• sevgili gunluk,

    bugun 21 temmuz 2022 persembe ve fernley nevada'da saat aksam 8:22.

    yorgunum. gerci bugunlerde solo suruyorum. cunku sali gunu inspection oldu. colorado dot inspect etti beni ve bizim sirket inspect olani 7-8 gun team calistirmiyor sorun yasamamak icin.

    team calismak demek sanki arabada iki sofor varmis gibi calismak demek. bu yasak aslinda. bir sofor en fazla 11 saat tir surebilir bir gunde ama biz zaten bu nedenle fazla para kazaniyoruz. tek basimiza team yaptigimiz icin.

    ancak iste inspection oldu mu 1 hafta ara veriyoruz buna, olur da ayni hafta icinde baska bi inspection daha olursa ayvayi yeriz cunku.

    inspection'da polis sorarsa aslinda bir codriver'imiz oldugunu ancak onu bikac saat once su sehirde bu sehirde indirdigimiz yalanini atiyoruz. guya biz yeni surmeye basladik aslinda o saate kadar diger sofor surmustu ve onu da az once indirdik iste, evine gitti falan.

    ama ayni hafta icinde ikinci kez inspection olursa bu yalani 2. kez soylemek zor.

    polisler genelde son bir haftaya bakiyor. ilk etapta bakabildikleri bu. arzu ederlerse bir yil gecmisine bile bakabilirler ama onun icin sirkete ulasmalari ozel istekte bulunmalari falan lazim ki hem surec uzun hem de sirket onu ayarlar oyle yollar zaten herhalde.

    ayarlamak soyle mumkun cunku her sey elektronik ve tabii her yerde bir edit dugmesi var yanlis girilen bilgileri duzeltmek icin.

    polis bu yapilan edit'leri gormuyor mu? bildigim kadariyla her seyi goruyorlar. aslinda ozet su: amerikan baskani dahil herkes bu illegal isin icinde. ulastirma bakanligi da biliyor donen dolabi, polis de. goz yumuyorlar ticaret donsun, zenginler daha zengin olsun diye. isci haklari, insan haklari dunyanin hicbir yerinde yok. amerika'da da yok. koleyiz her yerde. ben de burda kole olayim dedim.

    peki neden inspect ediyorlar? dostlar alisveriste gorsun. bi de tabii bariz hatalar yapip, nebliim polisin gozune gozune sokarsan, edit dahi yapmazsan, bas bas bagirirsa logbook'un fazla fazla surdum bugun diye e o da mecbur yapistirir cezayi artik napsin.

    hiz limiti gibi falan. hiz limitini asinca da durduran yok ama hiz limitinin iki katina cikarsan mecbur kalip durdurur tabii polis de. yoksa polisin sikinde mi senin hiz limitini asman. o da diyo ki "amina koyim kimseye bulasmadan sag salim evime gideyim de 3 kurus icin manyagin biri sikmesin belami". yoksa polis de bayilmiyo tabii ki maas karsiligi hayatini riske atmak icin.

    e madem bu hafta fazla saat suremicem, fazla mil yapamicam, firsat bu firsat california'ya gideyim dedim. hem evden esyalarimi alirim, hem karimla bosaniriz, hem borc para bulabilir miyim bankalardan (tir almak icin) ona bakarim, hem tir satan yerlere ugrarim taksitleri, satin alma seceneklerini ogrenmek icin, hem tabanca almaya calisirim (isi sansa birakmamak lazim gerektiginde olumu beklememek, kendi kaderini kendin cizmeyi bilmek lazim), hem bi daha letha weapons'i sikerim, belki danielle delaunay'i bile sikerim belli mi olur, $600'a veriyor phoenix'te, letha da $300 sacramento'da, oyle yani.

    karimla 3 yildir falan ayriyiz sanirim. eve de pek ugradigim yok ama (zaten yollardayim) evde bi valizim var, ikide bi onu arguman olarak kullaniyor. ornegin ona o kadar yardim ediyorum, para gonderiyorum, "e burasi senin de evin esyalarin burda" diyor. ulan ne esyasi ben 3 yildir o esyalar olmadan yasiyorum, cope gitse umrumda olmaz ama neyse. gideyim alayim bari. valizde de iste kitaplar defterler bikac tshirt falan vardir sanirim. macbook'umu ona birakirim, satmak mumkunse satsin. benim icin aldigi jordan ayakkabilari da birakirim. zaten giymiyorum. onlari da satsin satabiliyorsa bari. toyota camry'yi de birakayim en azindan yedek arabasi olsun ilerde lazim olursa yine gider alir kullanirim ama tir surdugum icin su an arabayi kullanamiyorum zaten.

    bosanmak icin de benim oraya gitmem gerekmiyor benim bildigim ama o benim de imzam gerekiyormus gibi konusuyor. aman neyse ne, gerekiyorsa da atariz imzayi nolcak ki. oh be, bosancam ha sonunda. vay anasini. hayalimdi ya bunlar: abd vatandasligi, bekarlik. yasasin. uzun sure cok duygusaldim. kiyamiyordum. bosanamam diyordum. ama iste zaman her seyin ilaci. aramiz kotu. anlasamiyoruz. ayda yilda bi konustugumuzda bile kavga ediyoruz. hal boyle olunca "tamam ya bosanalim bitsin zaten bu ne amk" diyosun. oh cok sukur.

    yalniz california'da bosanma 6 ay suruyor. bugun basvursak ocak'ta bitecek yani resmi olarak. veya agustos'ta tam basvursak misal subat'ta ozgurlugume kavusurum.

    sonra ne istiyorum biliyo musun, amerika vatandasligi isteyen zengin sisman cirkin bir kadin bulmak istiyorum. parasini yicem evet. o da vatandas olcak. mis.

    parasini yemek derken yatirim yapip zenginlesmekten bahsediyorum. yoksa salak salak seylere harcama seklinde yemek degil.

    bankalar faize borc verebilir. business kredi karti da alayim zaten. tir alma isi biraz stresli cunku 2. el alacaksin, o kadar para vereceksin ama arizali da cikabilir, hayatim sikilebilir. sifir alayim desen $250k amk!

    sirket de kurayim. tir sirketi kurmak iki ay surebiliyor. devletten mc numarasi, dot numarasi falan alman lazim, onlarin da gelmesi iste 2 ayi bulabiliyor basvurduktan sonra.

    babama arabasini satabilir mi diye de sordum. "tir alayim, daha cok kazanayim, sana daha iyi araba alirim" dedim. "olur tabii" dedi sagolsun. ama bankadan faizle borc alirsam onun arabasini satmasina gerek kalmaz. arabayi da ben almistim gecen yil $25k para odemistim. o parayi tirin pesinatina da kullanabiliriz. hatta pesinat $13k falan lazim. ama cebinde de bi $15k olsa ise baslarken fena olmaz. cunku masrafli is, en ufak arizalar kac paralara maloluyor. tekerler de pahali. diesel de pahali zaten.

    bi de kasim ayinda $13k gelecek bana sanirim. uber'e actigim davadan kazandigim. o da bi opsiyon.

    kuzen diyo para yollayayim ortak olalim ama e o zaman isimden ayrilmasam daha karliyim. yani ortakla paylasinca bi sey kalmaz ki. ha isi buyutursun o zaman olur ama tek tirla cok mantikli degil tabii ki ortaklik. ben surcem, onunla paylascam. olmaz oyle. ama soforlerimiz olur, bize calisirlar, paylasiriz falan.

    tabancayi ohio'dan almayi denemistim ama orda ogrendim zaten meger sadece kendi eyaletimizden alabiliyormusuz. orda oyle dediler en azindan. nebliim. istedigin zaman hayatini sonlandirabilecegini bilmek stresini azaltabilir insanin. risk alirken "basaramazsam kafama sikar kurtulurum" rahatligi olur belki. veya gotum basim agridiginda agriyla aciyla yasayacagima siktir olup giderim bu dunyadan. doktorlardan, tiptan nefret ediyorum. o kadar da degil. bi kismi guzel. ama bi kismi da tiksinc. kimse o orospu cocuklarinin eline dusmesin. senin agrin acin onlar icin para pul neticede. amkoyim boyle hayatin.

    dun sophia'nin amini yaladim. bosaldi agzima. hosuma gitti tadi. $250 verdim bunun icin ona. sonra ben de siktim bosaldim. sonra ise gitti. restoranda calisiyor. ogrenci. universite 2. sinif. paraya ihtiyaci vardi ben de iyi kalpli bir insan oldugum icin "amcigin karsiligi sana benden 250 papel calisir kizim yavrum" dedim. "cok iyisiniz beyefendi" deyip dualar edip bacaklarini acti. once yaladim sonra bastim eksi'yi. eksi benim kucuk oglanin adi oluyo bu hikayede. keh keh keh. cok komik.

    neyse efendim baktim donu yatakta duruyo giderken, dedim "donunu unuttun", "sana biraktim" dedi. "bedavaya mi" dedim salak gibi ne diyecegimi bilemedigimden, o da dedi ki "essek degilsin ya atarsin 3-5 kagit". hakettim bu cevabi o salak soruyla. $250 vermissin daha ne soruyon de mi? yoo. salaklik parayla degil ya.

    dedim "lutfen soyle kac para bu don?", dedi $10. dedim "hepi topu $10 mi aticam yani simdi ama dedim boyle ticaret olmaz sen bunu $10'a almissindir bana daha pahaliya satman lazim ki kar edesin" dedim. "cok haklisin" dedi "o zaman $30" dedi ve yolladim $30'i. oglum ben geri zekaliyim sasiriyo musun, hayir, cunku ben yillardir geri zekaliyim zaten yeni bir sey degil.

    amcik kadar sevdigim baska bi sey yok su hayatta. hatta zaten hicbir sey yok ki sevdigim baska. eve ilgi duymam, arabalara hic ilgi duymam, icki sigara kumar uyusturucu ot mot, tatil gunes kum deniz - hicbirisi sikimde degil. ama amcik. ama amcik. off. iste ona tapiyorum. i believe god is a woman! keske dunyanin en amsalak adami falan yarismasi olsa da gitsem o alanda nobel, oscar, emmy ne varsa alsam silsem supursem. butun odullerimi satar kazandigim milyonlarla, binlerce onbinlerce amcik yalarim biliyor musun? cok guzel bir sey. bayiliyorum. sicacik. islak. ve yumusacik. anne eli degmis gibi. gulucuk. orama da gulucuk, burama da gulucuk. haydi kalin saglicakla. baska amcikli gunluklerde gorusmek uzere.

