mühlet
-
zaman aralığı
(bkz: müddet) gibi olabilir, ya da sallıyor olabilirim yine.. -
-
verilen sürede su yüzüne çıkamadığı için kayıtları silinen ilk türk denizaltısı*
-
(bkz: süre)
-
genelde "sana x hafta/gün/saat mühlet" kalıbında kullanılan kelime.
-
mühlet, arapça "mhl" kökünden gelir. "bekleme süresi" anlamına gelen muhlat kelimesinin dilimizdeki halidir.
"sana iki gün mühlet" dediğimizde "iki gün beklerim" anlamındadır.
genelde müddet ile karıştırılır. müddet ise "mdd" kökünden türer. süre anlamındaki muddat sözcüğünün dilimizdeki halidir. müddet kelimesinde bekleme anlamı yoktur. uzayabilen bir süreyi ifade eder.
"bir müddet daha düşündükten sonra karar verdim." cümlesindeki kullanımı buna örnektir. -
muhlat'tan mühlet. erteleme.
"galiba tabiat, ancak oldukça kısa süreli hastalıklara yol açabiliyor. ama tıp, hastalıkları uzatma görevini üstlenmiş durumda. /.../ ilaçlar olmasa, tabiat hastalığa bu kadar uzun mühlet tanımaz. tıbbın neredeyse tabiatın kuvvetine erişerek insanı yatağına çivileyebilmesi, ölüm cezası tehdidiyle bir ilacı kullanmaya insanı mecbur edebilmesi, bir mucizedir." marcel proust - la prisonniere
(bkz: erteleme)
(bkz: süre) -
"elbet bir gün" diye başlayan cümlelerin, "o gün gelene kadar" diye devam eden kısmıdır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap