• kimyasal ve/veya biyolojik bir reaksiyonda yapıya metil radikalinin katılması olayı.

    biyolojik alanda özellikle epigenetik araştırmalarında önemle üzerinde durulan bir konu. kanser oluşumunda; kanser önleyici yapılar üzerinde gen susturulması gibi yollarla etkili olduğu söyleniyor.
  • metilasyon hücrelerimizde milyonlarca kez gerçekleşen biyokimyasal bir süreçtir. yeterli miktarda metil gruplarının üretilememesi yani metilasyonun bozulması ; kanser, kardiyovasküler hastalıklar, diabet, nörolojik problemler,yaygın gelişimsel bozukluklar, kronik yorgunluk sendromu, alzheimer hastalığı ,tekrarlayan düşükler, infertilite, gebelik sorunları, alerjier, sindirim sistemi sorunları, immün sistem hastalıkları, psikiyatrik bozukluklar, yaşlanma gibi bir çok soruna neden olur. metilasyon sürecini sağlıklı tutmak, bozulan döngüyü tekrar düzeltmek için betain, b6, b2,b12, folat içeren takviye kullanmak gerekiyor.
  • doğal bir genetik modifikasyondur.

    birbiriyle birebir aynı genetik materyale sahip kök hücreleri metilasyonlarla farklılaşır.
    böylelikle; bazıları gözümüzü, bazıları götümüzü oluşturabilir.
  • bu entry boyunca ben metilasyondan bahsederken sadece ‘tek karbon metabolizması’dan değil, folat döngüsü, metilasyon döngüsü, biopterin döngüsü ve transsülfürasyon döngüsünden bahsediyor olacağım. bu 4 döngü birbiriyle sıkı ilişki içinde. metilasyonun kalbi tabi ki metilasyon döngüsü.
    burada metilasyonu anlatmaya çalışırken dr. mustafa atasoy’un fonksiyonel tıp kitabının ilk sayfasında yer alan ve benim de çok beğendim metilasyon döngüleri şemasını kullanacağım.

    https://eksiup.com/p/jb396112tr95

    ayrıca bu kitaptan da alıntılar yapacağım. 2 farklı ekran kullanma imkanınız varsa yazdıklarımı resme bakarak okumanızı tavsiye ederim. yazılar küçük olduğu için en baştan özür diliyorum zoomlamak gerekebilir.

    metilasyon bozuklukları ile bağlantılı olabilecek hastalıkları ve mekanizmalarını saymaya başlarsak inanın saatlerce konuşabiliriz. kısaca şöyle;
    kanser(özellikle meme), depresyon, fibromiyalji,, kronik yorgunluk sendromu, alzheimer hastalığı ,tekrarlayan düşükler, infertilite, gebelik sorunları, alerjiler, sindirim problemleri, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, nörolojik problemler, bağışıklık sistemi hastalıkları, premenstrüel sendrom, perimenapozal sendrom, adet düzensizlikleri, vs

    folat (folik asit) döngüsüyle başlayalım;
    besinlerle aldığımız folik asit mevcut haliyle iş görmez ve aktif hale çevrilmesi gerektir. aktif şekli metilfolat’tır. bu dönüşümü sağlayan enzimlerden biri de mthfr’dir. toplumda mthfr gen mutasyonu %10’dur. yani %10’umuzda metilfolat oluşumu yavaştır. şemada gördüğünüz gibi metilfolat, metilkobalamin (b12) ile el ele vererek homosisteini metiyonine çevirir. metiyonin ise magnezyum eşliğinde sam(s-adenozil metiyonin)’a çevrilir. 'sam' anahtar bir moleküldür. vücudun her hücresinde her gün milyonlarca moleküle metil grubu denen ch3 ekleniyor ve çıkarılıyor. ve bu hayati reaksiyonlarda metil grubu vericisi hemen daima aynı molekül : s-adenozil metiyonin (sam) . işte bu molekül elindeki metil grubunu verdikten sonra tekrar homosisteine dönüşüyor. homosisteinin önünde 2 yol var; ya tekrar b12 ve folik asit varlığında metiyonine oadan da sam’a dönüşecek, ya da şemanın alt tarafındaki transsülfürasyon döngüsüne katılacak.
    transsülfürasyon döngüsüne baktığımızda burada sağlığın önemli bir molekülü hatta belki en önemli molekülü olan glutatyonu görüyoruz. glutatyonu burada ayrıntılı açıklamayacağım ama ilgili başlığa giderek okuyun.