    (simdi saat 9'u 19 geciyor. 9'u 7 gece yazi bitti, 10 dk'dan biraz fazla da okuyup imla hatalarini duzeltmekle gecti. bunu yazmam 1 saat surdu yani. vay anasini sayin seyirciler)
  • (25 agustos)

    23 agustos sali 2 tane yuk iptal oldu. biri sabah. biri de aksamustu. aksamustu olan icin stockton'dan san francisco'ya kadar surdum bi de. sonra o da iptal olunca gerisin geri stockton'a donuyodum, ordan miami yuku firsati vardi ama ben daha yola yeni cikmistim ki baska biri kapti o yuku de. sonra dediler "sen san francisco'da bekle biz yuk bulunca haber edicez". ben de hem canim sikkin, hem kizginim, hem de tirla bay area'da takilmak pek aklima yatmadigindan, biraz da giciklik da olsun diye surdum geri stockton'a. daha dogrusu surucem dedim ama tracy'ye varinca yorgunlugun da etkisiyle kenara cektim.

    hemen orda giant burger vardi. girdim grilled cheese ve chili cheese fries soyledim. amk 2 tane ghetto zenci bagira bagira muhabbet ediyo. icimdeki fasist irkci o.c. cildiriyordu. oyle kotu seyler hayal edip, oyle kotu seyler yapasim geliyor ki bazen danimarka'daki pakistanlilara, taksim'deki araplara ve ghetto kacagi zencilere, hitler'in ruhu benim ruhumun onunde diz cokup tovbe ister ama tabii tasvip edilecek bi durum degil bu. siz yapmayin. ben de icimde yapiyom zaten, disarda kuyrugumu bacaklarimin arasina kistirip, yarraklarini yalamaya devam ediyom.

    camis gibi yiyip, okuz gibi sictiktan sonra, tirima cekilip uyudum. sabah polisin kapiyi "kalk siktir git" vuruslariyla calmasiyla uyandim. cami actim, "buraya park edilmez" dedi, "tamam 2 dakka icinde kayboluyorum" dedim ve 2 dakka bile olmadan kayboldum.

    kayboluyodum, yoldaydim, mesaj attim "konum degistiriyom", "o uyandin mi? biz sana yuk bulduk oglene. bari o yone dogru git" dediler. ters yondeydim. döndüm oakland'a taraf, newark'a gittim. erkenden yuku de aldim. gerci newark'tan bos trailer alip oakland'a gectim, onu birakip dolu trailer alip reno'ya surdum. reno'dan trailer'siz roseville'e geri dondum ve roseville'de yuk hazir olana kadar 3 saat uyudum. gece sabaha karsi 3-4 gibi hazirdi yuk.

    roseville'de sagir ve dilsiz bi adam calisiyodu. beni yanina cagirdi, bilgisayar acik, bilgisayarda goruntulu konusma, karsida bi kadin, bu adamin isaret diliyle soylediklerini bana tercume ediyor. amazon sagir ve dilsiz calistirmak icin bi de tercuman calistiriyor. hayrina degildir, yine vardir onun bi vergi indirimi bi seysi jeff bezos icin. yoksa yarali parmagina iser mi bunlar? o da nasil bi deyimse? yarali parmaga niye isesinler amk?

    sabahin korunde yuku alip vegas'a yola ciktim. daha once bu bolgede hiz cezasi aldigim icin trafigi herkese zehir edip durdum. hiz limitini asmiyorum korkumdan, arkamdaki herkes alzheimer anama kufrediyor orospu cocuklari. hehe. olsun. kufru severim. ben de edeyim, bana da etsinler. opuselim, barisalim.

    1-2 saat surdukten sonra baktim gozlerim kapaniyor, "sikerim amazon'u da, las vegas'i da" deyip rest area'ya girdim, uyudum. 2 saat sonra bas agrisi mas agrisi kalmamisti, uyandim ve devam ettim.

    yol film gibi. vahsi bati. nevada colleri. walker gölü, golun guneyinde dunyanin en buyuk askeri deposu. kucuk kasabalar. çöl, çöl, çöl, daglar. muthis manzaralar. ya da ben abartiyorum. sag tarafimizda ölüm vadisi kaliyor. saga donup 1 saat ilerlesem orda. bazen ufak videolar cekiyorum yolda ama nereye yukleyip nasil link koyarim bilmedigim icin kaliyor. gorsel yukleyebiliyoruz ya oyle bi de video da yukleyebilsek keske. guzel olurdu. instagram ve youtube pek mantikli gelmiyor. cunku kendi kanalini reklam ediyormussun gibi oluyor. (kaldi ki ben zaten sosyal medya pek kullanmiyorum. fake hesaplar var am got meme takip etmek icin o kadar). baska bi yolu olsa keske. ya da var belki de ben bilmiyorum iste.

    iki serit var zit yonlere giden. ters serit bosalirsa ondeki yavas sureni gecebiliyorsun. kaplumbaga gibi ilerleyen bir tirciya anani sikeyim kornasi basip gectim. burasi nevada. burda basarsin. benim basamadigim yer california. cunku orda tirlar icin hiz limiti farkli, kucuk arabalar icin farkli. diger eyaletlerde oyle degil. california her seyiyle cikiklik yapiyor sag olsun.

    korna dedim de aklima geldi, oakland'da yuku limandan aldim. devasa bir geminin eteklerinden kopardim bir trailer ve cikiyordum ki iki tir birbirini kornaliyor, "once ben giricem, once ben giricem" diye. konuyla alakam olmadigi halde ben de kornaya bastim ortam yumusasin diye. icimden geldi. ortam yumusadi. soforler guldu. ben de guldum. guzel bi andi benim icin. bazen boyle ufak seyler de oluyor gulumseten. olmuyorsa da onlari biz var edebiliyoruz.

    "bu sabah annemiz kotulesti yine" dedi kardesim. onun da isi zor. ben uzaktayim, gormezden gelebiliyorum. o her anina sahit oluyor. daha her seyi unutmamisken, konusabiliyorken annem doktora gittiklerinde "ölmekten korkuyorum, deli olmaktan da korkuyorum" deyip duruyormus annem. ben duymadim ama kardesim ölene kadar hep duyacak bunlari beyninin icinde.

    joe biden bi suru ogrenci kredi borcunu iptal etti ama benim zavalli esimi kapsamiyor bu af. cunku onun annesi kefil olmus parent plus loan almislar ve iptal olan loan'lara dahil degil bu. $100k loan orda duruyor hala.

    simdi vegas'tayim. sikis mikis pek aklima gelmiyor bu aralar. hem dallas'taki kizin beni ekmesi, hem paramin suyunu cekmesi derken sikisiyoz da noluyo sanki ya, orospular da ugrastiriyor, en guzeli yatip uyumak. olmadi bi otuzbir patlat 2 dakka sonra yat uyu. otuzbir icin malzeme veren onlyfans kizimiza da attik mi $5 tip. cildiriyo bazilari onlyfans'teki kizlara tip atildigini duyunca. cildirin amk. varimi yogumu onlyfans kizlarina vericem. yeter ki kizlarimiz soyunsun. amin.
  • (23 agustos)

    california'da silah almak istediginizde oyle hemen alamiyorsunuz. parayi oduyorsunuz ondan sonra 10 gun beklemeniz lazim silahi alabilmek icin. hani alelacele silah alip birini gebertmeye gidecekseniz siniriniz sogur 10 gun sonra belki diye herhalde.

    diger eyaletlerde boyle bir sey yok. sadece california'da var. ben de california'da oturdugum icin ve silahi da california'dan alacaktim, o nedenle bana da bu uygulanacakti.

    baska eyaletten almaya kalkistim ama, ohio'da mesela girdim magazaya california'dan alman lazim dediler ben de mecbur california'ya geldigimde aldim.

    aldim derken parayi odedim. 10 gun sonra burda olur muyum bilinmez dedim alirken. peki dedim diyelim ki 3 ay sonra geldim, alabiliyor muyum? hayir dedi adam megerse bi de ust limit varmis bu sure ile ilgili. 10 ile 30 gun icinde almak zorundaymissin. agustos'un 3'u ile 23'u arasinda alman lazim dedi. yoksa bi daha iste 35-40 dolar oduyorsun, bi daha bi islem yapiliyor, bi daha 10-30 gun arasinda gelmen gerekiyor.

    eski calistigim sirkette 3-23 agustos arasi california'ya donmem lazim demistim, tamam demislerdi ama sonra isi biraktim. yeni sirkette de daha yuk bulamiyorlardi kaldi ki beni california'ya gonderin diyeyim.

    ama tesaduf bu ya beni california'ya gonderdiler. 21 agustos'ta san diego'ya vardim. ama ben sacramento'da oturuyorum. aldigim silah da sacramento'da. san diego guneyin guneyi. sacramento kuzeyde. california cok buyuk. kuzeyiyle guneyini ayirip iki eyalet yapsalar siritmaz. kuzeyde san jose, san francisco, sacramento var. guneyde los angeles ve san diego.

