• 1936 yılında, akşam gazetesi'nden yazdığı dönemde kullanırmış nazım hikmet bu takma adı. .
  • yusuf ziya ortaç, orhon seyfi orhon gibi akbaba'cı yazarların, nazım beye, akşam'ın jurnalci bir gazete olduğunu söyleyerek mütemadiyen sataşması ile, nazım beyin "oğlu" orhan'a yazdığı yergi dolu mektuplar da pek meşhurdur efendim akşam tarihinde..
  • peyami safa'nın nazım beye sataştığı vakitlerde, orhan selim'in 1935, 7'li bir haziran sabahında, akşam'daki köşesinde, "entelektüel" başlığında, şöyle neffis bir yazısında, dada:

    "(...)
    her küçük, yarım, taslak entelektüel kendisini dünyanın mihveri sanır.
    (...)
    tavuğun, sığırın küçüğü, civcivi, palazı, danası güzeldir. entelektüelin ise, büyüğü...
    (...)
    entelektüellerin çoğu, bir bakıma, gramofon plakları gibidirler. içlerine neyi doldurmuşlarsa onu çalarlar. yalnız, bunların arasında bir cinsi de vardır ki, öyle doldurulduğu için öyle çaldığını değil, öyle dilediği için o çeşit ses çıkardığını sanır. bunlar, yağmurun bir yığın sebepler sonunda yağdığını değil, yağmak istediği için yağdığını söyleyen putatapıcılardan ayırtsızdırlar."
  • nazim'in kendisi de bu takma isminden pek memnun degildir ve bir siirinde durumu söyle anlatir:

    benim siska
    benim ciliz
    benim zavalli cocugum orhan selim
    sen
    benim
    ne gözüm
    ne kolum
    ne kafamsin
    sen
    benim
    bir kursun balyasi gibi siska sirtina bindigim
    ve alninin teriyle gecindigim
    ilk
    ve son adamsin!
    sana sevgi
    sana saygi
    sana minnetle uzaniyor elim.
  • -orhan selim-

    benim sıska
    -------benim cılız
    -------benim zavallı çocuğum orhan selim!

    sen
    -----benim,
    ne gözüm
    -----ne kolum
    -----------ne kafamsın;
    sen
    -----benim,
    bir kurşun balyası gibi sıska sırtına bindiğim
    ve alnının teriyle geçindiğim
    -------------------ilk
    ---------------------ve son adamsın!

    sana sevgi
    ----------sana saygı
    ----------sana minnetle uzanıyor elim.
    sen
    ----yaptığı iyiliği yüze vuran değilsin
    ve ben
    ----nankör değilim...

    benim sıska
    -----benim cılız
    -----ve üstüne üstlük
    -----bir yudumluk soluğuna bakmadan
    -----şişirilmiş davulların arasında
    -----türkü söylemeğe kalkan
    -----benim sersem çocuğum orhan selim!

    kalmasın
    ---------hatırın
    -----------ama,
    yok okumağa
    -----------değer
    bir tek satırın!
    böyle hiç
    ---------bu kadar boş
    ---------bundan daha kötü verim verilmez!
    deme ki "gösterilmez
    daha usta bir marifet iki papele!"

    bak:
    içleri boş kalıpları fırlatarak, tutarak
    cümlelerde senden iyi hokkabazlık yapıyor
    delikanlı doçentlerin en cahili bile!..

    benim sıska
    ---------benim cılız
    -------------benim zavallı çocuğum orhan selim!
    bu sözlerim
    -----yüreğini ters taraftan sarsmasın,
    -----yüzün kızarmasın!
    boş ver, aldırma pek!
    kötünün kötüsü yazman gerek!
    bu
    ---bence daha doğru
    ------------------daha iyi...
    yalnız unutma bir şeyi:
    yorulur da
    ----ayağın kayarsa eğer
    seni herkesten önce ben
    --------------------taşlarım!
    fakat bugün
    sende beni sattığını gösteren
    bir tek satır bulanın
    -------------------alnını karışlarım!

    nâzım hikmet

    iç. "kerem gibi" (bütün şiirler: 2. kitap), (gece gelen telgraf/sesini kaybeden şehir/mavi gözlü dev/maksim gorki'ye açık mektup/güneşin sofrasında söylenen son türkü), ortam yayınları, 1.b., istanbul-nisan 1978, s. 119-121.

