3036 entry daha
  • "hocam, depresyonda gülersem orucum bozulur mu?" (bkz: oruç bozmak)

    - bir maniniz yoksa annemler size depresyona gelecekler.
    - eyvah, yatıya kalır onlar.
    - yok yok, geçen seferki gibi, rüzgar gibi geçti dersiniz.
    - ama. onun sonrası kalır.

    psikiyatrist: depresyon komisyoncusu. emlakçı olarak çökkünlüğün asıl aracısı.

    iki kez ölümün gelini oldu:
    ameliyatta ve depresyonda..

    bu var ya bu, o zaman, eve para getirme bahanesiyle dış işe gidip gidip, beni evde depresyonda bırakıyordu. sevgili desen.

    depresifler kendi sandıkları gibi güçsüz değil, afsızdırlar.

    yemek yapmak, önce ötekileri sonra kendini doyurmak için yapıldığında er geç depresyonla tanışacağınızı öngördüren etkinlik. (bkz: yemek yapmak/@ibisile)

    depresyon temelde uzamış, hatta teslim olunmuş bir hava durumu. ama depresifler için bu hava daha çok baca isinin şuraya buraya sıvanması, yağlı kurum gibi. batak- bataklık bir hava, geçmez-geçmeyecek zannettiren hava. sanki bir doğum zorluğu ve doğacak çocuğun doğmadan dünyadan bıkması ve umutsuzluğu. doğmamış çocuğun bu umutsuzluğunun, geriliminin içinde gerçek veya imgesel kayıp, kayıp tehdidi, performans sıkıntıları, bireysel anlam derdi, bissürü şey olabiliyor.

    depresiflerin meraklı ve narsist altyapıları olabilir, bu bir spekülasyon sayılır, ama kök sözcüğü merak olan marang ve marang etmek depresyonla, depresif süreç ile yakından ilgilidir. bunlar anlamca keder, üzüntü, kahretme (ki kansere yakalanmayla da ilintili ruhsal altyapı çıkabilir), üzüntülere gömülme, olumsuz yanıtı hazır biçimde geleceği sorgulama, emin ve güvenli hissetmeme tipinden duygu ve tutumlarla ilintilidir.

    üreden* diye sığırımız vardı. sürünün yaşlısı ve iyi bir örneği. çok çocuktum ama seviyordum onu. sanırım herkes seviyor diye. celebe veya tüccara veya sahiplenici birine satıldı, çok üzüldüm. sığırımız bir veya iki kere satıldığı yerden, 5-7 km mesafedeki seki'den kaçıp çukur çeylen'e eve geldi. gene verdik tabii, satılıydı, gözlerini giderken görmüşüm gibi oluyorum. oysa görmedim. onun son gönderilişinde kız kardeşimle beni kaşlı ahmet adlı komşumuza bıraktılar. akşama kadar onlarda oyalandık. o gün çallık arasında gezinirken ufacık bir tosba yavrusu bulmuştum. öyle güzel ve umut vericiydi ki. çocukluğumun en sakin sevinç ve keşiflerindenmiş, şimdi anlıyorum. ne bulduysam kaplumbağa yavrusunda. anababaev yokluğunu o dengeledi esas. belki de kendi ruhumdu, veya kızkardeşim de özne olsun, ikimizin ruhlarıydı tosbağa. başka bir seferinde evde değil öbür bir komşudayken -gönderilmişiz- eve dikiş makinesi alınmıştı. bu hüzün ve ayrılıkların sonra ilginç nesne ve mallarla telafisi, belki bende sabır gelişiminde gösterici olmuştur, şimdi kurguluyorum. oldukça sabırlıyımdır. hatta bu sabır çökkün iken kendimi seyretmeye, debelenmemeye kadar varabiliyor. depresyonum çok eskide kaldı, ömür boyu yalpalama adayıyken depresyon bana bildiğim ve bilmediğim bir şeyler öğretti, aşılı, muaf gibi oldum.

    depresyon ve panik ilaçları, içerideki deli-ama-haklı kıllı ruha karşı, eş dostun veya teknik bilen birinin hatırlı aracısı olması. bu hatır şikesi genellikle bireyin, içerdeki vahşiyi [içben, içgüdü, bilinçdışı] anlamasıyla değil, çenesini kapatmasnı sağlamayla sonuçlanıyor. özet: hasta için ilaç ve ruh hekimi, içerdeki kara sahibin susmasını, durmasını sağlayan suç ortakları. o susturma asla garantili olmaz, cahil sahip sesini duyuracaktır. kendinden uzak kalmak hak değil, suç.

    "intiharından kısa bir süre önce, şiddetli bir depresyon geçiren hemingway*, minnesota'da bir kliniğe* takma bir adla yattı. klinikteki bir psikiyatrist fbi ile temasa geçip hemingway'in bu şekilde kaydedilmesine bir itirazlarının olup olmadığını öğrendi." frances stonor saunders - who paid the piper cia and the cultural cold war

    "düşme engin-i gamma fortuna çokdur savurur
    sakin-i fülk-i rızâ ol görününce karalar" yetim

    nişanyan'ın yorumu: "fülk sandal demek, karalar çift anlamlı kullanılmış. depresyon ufukta görününce rıza sandalına otur bekle diyor."

    "pek çoğu sarhoş olduktan sonra intihar eder. melankoliklerden bazıları da içki içtikten hemen sonra depresyon geçirirler. şarabın sıcaklığı doğal sıcaklığı söndürür. (...) depresyon geçirenler, eğer sıcaklık kaybolmuşsa, kendilerini hemen asmak isterler. (...) insanların birçoğu cinsel ilişkiden sonra da depresif olurlar... kimileri de şiddetli depresyonlar geçirir, bunlar cinsel ilişkiden sonra, vücutlarındaki gerekli sıcaklık oluşturucu öğeler eksildiği için, hemen soğurlar..." theophrastos/aristoteles - problemata physica

    "albrecht von hallers (1708-1777) sinir sistemine uyarılar yapmayı başlamış. bunun öğrencileri cullen (1710-1790) ve j. brown, nöropatoloji ve psikofizyoloji çalışmalarını geliştirmişlerdir. bu arada cullen'den* yazgı belirleyici bir öneri gelmiştir. cullen ruhsal rahatsızlık gösterenlerde beyin-sinir dokusunun uyarılabilme gücünün azaldığı ya da bozulduğunu düşünmüş... (...) cullen, bulgularından hareketle, merkezi sinir sisteminde damarların normal gerginlik -tonus- durumunu yitirip, gevşek -"atonik"- konumlara gelinmesi sonucu, beyin dokusu kanlanmasının azalabileceği depresyon durumlarından söz etmiştir. (...) anlatımı ve anlaşılması kolay olduğu için, giderek melankoli karşılığı da kullanılmaya başlanmıştır." serol teber - melankoli normal bir anomali

    (ilk giri tarihi: 7.4.2014)

    (bkz: depresyondayım/@ibisile)
    (bkz: çökkünlük/@ibisile), çökkün
    (bkz: postpartum depresyon/@ibisile)
    (bkz: arirang/@ibisile)
    (bkz: kim ki-duk/@ibisile)
    (bkz: ağlama/@ibisile)
    (bkz: düşünceme)
    (bkz: intihar/@ibisile)
    (bkz: münzevinin ruhuyla sohbeti)
    (bkz: ekşi sözlük'ün benim yüzümden kapanmış olması)
    (bkz: marank)
    (bkz: leonard cohen/@ibisile)
    (bkz: gerard de nerval/@ibisile)
877 entry daha
hesabın var mı? giriş yap