    dedim san diego'dan simdi herhalde bi yuk bulurlar tee allah bilir nereye, hangi eyalete, ebesinin amina. genelde oyle olur cunku. bi eyaletten bi eyalete kosturur dururuz. ama bu sefer oyle olmadi. siradaki yuk kuzeyde bi yer olan tracy'yeydi. 22 agustos'ta tracy'deydim. allah allah dedim, herhalde bu tabanca benim alin yazim. ama 22 agustos pazartesi gunune denk geliyor ve bu silah magazasi da haftada iki gun kapali: pazar ve pazartesi. acik oldugu gunler de sabah 10'da aciliyor, aksam 6'da kapaniyor.

    dedim ki kendi kendime eger gercekten yarin sabah 10'da hala yukum olmazsa e artik gider tabancami da alirim. bu kadar da tesaduf olmaz cunku. bunu derken bile yukun en gec o gece bulunacagini dusunuyordum. cunku genelde oyle oluyor. geceden yuk bulunuyor. hatta san diego'daki yuku varir varmaz bulmuslardi. o da olabiliyor sik sik.

    aksam bekledim bekledim ve en sonunda yuk buldular. ama sabah saat 10'da almam gerekiyordu yuku. dedim ki tamam. kismet degilmis bu tabanca. sabah 9'da yuku almaya gittim boyle bi yuk yok dediler. aradim sirketi 11'e kadar bekle orda dediler. bekledim. 11'de de hala yuk olmayinca $175 iptal ucreti alacagiz, tamam biz sana yeni yuk bulalim dediler.

    dedim demek ki bu tabanca kaderim. ciktim yola. bir saat otede magaza. yolda 50 kere dusundum donsem mi, gitmesem mi, vazgecsem mi diye. ayagimda gaza basacak gucu bile hissetmiyordum ama bir sekilde basip ilerliyordum. sanki gitmesem erkekligimden bir seyler eksilecekti. kendi kendime boyle seyler dusunuyordum. ne kadar sacma di mi? ama heyecan ariyorum ya. neyse efendim vardim magazaya. adam hatirlamadi tabii beni. dedim herhalde son gun yakaladim, alicam tabancayi. adam dedi bi dakka gorucez simdi. yazdi adimi sisteme ve dedi ki en gec dun saat 2'de alabilirdin. meger 23'une kadarmis, 23'u dahil degilmis. alamadim tabancayi ve döndüm.

    simdi yeniden $37 mi ne odemek lazim ama iste kesinlestir, haber ver tarzi bi sey dedi. bilemiyorum bi daha ne zaman gelicem. bir ara alirim belki. ya da kalir oyle bilinmez. ama silah faydali olabilir ölümcül bi hastaliga yakalanip aci cekersem bir gun. veya icinden cikilmaz bir borc batagina dusersem. veya biri beni ölümle tehdit ederse. veya tesadufen bir katliama tanik olursam.

    ama iste sorumluluktan nefret ediyorum. karim yok, cocugum yok, sorumlulugum yok. bi tek mecburiyetten calisiyorum orda sorumlulugum var. ama tabancanin sorumlulugu fena: biri alsa, biri calsa, bir yerde unutsam, bir yerde dusursem.

    tabanca hikayesi de boyle oldu bugun. ama bu aralar intihar fikrinden uzagim. cunku zaten param yok ve kimseye para gonderemiyorum ve herkes bir sekilde basinin caresine bakiyor. eski isten de ayrildim. intihar etmek istememin en buyuk sebebi hayvan gibi calisip, kazandigim parayi babama, kardesime ve esime vermekti. bu yine devam edecek ama en azindan iki haftadir boyle bi sey yok. devam ederse de cok uzun surecegini dusunmuyorum artik. cunku iste, biraktim isi ve kimse bi sey diyemedi.

    ****************************************************

    silah magazasindakilerin koyu cumhuriyetci oldugu anlasiliyor. ben demokratim mecbur. cunku lgbt haklari, kadin erkek esitligi, kurtaj hakki benim hassas oldugum konular. diger yandan demokratlarin da bir cok yanlisi oldugunu dusunuyorum. ornegin sansurculer. trump'in twitter'dan bile ucurulmasi, komplo teoricilerinin yargilanmasi ve cezalandirilmasi tasvip ettigim seyler degil. tiksinc seyler bunlar. herkes istedigini soyleyebilmeli. bu kadar basit. boyle bir cizgi olacaksa da bu cizgi coook uzakta, coook otede bir yerde olmali yoksa hemen sen sunu dedin, sen bunu dedin diye insanlar cezalandirilmamali.

    silah da degisik bir mevzu. yasaklanmasini isteyemem. insanlarin kendini koruma hakki olmali. ama serbest olunca da intihar, cinayet girla. zor bi mevzu. yine de bir taraf secmek zorunda kalsam sanki demokratlarin tarafini secerim bu konuda da. cunku dunyadaki butun sinekler yaniliyor olamaz. yani 200 kusur ulke var ve cogunda silah serbest degil ve bir tek amerika'da bu katliam kulturu var ve ayrica intihari da gercekten kolaylastiriyor.
  • 29 agustos

    yine hey heylerim uzerimde. yagmurdan da olabilir. her seyden olabilir.

    burasi port wentworth. savannah metropolu. georgia eyaleti. guneydogu abd. sirnak. florida. amk her gun her gece yagmur var. lanet olsun sevmiyorum ya florida'yi. nem orani yuksek, sicak, terliyorsun, yagmur var surekli, kurt kus bocek her taraf, yilanlardan ve timsahlardan bahsetmiyorum bile.

    dun 19 saat gecikmeli olarak florida'ya vardim mali teslim ettim tampa'da. 19 saat gecikmeli. wow. kovulmak icin daha ne yapmam gerekiyor? ofisi basip siktirin gidin burasi artik benim mi demeliyim?

    gece de yuku bulan arkadaslarla laf dalasina girdim zaten. "hizli ol, cabuk ol" bi sey dedi, "siktir git lan" dedim. demedim. "siktir git" demedim ama "lutfen beni acele ettirmeyin" yazdim. bu, o 19 saat geciken yuk degil bu arada.

    simdi soyle: 7'de tampa'ya vardim, biraktim; biraktigim gibi 30dk oteden yuk buldular oraya kosturdum, onu aldim, onu 3 saat kuzeydogu'ya jacksonville'e goturmeliydim, o da tamam. 3 saat sonra vardigim gibi de yine 30dk oteye gidip baska bi yuku alip 2 saat kuzey'e cikip su an bulundugum yere port wentworth'a getirmeliydim. tamam miyiz?

    7'de biraktim, oburunu aldim, onu jacksonville'e goturdum, hah iste orda onu birak hemen oburunu al kisminda acele ettirdiler, ben de cemkirdim. birader bunun varisi 12, oburunun kalkisi. ayni anda iki noktada nasil bulunayim amk? bu yuku alirken dusunecektiniz bunu. aynen boyle de soyledim. sikime kadar, ne halleri varsa gorsunler.

    bi de gozlerimden uyku akiyordu. gece 4 bucuga kadar, onu birak sunu al surdum. öle öle. kac tane kaza gordum. oyle bi yagmur vardi ki. zaten sel olabilir diye uyari gelip duruyor. ilk tampa'ya giderken karsi taraftan kuzey'e giden yolda 3 tane kirmizi araba birbirine girmisti. bitti, yarragi yedi o yol. herkes 3 saat trafikte bekleyecekti artik orda. arabalarin ucunun de kirmizi olmasini ateistler aciklasin amk. o nasil bi tesaduf.

    sonra asil jacksonville'e cikarken bi araba var ya; otobanda, orta seritte, pert. ona kesin birileri carpacak. gecenin karanliginda, isigi misigi da yok, selin ortasinda oyle duruyor. uyku gozlerimden akiyordu korkumdan uyandim amk.

    baska bi tane de ilerde bi yerde gordum. canimizi disimize takip calisiyoruz. ne icin? orospu kardesimiz kirasini odesin, hayatini yasasin diye.

    sabah aramis diyo ki "ya eski isi niye biraktin?". "neden daha fazla para kazanip, daha fazla para gondermiyorsun gecen yilki gibi?" diyemiyor da boyle diyor. ben de dedim burda daha rahatim. gerci burda da rahat degilim. en rahati calismamak. "ayrica" dedim, "cok da kazansam, az da kazansam cebimde para olmuyor, size gonderiyorum". evet, dedim bunu.

    zaten orospulara da gitmiyorum artik. bu iste pek mumkun degil. cunku her daim yuk cikabilir. eski iste oyle degildi. orda aksama kadar yuk cikmazsa, sabahi beklemek zorundaydin. iste o boslukta gidip sikisiyodum. veya haftasonlari da nitekim pazartesi sabahini beklemek zorundaydik. zaten en cok haftasonlari gidiyodum orospuya o yuzden iste.

    sen hic hayatinda ask bocegi gordun mu? ulan bu ne korkunc bi sey? kuzey florida'da benzin almak icin durdum, arabanin onu arkasi her tarafi bocek kayniyor. cift kafali bi bocek. ulan bu nasil yaratik diyorum. kirkayak gibi bi suru bacagi var havada ucuyor. korkunc. hemen gugila 2 heads bugs florida yazdim, lovebugs cikti. meger bunlar aslinda orta amerika'da yasiyormus da herhalde iste honduras falan, meksika korfezinden de buralara kadar gelmis. lanet olsun florida dostum cok korkuncsun.

    basta irkildim, tiksindim ama cok bi zararlari yok. ne dedigimi anlaman icin lovebug'i gugil gorsellerde aratman lazim. cift kafali diyorum amk, kafanin biri basinda, digeri gotunde. korkunc degil mi lan? hatta gugil gorsel yetmez, youtube'dan falan videosunu bulun izleyin havada 40 tane bacakla nasil ucuyor gorun sonra konusalim.

    tamam lan dunya'daki en korkunc sey degil. ama ilginc iste. cift kafanin sebebi surekli sikisiyor olmasi. aslinda iki bocek birarada ucuyorlar. sikiserek. ondan adlari lovebug zaten. fuckbug daha dogru olurmus amk. dusunsene yemek yemege gidiyorlar ama sikiserek. sicacaklar, yine ayrilmiyorlar. surekli birlikteler. surekli birlesikler. o yuzden 40 bacak gozukmus gozume, 2 bocegin bussuru bacagi olunca tabii.

    evet arkadaslar lovebug diye bi sey varmis ve ben onu ilk kez dun gordum. yeni bir sey kesfetmek heyecanverici. insanin isi gucu birakip dunyayi gezesi geliyor tabii. kim bilir daha neler gorucez.
  • 1 eylul

    calumet oklahoma. saat 3:40. artik baktim gozleri kapali suruyorum teslim oldum cektim kenara uyicam simdi.

    uyaninca mi yazsam lan yoksa? uyicam bro sikerim, uyaninca yazarim manyak miyim neyim.