    ---

    (bkz: peyami safa/#3002566)
  • nazım hikmet ran akşam gazetesinde orhan selim mahlası ile politik olmaması şartıyla köşe yazıları yazmıştı, iki mahkumluk dönemi arasındaki özgürlük molasında... bu yazılarından biri futbola aittir ve yine de politiktir zannımca...

    bu yazı şöyle...

    bir maç seyrettim

    geçen gün bir dostum dayattı, “ille de gidip fener-galatasaray maçını seyredelim,” dedi. ben de kıramadım dostumu gittim maçı seyrettim.
    futbol maçı denilen şey dört bir yanında binlerce insanın toplandığı bir meydanda yapılıyor. meydana, teker teker saydım, yirmi iki delikanlı çıkarılıyor. on birinin üstünde sarı kırmızı yollu yollu gömlekler, öteki on birindeyse lacivert sarı fanilalar. ama yirmi ikisi de kısa pantolonlu ve kocaman ayakkabılı.
    meydanın iki başında iki kale var. mesele, topu bu kale denilen direklerin arasından geçirmekmiş.
    her ne hal ise, okuyucularımın çoğu bu hususta benden çok bilgili oldukları için fazla tafsilat vermeyelim.
    birdenbire bir düdük öttü ve oyun başladı.
    yirmi iki delikanlı kan ter içinde ha babam ha koşuyorlar.
    toptan ziyade basıyorlar tekmeyi, atıyorlar çelmeyi, vuruyorlar kakmayı birbirine. bir taraf “topu ille de ben sokacağım sizin kaleye,” diyor; öte taraf, “hayır bu marifeti ben göstereceğim!” iddiasında...
    ne yalan söyleyeyim bu hengamede ben de heyecanlanmadım değil.
    fakat benim heyecanlanmam, etraftaki binlerce seyircinin coşkunluğu yanında devede kulak kabilinden.
    oyunu seyredenler ikiye bölünmüşler. her biri kendi partisinin çocuklarını teşvik eder, düşman tarafa küfür basar bir durumda.
    herkes istediğini söylüyor. herkes bildiği gibi bağırıp çağırıyor. ortalıkta bir söz, bir düşünce hürriyeti alabildiğine...
    bu işin bir çok tarafları hoşuma gitmedi desem yalan söylemiş olurum. muayyen bir manada demokrasiyi anlamak isteyenler taksim stadyumu’na gitsinler. ben kendi payıma güzel ve berrak ve heyecanlı bir iki saat, geçirdim orada.

    (orhan selim / akşam 23.04.1936)
  • nazım hikmet in yasaklı olduğu yıllarda kullandığı takma ad. hatta it ürür kervan yürür adlı kitabını orhan selim imzasıyla çıkarmıştır.
  • "zor geldi ki, demek;
    aranızda dolaşır görünce
    benim "orhan selim" adlı dilsiz
    ve kolu bağlı gölgemi,
    hemen azıya alıp gemi
    faşisto-demokrato-liberal" (bkz: gölgemizi bile çiğnetmeyiz adama)
  • nazım hikmet, bu takma adla, italyanların saldırdığı habeşliler için, yazılar kitaplarına alınmamış bir yazı yazmıştır; "sen benim canımda, canımın içindesin... uzun, esmer parmakların akçıl avuçlarının içinde nasıl sıkılıyor, görüyorum." devamı için görsele buyrun, görsel
hesabın var mı? giriş yap