basmakalıp

• bir ozgunlugu olmayan, degi$iklik gostermeyen, bilineni tekrarlayan, harcialem, kli$e gibi anlamlari olan sifat/isim.
• (bkz: basma kalip)
• ana haber bültenleri de olmasa dilimizden kaybolup gidecek bir sözcük gibi duruyor. oysa ne güzel bir kelime oluşturulmuş zamanında.
• sıradan olmak istemem.
  azılı bir "basmakalıp"lık düşmanı olarak zaman zaman kendime dönüp bakarım,
  kısmen de olsa basmakalıp'lığa esir düştüğümü farkedip kendime kahrederim.
• stereotip kalıp yargı/kalıpyargı. ama stereotipik için basmakalıp demek uyacak gibi.
  
  "ayrılık kolay değil
  onu gel sen bana sor
  kader ayırdı bizi
  elimizden ne gelir^*
  sabrın sonu selamettir
  başa gelen çekilir" (bkz: ayrılık kolay değil/@ibisile)
  
  [(...) çünkü kendilerini derhal paçavra orospu terbiyesizliğiyle karşı karşıya buldular. tam karşılamadığından, "adı şaibeli kadın", "aşüfte kadın", "iffetsiz hanım" ve ilk anda yanıltıcı çözüm görüntüsü uyandıran bir dizi başka basmakalıp sözden vazgeçmek durumunda kaldılar; (...) altına girmediği^* kalmadı, kaldıysa da, bu olsa olsa bir tesadüf eseri olabilir berbat bayağılığını, görece talihli sayılabilecek "evlilikte sadakatsizliğin örneği" nesnelliğiyle değiştirmeyi başarabildiler.] laszlo krasznahorkai - satantango
  
  [benk'e göre; fakir baykurt fikir söylemek merakından, sevgi soysal da her olaydan bir sonuç çıkarmak istemesinden ötürü romanlarına zarar vermektedirler. adnan benk'in raporunda beğeni sözcükleriyle yöneldiği tek yazar olan oğuz atay da onun eleştirisinden payını alır: "iç konuşmalardan dış görüntülere ustalıkla geçmeyi başaran atay, her şeyden önce, romanda bütünlüğe varmayı, biyografi, mektup, türkü, v.b. gibi öğeleri bağdaştırmayı, birbirine sıkıca bağlamayı bilen bir yazar. ne var ki, james joyce'un fazlaca etkisinde kalmış olması, çeşitli sahnelerde basmakalıp davranışlara başvurması (pencereye doğru gidip arkasını dönmeler, eğilip sigara almalar v.b.) uzun romanın gücünü hayli kısıyor."] yıldız ecevit - ben buradayım
  
  (ilk giri tarihi: 15.11.2017)
  
  (bkz: basma kalıp)
  (bkz: klişe/@ibisile)
• kalıplaşmış olan. tekdüze/özgünlüğün karşıtı.
• ilhan şeşen'in, sony music türkiye etiketiyle yayınlanan tekli çalışması.
  
  söz & müzik: ilhan şeşen
  düzenleme: fuat şeşen
  
  enstrümanlar: fuat şeşen
  
  talar tokuryan imzalı lirik video klibi buradan izlemek mümkün.
  
  şarkının sözleri ise şu şekilde:
  
  “sen bilirsin
  söz verince dönmem sözümden
  söz vermedim henüz
  günahsızım
  sen bilirsin
  karar verince dönmem kararımdan
  her zamanki gibi
  kararsızım
  
  oooooooo
  
  bu gece gönlümce gönlümce
  eğlenip azacağım
  aşkı da kendimce kendimce
  yeniden yazacağım
  sanma ki ömrümce ömrümce
  katlanacağım
  çünkü sen bunu hak ettin
  
  sırtıma bi ceket atıp
  çekip de gidesim var
  bi süre yalnız kalıp
  bilindik basmakalıp
  azıcık düşünesim var
  
  sırtıma bi ceket atıp
  çekip de gidesim var
  bi süre yalnız kalıp
  bilindik basmakalıp
  azıcık düşünesim var
  
  oooooooo
  oooooooo
  
  bu gece gönlümce gönlümce
  eğlenip azacağım
  aşkı da kendimce kendimce
  yeniden yazacağım
  
  elbette gizlice gizlice
  ağlayacağım
  çünkü ben de
  bunu hak ettim
  
  sırtıma bi ceket atıp
  çekip de gidesim var
  bi süre yalnız kalıp
  bilindik basmakalıp
  azıcık düşünesim var
  
  sırtıma bi ceket atıp
  çekip de gidesim var
  bi süre yalnız kalıp
  bilindik basmakalıp
  azıcık düşünesim var
  
  sırtıma bi ceket atıp
  çekip de gidesim var
  bi süre yalnız kalıp
  bilindik basmakalıp
  azıcık düşünesim var
  
  oooooooo”
• ilhan şeşen’in albümü. 23 eylül’de yayınlanacak sanırım. çok güzel iki şarkı yayınladılar, bayıldım.
• ilhan abimizin, sözleri ile hafiften saldıray abi‘ye bağladığı, altı şarkılık son albümü.
  
  (bkz: bi sevişseniz bişeyciğiniz kalmayacak)
• sözlü veya yazılı bir fikrin; üzerine hiçbir fikir, görüş ilave edilmeksizin, doğrusuyla veya yanlışıyla, olduğu gibi kopya edilip, kabul edilmiş halidir.
  
  basmakalıplıkta özgünlüğe, yeniliğe, değişime yer yoktur. bir fikrin sorgulanmadan kabul edilmesi söz konusudur. bu kabul ediş de toplumsal ilerlemeye ket vuran bir durumdur. çünkü bu kabul ediş: dogmatizmi, dogmatizm tekrara düşüşü, tekrara düşüş klişeleri doğurur. klişeler de orijinallikten uzaklaşmaya ve en önemlisi körelmeye, en nihayetinde de yozlaşmaya yol açar.