• 1748-1842 yillari arasinda yasamis ingiliz dusunur. faydacilik akiminin (utilitarianism) 'kurucularindan' sayilir. yasadigi cag buyuk sosyal,politik ve ekonomik degisimlere sahne oluyordu; felsefesi de bu degisimlere gore sekillendi. uzerinde en cok dusundugu konu, sosyal kurumlardi (social institutions). bunlarin nasil gelistirilebilecegini ve nasil kullanisli (practical) hale getirilebilecegini inceledi. model bir hapisane olarak tasarladigi ama hicbir zaman gercek hayata gecirilemeyen panopticon tasarimi ile unludur. michel foucault'u etkilemistir.
    (bkz: panoptikon)
  • efendim bu pek ilginc zat vasiyeti uzerine mumyalanmistır. bir camekan icindeki mumyası university college london'da gormek isteyenlere teshir edilmektedir. yanlız baş kısmı defalarca calindigi icin cok bozulmus ve buna istinaden de ozel bir celik kasada saklanmaya baslamistir. ama govdesini hala gormek mumkun. daha da ilginci universite'nin butun toplantılarına bentham'i goturup, tutanaklara "hazır bulundu" olarak gecirirlermis. eger bir oylama yapılırsa bentham saglik nedenleri nedeniyle oylamaya katılamadı kabul edilirmis. hatta eger bir teklif esit sayida oy alır ise sorunu cozmek icin bentham'in oyunu teklifi verenlerin lehine kabul ederlermis.
  • bentham yararciligin yani utilitarianismin kurucusudur. yararciligin ikinci dalgasi yani kusagi olan james mill'i egitecektir. john stuart mill ise cocuklugunda ailesinin bentham'lara yakinligi yüzünden ve babasinin yararcilik görüsünden etkilecenek ve yararcilik'in en güçlü ismi ve üçüncü dalgasini olusturacaktir.
    bentham panapticonun da yaraticisi ve tasarimcisidir. bir ütopya mimaridir aslinda kendisi. yararcilik görüsünde ise nicelikler üzerine fazla vurgu yapmis ve kati bir yarar modeli getirmistir. bu yüzden mill tarafindan elestirilecektir.
  • zamanin bir aliskanligi olarak genelde yunanca koklerden sozcuk turetmek sevdasina bentham’da dusmustur. hatta son donem yazilari kendi uydurdugu sozcukler yuzunden anlasilmaz hale gelmistir. bununla beraber turettigi international, utilitarian, codification ve minimize gibi sozcukler ingiliz diline girmistir ve bugun de yayginlikla kullanilmaktadir.
  • ya aslinda isin kotusu simdi baktim da turkceye girmistir bunlarin hepsi ve yayginlikla kullanilmaktadir.
  • ekonomi derslerinde okutulan marjinal fayda, toplam fayda teorileri bu $ahsa aittir. kendisi devrinin onemli reformistlerindendir.
    (bkz: marjinal fayda)
  • insan davranışlarını hedonizm felsefesiyle açıklamaya çalışan ilk düşünürdür kendisi..
  • ayrıca hakların ve hukuki ödevlerin varsayımsal olduğunu, hukuki emirlerle davranışların birleşmesinden doğduğunu iddia etmektedir. bununla birlikte bu kavramların pratik bakımdan elverişli (kullanışlı) olduğunu, hukuki hayatta kullanılmaları gerektiğini de kabul etmiştir. saolsun.
  • yararcılık öğretisi ile ünlü düşünür.felsefesi "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesi üzerine kuruludur.onun için "us kişinin mutluluğunun uşağıdır."hatta kendisi felicif calculus ile hazzın ve acının yoğunluğunu,verimliliğinin,saflığını,süresini ölçülebilir kılar."yeniden anlatım" (paraphrasis)yöntemiyle düşünce sistemine postmodern unsurlar katmış olmaktadır.zaten hak,arıcalık,ödev gibi terimler "kurgusal kendilikler"dir.bu nedenle toplumsal sözleşme,doğal hak ve hukuk gibi kavramları benimsememiştir.
  • jeremy bentham gunumuz yararci akademisyenlerinin onculerinden biridir ayni zamanda. daha dunya bankasi, birlesmis milletler, avrupa birligi,vd. gibi akademik dunyayi besleyen, doyuran, ve sisteme eklemleyen mekanizmalar ortaya cikmadan cok once panopticon isimli projesini ingiliz hukumetine satmis, bu isten kesesini doldurmustur.

    bentham aslinda en basindan beri panopticon'u bir sirket olarak goruyordu. ve uzun bir sure yeni kurulacak ulusal cezaevinin kendisine ihale edilmesini(bir nevi yap-islet-devret-me modeli) arzuladi, bunun lobisini yapti. lakin kendisi bir ateistti, ve ondokuzuncu yuzyil ingiliz kapitalizmi ne kadar yararci olursaniz olun ateizme razi degildi. dolayisiyla rakipleri vardi; ve bu rakipleri panopticon nihai seklini alinca izlerini cok acik bir sekilde belli edeceklerdi.
    buna ilaveten bentham'in sirket modeli kapitalizmin temel ilkeleriyle birebir celisiyor, locke'ci bir denetleme aygitini temel aliyordu. (bunun kapitalizmle ne kadar celistigi elbette tartisilabilir, ama en azindan sermaye birikimi her zaman acikliktan bahsederken tam aksini, yani opakligi, mutlak bir ihtiyac olarak sarilmistir.) yani her isteyenin ortadaki gozetleme kulesine girip cikabilecegi bir sistem, her isteyenin ac bakalim bu ceza sirketi ne kadar kazaniyor, bu aci kaca mal oluyor sorusu egemen siniflarin cikarlariyla apacik celisiyordu. (bir ilke daha: kapitalizm acilarin ortulmesi, hazzin teshiriyle ayakta duruyor, duracak.)

    panopticon'a donersek: bentham yillar suren cabalarinin karsiligini 1816'da ilk ulusal cezaevinin londra-millbank'te kurulmasiyla aldi. tarihin ilk modern ceza kurumlarinda olan millbank hemen hemen 500.000 pounda mal olmus; bunun otuz bin kadari bentham'a odenmisti. lakin millbank pek de basarili olmadi, bir cukura suruklendi: gercek anlamda! (bkz: millbank cezaevi)
hesabın var mı? giriş yap