159 entry daha
  • "nurullah ataç'ın 1 ocak 1953'ten başlayarak günce başlığıyla yazdığı günlüklerin son havadis gazetesinde yayımlanması, türe duyulan ilgiyi artırdı. günlük adını taşıyan ilk yapıt, salâh birsel'indir (1955)."

    pulse oksimetrenin günlük kullanımdaki değeri hakkında bir acı anı: ev tipi bir pulse oximeter ile covidli kadın hastanın oksijen doygunluğunu 57 mi ne görmüşler. kız kadeşi ünlü bir göğüs cerrahı. 57'yi gören eczacı kayınbirader "çabuk yoğun bakıma götürelim!" dediyse de göğüs cerrahı "alet yanlış almıştır," demiş. yoğun bakım geciktiği için covid'li abla ölmüş, kurtarılamadı.

    "günlük tut - her bir tohumu yakala ve nadir çiçeklerin toplandığı akvaryumda açmalarını sağla - yaratan yaratıcı özü ve bütünlüğü koru (daha azını ederinden fazlasına satma) ve hiçbir kadın daha fazlasına sahip olamaz - sürekli sosyal hayat iç-dünyayı* öldürür ya da aldatır: bunu nadir ve ilgi çekici hale getir." sylvia plath - the journals of sylvia plath

    "günlüğümü size miras bırakıyorum. bana hep kişisel belgelere meraklı ve onları okumayı seven biri gibi gelmişsinizdir." mihail bulgakov - genç bir doktorun anıları

    "bu tarihten* sonra atay'ın günlüğü; onun iç ve dış dünyasının tutanağı olmaktan çıkar; yaşamının değil, kurmaca metinlerinin nasıl oluştuğunun yazılı belgesine dönüşür. içinde, okuduğu kitaplar konusundaki düşünceleri, makale taslakları ve kimi yerde ülkedeki edebiyat gündemiyle ilgili görüşlerinin kızgın bir lav gibi geçtiği notların da bulunduğu bu metin, edebiyatın yaşamın yerini aldığı alışılmamış bir günlüktür; okuma ve yazmanın soyut dünyasının, kendi reel yaşamının önüne geçtiği bir insan tarafından oluşturulmuştur." yıldız ecevit - ben buradayım

    "6.8.1970* tarihli günlük notunda, "bu arada kitabı bitirdim, yani üç yüz sayfa yazdım; onun telaşı vardı," (g.14) diye sözünü eder bu çalışmasından. romanının son sayfasına düştüğü tarih 26 temmuz 1970, "tutunamayanlar"ın bu ikinci etabının bitiş tarihidir. bu tarihten sonra bir iki yeri yeniden ele alıp düzeltmeyi/kısaltmayı düşündüyse de bunu gerçekleştirmez. "bir daha düzeltirsem, bütün samimiyeti yok olacak," der uğur ünel'e.] yıldız ecevit - ben buradayım

    ["bizim 'ilk günah'ımız budur: cezalandırılmayan küçük günahların toplamı - hoşgörümüz de budur. ayrıca devlet de aynı suçluluk duygusu içinde müeyyideleri uygulamaz. bu bakımdan bağışlayıcıdır. karşılıklı bir oyundur bu. bağışlanmayan tek suç, bu oyunu fark etmek, bu oyuna karşı çıkmaktır. gerçeği aramaktır. bilim bunun için tehlikelidir, felsefe bunun için tehlikelidir, 'deneme' bunun için tehlikelidir, roman ve hikaye bunun için tehlikelidir." (g.96-98) bu felsefesiz toplumun, tüm felsefeleri yasaklayan 'tek felsefesi' ise islam'ın ve diğer tek tanrılı dinlerin 'memento mori'si ile bütünleşir: ölüm: "bu dünya geçicidir. (...) her şey geçicidir. belgeler gereksizdir, unutulacak ayrıntıları yazmak anlamsızdır. belki de unutmak esastır. öğrenmek, kendini tanımak mutsuzluktur." (g.92)] yıldız ecevit - ben buradayım

    [bana kızınca -bu çok sık olurdu- "senin aynadan gördüğünü ben 'dıvardan' görürüm," derdin. annemle birlikte 'dıvar' sözünle alay ederdik. şimdi benden küçük olanlara karşı bu cümleni kullanıyorum, gülüyorlar.] oğuz atay - günlük

    "kendini çok beğendiğin halde, kusurlarını bilmediğin gibi meziyetlerinin de farkına varmadın. sana yöneltebileceğim en kuvvetli tenkit şudur: kendini sunmasını hiç beceremedin." oğuz atay - günlük

    "insan bazı olayları yaşamanın heyecanını kaybedince, aynı olayları tekrar yaşarken daha ustalaşıyor; yaşamanın akışına kapılmadığı için daha üstün bir yaratıkmış gibi görünüyor başkalarına. oysa duyarlık bitmiş." oğuz atay - günlük

    "yeni roman dizisi için notlar:

    (...) evimizin bahçesinde, sokağın köşesinde tek mezarlar yer almalı. her şey geçicidir. belgeler gereksizdir, unutulacak ayrıntıları yazmak anlamsızdır. belki de unutmak esastır. öğrenmek, kendini tanımak mutsuzluktur. (...) osmanlı, islamlığı ciddiye aldı. islamlık put kırıcılığını ciddiye aldı. osmanlı bunu islamlığın ciddiye alınışından da öteye götürdü. kuralları ciddiye aldı, insanları ciddiye almadı." oğuz atay - günlük

    [witold gombrowicz 1953'te günlük'ünün ilk yılında (ölümüne kadar on altı yıl aralıksız yazacaktır) bir okuyucu mektubundan alıntı yapar: "sakın kendinizi yorumlamayın! siz sadece yazın! kışkırtılıp kendi eserlerine önsözler yazmanız çok yazık, önsözler ve hatta yorumlar!" gombrowicz yanıt olarak, "elinden geldiğince ve yapabildiği kadar uzun süre" kendi hakkında açıklamalar yapmaya devam edeceğini yazar, çünkü kendi kitaplarından söz edemeyen bir yazar "tam bir yazar" değildir.] milan kundera - le rideau

    (bkz: günlükler/@ibisile)
    (bkz: günlük tutmak)
    (bkz: sevgili günlük)
    (bkz: günce)
    (bkz: günlerin tortusu), yazılı günler, gündökümü, tanışma günleri anları
    (bkz: ilkyapıt)
    (bkz: günnük/@ibisile), buhur, sığla
    (bkz: toban)
    (bkz: ağır mübarek gün)
    (bkz: ölü yıkama/@ibisile)
    (bkz: çerçi buhuru)
    (bkz: anne frank)
728 entry daha
hesabın var mı? giriş yap