*

  • şeyhi'nin sultan murad ii' nin emriyle kaleme aldığı ve tamamlayamadan vefat ettiği eser. 6400 beyitten oluşur. türk şairler tarafından yazılmış en başarılı hüsrev ile şirin versiyonu olarak bilinir. eserin orjinalinde sasani hükümdarının oğlu hüsrev ve şirin arasında geçen aşk hikayesinde ferhad yalnızca bir yan karakterken; halk edebiyatı uyarlamasında hüsrev'in kötü adam, ferhad'ın ise esas oğlan rolüne büründüğü görülür. zira eserin adı da ferhat ile şirin şeklinde değişmiştir.
  • ermeni prenses şirin ile sasani şehzade hüsrev arasında geçtiğine inanılan aşk hikayesine dayalı efsaneyi birçok ortadoğu ve anadolu edebiyatçısı işlemiştir. genceli nizaminin "hüsrev ü sirin"i gibi önceki dönemlerde kaleme alınan eserlerde ferhat gerçekten üçüncü kişidir. ancak sonraki dönemlerde edebiyatçılar (nazım hikmet gibi) ferhat'ı ön plana alıp aşk hikayesini "ferhat ile şirin" arasına çekmişlerdir.
    ferhat'ın gariban, halk adamı, kaybeden olması gibi insanın içini burkan bazı özelliklerinden dolayı, zamanla daha çok sempati toplayıp hikayede başrolü kaptığı düşünülse de, sonraki dönemlerde yazılıp anlatılan hikayeler bambaşka bir tarzda da okunabilir, şöyle ki; ferhat, aşkı için dağları delerken, hüsrev aşkı için çok daha büyük bir şey yapıp kötü adam olmayı göze alan aşk kahramanıdır.
  • retrograd sansüre bir örnek daha olmuş olan büyük eser. artık günümüz olaylarına (sinema, tiyatro, heykel, vb) yapılan sansürler yetmiyormuş gibi, bir de geriye dönük sansürlemeler başladı.

    "hayır canım, ülkemiz iran gibi olmaz, onlar apayrı" diyenlerin umudunu maalesef ki bir nebze azaltacak bir olay. yakın örneklerini kendi eserlerimiz için de görmek yakındır kanımca.
  • aynı gibisindenin, harezm türkçesiyle ilk manzum çevirisi kutb tarafından yapılmıştır. mesnevinin içeriği de hacmi gibi nizami'nin hüsrev ü şirin'iyle farklılıklar gösterir. harezm türkçesine dönüp bakmak lazım gelirse diye:

    kayu nen kim bu alem içre kördüm
    nedin mun teg teyü aklımka sordum
    (bu dünyada her ne gördümse
    neden böyle diye aklıma sordum)
  • abbas kiarostami'nin shirin isimli filminde geçen hikayedir, filmi bir kaç dakika izledim, hüsrev ve şirin kelimelerini duyunca önce bir araştırmak istedim; 6400 beyitten oluşan bir aşk hikayesiymiş.
    (bkz: abbas kiarostami)
    (bkz: shirin)
  • ıran ve türk edebiyatında, sasani hükümdarı hüsrev ile şirin'in aşklarını konu edinen birçok mesnevinin ortak adı.
    ünlü halk hikâyesi ferhat ile şirin'in konusu da bu mesneviden gelir. hüsrev, sasani hükümdarı hürmüz'ün oğludur. şirin de ermeni melikesinin yeğenidir. iki genç birbirlerine âşık olurlar ve birçok olaydan sonra bir araya gelirler.
    ancak hüsrev, ülkesinde çıkan karışıklıkları bastırmak için rum hükümdarından yardım isteyince o da kızı meryem'le evlenmesi koşuluyla yardımı kabul eder. bunun üzerine hüsrev'le şirin ayrılırlar ve şirin kendi sarayına kapanır. ermeni melikesi mehin banu ölünce şirin onun yerine melike olur.
    bu arada şirin'in sarayına bir su yolu ve çeşme yapan ferhat da şirin'e âşık olur. bunu duyan hüsrev yaşlı bir kadınla ferhat'a şirin'in öldüğü haberini gönderir. ferhat bunu duyunca kendini kayalıklardan aşağı atarak intihar eder.
    bu arada hüsrev'in karısı meryem de ölünce iki genç yeniden birbirlerine kavuşurlar. ancak meryem'in oğlu şiruye de şirin'e göz koymuştur. hüsrev'i öldürtür, bunun üzerine şirin de hüsrev'in tabutu başında canına kıyar.
    ilk kez ibnü'l fakih'te ve firdevsi'nin "şehname"sinde rastlanan öyküyü tam olarak iranlı şair senai anlatmıştır. ancak aynı konuyu işleyen şairler arasında en başarılı olanı genceli nizami'nin yazdığıdır. türk edebiyatında hüsrev ile şirin hikâyesini en başarılı biçimde şeyhî yazmıştır.
    yani ask ferhata dağları deldirirken husrevi kötü adama çevirmiştir.
    kaynak
  • ferhat ile şirin olarak bilnen hikayenin aslıdır hüsrev ile şirin ve ferhat aslında ayan karakterdir..

    madayin hükümdarı hürmüz, çocuğunun olmasını çok istemektedir. sonunda oğlu olur, ona hüsrev perviz adını verir. on üç yaşına geldiğinde hüsrev bir gece rüyasında dedesini görür. dedesi ona allah tarafından kendisine bahşedilecek dört güzel şey olduğu haberini verir. bunlar "şebdiz" isimli at, "barbed" isimli müzisyen, bir taht ve güzel bir sevgilidir. hüsrev bu vaatlerin gerçekleşeceğine yürekten inanır.

    hüsrev, ermen melikesi mihin banu ile mihin banu'nun yeğeni güzel şirin'in hikâyesini duyunca şirin'e aşık olur ve onu istemek üzere adamlarından şavur'u şirin'in yaşadığı ermen'e gönderir. şavur, şirin'e hüsrev'in resmini gönderince şirin de hüsrev'e aşık olur, şebdiz adlı atına binip hüsrev'i aramaya çıkar. hüsrev sevgilisinden haber beklerken düşmanları, onun babasının tahtına göz diktiği söylentisini yayarlar. hürmüz oğlunu zindana attırmak ister. bunun üzerine hüsrev, sevgilisinin memleketi ermen'e doğru yola çıkar. şirin ile hüsrev bir pınar başında karşılaşır ama birbirlerini tanımaz ve yollarına devam ederler. şirin, hüsrev'in kasrına gelip onun ayrıldığını öğrenince orada beklemeye karar verir. medayin'de kendisi için bir kasır yaptırır. hüsrev'i beklerken avla ve eğlencelerle meşgul olur. hüsrev ise ermen ülkesine varmıştır. mihin banu onu içki alemleriyle oyalar.

    hüsrev, ülkesinde isyan olduğu ve tahtın kendisine kaldığı haberini alınca ülkesine döner. fakat asi kumandan ile yaptığı mücadelede yenilir ve ermen'e döner. şavur ile birlikte ermen'e dönmekte olan şirin ile karşılaşır. hüsrev, şirin ile evlenmek istese de şirin hüsrev'e önce tahtını yabancı ellerden kurtarması gerektiğini söyler. bunun üzerine hüsrev, rum kayserinden destek alarak tahtını kurtarmaya çalışır. rum kayseri, ona bir ordu verir ve kızı meryem ile evlendirir. hüsrev, tahtını ele geçirir.

    şirin de bu arada mihin banu'nun ölümü ile ermen tahtına çıkar. fakat hüsrev'in aşkını unutamamıştır ve tahtı bırakarak medayin'de daha önce yaptırdığı saraya yerleşir. sarayda taze süt bulamayınca taze süt içmeye alışık olduğundan şavur'dan bir çözüm bulmasını ister. şavur, saraya otlaktan taze süt getirmek için bir su yolu yaptırmak üzere perhad adında bir mimar-mühendis bulur. perhad kısa zaman içinde ham bir su yolu hem de kasrın önüne bir havuz ve çeşme yapar. şirin, onu mal ve para ile ödüllendirir ama gördüğü andan itibaren şirin'e aşık olan perhad, paraları bırakıp çöllere düşer.

    hüsrev, meryem ile evli olmasına rağmen şirin'i unutamamıştır. perhad'ın şirin'e aşkını işitince kıskanır. ferhad'ı oyalamak için bir yol bulur: ona, bisütun adlı dağı yarıp bir tünel açmasını, eğer bu zor görevi başarırsa şirin'e kavuşabileceğini söyler. perhad, sarp ve kayalık dağı yarmayı başarırsa hüsrev'in şirin'den vaz geçmesi şartıyla bunu kabul eder. yapılacak iş çok güç olsa da perhad aşkının gücüyle dağı yarmaya başlar.

    onu görmeye gelen şirin'i yanında gördüğü zaman perhad kendinden geçer. şirin bir kadeh gül suyu vererek perhad'ı ayıltır. dağdan inerken atının ayağı sakatlanan şirin'i perhad atı ile beraber i sırtına alıp kasra kadar götürdükten sonra dağa çalışmaya döner. hüsrev, bu olanları duyunca perhad'ın hızını kesrnek için ona şirin'in öldüğü haberini yollar. bu yalana inanan perhad kendini dağdan atar. onun intiharından kısa süre sonra meryem de ölür.

    perhad'ın ölümü ile hüsrev ile şirin birbirine kavuşur. hüsrev'in rüyada gördüklerinin tamamı gerçekleşmiştir. öykünün sonunda yaşlanmaya başlayan hüsrev, yardımcısı büzürgümid'i çağırarak ondan devran işinden haber vermesini ister. büzürgümid ona hakk'ı, ilk yaratılan şeyi, akıl ve nefsi, felekleri, nebat ve hayvanların meydana gelişini ve türlerini anlatır. eser, bu konuşmayla son bulur..
hesabın var mı? giriş yap