• aristippos' un kurucusu olduğu hedonist okul. öğrencileri sonuçta hocalarının ulaşmak istediği amaçtan kuşkuya düşmüştür.
  • zevk veren her şeyin iyi, ızdırap veren her şeyin kötü olduğunu iddia eden, istencin mutlak ereğini, insan için en doğal bir duygu olan haz olarak gören sokratesçi bir hayli enteresan yunan felsefe okuludur efendim.

    kurucusu kyreneli aristippos amcadır. aristippos amca hazcılık öğretisini sofistlerin duyumculuğu üzerine kurmakla birlikte gerçek hazza götüren yegane aracın bilgi olduğunu ileri sürer.
  • kirene (kyrene) okulu, kireneli aristippos tarafından kurulmuş olan hedonist bir okuldur.

    kinizmin feragatçı ve katı ahlaki tutumlarına karşı hazcı, rahat ve eğlenceli bir yaşam anlayışının savunucuları olmuşlardır. aristippos'da sokrates'in öğrencilerinden biridir ve doğru yaşamak nedir? sorusuyla felsefesini geliştirmiştir. ona göre ulaşılmak istenen ve ulaşılması gereken hedef yalnızca hazdır. istencimizin yegâne amacı hazdır ve aristippos'a göre haz, bu nedenle iyinin ta kendisidir. haz veren her şey iyidir sonucuna varılmasıyla, bu felsefe hazcılığı (hedonizm) kurar. bu okulun yorumuyla, sokratesçi iyi ve mutluluk kavramları yeni bir anlama daha kavuşurlar. daha önceden sokrates'te iyi, açık bir şekilde tanımlanmamış ve mutluluk ise farklı bir şekilde, ruhun devamlı sağlığı ve esenliği şeklinde değerlendirilmişti.
  • kirene okulu, kireneli aristippos tarafından kurulmuş ve hazcılık öğretisini savunmuştur.

