93 entry daha
  • bizim ege ve akdeniz bölgeleri kırsalında ağaç adlandırmaları biraz terstir. misal köyümüzde selvi dediğimize sizler, şehirliler kavak diyeceksiniz. kentlinin servi dediğine biz zaten kafa yormuyoruz, çam deyip geçiyoruz. ardıçla çok içli dışlı olduğumuzdan onu atlamayız ve genelle birleşiyoruz galiba. genelin çınar dediğine biz kavak diyoruz. selvi dediğimiz ağacın bir tür yüksek, gösterişli ve aşılı gibi olanı vardır, ona kanada kavağı diyoruz, özellikli ad olunca belki aynı noktada birleşir. karaağaç bile genelden farklı galiba. katran ve sedir ağaçlarında da bile karışıklık var. küyner, köknar sadece seste mi farklı, ayrıca tür farkı da var mı bilmiyorum. kargadan başka kuş tanımıyor gibiyiz, ona da kuzgun mu diyoruz? (bkz: selvi/@ibisile)

    kara ağaçın mesajı şuymuş: dış dünya ve gördüklerin iç dünyanın aynasıdır, her varlığı ve görüngüyü içerinin bir unsuru olarak kabul et, selamla.

    bir de belli başlı ağaçlar belli başlı gezegenlerle rezonans halindeymiş, onların titreşim ve hareketlerini yansıtırmış. meşe, karaağaç, huş, kayın böyle ağaçlarmış, bulabilirsem eşleşmelere de bakıcam.

    ilk hız ve veriler açık radyo'da pazartesileri saat 11:00'de başlayan "bir. iç dünya, dış dünya" programından. bir kitaba göre ağaçlar rezonans özellikleri dolayısıyla dünya - dış uzay bağlantısını da sağlıyorlar.

    bir de mitolojiden gelme (sanatın devralıp ilerletiyor olabileceği) ağaç - mitolojik figür - gezegen eşleşmeleri var. belirgin bir tanesi lawrence durrell'ın bitter lemons of cyprus/kıbrıs'ın acı limonları kitabında.

    (bkz: ağaç/@ibisile)
    (bkz: gök gözlü/@ibisile)
52 entry daha
hesabın var mı? giriş yap