    şemanın sol alt köşesinde bioptrein döngüsünü görüyoruz. burada nörotransmitterlerin sentezi görülüyor. seratonin, dopamin, adrenalin, melatonin ve damar duvarı için hayati bir molekül olan nitrik oksit (no) burada sentezleniyor. ve bu döngülerin ortak molekülü olan biopterini (bh4) tekrar şarj eden maddeye bakalım: metilfolat! bingo!

    yani hocam sadede gel diyorsunuz. eğer ortamda b12 ve folik asit eksikse, ya da aktif formları olan metilfolat ve metilkobalamin şeklinde değillerse tüm bu döngüler baştan bozuluyor.
    b12 vitaminini iğne olarak siyanokobalamin formunda aldığımızda vücutta aktif şekli olan metilkobalamine dönüşmesi gerekiyor. ancak serbest radikal dolu bir vücutta, yani oksidatif stres altında b12 aktifleşemiyor. laboratuvar değerinde 900 bile görsek aslında o b12 iş yapmayan pasif b12 olabiliyor.
    b12 eksikliğinde homosistein birikip yükseliyor ancak homosistein önemli bir kavşak noktasında yer alıyor. oksidatif stres altındaki veya toksin yüküyle mücadele eden bir vücutta aşağı yola, yani transsülfürasyon yoluna kayıyor. yani b12 kullandım homosisteinim azalmadı ya b12 seviyem düşük ama homosisteinim de düşük, o halde homosistenin b12 ile bir alakası yok tezi de çürümüş oluyor. .homosistein yüksekse bu metilasyonun düzgün işlemediğini net olarak gösteriyor, ancak düşük ya da normal olması düzgün işlediğini garanti etmiyor. bu arada homosisteinin kendisi de endotele toksik. yani kalp krizi ve felç riskini arttırıyor.

    mthfr gen mutasyonu varsa folik asit aktif şekli olan metilfolata yavaş çevriliyor. ayrıca şemada gördüğünüz üzere bütün bu döngülerin işlemesi için gereken bazı kofaktörler var. b1,b2,b6, c vit, demir, manganez, bakır, selenyum vs.

    s-adenozil metiyonine geri gelelim. bu arkadaş nörotransmitter sentezine yardım ediyor, yani sizi depresyondan, alzheimerdan, parkinsondan, uyku bozukluklarından koruyor

    dna ve rna sentezinde görev alıyor, yani sağlıklı hücre yenilenmesini sağlıyor , yaşlanma karşıtı etki gösteriyor.

    en önemlisi hangi genlerin aktifleşeceği ya da hangilerinin pasif kalacağını belirliyor.sizde kansere yatkınlık sağlayan bir gen olabilir ancak bu sevimli arkadaşımız bunu susturabiliyor ya da tümör baskılayıcı genleri aktifleştirebiliyor.

    östrojen metabolizmasında östrojenin zararlı metabolitlerini de uzaklaştıran yine s-adenozil metiyonin. yani meme kanserinin oluşmasında, oluşan kanserinin ilerlemesinde s-adenozil metioninin koruyucu etkisi var

    hücre zarlarında ve beyinde bol bulunan fosfatidil kolin, fosfatidil etonolamin ve diğer fosfolipitlerin sentezini sağlıyor. ayrıca sinir lifi miyelinizasyonuna yardımcı oluyor. b12 eksikliğinde neden nörolojik bulgular olduğunu da burası bize açıklıyor.

    kısacası metilasyon çok önemli dostlar. fonksiyonel tıp yaklaşımında b12 seviyelerinin >550 olmasını istiyoruz.bunun için sağlıklı bir mide asidi ve sağlıklı bir bağırsak şart. ağzımızdan girene dikkat edeceğiz. "çöp" yiyecekler yemeyeceğiz.
    yediklerimiz sandığımızdan çok daha önemli.
    bol bol bitkisel beslenerek folik asit almayı öneriyoruz. ayrıca b1,b2, b6, magnezyum gibi anahtar vitamin ve minerallerin ekip halinde hazır olması gerekiyor. maalesef bunları hamburger patates kızartması ve kola ile alamıyoruz. abur cuburlar ile de.

    serbest radikal üretimimiz fazlaysa yani oksidatif stres altındaysak metilasyonumuz yine bozuluyor.

    toksinler ( kozmetikler, deterjanlar, tarım ilaçları, endüstriyel hayvansal ürünlerdeki xenoestrogenler) , bozuk bağırsak florası bile (disbiyozis) metilasyonumuzu bozabiliyor.

    folik asit ve b12 takviyesi almak istiyorsak metilfolat ve metilkobalamin şeklinde almakta fayda var. ikisini de dil altı eriyen tabletlerde almak bozuk sindirim sistemizi by-pass ederek direkt dolaşıma geçebilir.

    burada metilasyonu sadece özetledim. olay çok daha komplike. ayrıca bunlar temel biyokimyasal bilgiler olduğu için herhangi bir kaynak gösterme ihtiyacı hissetmedim.

    herkese iyi metilasyonlar.
  • metilasyon make dna mute diyorum. yani metilasyon dna'yı susturur.

    ve dna metilasyonu genelde sitozinler üzerine yapılır.
hesabın var mı? giriş yap