    öğretisi şu şekilde özetlenebilir: herhangi bir durum veya nesne hakkında bilinen tek şey, onun insan doğasında uyandırdığı duygudur. duygusal tepkiler hoş, kibar, sert ve ölçülü olarak sınıflandırılabilir. hoş duygunun sonu hazdır, sert duygunun sonu pişmanlıktır; ölçülü duygunun sonu hiçtir. bazı insanlar zihinsel bir sapkınlıktan dolayı hazzı arzulamazlar. oysa haz varoluşun gerçek amacıdır ve zihinsel ve ruhani hazlardan her açıdan üstündür. dahası haz, anla sınırlıdır ve an, var olan tek zamandır. geçmiş ancak pişmanlıkla hatırlanır, gelecek için ise ödün verilir; dolayısıyla hiçbiri haz vermez. hiç kimse üzüntü duymamalıdır; çünkü üzüntü en ciddi hastalıktır. doğa, insana arzu ettiği her şeyi yapma izni vermiştir; onu sınırlayaran tek şey yasalar ve kanunlardır. bir felsefeci kıskançlık, aşk ve batıl inançtan muaftı; onun günü uzun bir haz günüdür.
    kirene öğretilerinden etkilenen felsefeciler arasında hegesias, anniceris, theodorus ve bion vardır.
  • antik yunanistan’ın kuzey afrika kolonilerinden olan kirene’de doğup, sokrates’ten ders almak için atina’ya giden, sokrates’in ölümünden sonra ise gezgin bir hayat sürüp yaşamının son döneminde tekrar kirene’ye dönerek burada okulunu kuran aristippos’un kurucusu olduğu okul. hatta kendisi arada sicilya’ya da gider ve orada platon ile de sohbet eder.
    aristippos’un ilgilendiği tek konu ahlak; doğru ve iyi bir hayatın nasıl olması gerektiğidir. herakleitos‘un her şeyin sürekli değiştiği fikrinden yola çıkarak insan vücudunun da sürekli bir değişim içinde olduğu fikrini savunur. vücudumuzdaki bu değişimlerin yumuşak olanlarının yanında sert olanları da vardır: yumuşak hareketler haz duygusu verirken sert ve şiddetli hareketler ise acı verir. buradan yola çıkarak insanın amacı haz veren hareketlere yönelip acı verenlerden ise kaçınmaktır. daha açık söylemek gerekirse, mutluluk=haz’dır. böylece aristippos felsefe tarihinde; mutluluğun, en yüksek iyinin haz olduğunu söyleyen ilk kişi olur. burada şuna da dikkat etmek gerek, kendisi her ne kadar sokrates aşığı ve öğrencisi birisi olsa da sokrates’in, “en yüksek iyi erdemdir.” görüşüne pek katılmaz.
    gelelim aristippos'un haz’ının detaylarına. filozofun hazzı; bireysel, anlık ve araçsızdır. bu hazzın içeriği ve niteliği; kaynağı, nereden geldiği önemli değildir. hazlar arasında bir hiyerarşi yoktur. hepsi eşittir. ancak hazlar arasındaki niceliksel yönden yani şiddet ve derece bakımından bir farktan söz edilebilir. daha şiddetli ve yüksek haz doğal olarak daha iyidir.
    peki bu hazların kaynağı neresidir? bedenimiz mi (yeme-içme, seks vs.) yoksa ruhumuz mu (düşünme, felsefe yapma, müzik vs.)? aristippos’un cevabı bedenimizdir. çünkü bedensel hazlar hem anlıktır, hem bireyseldir hem de doğrudandır. aslına bakılırsa bedensel, duyusal hazlar "gerçek anlamda" var olan biricik hazlardır. çünkü ruhsal hazlar daima içinde yaşanılan anı aşarlar ve içlerinde bir süreklilik taşırlar. geçmişte yaşadığımız bir hazzın hatırası haz verici olabilir veya gelecekte yaşamayı umduğumuz bir hazzın beklentisi de bizde haz verici duygular uyandırabilir. ancak bunların hiçbiri şimdi, şu anda, doğrudan yaşadığımız, bedensel, duyusal bir hazla karşılaştırılamaz. ruhsal hazlar olsa olsa artık bedensel hazlar olmadığında, örneğin ihtiyarlıkta onların yerine geçen bir "telafi" olabilirler. burada protogoras’ın, “insan her şeyin ölçüsüdür.” sözünü de hatırlayalım. nasıl ki protogoras evreni anlamak için elimizde var olan şeyin bireysel duyularımız olduğunu söyler aristippos da ahlak noktasında insanı, bireysel hazzı merkeze koyar.
    `aristippos, hazları meşru ve meşru olamayanlar diye ayırmaz. başta da dediğim gibi hazzı tamamen bireyseldir. toplum yararını, çıkarını düşünmez. bu yüzden o’na göre; zina, hırsızlık yapmakta bir yanlışlık yoktur. ayrıca bilgiyi olumlar. bilgi, korkulardan, ön yargılardan, dinsel kısıtlamalardan koruyup acı verici şeylerden sakındırarak daha çok haz verici şeylere yönelmemize yardım eder.
    kirene okulu bu haz meselesi yüzünden sık sık epikürosçuluk ile karıştırılır ama epikür’ün hazcılığı daha sınırlı ve akılcıdır.
    son olarak: kireneli filozoflar hazcılıkta o kadar ileri gider ki içlerinden bazıları, bu dünyada hazlara ulaşamayacak bir şekilde yaşamaktansa intihar etmeyi tercih eder.*
    **
    edit:imla.
  • şu entryde güzel anlatılmış. üzerine ben de ekleyeyim.

    daha sonra evrime uğrayarak en az bir tarihçi tarafından iki farklı isimde daha anılmıştır.* `:kaynak: history of philosophy`**

    kurucusu sokratesin öğrencisi aristippos'tur. lakin meşhur eden onun torunu genç aristippos'tur. genç aristippos'un diyojeni andıran hikayeleri vardır ama onun hikayeleri zevk düşkünlüğü üzerinedir.

    bu okulun felsefesi zevkin mutluluk verdiğidir. halk arasında hedonist denince akla gelenin iyi bir temsilcisidir. epikürcülük'te gerçek zevk acıdan uzak durmak ve felsefe yapmak iken burada gerçek zevk bedensel zevklerdir. "epikür daha sonra acı çekmemek ya da daha çok zevk almak için gerekirse şimdiki zevkleri feda edin" derken, aristippos "on an alabildiğin zevki al" diyor.

    aristippos'un felsefine göre biz ne olacağını çok fazla bilemeyiz. şöyle yaparsam böyle olur, öyle yaparsam acı gelir, bunu yapmazsam daha çok zevk alırım, böyle planlara yer yoktur. her şey kendi algılarıma göredir ve bilebileceğim tek şey bana neyin acı neyin zevk verdiğidir. dolayısı ile zevk vereni yapmak en doğrusudur.

    daha sonra annikeris gelmiştir. önce epikür'ü acıdan uzak durmak mutluluk ise en mutlular ölülerdir, diyerek eleştirmiştir. iyi olan zevkli şeylere dostluk, aile, yurt, minnet gibi yeni şeyler ekleyerek okulu daha sempatik hale getirmiştir.

    annikeris'in öğrencisi theodorus kendi okulunu *kurmuştur. zevkler ile keyfi ayırmıştır. onun gözünde keyif yani akılsal zevk *en büyük iyidir. . en büyük kötü ise yastır. zevk ve acı ise önemsizdir. theodorus'a göre annikeris'in aksine dostluk diye bir şey yoktur. her birey kendisi ile yetinir. dostluk sadece ihtiyaçların karşılanması için bir araçtır. ayrıca hırsızlık, zina gibi şeyler kötü değildir. sadece toplum kötü olduklarını söylemektedir ve toplumun fikirleri aptallar tarafından oluşturulmaktadır.

    hegesias' ise göre(belki de theodorus'un felsefesini daha da ilerleterek) mutluluk ulaşılamaz bir durumdur. zenginlik, fakirlik, özgürlük, kölelik bunlar zevk vermeye yaramaz. dolayısı ile aptallar yaşamak için uğraşır. akıllılar için hayat önemsizdir*. akıllı adam her şeyi o şeyi yapmış olmak için yapar. şunu yaparsam bu olur, onu yaparsam bu olur diye endişelenmez, çünkü umursamaz. akıllı adam için yalnız kendisi önemlidir. kısaca akıllı adam acıdan uzak durur, zevki de çok umursamaz. kafası rahat yaşar. ölmüş ya da yaşamış umrunda değildir.

    cicero'nun dediğine göre hegesias "aç kalarak intihar" adlı bir kitap yazmıştır ve insanları intihara davet etmiştir. birçoklarının bu yüzden intihar ettiği söyleniyor.

    hegesias'ın felsefesinin budizm ile ilişkisi olduğu da söyleniyor.
  • sokrates'in izinden giden dört küçük sokratesçi okuldan biri.
    aristippos tarafından kurulmuş olup hazcılık olarak da bilinir.

    "aristippos, sokrates’e karşı bir bağlılığı olsa da aynı zamanda sofistlerin de görüşlerini benimsemişti. onun ortaya atmış olduğu felsefeye hazcılık veya hedonizm adı verilir. onun hazlara verdiği bu önem felsefe tarihi boyunca da etkisini sürdürmüştür. helenistik felsefenin önemli akımlarından epikurosçuluk ve onun kurucusu epikuros (epikür) bu hazcılığı daha da geliştirmiştir. yüzyıllar sonra ise jeremy bentham ve john stuart mill tarafından ortaya konulan yararcılık / faydacılık (utilitarianism / utilitaryanizm) ve kısmen de benzer kavramları taşıyan william james, charles sanders peirce ve john dewey’in öncülüğünü yaptığı amerikan pragmatizmin kökenlerini burada bulmak mümkündür. ayrıca sosyolojide de işlevselcilik (fonksiyonalizm) olarak hazcılık kendini gösterir."
    (bkz: https://www.onurcoban.com/…020/11/kirene-okulu.html)
  • antik dönemde bana en yakın okul veya okullardan. bu okula mensup filozoflar hakkında pek bilgimiz yok. keşke böyle düşünen insanlar artsa ve felsefeye daha fazla kitap, düşünce katsa. ruh halime göre hegesiascı ve theodoruscu olma arasında gidip geliyorum.
hesabın var mı? giriş yap