• "bu var, şu var, o var, var da var bu isin olmasi icin her bok var, baska bi seye gerek yok!" anlamina gelir. ayrica (bkz: daha ne)
  • bir ana, bir cisme karşı tüm ihtiyaçlarınızın, beklentilerinizin karşılanması halide söylenen söz...
  • hepsiburada.com ve benzeri sitelerdeki ürün hakkında bazı tuhaf tiplerin olumlu yorumlarının bitiş cümlesi, sorusu.
    nasıl bir ruh hali içinde yazıyorlarsa artık yalaklıkta sınıf atlıyorlar.
    not: herhalde bu yalak yorumların sitelerin yönetimi ile ilgisi yoktur. yoksa?
  • şükrü erbaş'ın kuş uçar kanat ağlar isimli kitabından, s. 52-53, daha ne olsun:

    zaman değil, bir sonsuz hüzün, dedim, usulca doğrularak. yazarken, yaşarken… bir çınlama, bir ân, beşinci mevsim, on üçüncü ay, sekizinci gün. belki de bir yetinmeme ruhu, gizli bir geçicilik acısı. içimizde dışımızda bir boşluk. geçer ve yoktur. her şey yabancıdır artık. hem acı hem arzu, hem hayal hem hatıra, hem unutuş hem kırbaçlı bir bellek. eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar… gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kalbimizde yaprak dökmektedir aynı anda. zaman hüzündür…

    gelecek, öyle mi? gelecek yok. gelecek zaman değildir. hayal bile demek zor. kuşkudur. rengi, kokusu, sevinci, acısı ulaşmamıştır bize. gizli bir ölüm korkusu belki de. uzansak dokunacağız sanki. uzakta gördüğümüz her şeydir. gelir, gelir ve bir türlü gelemez. hayata katlanmak için yarattığımız en güzel büyüdür. bir çeşit dünya cenneti. geldiğindeyse zaten geçmiştir. biz yine uzaklara bakıyoruzdur.

    zaman insandır. pervane olduğumuz kalabalıktır. börtü böcektir. yoksa biz yalnızlığı nereden bileceğiz. yoksa biz yaşadıklarımıza nasıl dokunuruz. yoksa biz nasıl severiz insanı. yoksa merhamet duygumuzu kim verir bize. güneş korkutur. ağaç korkutur. yağmur korkutur. kediler bile korkutur bizi. peki, bu dünya ne, öyle mi? bizim varlığımızda varlık bulan bir özge zaman. gövdemizde soluk alan sonsuzluk. tepeden tırnağa bize dönüşmüş her şey. tepeden tırnağa her şeye dönüşmüş biz. biricik özgürlüğümüz. emeğimiz. aşkımız. hüznümüz. dokunduğumuz her şey.

    daha ne olsun, daha ne olsun…
  • anlayacağın çok şanslıyım, şimdi bir de anadolu yakasında ehven bir 2+1 bulursam, ayrıldığım eşim de onun alımına yüz bin kadar destek olursa neredeyse hiç ezilmeden düzen değiştirmiş olurum. kızım bu ayrılışta hiç sorun yaşamayacak ve çıkartmayacak demiyorum, açılış olarak tavrı pek güzel. eski karım olacak annesi de ben evlerine gidip çıktıkça nispet neşesi sergilemiyor, durgun duruyor, uzun uzun kapıda bekleyip uğurlar gibi yapıyor. daha ne olsun? hep arzuladığım şeye, ayrıldıktan sonra gönül birliğini korumaya pek de uzak değiliz. (bkz: evden kovulmak/@ibisile)

    "ama edebiyat dersi verme kararım pekişti. özellikle göçmüş kediler bahçesi'nin (1980 basısı) turgut ile bana ithaf yazısına bakınca. bir bölümü şöyle:

    (...) sevgi dolu anılar, gönül kapılarında hazır durabiliyor hâlâ. ölümün silgisi, yazıları çok daha güç siliyor. daha ne olsun?" tomris uyar - aramızdaki şey

    (ilk giri tarihi: 25.6.2019)
  • yeni yıl, yeni zamlar ve yeni...
  • okumaktan ve dinlemekten zevk aldığım yazı...

    şükrü erbaş - daha ne olsun
    https://www.youtube.com/…r2igi_nt9o9nfeapp&index=28

    pashazade ragıp
hesabın var mı? giriş yap