doğası gereği
-
ozculuge ve biyolojinin mesrulastirici kudretine gonul vermis bir zumrenin haykirisi. tapinaklarinin girisinde yazar.
-
post-teorilerin günah listesinin başında gelir. tikelcilikten başı dönen, temel (foundation) bizi ayartmasın, baştan çıkarmasın diye tümelle herhangi bir anlamlı eklemlenmeyi, ilişkiyi olanaksızlaştıran, mikrolaştıkça mikroyu kendi içinde totalize eden veya temelden kaçarken yeni bir temel yaratan postmodernistler kafa göz girişirler bu ifadeyi kullandığınızda.
-
turk ceza kanununun 4353. maddesine gore geregi dusunuldu: dogasi.
-
(bkz: inherently)
-
kişinin karakterine ve doğrultusundaki aksiyonlarına çözüm bulamayınca " doğası bu ya da huyu böyle " demek; kişinin neden öyle olduğunu düşünüp, geleceğini çözümlememize engel sözler ya da cümlelerdir.
-
"doğamız gereği, o kadar kofuzdur ki, bizi gerçekten ölmekten alıkoyan tek şey eğlencedir." louis-ferdinand celine - voyage au bout de la nuit
"doğamız gereği esirgenmeseydik, kendimizi ellerinden yakayı kurtaramayacağımız sorular karşısında bulurduk." franz kafka
"şu halde insan-gerçekliği, doğası gereği mutsuz bilinçtir ve bu mutsuzluk halinin ötesine geçmesi imkansızdır." jean-paul sartre - l'etre et le neant
"tabii ki sinemada tiyatroyu çok etkileyici kılan oyuncu-seyirci arasındaki dolaysız ilişkinin çekiciliği kaybolmaktadır. bu yüzden sinema hiçbir zaman tiyatronun yerini alamayacaktır. buna karşın sinema sanatını da ayakta tutan, aynı olayı beyazperdede istendiği kadar yeniden yaşatma imkanıdır. sinema, doğası gereği nostaljiktir." andrey tarkovski - die versiegelte zeit
"sanat, doğası gereği aristokrattır ve dolayısıyla halkın arasında bir tür seçmeye başvurur. zira tiyatro ve sinema gibi 'kolektif' sanatlar bile yarattıkları etkide, sanatla temas eden tek tek her insanın yaşadığı olaylara çok yakından bağlıdır. (...) sanatçı zamanı ve dünyayı eksiksiz kavrayan bir kişi olduğundan, gerçekle ilişkilerini tam olarak yansıtamayan ve dile getiremeyen insanların sesi olur. bu anlamda sanatçı, gerçekten de halkın sesinin ta kendisidir. işte, sanatçının kendi yeteneğiyle birlikte halka da hizmet etme zorunluluğu buradan gelir. ya yeteneğini son damlasına kadar ve bütünüyle ortaya koymak, ya da ruhunu üç kuruşa satmak; sanatçının yapacağı tercihlerdir." andrey tarkovski - die versiegelte zeit
"neşe, güçlerimizi kullandığımızda ortaya çıkan duygudur. hayatın amacı mutluluktan ziyade neşedir, çünkü insan olarak doğamızın gereklerini yerine getirmenin sonucunda neşeleniriz." rollo may - man's search for himself
(ilk giri tarihi: 10.4.2017)
(bkz: fıtrat)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap