• olaylar arasındaki nedenselliğin bir aldanma olduğunu düşünen bir akım, batı entellektüel tarihinde 17. yüzyılın ikinci yarısından nicolas malebranche diye bilinen fransız katolik rahip, metafizikçi, rasyonalist filozof öncülüğünde tartışılmıştır. yüzüklerin beyefendisi'nin ilgili bakınız'ına bakınız. (bkz: #13651962)

    gazali'nin 11. yüzyılda bunu tartıştığı söylenip geçilmiş, yalan söyleyen tarih utansın ve benzeri cahil zırvalarıyla karıştırılır, he aq her şey önce islam dünyasındaymış he heee diye ciddiye alınmazsa diye tekrar yazmak istedim.

    gazali ciddi ciddi bunları detaylı bir şekilde yazıyor, ve ibn-i sina'nın "tanrı'nın tanrı olması vasfıyla birlikte yaratmayı tetikleyen o ilk ilahi etkinin de aynı anda yaratıldığı" tezine karşı eşarilik üzerinden bir cevap vermeyi deniyor. (burada tanrı'nın sıfatları tanrının özüne dair mi yoksa dışını mı tarif eder tartışması vs var.)

    gazali, evrende olan olmuş olan olacak olan her şeyin her şeyi kapsayan şümullu bir mukadder tanrının doğrudan yaratımı olarak görüyor ve dahası da var.

    eşarilik için islam ansiklopedisi maddesine de bir bakın. gazali'nin görüşleri için peter adamson, richard taylor'ın the cambridge companion to arabic philosophy'sine bakın 139-145 aralığı bunu tartışır, bilhassa 142'nin son paragrafı.
  • soze buyuk turk alimi ibn fatih'ten bir alintiyla baslayalim:

    "everytime is we have the control the games, under the control the games, during the games, we have the some possibility, some big chances, some big okazyon, something like that but, what can i do, sometimes."

    gavurca "occasionalismus", "occasionalism" vs. denen teze gore yaratilmislar ne kendi durumlarinin, ne de birbirilerinin varliklarinin ya da durumlarinin nedenidirler. tek gerekli ve yeterli neden allah'tir. ilahi nedensellikten baska nedensellik yoktur. bu tezi antik grek dusunurleri ve sonrasinda 3.-6. yuzyillar arasinda yasayan "neoplatonistler" arasinda savunan olmamistir. tam anlamiyla ilk defa es'ari ilahiyatcilar arasinda ortaya cikar, ancak en dikkat ceken savunucusu gazali'dir.

    avrupa'da entelektuel hayatin 11. yuzyildan itibaren canlanmaya baslamasiyla arapca'dan ve antik grekce'den ceviriler yapildi. 13. yuzyil'in ortasinda aristoteles'in eserlerinin neredeyse tamaminin cevirildi ve thomas aquinas gibi sistematik bir dusunurun elinde aristoteles dusuncesinin bircok ozelligi avrupa'da buyuk bir agirlik kazandi. aristoteles'in nedensellige dair physika adli eserinde yazdiklari pekcok farkli gorusteki felsefeci tarafindan kabul edildi. aristoteles'e gore dogal nesnelerin hepsi bircok yonden kendi durumlarinin ve baska nesnelerin durumlarinin ve varliklarinin nedenidir. gazali'nin ibn sina ve diger alimlerin dusuncesinde daha once karsi ciktigi fikir de buydu.

    thomas aquinas, duns scotus ve benzeri 13.-14. yüzyıl felsefecileri ibn sina ve ibn rüşd'ü hem aristoteles yorumculari olarak hem de dusunurler olarak ciddiye alırlar, sık sık atıfta bulunurlar. gazali ibn sina ve ibn rüşd'e göre çok daha az okunur. nedensellige dair es'ari tezi de pek tartisilmaz. ama hic bilinmiyor diyemeyiz. gazali'nin tahafut al-falsafah'si destructio philosophorum olarak cevrilmistir, maqasid al-falasifah da en azindan parca parca cevrilmis. bunlar biraz kenar kosede kalmistir yalniz. bunun disinda maimonides'in (moshe ben maimon) dalalat al-hairin adlı eseri latinceye 13. yüzyılın başında çevrilir ve önemli bir kaynak olarak değerlendirilir. eserin birinci kisminda maimonides doğrudan gazali'den bahsetmez, ancak kelam alimlerine atfedip eleştirdiği fikirlerden biri gazali'nin de savunduğu ilahi nedenselliğe dair tezdir. ayrica 13. yüzyılda ibn rüşd'ün gazali'yi hedef alan tahafut al-tahafut'u destructio destructionis olarak latinceye çevriliyor. gazali'yi yalnizca ibn rüşd'ün soyledikleri uzerinden taniyanlar olmustur mutlaka.

    1670'lerde malebranche'a gelinceye kadar avrupa'da tezimize dair cok buyuk tartismalar olduğu söylenemez. ancak malebranche'i anlamak icin once descartes'a deginmek gerekiyor. descartes 1644'te yazdigi principia philosophiae'nin ikinci kisminda maddi varliklarin (res extensa) arasinda nasil bir nedensel iliski oldugunu tartisir. descartes burada tanri'nin degismez varligindan birtakim hareket kanunlarini kanitlamaya calisir - daha sonra newton'in birinci hareket yasasi olan eylemsizlik yasasi gibi. burada dikkat edilmesi gereken bir nokta doga kanunu kavrami. modern anlamda "leges naturae" ilk defa descartes tarafından kullanılır. galileo bile aynı zamanda öne sürdüğü denklemleri doğa kanunu olarak adlandırmaz mesela. descartes bir yoruma gore maddi varliklar arasindaki nedensel iliskiler oldugunu reddeder ve maddi dunyadaki tum degisimleri bu hareket kanunlarina (ve baslangic kosullarina) baglar. tanri da hareket kanunlarini belirledigi icin descartes'da maddi dunyaya dair bir tur "occasionalism"den bahsedebiliriz. yalniz ruhlar benzer kanunlara gore davranmaz, yani descartes yaratilmis varliklar arasinda gercek nedensel iliskiler oldugunu reddetmez.

    descartes'in bazi ardillarinda occasionalism'e dogru bir egilim oldugu goruluyor, ancak bunu sistematik olarak one suren en onemli dusunur nicholas malebranche'tir. malebranche'ın dusuncesinin cikis noktalari augustine ve descartes'tir. arapca zaten bilmez, gazali'yi ya da gazali'den bahseden latince bir kaynagi okuduguna da pek ihtimal verilmez. gazali'den intikal eden fikirlerin malebranche'da pek yer almadigini dusunebiliriz. malebranche'in de la recherche de la verite adli eserindeki "occasionnalisme" tezine dair bazi argumanlari descartes'in doğa kanunlarıyla bağlantılıdır. yalniz malebranche descartes'tan farkli olarak hem ruhani hem de maddi varliklarin etkinligini reddeder. ona gore tek gerekli ve yeterli neden tanridir ve o da her seyi sectigi kanunlar dogrultusunda belirler.

    bahsi gecen fikrin gazali ile malebranche arasındaki tarihi için dominik perler ve ulrich rudolph'un occasionalismus theorien der kausalität ım arabisch-ıslamischen und ım europäischen denken adlı güzel bir kitabı var.
  • son yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden birisinin fatih terim olduğu felsefi akım.

    some big okazyons
  • (bkz: okasyonalizm)

    (bkz: aranedencilik)

    descartes’ın zihin ve beden düalizmini çıkış noktası olarak alan aranedencilik (occasionalism) bu iki töz arasında bir nedensellik ilişkisi olmadığını, zihinsel ve fiziksel olaylar arasında ancak tanrı’nın aracılığıyla bağ kurulabildiğini söyler.
hesabın var mı? giriş yap