar
güvene hıyanetkolay
gerisini yaslayınca arkadan sıkıca geçirmek
titrek yıllar içinde, doktor olmayacağımdan çok korktunuz, sizi anlıyorum. ama bakın, sonunda aynı anda hem doktor hem sanatçı oldum. hem doktor hem orospu oldum.
"orospuyu ölü sikiyle korkutmak" ne kadar mümkünse, ölmüş eşek de kurttan o kadar korkar.
orospu neden sevilir, metres neden sevilmez? metrese karıyı da ekleyelim.
ilk ve sade yanıt "orospu şımartır da ondan," çıktı. benimki: orospu senin değil diye sevilir, metres senin diye sevilmez. insan sahip olduğunu (veya sandığını) sevemez. temelde insan ancak bütünüyle sahip olamayacağı kimseyi sevebilir. en çok çıldırtabilen de sevdiği olur. sahip olduğunu sadece korur bakar şefkat gösterir vs. insan insana sahip olamaz, kendine bile olamaz, insan özgürlüğe çarptırılmıştır, ama sahiplik sanısı bile sevmesine engel olur. sonradan sevdiğini anlamaların bir kısmı odur işte: olduğunu sandığı kişiye sahip olamadığını sonradan anlamıştır.
karı da senin diye sevilmez. karına sahip olmamışsan sevmeye devam edersin. kadınların bazısı bunun kıvamını ve yönetimini iyi bilir. düşük olasılık ama akıllı ve şanslı bir erkek de düzene kolay teslim olmayacağını, ağa yakalanmayacağını hissettirerek ilişkisini diri, kadının ilgisini canlı tutabilir. bu manipülasyonlar genelde erkekleri bir hayli aşar, doğuştan beceri de ister.
istanbul, şirin bir beldemiz.
şehir. polis. şehirlerin şehri. yedi tepesine yandığım. imparatorların, padişahların, dinlerin tercihi. yeryüzünün en yaşlı, en işveli orospularından. "seni yeneceğim istanbul" demek "seni sikeceğim istanbul" demektir. her şey olup bittikten sonra, bu şehrin en güzel tarafı seni görememek. (bkz: istanbul/@ibisile)
sıcak su başka bir alem, orospuyane. sıcak su olarak arkadan içinden dışına dolanıyor. yalayıp geçiyor*. artık seni biliyor, yüzölçümünü çıkarmış. soğuduğunda da orda burda seni anlatıyor dedikoducu. her yere yayıyor.
güzelliğinin farkında olana kadın olsun erkek olsun orospu denir; yatması şart değildir, kalksa da olur.
'sikildikçe gözü parlayan orospu gibi bu halı; sopayı patlattıkça parlıyor.'
oba çanağının dibini kurcaladığımda umulandan fazlasını buluyorum: oba demek, tüm yakın çevre, kabile demek. çanak da kupa, altın kupa, holy grail demeye kadar varabilecek amcık eşdeğeri. günlük kullanımda böyle değil, ama uzantısında herkesle birlikte göz koymayı içeren bir dedikodu-iftira-dokundurma sözü diye açımlıyorum. orospu, ayak karısı demenin hemen berisinde duran bir söz.
- yarka nedir?
- tavukla piliç arası boy. ermenice olabilir. [oysa bulgarcaymış.]
- ciğeri kaç su yıkarsın?
- orospuya sikiş öğretme*, ciğer* yıkanmaz!
istanbul'un havası* veya istanbul ikliminin tipiği benim için kış mevsimi. istanbul kışın istanbul'dur, yazınsa sanki şerefi çizilmiş, makyajsız floresan ışığına çıkarılmış bir orospu. gizeminin pek çoğunu yitirmiş, ucuzlaşmış. kültür hayatının kışın olması da istanbul'a, onun gotham city özelliklerine ayrı bir yakışıyor. kıştan da en tipiği lodos. lodos havalarında lodos çarpmasıyla osmanlı mahkemeleri çalışmazmış ya, o istanbul'un her işi bıraktırıp kendine baktırması. başı ağrısa da sevgilisinin dönüp gitmesine izin vermemesi. mahkeme çalışmıyor demek, zamansız zamanlar geldi demek, negatif bir festival veya bayram. cadılar bayramı.
avukatlar medeni hayatın "genel eş"leri gibiler. yanlış anlaşılmasın genelev veya genel kadın gibi değil, iş ilişkisine girdikleri herkesin eşi olmak üzere genel eş. boşanma tazminatları baştan belli ve yüksek. ayrıca evlilikte edinilmiş mallara katılma rejimi gibi dava türüne göre gelirden, kazanılmış davadan boşanan eş gibi pay alıyorlar. onların bu fiili durum benzerliğine karşı bildiğim bir karşılaştırılabilir meslek var: doktorlar. onların arasında özellikle psikiyatristler. doktor özellikle psikiyatrist fahişe gibidir, orospu dersek bir çıt daha iyi konumda tanımlamış olurduk. hani orospuyu zevk için sevişen, fahişeyi sevişme yeteneğini fahiş fiyatla satan diye betimleyelim. psikiyatrist hele terapistken her hasta/danışanına "kocacım, kocacım" diye, 'çok iyisin, senden iyisini görmedim, ne üstün sevişiyorsun...' der tarzda davranmak, gidip gelmeyi sürdürmesi için desteklemek zorunda.
valentin:
"gretchen'im bak! sen daha gençsin,
yeterince gelişmiş değilsin,
işlerini kötü yönetiyorsun.
bunu sana, gizem içinde , söylüyorum,
nasılsa bir kez orospu oldun!
hakkıyla yap artık bu işi." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
"orospu değil mi beyim, iki gün görmese unutur. hayvandan beter... köpek, halbuysa, kaç sene geçerse geçsin sahibini tanır. gelelim orospuya... orospu utunuyor." kemal tahir - karılar koğuşu
[senenin üç ay yaz mevsimlerinde, çarşıda kebapçı fırını açıp kağıt kebabı, patlıcanlı tava yaptığı zamanlar çıkarılırsa, kırk beş seneden beri, hacı, "kızcılık" eder. hovarda meclislerine orospu götürür ve oynatır, hovardaları evine toplar da muhabbet yapıverir. türkçesi "pezevenklik".] kemal tahir - karılar koğuşu
"açlıktan öleceklermiş. bağ arasında* orospuluk kolay değil... adam gideceği yeri şaşırır. kerhanede koynuna almak şöyle dursun, cigarana ateş istemeyeceğim serserilere bir lokma ekmek için razı olursun. evsiz orospuluk ölümle bir. mart ayında sokaklarda kedi yavruları olur ya... ben onlara acırım, evi yavru kedilerle doldururum." kemal tahir - karılar koğuşu
"okumayı bir tarafa bırakın... ali kemal de okumuştu. rıza nur da okumuştu. orospuya orospuluğa gelince tözey mi orospudur, yoksa ihtikar yaparak milleti soyan, çocuklarımızı öldürmeye kasteden tüccar ve onun nüfuzlu ortağı mı orospu?" kemal tahir - karılar koğuşu
[onlara ad takıyoruz. işkenceden gelenlere.
devos.
kızlara edilen küfürlerin en incesi "orospu", geçtikleri muamele de malum, hop isim hazır:
dev-os: devrimci orospular örgütü.
bunca aşağılanma, horlanmanın ardından da olsa şaka gerekli.] sevgi soysal - yıldırım bölge kadınlar koğuşu
[(...) çünkü kendilerini derhal paçavra orospu terbiyesizliğiyle karşı karşıya buldular. tam karşılamadığından, "adı şaibeli kadın", "aşüfte kadın", "iffetsiz hanım" ve ilk anda yanıltıcı çözüm görüntüsü uyandıran bir dizi başka basmakalıp sözden vazgeçmek durumunda kaldılar; (...) altına girmediği* kalmadı, kaldıysa da, bu olsa olsa bir tesadüf eseri olabilir berbat bayağılığını, görece talihli sayılabilecek "evlilikte sadakatsizliğin örneği" nesnelliğiyle değiştirmeyi başarabildiler.] laszlo krasznahorkai - satantango
"cinsel açlık duyguları, -olasılıkla- giderek fahişe olarak çalışmak/yaşamak istemine dönüşmüştür. bu düşüncesi de ileride onun* "orospuları kurtarma" etkinliğine dönüşmüş, fahişe fantezileri içinde aseksüel bir yaşam sürmüştür." serol teber - bilimsel bir peri masalı
(ilk giri tarihi: 24.8.2016)
(bkz: orospular/@ibisile)
(bkz: orospu çocuğu/@ibisile), evlad-ı orospuyan, ırıspı çıcıklırı
(bkz: ruspi), rospik, oraspı, ırıspı
(bkz: hayat kadını/@ibisile)
(bkz: fahişe/@ibisile), kahpe/@ibisile
(bkz: sermaye/@ibisile)
(bkz: kaltak/@ibisile)
(bkz: ayak karısı), oba çanağı
(bkz: hetaira), putana
(bkz: harlot), meretricious
(bkz: tramp/@ibisile)
(bkz: yol kenarı/@ibisile)
(bkz: işkence/@ibisile)
(bkz: mahalle yanarken orospu saçını tararmış)
(bkz: ırıspıya bile gittim)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap