• çocukluk döneminde farkedilmediği takdirde ,erişkin dönemde de devam edebilen bir rahatsızlıktır.
  • şu anda yoğun bir araştırmanın içine girdiğim konu.
    -hatta o kadar derine indim ki kendimden bile şüphe eder oldum-

    her yaş grubunda görülebilir, tedavisi çok kolaydır.

    bu insanlar çabuk sıkılırlar, mesela aynı okulda aniden proje üretip sonra vazgeçenler, sıkılanlar varsa bilin ki onlar dehb sorunu ile karşı karşıyalardır.
  • mds’nin sebebi tam olarak bilinmemektedir. hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımsal özellik sadece çocuklarda daha sık gözlenen fanconi anemili hastalarda gözlenir. hastaların büyük bir kısmında hastalık ile ilişkili bir neden saptanamaz. boya sanayi ve ayakkabıcılıkta sık olarak kullanılan benzene maruz kalma ile hastalık arasında ilişki vardır. ayrıca habis hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar veya radyoterapiden yıllar sonra mds ortaya çıkabilir. habis hastalıklarda kullanılan ilaçlara örnek olarak siklofosfamid, klorambusil, melfalan, ifosfamid ve etoposid gösterilebilir. bununla beraber alkolizm, kurşun zehirlenmesi, tüberküloz ilaçlarının kullanımı seyri veya sonrasında mds gelişebilir. ancak ileri yaşın da önemli bir faktör olduğunu unutmamak gerekir. hastaların yarısından fazlasında 5, 7, 8, 11, 12 ve 20. kromozomlarda kopma veya kırılma olduğu bilinmektedir. bugünkü bilgilerimize göre mds’nin bakteri, virüs ile oluştuğuna dair kanıt yoktur. hastalığın bulaşıcı özelliği yoktur.
  • muzdariplerini yakından ilgilendireceğini düşündüğüm bir deneyimimi paylaşmak istediğim dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu rahatsızlığı

    ingilterede bir psikiyarta gidip, türkiyede üç ayrı doktor tarafından -yapılan testler sonucunda- dehb teşhisi aldığımı, bu nedenle yaklaşık bir yıldır konsantrasyon ilacı kullandığımı ancak ilaç kullanmayı sevmediğim için bunu kullanmayı bir kaç ay önce bıraktığımı ifade ettim. acaba bırakmakla hata mı ettim diye size geldim dedim. kendisi o an itibariyle, yaklaşık bir buçuk saat boyunca onlarca soru sormaya başladı. özellikle çocukluk dönemiyle ilgili belki yıllardır aklımın ucundan bile geçmemiş ücra konularla ilgili sorular sordu. not aldı da aldı. ta ki bugünkü durumuma dek uzanan bir sorular silsilesi oldu yani. tabi bizim bünye türkiye'de alışmamış ilgi görmemeye, ben bi şaşırdım, yine de tüm sorulara uzun uzun cevap verdim. sürecin sonunda şöyle dedi: "siz kolay olmayan bir çok şey yaşamışsınız" (yaşaya yaşaya bize normal gelmeye başlayan pek çok üzücü olayı ingilizler çok daha travmatik buluyorlar malum). sonra devam etti: "bunlar karşısında da kendi savunma mekanizmalarınızı oluşturup hayata tutunmayı gayet iyi başarmışsınız." ardından da amerikadan gelen ilaç sektörü baskısının çok kolay teşhisler konmasına ve yan etkileri konusunda emin olunamayan ilaçların rahatlıkla reçete edilebilmesine neden olduğunu söyledi. son olarak kendisinin de benimkine benzer (sabırsızlık, yerinde duramama) gibi sıkıntıları olduğunu ve onun da ilaç kullanmadığını ilave etti ve "biz burada size dehb teşhisiyle ilaç yazmazdık" dedi. yani ilaç kullanmamakla iyi ettiğimi söyleyerek bundan sonrası için de böyle bir ihtiyaç olacağını sanmadığını ifade etti. yani türkiyede üç doktorun ayrı ayrı evet dehb'lisin ve ilaç kullanmalısın demesinin ardından buradaki doktor, hastalık isimleri koyarak bunları kategorize etmenin anlamsızlığından dem vurdu. son olarak da eğer konsantrasyon vs konularda sıkıntı yaşarsam terapi almayı da deneyebileceğimi söyledi.

    yani ben adamın dediklerinden şu sonuca vardım:
    bu ülke çocukluğumdan beri beni delirtti, taciz etti, yıprattı durdu.. sonra ben ona ayak uyduramadıkça da, zaten sermayeye göbekten bağlı bi amerikan uşağı olduğu için bana münasip gördüğü bir kategori olarak dehbliliği yapıştırıp bol bol ilaç sattı. yani etimden sütümden komple yararlandı. veriler bunu gösteriyor.
  • son zamanlarda çokça gündeme gelen bir bozukluk. kişinin beyin veya nöral yapısı ile alakalı olabilmekle beraber, bir çok etkenin ortaya çıkarabildiği bir durumdur. yapılan araştırmalara göre de kolaylıkla dehb'li numarası yapılabilir. araştırmaya göre 5 dakika google ile araştırma yapıp dehb taklidi yapanlar ile gerçekten dehb'li olan bireyler uzmanlar tarafından ayırt edilememiş.
    eğer dehb tanısı almış yakınınız varsa bir başka uzmana danışmayı düşünebilir. çünkü kullanılan ilaçların dehb'li olmayan bireylere nasıl bir etki göstereceği bilinmemektedir. ancak bu ilaçlar dehb tedavisinde en etkili yoldur, bu da unutulmamalı. diğer yöntemlerin hiç biri ilaç kadar etkili olamamıştır.
  • 30 küsur yaşında teşhis edilen dikkat eksikliği ve hiperaktif bozukluğu. efendim yoğun araştırmalarım sonucunda beyinde ki dopamin eksikliginden kaynaklanan ve tedavisi olan hastalık. fakat erken yaşta farkedilmeyip eriskinlikte farkedilirse tum akademik, kariyer, sosyal iliskilerinizin icine edip hayatinizi bir kabusa cevirebilir. hiperaktif çocuk yoktur şımarık cocuk vardir! eskiden hiperaktivite mi vardi? diyip onemsenmezde bu hastalik. evet vardi ama siz bilmiyordunuz! o yüzden tedavi olmamis yaramaz, şımarık diye gecistirip onemsemediginiz cocugun su anda belki hayatinin içine etmistirde siz farkinda degilsinizdir.
    tabiki her hareketli çocuk hiperaktif degildir. ya da sakin, kendi halinde olan cocukta dehb olmaz yanılgısı vardır ki; akıllara zarar. sakin, kendi halinde olan cocuklarda da öyle bir olur ki şaşkınlıktan küçük dilinizle büyük diliniz birbirine bağlanır. şöyle ki; dehbin hiperaktivite, dürtüsellik ve birleşik tip olmak üzere 3 alt tipi vardır. (detaylı bilgiye bu linkten ulasabilirsiniz http://akademidisleksi.com/…n-belirtileri-nelerdir/) kısaca gözden kacabiliyor.
    ayrica dr. giderken mutlaka dehb uzmani olan bir psikiyatriste gidin yoksa benim gibi 8 dr. gezip bipolar bozukluk teşhisi bile alıp, ilaç almaniz mümkündür. bu arada en çok bipolar bozuklukla karistirilir dürtüsellikten dolayı. o yüzden doktor seçimi önemlidir ve dehb hastalığında uzmanlaşmış bir doktora gitmenizde fayda vardır. bu hastalikla ilgili yazacak çok şey var fakat şimdilik kısa kesiyorum.
    (yazdiklarim bilgi amaçlıdır. dr. değilim dehb mağduruyum)
  • bu probleme sahip olan bireyler eğer iş hayatında yönetici pozisyonunda bir şekilde kalabildilerse kendine bağlı ekip öncelikli olmak üzere bütün çevresine hayatı dar edebilirler. işin kötüsü bu hastalığın kendini gösterdiği durumlar genelde detay konular olduğu için uzunca bir süre hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan marazları gizleyebiliyorlar.

    toplantılarda konuyla ilgilenmez, ergen gibi saçı başıyla oynar, telefonuna gömülür. sunum yapıyorsa ortasında biten cümleler dikkat çeker. anlatılanları hatırlamaz, büyük ölçüde zaten anlayamaz da. detaya girmek ister kaybolur, özet ister anlamaz. sonunda da suçu kendine bağlı olanlara atar. bana anlatmıyorlar, işleri arkamdan çeviriyorlar hezeyanı ile ölçüsüz tepkiler verir.

    çalışanlar bir sorun ile ilgili kendilerine geldiğinde palyatif çözümler getirmeye çalışır veya başından def etmek için saçmalar. takibinde zaten ne dediğini de hatırlamadığı için "şöyle demiştiniz" deseniz de nafile.

    sonuç olarak böyle biriyle karşılaştığınızda etrafınızdaki arkadaşlarınızın da aynı gözlemleri yaptığından emin olarak bir an önce insan kaynaklarına durum aktarılmalı ve söz konusu yöneticiye dehb testi yapılması istenmelidir. aksi taktirde yaşanan sağlıksız durum nedeniyle iş gücü, zaman ve para kaybı yaşanacağı belirtilmelidir. buna rağmen bir şey yapılmıyorsa o ortamdan uzaklaşılmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap