• 4 koca senemi geçirdiğim ve bu 4 sene içerisinde beni tüm sosyal aktivitelerden, medeniyetten uzak tutmayı başaran sakarya ilçesidir. bu ilçe içerisinde maalesef sakarya üniversitesi eğitim fakültesini bulunduruyor. her ne kadar bulunduğum süre boyunca nefret etsem de ayrıldığımda fazlasıyla özlediğim bir yer aynı zamanda..
  • teknoloji ve medeniyet adina fazla bir gelisim gostermemesine ragmen sevimliligini ve huzur verici havasini ancak orada buyuyenlerin anlayabilecegi,daha cok emeklilerin hayatlarinin geri kalanını gecirmek istedigi ve bu nedenle de gencler icin fazla cazip olmayan kucuk ama kendine yeten sevimli ayri bir dunya...
  • cesitli kamplarda*** yagmur yagmadan once, cadirin tabanina* toprak zeminden akarak gelebilecek sulari onlemek amaciyla, cadirin etrafina -boyluboyunca dondurerek- acilan cukur / cukurcuk.

    (bkz: yagmur altinda yer kazmak)
  • merkezi çok tırt ama içleri cıvıl cıvıl güzel ilçe. ne keşfedilmemiş elli hanelik mistik köyler, ne yeşilin içinde akan bol balıklı nehirler, ne tarlasından yeni dönen terli traktör şoförleri, ne kahvesinde oturup sarma tütün içen güzel dedeler vardır da buranın içinde, bir adım öteye gidip görmez çoğu insan.
  • annemin memleketi olan,kendi halinde,sessiz ve sakin,gece kartopu oynamak için çok elverişli,sakaryailçesi.yaşamaktan zevk alınan yer...
  • adapazarı* nın ilçesidir.
    başka bir yerlerde "nerelisin" diye sorsanız, "hendekliyim" derler gururla. bu sizin sanki hendek in nerede olduğunu bilmeniz zorunluluğunuzdan değil tamamen alışkanlıktan kaynaklanmaktadır.
    "hendek te nere oğlum?" derseniz de, "adapazarı hendek" cevabı gelir. "sakarya değil mi?" demeyin, "hayır adapazarı" derler.
    şahsen ben, sakarya lafını sadece sakaryaspor için kullanırım, sakarya diye bir il olduğu fikri tuhaf geliyor. adapazarı işte. ama hendek farklıdır.
    başlı başına bir il gibi düşünmek gerekir hendek i.
    tarihi hakkında [orada yaşarken öğrendiklerim kadarıyla] çok detaylı bir ansiklopedik bilgiye sahip olmasam da, tarih boyunca tüccarların geçtiği bir yol üzerinde olduğu yönünde söylentiler vardır.
    ki bazı köylerde definelerin tarihi eserlerin bulunması da bunu doğrular niteliktedir.
    adının han tek (hantek diye lokanta vardır burada) ten geliyor olması da mümkün gibi ancak çok uzun zamandır hendek te yaşayan gürcü arkadaşın babasının anlatttığına göre adı han dağından geliyor imiş.
    ayrıca hendek bazı köylere ve yakın semtlere göre biraz daha yüksekte kalır.
    mümkündür.
    nüfüsu yamulmuyorsam 58bin gibi bir şeylerdi. öğrencilerle beraber herhalde bu sayı. çünkü hendek meslek yüksekokulu ve eğitim fakültesinin yanına gelen yeni ilavelerle öğrenci sayısı 4bine yaklaşmıştır. nüfusun yarısı hendek merkez de yaşar. zaten hatırlayamadığım kadar çok köyü var.
    köyler genellikle etnik kökenlere göre oluşmuştur. aklımda en çok kalan kalayık köyüdür. aile dostlarının yaşadığı abhaz köyü. kalyak diye söyler gerçi onlar. [abhaz lar biraz tuhaf konuşur yahu guzumla başlarlar cümleye] .
    kazımiye mesela muacirlerden oluşur.
    en çok bilinen yerlerden biri de göksu dur.
    tepelerde bir köy. ancak yerel halk arasında [en azından arkadaşlarım ve tanıdıklarım] pek sevilmezler. az görmüş diye bahsedilir haklarında, muhabbetler ve dahi fıkralar anlatılır.
    halk zaten karışık.
    yani abhaz, çerkez, muacir, gürcü, mohti, laz, trabzonlu, ordulu, rizeli, manav, arnavut.
    tam bir sentez.
    fenadır. hendek sokaklarında minimum üç ay sonrasında, [ki yeterince farklı arkadaşlıklar yaptıysanız] ayırt etmemeniz için hiç bir sebep yoktur.
    mesela, çerkez abhaza kardeştir, ama bazı abhazlar "çerkez abhazanın çingenesidir" der.
    gürcüler ulema sınıfıdır, pintidirler belki eli sıkı daha uygun kimseyi kırmayayım şimdi.
    mohti ler çok konuşurlar araya lazca laflar sıkıştırırlar.
    lazlar zaten malum. (mohti ve laz ı ayrı ayrı yazıyorum, zira artvin li olup laz ım diyen de var mohti yim diyende)
    ordulular kırmızıyı severler,
    arnavut larda gevur damarı vardır, inatçılardır.
    abhazlar ı konuşmaları ve muhabbet içindeki kelimeler ele verir.
    muacirleri bir bakışta tanırsınız zaten.
    manav larda bunların haricinde kalanlardır. [genellemenin hastasıyım o ayrı]
    gibi.
    tabi bunlar genellemedir.
    öncelikle halk muhafazakar, nasıl muhafazakar? olduğu kadar. yani bir gün ahkam kesen bir adamı diğer akşam klüpte kumar oynarken de görebilirsiniz, asmalı mescit et mangal da rakı içerkende.
    üniversitenin ilk zamanlarında öğrencilerin dövülmesi, tartaklanması olayları geçti artık. eskisi kadar yok bildiğim kadarıyla. halk zaten muhafazakar ve seçimlerde oylar önce akp sonra mhp ve diğer partiler olarak dağılıyor. zaten aziz belediye başkanı ali inci. iki dönemdir galiba başkan. halka sorsanız, tamamen ilçeye iyi hizmet ettiği için!!!
    iyidir ama, beden öğretmenliğinden belediye başkanlığına çıkmış bir adam, makam aracını başka bir idarenin emrine vermiş, inci beton var mesela, benzin istasyonları var falan filan.
    selamlar ali amca. he mesela öğrencisiniz, paranız yok ev sahibi tutturdu para da para [asla olmaz gerçi] gidin ali inci ye, hemen emir verir halettirir. denedim oradan biliyorum. sonrasında sizden ne ister bilemem.
    [sabahları mesela evden çıkarsınız, [köprübaşında çok rastladım buna ben] aşağı doğru sallanırken, yolda gördüğünüz hemen hemen bütün orta yaş üstü insanlar selamün aleyküm der, garipsemeyin ne olursa olsun, aleyküm selam deyip geçin, yüzlerindeki gülümseme yeter adama. ]

    vatandaşın geçimi gayet kolay. bi kere çoğunluğun fındıklığı var. olmadı bir yerlerden emekli maaşı. genelde herkes kendi evinde oturuyor. bir ara büyük sorunlara yol açan işsizlik, hendek çevresinde açılan fabrikalarla artık yok denecek kadar az seviyelerde.
    [hendek te çeşmeden içtiğimiz suyu burada parayla içmek nasıl kor adama bilemezsiniz. bornova da eskiden böyleydi yazık]
    bir de organize sanayi bölgesi kuruldu ki, artık adapazarından bile işçiler hendek ve çevresindeki fabrikalarda çalışmaya geliyor.
    önceden çok büyük bir tütün üretim hacmi olsa da, artık yerini fındığa bırakmıştır.
    zaten sezonunda yarıya verirsiniz * fındığı oturduğunuz yerden alırsınız parayı, kalan 10 ayda yeter o para size.

    diyelim ki hendek e gittiniz.
    tanıştıklarınız size milletin ne derse, türk demeyin, köken soruyor o arkadaşlar.
    çünkü orada tatlı bir rekabet var, işte gürcüsün, lazsın manavsın gibi.
    kendinize bir millet belirleyemezseniz korkmayın onlar bir tane bulur.
    öncelikle duyduğunuz anonslar hendek ve 50 küsur köyde aynı anda yapılıyor endişe etmeyin. çoğu önemsiz zaten. ama kan aranıyor ve özellikle salı günleri "bir çocuk bulundu" gibi anonslara dikkat kesilin.
    bir de her sabah ali inci abimizin ağzından bir görevli günü hatırlatır ve hayırlı günler diler.
    güzel bir şey be.
    olur da, sabah erken bir saatte giderseniz, aksel aşevine gidin, hacı ahmet vardır oranın sahibi.
    kahvaltı da pilav üstü tas kebabını hiç bu kadar güzel görmemişsinizdir eminim.
    aksel aşevi dışarıdan ufak köhne bir lokanta. esnaf lokantası gibi birşey.
    ancak o pilavını yemeden hendek ten ayrılmak ayıptır. pazar günleri ve öğlen ikiden sonra yemek bulmak zor. salı günleri pazar kurulduğundan bütün köyler merkeze akın eder. salı günleri önemldir dikkat edin.
    olmadı merkez lokantasına gidin reşat amca var, oğlu mehmet abi. süper yemekler yaparlar, hendek te pideyi başka bir yerde yemem ben.
    olmadı bulvar lokantasına gidin. (kapanmış, üzüldüm açıkçası) mercan ailesinin fertleri işletir. tamer abi ye "en büyük cimbom gezmeye geldik yemek yicez" deyin otursun sohbet etsin.
    abi bütçe kısıtlı derseniz de beşikçiler in sponsorluğunda, tıkınak vardır. bütün gece açık zaten.
    taze sıkılmış meyva suyundan sosisli goralı ne isterseniz, istanbul dan daha kral yapar selim abi.
    ekmek alacaksanız, millet fırını tavsiyemdir. köprübaşına kadar çıkarım derseniz orada, vakfıkebir ekmeği var, her saat üretim var. şahane bayatlamaz. kuşaklı beşli ekmek.
    terminalin oradaki fırın ise öğrenci fırını resmen. her saat her türlü ekmek çıkar.
    bir de köfteciler var. isimlerini hatırlamıyorum ancak oradaki köfteciler de her saat açık olur.
    bir tanesi vardı hele oğlu cs den arkadaş. süper köfte yapar.
    oldu para var. gezelim görelim arabamızda var derseniz. uludere alabalık tesisleri. alkolsüz.
    muammer abi vardı en son orada, gidin en ucuz en leziz çiftlik alabalığını orada yersiniz.