    *************************************************

    12:43

    bikac saat once uyandim. amarillo'ya kadar geldim. evet, yine amarillo. toot'n totum diye travel center var da burda, genis, park edecek yeri cok, yemek de var, dus da ucuz - derken dedim yine orda durayim. yakiti da burdan aldim. zaten mudflap diye bi app kullandigimiz icin yakiti indirimli alalim diye, her istasyon da mudflap'le anlasmali degil ve zaten bu toot'n totum'u da oyle kesfettim.

    bugun burdaki mitch's texas style bbq'de zikkimlandim. ilk kez yemek yedim burdan. gecen geldigimde saat gec olmustu, kapaliydi. ekmek arasi domuz yedim, cok mutluyum. islam'in yasakladigi seyleri yapinca mutlu oluyorum. degisik bir psikopatlik cesidi. allah'tan sigarayi yasaklamamis. sigara sevmem cunku. yasaklasa mecbur onu da denemek zorunda kalacaktim. delilik parayla degil ya. egleniyoruz.

    simdi dus icin para odedim ama aynaya bakiyorum sac sakal tirasinin vakti gelmis gecmis yine. o zaman belki onu yaparim simdi. sacimi kendim kesince tam timarhane kacagi gibi gorunuyorum. cunku bi taraflarda illaki bi tutam sac unutuyorum. unutmak degil de gormuyorum.

    yalikavak'taki rus hikayesi soyle: bundan 12 yil oncesi. golden age otel var orda. bellboy'um. rusca kem kum edebiliyorum diye nerde rus var beni gonderiyorlar tercume edeyim. ben de 10 uzerinde 0.5 ruscamla tercumanlik yapiyorum.

    genelde ailelerin geldigi bi oteldi. deli tip aliyoduk ama aile olmalari biraz uzucuydu cunku sikecek kiz bulamiyoz. nerde single kizlar? neden herkes evli ve cocuklu?

    genel mudur jimmy hopalilar yakalamis bi single milf, kendi kaldigi suite'in ustundeki odayi vermis. elena diallo. kanadali bi adamla evlenip bosanmis sanirim, soyadi degismemis, kalmis. diallo daha cok zenci yarragini animsatiyor bana. belki de gine asilli bi kanadaliydi adam.

    elena da kazakistanli. ama rus. gozleri cekik degil. sarisin renkli gozlu. klimayi, televizyonu nasil kullancam diye soruyor, ben de tercumanlik yapiyorum odada teknik servisle birlikte. olayi cozduk, siktirip gitcez, "pist kivircik ayi, sen dur nereye" dedi.

    hehe, yok amk o nerden bilsin kivircik ayiyi, kivircik ayi diye cagrilma hikayem tepecik genelevindeydi. henuz 18 bile degildim. sahte kimliklerle sikismeye gidiyoduk. o zaman bi abla oyle seslenmisti bak: "pist kivircik ayi, gel önlü arkali" diye. ayi denmesinin sebebi tahmin edecegin uzere ayi gibi olmam.

    bu rus abla da ayi gibi oldugum icin kalmami istiyomus. teknik servisci arkadas bon bon bakiyo, "ne ayak amk, sen niye cikmiyosun" diye. dedim "valla bilmiyom, hamfendinin ozel bi istegi olacak herhalde, sen git ben bakim ne istiyor".

    gider mi ya, gitmemesini birak tum calisanlari toplamis kapinin 10 metre otesinde bekliyolar icerden cikcam mi, cikmicam mi diye. cikmasam odayi basip sikecekler ikimizi de.

    abla dedi ki "sicak degil mi, dusa girmek istemez misin?". dedim "isterim ama yasak amk musterinin dusunda ne isim var benim. ama ben simdi cikiim mesai bitince geliim olmaz mi? hem disardakiler ciktigimi gorsun, hem de isim gucum var sonucta". anlastik.

    ciktim. herkes derin bi oh cekti. cikmasam o gece uyuyamazdi orospu cocuklari. mesai sonrasi kimsenin etrafta olmadigindan emin olup tiklattim kapisini. girdim iceri, ilk is dus tabii. sonra yat dedi yataga. "butun gun sen calistin bize hizmet ettin, simdi hizmet edilme sirasi sende" dedi. amimi gotumu yaladi. amim yok ama sikimi gotumu yaladi iste. burda esas olay gotumu yalamasi. sik yalatmak ne, gunde bin kere yalatirsin ama gotunu yalayacak kariyi nerden bulcan abi? yas 22, ilk kez biri gotumu yaliyor. zaten o gun karar verdim "ipnelikse ipnelik, ben gotumu yalatmayi seviyom" diye. cok zevkliydi.

    sonra dedim ben seni yalayayim, "amcik yalamak igrenc degil mi? yalatmayi hic sevmem" dedi. canima minnet dedim. guldu. canima minneti anlayamaz tabii ama "that's even better" dedigim icin guldu.

    kazakistan'da telefon dukkani varmis. oranin turkcell bayisi gibi. tanistik, konustuk, vurustuk, vurustuk. yaninda kayganlastirici getirmis. gotumu sik dedi. daha hayatimda hic got sikmemisim. denedim ama basaramadim. iki hikayem vardi bunun oncesinde gotle ilgili: ikisi de liseliydi. liselileri severim. simdi de severim. 70 yasima gelince de sevicem. liseli sevilmez mi ya? siz de sevin. liseli candir.

    bu liselilerden biri "tamam tamam girdin" dedigi icin daha fazla sokmayip devam etmistim ama bence girmemistim, o yuzden onu saymiyorum. digerininse gotu kanamisti ve birakmistim. kiz "bi sey yok" diyo, ben utanmasam ambulans cagircam altima sicmistim amk bi sey olcak diye. dolayisiyla bu rus abladan once gote girmedim sayiyorum kendimi. ki bu abladan sonra da girmedim. ben gote giremiyorum arkadasim, siz nasil giriyosunuz onu da anlamiyorum. hele pornodakiler gotte tunel aciyor onu zaten fiction izlermis gibi izliyorum. ha star wars, ha adriana chechik'in gotu. gercek hayatta boyle seyler olamaz. bilmiyorum.

    elena aldi benim minik fareyi got deligine usul usul soktu. girdim. ilk ve son girisim. cok uzun surmedi. cok uzun surmeyince uzuldu, "lan ben seni hayvan gibisin, beni de hayvan gibi sikersin diye secmistim" dedi. dedim "abla disimiz ayi ama kalbimiz ceylan, guvercin, serce". "siktirtme guvercinini" dedi. tam olarak bu cumleler degildiyse de soyle bi seydi sanirim: "but i chose you bc you are huge. omg", "sorry".

    cok kizmadi yine de. anlayisli kadindi. dedi "tabii siz cok sikisemiyonuz burda. ondan boyle. anliyorum". bi gun sonra izin gunumdu. geceyi onun odasinda gecirdim. gotune girdigimde hayvan gibi bagirdigi icin (acidan ziyade, bagirmayi seviyordu kahpe) kapimizi tiklattilar. yarragi yicez diye cok korktum ama acmadi kapiyi. "they can just fuck off" dedi. they de hakkaten fuck off oldu. ilerki gunlerde bikac kez daha gorustuk ama ilki en guzeliydi bence. sonraki gunler cunku hikaye belli, bulus soyun sikis eeh. ama ilk gun noluyo lan her sey surpriz. sans bize de guldu hayatta bir kere anlayacagin. bir kadin "evladim, burda kalip beni sikmek istemez misin?" diye sordu. renkli ruyalar otelinde. yillar onceydi. cok da guzeldi.

    dun gece ruyamda ne gorsem begenirsin. tirlar kornaya basiyor ben kabus goruyorum. polis kornaya basiyor ruyamda, korkuyorum, uykuluyum, yoldan cikip kaza yapiyorum. uyandim ne polis vardi ne kaza cok sukur. sayin elena diallo ablam buralari okuyorsan senin gotune kurban olurum ben, onu bil. canimsin. o zaman 30 yasindaydi. o hesapla simdi 42 olmustur o da. siktir et. daha ziyade liseli rus lazim bize. gencler guzeldir. genclik guzeldir. herkes genc sikmek ister. 70'ine gelse bile. onun icin aydemir akbas abim uzulme, o kizlar seni yargilayadursun tv programlarinda, biz seni anliyoruz abim. acun ilicali'yi da anliyoruz. liseli seven mahsun kirmizigul'u de. 25'ine gelen kizlari ucurumdan ittirip atan leonardo di caprio'yu da.

