aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • liam neeson'ın, bazı diyaloglarda eğilmek zorunda kaldığı we sadece boy mewzusu ile değil oyunculuğu ile de tepelerden baktığı neil jordan filmi...karakterini bu kadar yaşayan bir adam zor bulunur...
  • insanda ira üyesi olma isteği uyandıran film
  • türkiye'de özgürlüğün bedeli adıyla lanse edilmiş siyasi gerilim filmi; ira konusundaki hassasiyeti çok etkileyici...
  • filmin sonunda eamon de valera'nin sarfettigi su soz tum olan biteni ozetler niteliktedir: "it is my opinion that in the fullness of time, history will record the greatness of michael collins and that greatness will be recorded at my expense"
  • filmi seversiniz veya sevmezsiniz, ama şu aşağıdaki sahne sinemadaki en güzel paralek kurgulardan biridir , hakkı teslim edilmeli. michael collins ingiltere adına çalışan ajanları öldürmek üzere adamlarına emir vermiş , julia roberts'la bir otel odasında beklemektedir.

    j.roberts - you've sent your boys out, haven't you?
    it's written on your face.
    every step they take.

    (burda collins'in adamlarını gecenin karanlığında ilerlerken görürüz)

    j.roberts - like so many valentines.
    delivering bouquets.

    do you send a love note, mick...
    with the flowers?
    (collins'in adamları bir restoanın içini tararlar)

    j. roberts- what does it say?

    (collins'in adamları ajanlardan birini banyoda yakalamıştır , adam tetiği çekmekte kararsızdır, korkmuştur. arkadaşı bağırır)
    do it now!
    jesus!
    come on!
    go!

    m.collins- it says, "leave us be!"
    j.roberts- is that all?
    not very romantic.

    (collins'in adamları başka bir ajanı sevgilisiyle sıkıştırır)
    move away from her.
    you could at least spare my wife this spectacle.
    take her outside.
    i'm not his bloody wife!

    (collins'in adamları egzersiz yapan bir ajanı parkta tek başına kıstırır)

    say your prayers.

    m.colins- you know what it says, kitty?
    it says, "give us the future. we've had enough of your past".

    (parktaki adam dua eder)
    the lord is my shepherd....

    m. colins- "give us our country back...
    "to live in...
    "to grow in...
    "to love".

    j. roberts - so there is love there, mick.

    (ingiliz ajanların başı evinde kıstırılır , hizmetçisi ihanet etmiştir)

    j.roberts-so, mick...
    flowers delivered.
    do you think they got the message?
  • hayatımda izlediğim en etkileyici filmlerden biriydi. nerede, nasıl izlemiştim hiç hatırlamıyorum. deli gibi aradığımı hatırlıyorum internette falan. en son p2p'de bulmuştum ama öyle uyuz bir seeder vardı ki, 1 ayda falan inmişti herhalde. zaman zaman açar izlerim, her seferinde de, filmin sonuna gelindiğinde "dur ulan gitme, bak vuracaklar seni" diye söylenirim içimden. içimizdeki irlandalılar'ın irlandalı olmasına katkısı büyüktür herhalde bu filmin. tarihle, gerçekle ne kadar uyuşur onu bilmiyorum tabi.
  • sinemada izlediğim ilk film. 1997 subat ayi olmasi gerekiyor. bu yilin basinda sehrimize bir sinema acilmisti, michael collins ile birlikte eskiya'yi izleme firsati bulmustuk. birkac ay sonra sinema iflas etmisti. sehre bir film gelme ihtimalini sevmeye baslamistik yeniden.
  • liam neeson'ın michael collins rolünü çok iyi oynadığı, ama aidan quinn ve özellikle de alan rickman'ın onun kadar başarılı bir oyunculuk çıkaramadığı film. zîrâ neeson kökeninden dolayı aksan olayında zorlanmamış, belli, ama quinn ve rickman bu konuda inandırıcı olamamışlar. özellikle de rickman kastıkça kasmış, abartmış da abartmış mimikleri falan, gerçek eamon de valera'ya tipiyle benzemişken geri kalan hususlarda alâkasız kalmış. ha, ama filmde maksat de valera'ya antipati duymamızı sağlamaksa, o konuşma tarzı, o mimikler başarılı olmuş diyebiliriz.

    film collins'in hayatını anlatmakta belki başarılı ama, ingiliz işgaline karşı omuz omuza savaşmış olanların sonrasında düştüğü (hattâ düşürüldükleri) fikir ayrılıklarının nedenlerini yüzeysel aktarmış, "the wind that shakes the barley" kadar etkileyici gelmiyor o yüzden.

    filmin kadrosu epey kalabalık da, jonathan rhys meyers finale yakın, tipine uygun bir rolde çıkıyor sahneye...

    filmin müziklerini ise -birçok neil jordan filminde olduğu üzere- elliot goldenthal yapmış.
  • 1996'da altın aslan'ı kazanmış filmdir.
  • sinemada izlediğim ilk film.
hesabın var mı? giriş yap