    yemekten sonrada oradaki arkadaşlara rica edin. buralarda küçük bir şelale var diye. tarif etsinler.
    yirmi dakikalık yürüyüşten sonra şahane bir vadi ve sonunda karpuz çatlatan soğuklukta bir şelale.
    günübirlik gittiğinizden imkan olur mu bilemem ancak, o şelale yazın bunaltıcı sıcaklar da kenarında bir mangal partileri görmüştür ki sormayın.
    suyu buz gibidir gerçekten.
    giderken vadide yol üzerinde uzun çam ağaçlarının arasında gördüğünüz beyazlıklar kar dan geri kalmış buzdur. şaşırmayın. güneş görmez buz gibi eser.
    bir de atakbaşı.
    şimdi hendek te biriyle ağız dalaşına girerseniz muhakkak duyarsınız bu ismi. " seni atakbaşına kaldırırım ulan" şeklinde.
    atakbaşı hendek te bir tepe. yolun devamında kocaali tarafına çıkarsınız. eskiden orası kullanılırmış ki biz hala orayı kullanırız. gezip görmek için süperdir.
    atakbaşı her akşam kalabalıktır. [ramazan dahil] arabasına atlayıp içkisini alan oraya gider. muhteşem manzarası vardır.
    şimdi hendek te çıtır kuruyemiş var ayhan abi. çıtır ayhan. her konuda yardımcı olur size.
    diyelim gittiniz, ev arayacaksınız. esnafa da danışın. yardımcı olurlar.
    arka taraflardaki, otoban a bakan köylerin tepelerinde ev yaptıran çok zengin kişi vardır.
    havası oksijen komasına sokar adamı hendek in.
    hele köylerinde 3 ay yaşasanız başka yeri gözünüz görmek istemez.
    öğrenci olarak gidecekseniz, yada bir dönem oralarda yaşamak isterseniz, herkesle iyi geçinmeye bakın derim. aradahan otel var. iyidir. hendekteki iki otelden biri. serdar otel i bilmem ama aradahan iyidir. tamer oradadır herhalde. beyaz eşya felan alacaksanız da atabeklere gidin.
    haddinizi ve kendinizi bilmek. size en güzel yaşanan günler olarak dönecektir.
    bir dönem hendekspor amigoluğuna amcam çarli engin ile soyunmuş olsakta, alkol komalarımız ve kavga çıkarmaya müsait taraftar dostlar sayesinde uzak kaldık.
    bursa da deplasmanda aslan gibi savunduk orası ayrıdır.
    düzce ve akyazı lıları sevmezler.*
    giderseniz yaylalara çıkma tekliflerine hemen atlayın, pişman olmayacaksınız.
    mandıra ların birinden kesin ev yapımı çerkez/abhaza peyniri alın.
    tanıştıklarınıza geleneksel/yöresel yemekler yaptırın.

    çok özledim yahu.

    (bkz: gaffar okkan)
    (bkz: kenan ali gürsel)
    (bkz: tayfur havutçu)

    edit: ince ayar
  • her üniversite şehri gibi bu da birilerinin hayatında çok önemli bir yere sahiptir. dört yıl orada yaşamayı bir eziyet olarak gören öğrenciler mezun olduktan sonra orayı özlerler (gerçi görmeyeli dört yıl oldu, belki bir şeyler değişmiştir). oralı olmayan için gerçekten değişik bir kültürdür. önce anlaşılmaz, mantık verilmez; sonra alışılır (ama yine anlaşılmaz). -çalıştığı zamanlar- belediyenin internet sitesindeki sokak kameralarından arada bir caddelere bakılır, kalabalıklar izlenir, gülümsenir... bazı bazı özlenir.
hesabın var mı? giriş yap