    erkek genelde boyle bi seydir. ayidir. hayvandir. eger sizinki benim gibi degilse sarilin ona. sevin onu. kiymetini bilin. disarida fazla secenek yok: ya ayilar, ya da lezbiyenlik kalmis geriye goruyorsun ki.
  • 2004, yazın son günleri. üniversite kayıtları için izmir'deyim. dokuz eylül iibf, buca.

    kütüphanede kaydımı oldum, geldim otobüs durağında bekliyorum. üçyol taraflarına gitcem.

    otobüs beklerken karşıya iki kız geldi. liseli iki kız. güzel de kızlar. baya güzeller hem de. sarışın renkli gözlü falan, etek gömlek, fıstık gibiler.

    ben de keko keko oturuyom karşı kaldırımda. otobüsüm geldi, bindim, en arkaya yürüdüm. nasıl olsa az sonra kaybolcam ve bir daha hiç görmicem onları deyip utangaçlığımı yendim ve camdan el salladım. onlar da el salladı. hem de gülüşüyolardı.

    köyden yeni gelmiş, yatılı erkek okulunda kız yüzü görmemiş bir ultra abazan olarak bastım zile ve bir sonraki durakta indim hemen. indim ve koşarak bir önceki durağa geri geldim. kendi kaldırımıma da değil üstelik. kızların durduğu tarafa geldim koşa koşa.

    kızlar beni görünce hem eğlence buldukları için gülüşüyorlardı, hem de içlerinde bir ürkeklik vardı. ben de 3 adım ötede mal mal duruyordum sadece. ne diyeceğimi de bilmiyordum ki.

    onlar lafa başladı. burda mı okuyorsun dediler üniversiteyi göstererek, bu yıl başlicam dedim. yaşım da ufaktı. o kızlarla yaşıttım belki de. ilkokula 5 yaşımda başladığım için, liseyi de 16 yaşımda bitirebilmiştim. hatta sonradan hazırlığı da atlayınca üniversitede, birinci sınıfta kendimden 12 yaş büyük adamlarla sınıf arkadaşı olmuştum. ama konumuz o değil.

    kızlarla hoş beş, havadan sudan muhabbet yaptıktan sonra onların dolmuşu da geldi ve binmeden önce beni uyardılar. "sakın peşimizden gelme, senin için de iyi olmaz, bizim için de hiç iyi olmaz" dediler.

    ama dinlemedim. nolcak ya deyip bindim ben de dolmuşa. muavin nerde ineceğimi sordu, "o kızlar nerde inecekse ben de orda" deyip sırıttım.

    en arkaya geçtim. kızlar hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlardı. konuşuyorlardı, gülüşüyorlardı. ben de arkada ne yapacağımı bile bilmeden sadece oturuyordum. şimdilik ordaydım işte, belki indiklerinde inip bi numara isticektim, öyle bi şey soracaktım.

    ilerleyen dakikalarda dolmuş boşaldıkça muavin arkaya geldi ve kızların hemen yanına oturdu. onlarla konuşmaya başladı. ben de biraz korkmaya başladım. çünkü eğer tanışıyorlarsa, muavine başta söylediğim şey yüzünden sıçmış olma ihtimalim yüksekti.

    biraz sonra kızlar da indi. benim inmeye götüm yemedi tabii ki. ve meçhule doğru ilerlemeye başladı benim için dolmuş. nereye gittiğimi bile bilmiyordum. yani kaynaklar'a gidiyordu araba ama benim kaynaklar hakkında en ufak bi fikrim bile yoktu.

    zaten kaynaklar'a varmadan bi tenhaya çektiler aracı. futbol sahası gibi bi şey vardı ıssız. etrafta da hiç kimse yoktu. dolmuşta da hiç kimse kalmamıştı. sadece üçümüzdük: şoför, muavin ve ben.

    "hadi in" dediler. inmedim. "neden ineyim ki?" dedim. "burda inmicek misin?" dediler. "yoo" dedim, "peki nerde inicen?" dediler, "son durakta" dedim. herhalde son duraktan geri dönecek başka bi araç bulurum diye düşünmüştüm, hani son durak bir sürü dolmuşun otobüsün park ettiği bir yerse gibisinden.

    "ama bana öyle demedin sen" dedi, muavin. "ne dedin sen bana bindiğinde?" diye de sordu onun üstüne. tabii cevap veremedim. sanırım yarrağı yemiştim. ya da az sonra yedireceklerdi.

    son durağa sürdüler. arabadan indim. köy kahvesinin ortasına düştüm amk. şalvarlı dedeler vardı etrafta, her yerde. geri dönmek için ne tarafa gitmem gerektiğini sordum bi şey olmamış gibi. bi tarafı gösterdiler. o tarafa doğru götüm götüm ilerlemeye başladım.

    arkama hiç bakmıyordum. bakmak istemiyordum. takip edildiğimi görücem diye korkuyordum. korkunun ecele faydası olmadığı için döndüm arkama baktım. önce kimse yoktu. biraz ilerleyip bi daha dönüp baktığımda ise 6-7 kişi geliyorlardı.

    ilerledim, hızlandım, saklanacak bir yer aramaya başladım. koduğumun çölünde saklanacak yer de yoktu ki doğru düzgün. ama solda yerde, yamacın eteğinde beton boru gibi bir şey vardı. gidip o borunun içine saklanacaktım.

    saklandım, saklandım, çişim geldi açtım işedim, kapattım, saklanmaya devam ettim. ta ki içlerinden biri, "burda borunun içinde ayaklarını görüyorum" diyene kadar.

    borudan dışarı çıktım. yamaçta kendimi yere attım. yüzüme vuramasınlar diye yüzümü sakladım.

    eşşek sudan gelinceye kadar dövdüler beni. tekme, yumruk, tepik ne varsa attılar. allah ne verdiyse vurdular. yetmedi, yerden çalı çırpı dikenli ağaç bulup bi de onlarla saldırdılar.

    üstüm başım yırtıldı, t-shirt eşofman hepsi lime lime oldu. sırtımda kırbaç izleri gibi izler oluşacaktı.

    sonra bi tanesi, içlerinde en yaşlı olanı "durun yeter, vurmayın" deyip beni ayağa kaldırdı. 35-40 yaşında bi adamdı. kaldırdı mülayim mülayim konuştu. beni sakinleştirdi. sonra tekrar sinirlendi ve yüzüme gözüme vurup bir daha indirdiler beni. tekrar tekmelemeye, ağaç dallarıyla vurmaya devam ettiler.

    yani aslında yüzüme vurmak için kaldırmıştı adam beni. yerdeyken yüzümü saklayabilmeme kızmıştı haliyle.

    ikinci postayı da hayvan gibi dayak atıp dövdükten sonra yola sürüyüp çıkardılar beni. ayağa kaldırdılar. ceplerimi boşalttılar. telefon, cüzdan, birkaç yüz lira para falan vardı.

    arada bir yüzüme gözüme, götüme başıma vura vura götürdüler beni kapalı bir düğün salonu gibi bir yerin içerisine soktular. kapıda da zincir vardı aslında ama o zinciri de kırdılar sanırım. tuvalete girdik, elimi yüzümü yıkamamı ve bi de abdest almamı istediler.

    o an beni artık öldüreceklerini düşündüm. öldürüp, parçalayıp, tuvalete atıp üstüme sifon çekeceklerini falan hayal ettim kafamda.

    zaten sonra sordular da bana, "öldürelim mi seni?" dediler. "seni burda yok etsek kimse bir daha bulamaz" dediler. küçükten bi çocuk "bunu ablama yapmış olacaktın var ya, gebertirdim seni" dedi, suratıma yumruk attı. en çok bu ufaklığın beni sövüp dövmesi bana koyuyordu. çünkü bi şey diyemiyordum.

    "yakışıyor mu sana?" dediler, şunu dediler, bunu dediler ve yavaş yavaş sakinleştiler.

    yaşı büyük olan bir ara tecavüz etmekle de tehdit etti beni gerçi. yani güya namus davasına döverken, adam bi de tecavüzcü olduğunu falan iddia etti.

    dedi ki "bak oğlum, ben hapisten yeni çıktım. niye girdim biliyor musun?" dedi, "niye?" dedim, "senin gibi bi oğlana tecavüz ettim, sikeyim mi seni de şimdi burda?" diye sordu. o noktada adama bildiğin yalvardım "abi nolur sikme" diye.

    bi tanesi de burnuma tornavidanın arkasıyla vurmuştu o gün. burnumdan löp diye kan pıhtısı düşmüştü yere. bu olayın öncesinde burnumun kanadığına hiç şahit olmamıştım daha önce.

    neyse beni evirdiler çevirdiler, bi güzel dövdüler, ağzımı yüzümü siktiler o gün güzelce. sonra da bindirdiler bi dolmuşa, "haydi şimdi siktir git nerden geldiysen oraya" deyip götüme de güzelce bir tekme bastılar tam dolmuşa binerken. hatta sanırım o ufaklık attı bu tekmeyi de, onun ben amk, orospu çocuğu. hehe.

    bindim dolmuşa, gittim alsancak'a kadar yanlış hatırlamıyorsam. ordan da otobüsle hatay'a geçtim işte galiba.

    otobüstede o haldeyken, ağzım yüzüm yara bere, üstüm başım yırtık pırtık yine bi kız değdi gözüme. o kadar dayak yedim ama hala amsalaklığım üzerimde. bir yandan da kendimi kendime ispatlama çabası içerisindeyim beynimin içinde:

    "acımadı ki. hiçbi şey olmadı ki. hayat işte devam ediyor. bak bu kıza da yavşicam şimdi".

    işte kıza selam verdim. o da biraz acıyarak, biraz tiksinerek baktı bana. nasıl göründüğümü hatırladım. daha fazla rahatsızlık vermedim. "daha ölmedim" gibisinden buruk bi sırıtış yerleştirdim yüzüme, yüzsüz yüzsüz. ve işte hatay'daki nokta durağına kadar geldim o gece. orda bi öğrenci yurdunda kalacaktım çünkü.

    odaya kitledim kendimi. uzun bi süre de odadan çıkmayacaktım kimse görmesin diye. ama tabii fazla da uzun sürmedi oda arkadaşım odasına girmek isteyince. öyle işte anlattım herkese, bugün burda sana anlattığım gibi. daşşak geçtiler benle, herkes götünü açtı götüyle gülmeye başladı artık. ben de onlara katıldım hep birlikte kahkahalar attık. biraz da hala hayatta olduğum için atıyordum bu kahkahaları. çünkü o gün orda gerçekten öldürebilirlerdi de beni.

    şimdi bu hikayeden çıkaracağımız ders ne? ders, mers yok. komik bir hikaye işte. ya da trajikomik. yani aslında berbat bi olay ama anlatınca, dinleyince insan tutamıyor kendini. herkes hahahaha diye gülüyor. ben de gülüyorum. sen de gül diye anlattım zaten bugün. :)

    ama ille de çıkarmak istediğiniz bi ders varsa, o da şöyle olsun o zaman: "ben amcık için ölümü göze almaya karar verdiğimde henüz 13 yaşında bile değildim hatırladığım kadarıyla. onun için 16 yaşında yediğim bu dayaktan dolayı hiç pişman değilim. çünkü kızlar çok güzeldi, aga. o kızlar için ölmeye değerdi hani. bütün güzel kızlar için ölmeye değer zaten.

    onun için kartel martel siklemeyip meksika'ya kadar iniyorum, hem de tek başıma. daha kolombiya'ya da gideceğim, her yere de gideceğim.

    abazanlığın gücünü hafife almayın. benim amsalaklığımı hafife almayın. ben bugün amerika'daysam bunu da amsalaklığıma borçluyum.

    biliyorsun zaten: pornoları izledim izledim, bro bu olaylar amerika'da dönüyor di mi deyip atladım geldim. borç harç bulup atladım geldim. geldim, sokakta kaldım, aç kaldım ama dönmedim. neden?

    çünkü hep bi umudum vardı. hep bi gün amerikalı amcığı yalayabileceğimin hayallerini kuruyordum. ve sonunda başardım. bir sürü amerikalı amcığı yaladım. hatta o kadar çok amerikalı amı götü yaladım ki adamlar iki yıl önce bana vatandaşlık verdi.

    "al kardeşim bu pasaportu, bu kadar kızlarımızın amını götünü tertemiz ettin, bu vatandaşlığı çok hak ettin" dediler ve gerisi mutlu son. işte gerisini biliyorsun.

    burdan annelere babalara sesleniyorum. oğlunuzun motivasyon arıyorsanız ona bol bol porno izletin. entry'nin sonu bu. haydi şimdi hoşça kalın.

    *burdan buca kaynaklar'a kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum. amınıza koyayım afedersiniz, insan insanı öyle döver mi ya? cık cık cık. tövbe tövbe. ulan hakkaten bi sikmediğiniz kaldı. onun için de hakkaten teşekkür ederim yani. amına koduğumun hırboları. :(
  • hollywood'da yetişkin film fuarı vardı bu haftasonu:

    dani daniels

    blake blossom

    hazel grace

    evan stone

    valerica steele

    kira noir

    cubbi thompson

    romeo mancini

    jennifer white

    insta

    allah sikmeyi de nasip etsin inşallah da fotoğraflarla kalmayalım. amin. dualarınızı esirgemeyin.

    angela white da ordaydı ama sıra çok uzundu. beklemeye değer bulmadım. üstelik vip ücreti ödedim ben sıra falan beklemeyeyim diye ama sanırım kandırıldım. vip mip takan olmadı.

    @xxtornaci adına imzalı posterler de aldım:

    blake blossom

    kira noir

    dani daniels

    jennifer white

    ve sair. bi sürü foto var da. örnek olarak bunlar yeterli sanırım. güzel bi gündü. erken ayrıldım çünkü 8'de gang bang başlayacaktı. arap bi kız geldi dün: kocaman götü, güzel memeleri vardı. suratı götüme benziyodu ama götü suratımdan güzeldi kızın. siktiler yine ağzını yüzünü. ben sikemedim. yorgundum, kenarda oturmuş bekliyordum. sıra bana gelmeden kız yoruldu, çıktı gitti. benim gibi sikemeyen bir sürü loser vardı. tek ben değildim allah'tan.

    tijuana'ya gidecek adam sayısı 7'ye çıktı sanırım. mesaj grubu kurdu, derek. ucuz ama lezzetli meksikalı amcığı yiyeceğiz yakında inşallah.

    yarın beyaz eşya tamiri işine başlıyoruz yine. bol kazançlı olsun da pornocu sikelim biraz. bol kazançlı olmazsa tıra dönücem, tır parasıyla porno yapıcam ama bunu yapıcam yani.

    habib show'u biliyor musun? porn tube sitelerinde karşılaşmışsındır. o eleman da derek'in arkadaşıymış. o da benim gibi porno aşkıyla çıkmış yollara ama o ucuz ülkelerde ucuza sikip pornolar çekti hep. hani o da mümkün. pornoculara $1000, $2000 verip sikişip kaydetmek de mümkün veya gidicen brezilya'ya, dominik'e falan 3-5 dolara ya da ne bileyim 50-100 dolara - al sana porno.

    bi hal çaresini bulucaz işte. biraz daha sabır.
  • bugün de ölmedik. birileri öldü bugün. kimi bizden de gençti. kimi bizden yaşlı.

    *** *** *** *** ***

    25 mart 2023, cumartesi.

    günaydın dünya. yine güzel bir sabah. perkins'te öküz kahvaltısı yaptım. öküzlere özel french toast, yumurta, patates, ekmek, pasta - hepsi bir arada.

    altoona iowa. des moines'in kuzey doğusu. bugün burdan yükü alıp önce minnesota'ya sonra missouri'ye gidicem, en son yarın yine buraya dönücem.

    *** *** *** *** ***

    26 mart 2023, pazar.

    kardeşimin 38k takipçisi varmış. insta'da. vuhuu. bundan sonra onu destekliyorum. sponsörü benim. bizim aileden de bi tane influencer çıksın artık. haha.

    fight medical bill yazdım, resolve diye bi site çıktı. doldurdum formları yarım yamalak, bakalım ararlar belki sormak istedikleri soru olursa. $49'mış ücret, medical bill'le fight ücreti.

    *** *** *** *** ***

    27 mart 2023, pazartesi.

    yeni bir hafta başladı, gülücük. sabah 6:45'te uyandım, gülücük. 7:15'teydi appointment, gülücük. öff tamam no more gülücük; güne, haftaya gülücüklerle başlayalım demiştim sadece. gülücük, ugh!

    aldım boş trailer'ı. şimdi önce restroom ve bullshit (literally), sonra breakfast (pbj & coffee), sonra mazot, sonra yol. 9'da varmam gerek yük yüklenecek adrese.

    yükü aldım. götüreceğim yer 3'te kapanıyormuş. yetişemicektim. o yüzden rahat takıldım. wayland missouri'deki flying j'in dennys'inde salmon yedim. banyoyu kullandım, duş aldım sonta tekrar yola koyuldum. ama yorgundum. kenara çekip 2 saat de uyudum.

    kenan haftalığımı yolladı. yine $1500 civarıydı. mesut aradı güya vergileri yapacaktık ama yine kaldı. bi de st louis civarlarında golden chicken diye bi yere gittim. filistinli bi aile yerin sahibi. kız tatlıydı. sevimli kızdı. o yüzden bahşişi bol bıraktım. yedim içtim $40 ödedim çıktım.

    *** *** *** *** ***

    28 mart 2023, salı.

    st louis - chicago arası çalıştım. gün içinde yoğun, gün sonunda yorgundum.

    procter & gamble yükü taşıdım. yer çamurdu. üstüm battı.

    gece de elektriğinde sorun olan bir trailer verdiler, mesafe yakın diye taşıdım. kim uğraşacak rapor etmekle? rapor et, bekle, gelsinler yapsınlar - oldu amk. yolda millet selektör yapıyor doğal olarak ama ben de içimden "biliyorum, zaten 10 mil öteye gidiyom, allah rızası için rahat bırakın" diye cevap veriyodum onlara.

    *** *** *** *** ***

    29 mart 2023, çarşamba.

    uyandım bean and cheese burrito yeyip geri uyudum. öğlen de torta al pastor yuttum. pilot vardı ama duş yoktu. götü boklu devam ettim hayata uzun bi süre.

    bella gray diye pornocu izledim bu aralar. onu kenara not düşeyim. götünü siktiren rus gençlerden. güzel kız.

    osbirci31 için jessica robbin araştırdım ama gerçek ismini bulamadım bi türlü aşiftenin. ama güzel bi interview'sunu buldum. diğer hesapla başlığında paylaştım.

    broken latina whores'ta beba var ya, onun tiktok'u var. fazla takipçisi yok. @rohangelidiaz ama gidip de pornodan bahsetmeyin kızın sayfasında yazık. bi iki mesajlaştık. venezüelalıymış ama kolombiya'da şu an. sanırım o broken latinaların hikayesi de bu: malum venezüela'da durumlar çok çok kötü. bu kızcığazları da kolombiya'ya kaçırma sözü verip hayvan gibi sikiyorlar anlaşılan. o sitedeki şiddeti ancak bu açıklar gibime geliyor.

    back to the future 2'yi kiraladım $3 karşılığı ama yorgunluktan izleyemiyorum.

    *** *** *** *** ***

    30 mart 2023, perşembe.

    dün chicago'dan omaha'ya gitmiştim bugün geri dönüyorum.

    hesabı kitabı yaptık. yine para kalmamış pek bu ay.

    ciro: $31787.42 (geçen ay $28917).

    giderler

    mazot: $12183.90 (geçen ay da $12k).

    şoför (ben): $8582.60 (geçen ay $6651).

    maintenance repair: $1969.58 (geçen ay $2500 diyelim).

    kenan bey (ortak) komisyon: $1589.37 (geçen ay yoktu böyle bir şey).

    nesim bey komisyon: $1589.37 (geçen ay $2314).

    ücretli yol: $1476.90 (geçen ay $1000 diyelim).

    geçen aydan kenan'ın mazot için alacağı: $1385.

    sigorta: $1175.58 (geçen ay $4537).

    electronic log device: $150

    internet fee: $50

    toplam $30152.30 (geçen ay $29662).

    net: $1635.12 (geçen ay -$745).

    şoför olarak $8582.60 kazanmışım artı şirket ortağı olarak kâr var az biraz: $8582.60 + $1635.12/2 = $8582.60 + $817.56 = $9400.16.

    bu ayki emeğimin karşılığı $9400. izin günü olmadan tabii yine bu. kötü bu iş için ama ne yapacaksın? önümüzdeki maçlara bakacağız.

    *** *** *** *** ***

    hesabımda sadece $253'cık var. neden? çünkü yine olanı kalanı anneme, babama ve kardeşime verdim. ya milyoner olayım, ya öleyim, ya da bunlar ölsün. lütfen yüce zeus. lütfen. lütfen.

    amaan siktir et. zeus'un da amk. sabahlar olmasın. hayat bana güzel. istediğim an basar giderim dünyayı gezerim. amerikan pasaportum var olm benim. peh! :)
  • yuri oshikawa

    elly clutch

    lily lou

    leana lovings

    sara jay

    naty snow

    london river

    violet monroe

    kylie rocket

    natasha nice

    aliya brynn

    mica martinez

    nicole aria

    indica flower

    kendra karter

    siri dahl

    romi rain

    lulu chu

    coco lovelock

    cecelia taylor

    brenna mckenna

    brittany coxxx

    demi hawks

    holly randall

    serena santos

    zoey foxx

    connie perignon

    skye blue

    alexis texas

    adria rae

    savannah bond

    anna claire clouds

    tina snows

    ema karter

    ryan reid

    kelsey kane

    jasmine teaa

    maitland ward

    phoenix marie

    leah gotti

    elizabeth skylar

    tiffany watson

    jewelz blu

    abigail morris

    bad bella

    lucky anne

    tru kait

    melissa stratton

    sakura

    emma sirus

    reyna belle

    melanie marie

    jill taylor

    jazmin luv

    adriana maya

    alexa payne

    vanna bardot

    tommy king

    alina lopez

    violet myers

    lil ded janet

    kayley gunner

    scarlit scandal

    kazumi

    chloe temple

    melanie palo

    kaitlyn katsaros

    darryl dowe

    gal ritchie

    maria kazi

    brianna arson

    slimthick vic

    molly little

    nicolette nicole

    felicia hardy

    emily bloom

    briana moon

    aurora anarchy

    lacey jayne

    amirah adara

    dani valentina

    wisconsin tiff

    audrey bitoni

    rissa may

    xxlayna marie

    eva elfie

    hollywood ve vegas'taki fuarlar, pornonun oscar ödül töreni geride kaldı. şimdi meksika'dayım. yeni geldim, biraz dinlenip akşam kızlarla eğlenmeyi planlıyorum inşallah. bir hafta meksika, sonra bir hafta tayland, sonra bir hafta çekya ve hollanda. bir hafta latin amı götü memesi, bir hafta asian amı götü memesi ve bir hafta da white amı götü memesi. amdan memeden götten daha güzel ne olabilir ki? hiçbir şey. cennet kadınların amında götünde memesindedir. kadınlar tanrıdır. tapın kadınlara. dinimiz, amin.

    görüşürüz kanki.
  • 15 eylul 2022, persembe.
    rabbit hash, kentucky.

    surekli calistigim icin gunluk tutmakta zorlaniyorum. yeter ki surekli is olsun, gunluk karin doyurmuyor maalesef.

    ***

    geceleri hasta tavuklarinki gibi kapaniyor gozlerim yollarda ve o sekilde calisiyorum. yeter ki calisayim, hasta tavugunki gibi kapanmayan gozler karin doyurmuyor maalesef.

    ***

    bir yandan saya karim'e bakiyorum, bir yandan da ayda mosharraf'a. ikisi de guzel kiz. ikisi de esmer. ikisi de orta dogulu. ikisi de tatli. ancak birisi sarkici oldugu icin sevilirken, digeri pornocu oldugu icin asagilaniyor.

    oysa saya'nin sucu mu guzel sesinin olmamasi? belki ayda da soyunurdu sesi guzel olmasaydi? sesi guzel olmayanlar bi de soyunmazlarsa karinlari doymuyor maalesef.

    ***

    pazar san diego'da amazon warehouse'da driver lounge'a girdim. karnim ac, snack mnack alip yicem. somalili bi abi vardi orda.

    somalili abi: "daha once burada bulundun mu? saatlerdir buradayim da acaba normal mi bu?"
    ben: "daha once seninle karsilastik mi? gecen truck stop'da yemeklere bakip 'bunlar gunlerdir burda duruyor gibi' diyen sen degildin degil mi?"
    somalili abi: "hayir."
    ben: "kusura bakma. irkci miyim neyim? (sicip sivama siritisi). o abi de senin gibi boylu poslu yakisikli siyah bir abi'ydi de. (yalama yikama nasil yapilir, ogrenin). ama guardshack'e sorabilirsiniz. benim hicbir fikrim yok gecikmenize dair. cips alacaktim da, siz de ister misiniz?"
    somalili abi: "hayir, tesekkurler."

    cips aldiktan sonra kola makinesinden kola da alayim dedim. parayi soktum, icecegi sectim ve bir anda 5 adet kutu dr pepper dustu asagiya benim icin. ustelik parami da geri iade etti makine. keske elimi attigim her sey bunun gibi bozuk olsa. ama bunun gibi yani. fazla fazla verse. parami iade etse. hayat bayram olsa.

    yard'da calisan bir abi'ye yaklasip makinenin bozuk oldugunu ve orada kolalarin disarida durdugunu haber vereyim dedim.

    ben: "merhaba. driver lounge'la kim ilgileniyor? icecek alacaktim ama hem fazladan 4-5 icecek verdi makine, hem de parami iade etti. (gulucuk)."
    yard'da calisan abi: "hadi ya. ama hep oluyor bu. sukran. nerelisin sen? arap misin? sukran. (gulucuk)."
    ben: "yok arap degilim ama sukran ne demek biliyorum. tesekkurler. (gulucuk. ve rahatlama. 'tek irkci ben degilim' rahatlamasi. herkes irkci. ben butun siyahlari birbirine benzetiyorsam yukaridaki somalili abi orneginde oldugu gibi, digerleri de butun orta dogululari arap saniyor bu ornekte oldugu gibi. ne guzel. (gulucuk)."

    ***

    san diego'ya varmadan los angeles civarlarinda da trafik fenaydi. (her zamanki gibi). yine kaza olmus. bir exit alip donup dolasip freeway'e baska bir yerden girecektim ki o rampayi da kapatmislar. kalacak miydim got gibi? kalacaktim. eger ki onumdeki tirdaki ferasetli abi'nin fantastik u donusu ile girmemesi gereken rampaya kendisini sokup ilerlemesini gormeseydim.

    onu taklit edeyim dedim ama kimse sol seride gecmeme izin vermiyordu. kornaya abandim. agir tir cussemi yavas yavas sol seride yerlestirdim. u donusumu yaptim. rampaya tam giremedim ama arkadaki tir soforuyle goz goze geldim. ben nasil ki onumdeki tirciyi kahraman olarak goruyorduysam, bu tirci da beni kahraman olarak gorup 'basarili' anlamina gelen isaretler yapiyordu elleriyle, yuzundeki gulumsemeyle birlikte.

    bir iki hamlede ben de freeway'deydim artik.

    ***

    amazon warehouse'dan cikacakken warehouse bos gibiydi. hiz limiti 5 mph olsa da ben 15 mph ile cikmaya calisiyordum. bir warehouse calisani yavasla dediyse de dikkafalilik yapip sallamadim. telsizle beni kapiya ihbar etti. kapida durdugumda ordaki calisan cemkirdi biraz. sustum. cunku tartisirsam amazon uzerime cizik atar ve ac kalirim. zaten ben haksizdim: 100 uzerinden 1500.

    bir baska warehouse'da yard calisani gelip trailer'in seal'ini kopardi ve selamsiz kelamsiz aracina döndü. bu hareketi severim. ben de selam vermeyi sevmem. klise. samimiyetsiz. "merhaba. nasilsin?" iyy. sanki nasil olmamiz sikimizdeymis gibi.

    ancak trailer kapisinin zinciri yoktu ve adami geri cagirmam gerekiyordu. mecbur kalip konustu, plastik kelepce uzatti ve onu uyardigim icin tesekkur etti. asosyal ama kibar bir asosyal beyefendi.

    ***

    herhangi bir mahkemede kendimizi soyle savunabilir miyiz: "sizin bilmediginiz, anlayamayacaginiz seyler var. öldürdüm ama sebebi ve neticesi daha hayirli bir cinayetti bu. hikmetimden sual etmeyin. tanriyi ornek aliyorum."

    boyle bir savunma hakkimiz olmali. ya da tanri istifa etmeli. ikisini birarada kabul etmemeliyiz. vicdan bunu kabul etmemeli.

    ***

    uzun vadede yine calisiyor olacagim cunku onume guzel firsatlar cikiyor. her ne kadar gezme tozma hayalleri kuruyor olsam da bunlar hep hayal olarak kalacak. en azindan kisa vadede.

    ***

    san diego'dan highland'a giderken yangin dumani gibi bir duman vardi etrafta ve gokyuzunde. yangin olduguna dair uyarilar geldi telefonumuza. sert yagmur yagdi. trafik fenaydi. park ettigimde arac sallaniyordu ve ben acliktan geberiyordum. uykusuzluktan basim agriyordu.

    sali sabahi california'dan kentucky'ye yuk buldular. yine i-40. yine barstow, arizona'da kingman - flagstaff - winslow, new mexico'da gallup - albuquerque - glenrio, amarillo sonra oklahoma ve sonra i-40'den kuzey dogu yonunde ayrilip tulsa, missouri'de joplin - springfield - st louis, illinois, indianapolis derken cincinnati'nin dibindeki hebron kentucky'ye geldim.

    fake calisma saatlerimizi ayarlayan ozbekle atismak zorunda kaldim. "got load" dedim diye yukun evragini istedi. ona, bana yuk bulduklari icin "got load" dedigimi ama yuku henuz almadigim icin bir evragimin da olmadigini anlatmaya calistim. bu sefer dikkafalilik yapma sirasi ozbekteydi. "umarim guzelce aciklayabilmisimdir, hala anlatamadiysam lutfen sor, cevaplarim. tesekkurler." dedim, o da "bir sey degil" dedi. yarraga bak. bir sey degilmis. asil onun bana tesekkur etmesi gerekiyordu bu kadar aciklama yaptigim icin. ama nasil olsa yogurtlu sos da icimi serinletmemisti. o yuzden takmaya degmez bunlari. alisigiz.

    ***

    sali gunu esimle konustum. aldigim hiz cezasina dair formu benim icin doldursun diye ricada bulundum. o sirada muhabbet arasinda parasizliktan orospuluk yapmak istedigini soyledi. ciddi miydi emin degilim. keske ciddi olsa. sonuna kadar desteklerim.

    ancak onceleri bu isi yapmasini ben oneriyorduysam da o karsi cikiyordu. kardesim ve esim milliyetci muhafazakar tipler (giyimleriyle kusamlariyla degil asla. sadece beyinlerinin icerisinde. ayrica milliyetci muhafazakar derken akp'li degiller. ancak ben onlari boyle tanimliyorum. bana gore oyleler. esim siyah mesela ama o da bir siyah milliyetci ve muhafazakari iste). ancak milliyetcilik ve muhafazakarlik da karin doyurmuyor ya maalesef ve her fani bir gun timsahi tadacaktir.

    ***

    oglene dogru artik california'dan kurtulmustum. hiz limitinin truck'lar icin 55 mph olmasi california'yi sevimsiz yapiyor.

    yucca arizona'da kohinoor dhaba indian food icin durdum. denedim ve begenmedim. bir daha da asla gelmem davos'a.

    herhalde yeni acilan bir yer. dogru duzgun bir menusu bile yoktu. var olan menude de maalesef chicken tikka masala yer almiyordu. mecburen chicken curry yedim ama onun da chicken'ina dokunmadim bile. ancak o benim ibneligim, adamlarin bir sucu yok. oyle her eti yiyemiyorum maalesef.

    naan da yoktu lakin roti'yi (ekmek cesidi) bedavaya yenilediler. 4 roti yedim curry'nin suyuna bana bana. bi de yogurt drink'i alirken tuzlu mu sekerli mi diye sordum, tuzlu dedi ancak sekerli cikti. fakat pek muhim degil. sekerli de guzel.

    sonra uyudum. uyandigimda telefonda kardesimle konusmaya basladik. muhabbet bir gun evlenip evlenmeyecegime geldiginde onu en cok dusunduren seyin yaslandigimda bana bakma korkusu oldugunu sezinledim. ancak bundan korkmasina gerek var mi emin degilim. yaslanacagimdan da emin degilim. genc olmeyi tercih ederim. bu kiloyla ve sagliksizlikla da uzun sure yasamamam gerekir zaten.

    tabii biz bunlari konusurken muhabbet kufur kiyamet bol kahkahali geciyordu. guzel konustuk. guzel gulduk. arada sirada ya da her zaman ya da bol bol kufretsem de aslinda tabii ki de annemi babami ve kardesimi cok seviyorum. zaten sevmesem niye bu kadar yardimci olmaya calisayim. sprite'tan aci gerceklerden biri de maalesef tek gercegin insanin ailesinin olmasi. arkadaslar ve digerleri hikaye hep. uzucu ama gercek.

    ***

    youtube'da sucsuz bir adamin idamla yuzlesmesine dair bir video izledim. bir diger video'da genc, tekerlekli sandalyeli birisini bilerek ezip kaciyordu arabasiyla. inside edition kanalindan butun bunlar. her gun bambaska korkunc bir sey bulup paylasiyorlar sagolsunlar. korku filmlerini sevmem ancak gercek hayat hikayelerine bayilirim. fakat bu gercek hayat hikayeleri de beni hayattan sogutuyor. hayat ne kadar guzel ve ne kadar korkunc degil mi? yemekte aciyi sevmem mesela ama aciyi seven insanlar vardir ya hani. hayata karsi durusumuz bu mu acaba: aci ama seviyoruz.

    ***

    gece yine halusinasyonlar goruyordum yolda. yorgundum ama surmeye devam etmeliydim. zaman zaman sebepsiz yere frene basiyordum. gozume bir seyler gozukuyordu. yolun kapandigini dusunuyordum ama kapanmamisti. kapandigini dusunduren sign'lar da vardi ancak yine de kapanmamis yollara, isiklarin yorgun ve uykulu kafami karistirmasiyla birlikte boyle olmayan seyler goruyorum surekli.

    uyanmak icin durup dus aldim. sonra yine surmeye devam ettim. sabaha karsi 4-5 gibi uyudum biraz.

    yol kenarlarinda haçlar var. oralarda kazalarda olenlerin anisina. her yerde gorursun bunlardan. her dakika ölümü hatirlarsin. ölen geyikler ve sincaplar da unutmana izin vermezler ölümü. nihayetinde bu ölüm tehdidi sikmaya baslar insani ve ehh öleceksek de ölelim artik deyip rest cekersin kendi kendine.

    ***

    havalar sogudukca isiticiyi acagaiz. isindikca daha cok uykumuz gelecek. isitmazsam da ishalle ugrasiyorum her sabahin sogugunda. isininca havalar kan hizlaniyor damarlarimda, tansiyonum yukseliyor. soguk olunca hasta sol kulagim inanilmaz acitiyor. ne bok yesem bilemiyorum bu hasta bedenle soguklarda ve sicaklarda. hep sikayet. hep bir sorun.

    ***

    facefucking.com'da en son kimleri sikmisler diye baktim. ghettogaggers ve latina abuse'a da goz gezdirdim. guzel bir iki kiz var. cogunlugu trash. facefucking.com zaten, ne bekliyorsun ki. tabii ki trash olacak. normal birinin oralara gidip oyle seyler yasamaya okey olmasi pek mumkun olmuyor zaten.

    ***

    gece trailer'i biraktiktan sonra dar yollarda hiz yapmadan ilerlerken arkamdan gelen tircinin tacizine maruz kaldim. isiklara vardigimizda yanima cekti. ozbek asilli falandi sanirim. ciliz oldugunu gorunce kukredim. o da kuyrugunu kistirip kacti. sonra bir warehouse'un parking lot'inda uyudum. iki saat sonra uyandirdilar. tow icin gelmisler. araci cekecekler. $400 odedim. gecen hafta da $200 girmisti bu sebepten. ders olsun bari. bir daha da park etmem boyle warehouse'larin parking lot'larina.

    bir onceki sirketle, su anki sirketin yaptigi tircilik farkli. simdi daha cok buyuksehirlere gidiyorum. bu tip cezalar da sehirlerde oluyor. cunku cok arac var. ciddi onlemler almak zorunda kaliyorlar. ben de ogreniyorum. biraz pahali oluyur bu dersler ama yapacak bir sey yok. gote giren semsiye acilmiyor.

    sonra yarim saat truck stop'a surdum. agzina kadar doluydu. o kadar ki yine bir yarim saat bekledim yol acilsin da ilerleyip bir yere park edeyim. bu kadar sinirle uyku mu kalir insanda. tir isi boyle bir is. yorucu. sinirbozucu. parasi icin katlaniyoruz. kiz olsam para icin sakso cekerdim en azindan. belki zevk bile alirdim. ama erkek olunca para icin yorulmam ve sinirimin bozulmasi gerekiyor. gerci sakso yine cekerim ama kim napsin pis, sakalli agzimi, yuzumu, suratimi.

    xvideos'u actim. aaliyah hadid'in turbanli pornosu cikti. guzel guzel gotunu siktiriyordu hadid. gercek adi lythi ahna barnette'mis aaliyah hadid'in. lisede de atletmis, kosucuymus. al bak lise halleri. hadid'in derin derin gotunu siktirmesini izleyip, otuzbirimi patlatip, uyudum.

    chicago'ya yuk bulun da gidip esyalarimi alayim demistim, buldular. geldim yuku almaya, iptal oldu. simdi orda bekliyorum.

    yazmak zor ve mesakkatli. sunu yazmak omrumu yedi mesela. degdi mi? pek degil. ilginc bir sey yok. komik bir sey yok. sıkıcı. ama yazi ilginc veya komik olmak zorunda mi? sadece yazmak icin yazamaz miyim? o zaman sadece yazmak icin yazdim iste. hayat boyle bir sey cunku. burda anlattigim gibi: ilginc degil. komik degil. sıkıcı.
hesabın var mı? giriş yap