• e. m. forsterin cok muthis bir tanimi vardir olay orgusu icin; der ki, "kral oldu. sonra da kralice oldu', derseniz olay orgusu olmaz. ancak, 'kral oldu. bunun uzerine uzuntusunden kralice de oldu', derseniz olay orgusunu olusturmus olursunuz".
  • (bkz: plot)
  • temel olarak kainat duzeni icerisindeki isleyisin belirlenmesinde kullanilir.

    kozmik sakaci, entropy gibi kavramlarin da dahil edildigi bu anlatimda der ki:

    olay orguleri oncesi ve sonrasi belli olan vefakat mudahale edilebilir olaylar silsilesidir, herhangi bir olay orgusunu baslatabilir, iki olay orgusunun kesismesi sonucunda sonuclarini duzenleyebilir, sadece iclerine dahil olup yasayabilir, belirleyici olup yonetebilirsiniz.

    tesaduflerin varolmayisi, herseyin belirli mekanikler cercevesinde isliyor olusu buna baglanir.

    herhangi bir hareketin, bir davranisin sonucunun ne olacagini bilerek (ornegin kafasina vurulmasindan hoslanmadiginiz bir arkadasinizin kafasina vurursaniz size kizacaktir) eylemi gerceklestirmek sonucu belli olan bir olay orgusunu tetiklemektir temel olarak.

    farkindalik unsuru yonetebilmek icin onemlidir her zaman, ki gunumuzde cogu insan farkindaliktan uzaktir ben merkezcilligi tercih eder, bu da farkindaligi ortadan kaldirir.

    insanin tanri oldugu tum anlatimlarda (herkes kendi kendinin tanrisidir vs gibi) olay orgulerini yonetenler, varedenler ve dahil olabilenler seklinde ayrimlar vardir.

    gunumuzun evrimlesmis ogrenilmislikleri icerisinde yoneticilik, kitleleri yonlendirebilme yetisi buna baglanabilir.
  • bir anlatı filminde, bütün olayların nedensel ilişkileri, zamandizinsel düzeni, süresi, sıklığı ve mekânları da dahil olmak üzere izleyiciye doğrudan sunulması. anlatıdaki olayların izleyicinin hayalinde oluştuğu öykü kavramının karşıtıdır.
  • klasik anlatı sinemasında olay örgüsü ,denge unsuruyla başlar. dramatik yapı ilerleyip ilk düğümler atılmaya başladığında mevcut düzen bozulur ve öykünün sürekliğini sağlayacak olan çatışmalar ortaya çıkar.
    bu temelde olay örgüsü dört ana süreçten geçer ; mevcut düzenin bozulmadan önceki durum ,mevcut düzenin bozulması , savaş ya da kavga , durumun düzelmesi; hikayenin başladığı andaki düzenin sağlanması.
  • (bkz: flashback) - (bkz: flashforward)
  • yönetmenin öyküyü izleyiciye sunuşu. bir filmde ya da programda görülebilir ve işitilebilir her şey.
  • "kemal tahir geleneksel edebiyatın olay örgüsü üzerine kurulmuş kurgusunu kullanırken, oğuz atay onun kullandığı kurgu tekniğini ortadan kaldıran deneysel kurgu/biçim özellikleriyle ortaya çıkmıştır." yıldız ecevit - ben buradayım

    "anlamlı olay örgüsünü yeniden ortaya sürmekle, asalakça yağmaladığı büyük romanların deneyimini hiçe saymaktadır sinema: bu romanlara anlamlarını veren, tam da tutarlı anlamı çözüp parçalamalarıydı." theodor w. adorno- minima moralia

    (bkz: plotline), olaydizimi
hesabın var mı? giriş yap