borçlu
-
hakkında alacak takibi yapılan kişidir.
güzide hukukumuz suçlu olduğu kanıtlanmayan kişilere suçlu demekten sakınıp zanlı derken, her nedense borçlu olup olmadığı mahkeme kararıyla kesinlememiş insanlara "borçlu" sıfatını layık görmüştür.
gidip bill gates'e ödeme emri gönderseniz artık hukuken sizin sıfatınız "alacaklı" bill gates'in sıfatı da "borçlu" olacaktır. -
hasan hüseyin korkmazgil'in bir şiiri:
erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında
sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
o baharlım laklakını durup dinlememişsen
şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
akasya mor akasya ak akasya sarı sarı sarkmış da bahar mavilerinden
yaşamak ne güzel şey diye ağlamamışsan
çocuklar birdirbir oynuyorlar da çöplük arsada
dikilip yanıbaşlarına göğüs geçirmemişsen
yanından geçip gitmiş de çilekçinin arabası
kaçtan veriyorsun hemşerim diye yutkunmamışsan
iskelenin tepesinden türkü döken gurbetçi gence
varolasın koçum benim diye el sallamamışsan
bahar dalı gömleğiyle utangaç bir uçurtma
bu ne şıklık delikanlım diye laf atmamışsan
ve çapkınca bakmamışsan
göğsü domur domur yeniyetmeye
sesi bambam
sesi ramazan topu
kendini herkül sanan delikanlıyı
yaştaşınmışcasına süzüp selamlamamışsan
öpmemişsen gözlerine bakıp duran bir gözleri şenlikliyi
yaşama itmemişsen iter gibi denize
girmemişsen koluna bir yıkılmışın
yalanla da olsa avutmamışsan umutsuzu
su diyene bir avuç su
bir yaralı parmağa işememişsen
kolay gelsin dememişsen taş kıranlara
günaydınsız bırakmışsan bahçe bezeyenleri
eğilip koklamamışsan çitten gülen çiçeği
bayram bayram donanmamışsan
sevinciyle dostlarının
acısını dostlarının
yüreğinde duymamışsan
kapı kapı dolaşmamışsan iş dilenerek
işsizliğe düşmemişsen hakkım dedikçe
ve bayraklı pankartlı yürüyüşlere
halaylı horonlu grev şenliklerine
katılmayı aşk gibi duymamışsan şuranda
ağrın ağrım
acın acım
dememişsen insan kardeşlerine
ve dilinin en görkemli
ve dilinin bando-davul sövgülerini
sıralayıp sallamamışsan deyyuslar saltanatına
hangi yaşta olursan ol
kardeşim
kaptırıp gönlünü sevda fırtınasına
evin yolunu şaşırmamışsan
sende iş yok be kardeşim
sen artık hapı yutmuşsun
borçlusun sen ağaçlara kuşlara
borçlusun sen trenlere otobüslere
yağan kara esen yele borçlusun
borçlusun sen herşeye
gözdeki ışıltıya
alındaki çizgiye
eldeki şaşkınlığa
borçlusun herşeye
kardeşim
yaşamın kendisine -
kamu değil, özel şirkette çalışıp maaş alamamak, ayları borçlu geçirmek, borçları ertelemek, aldığın para ile insanca yaşayamayacağını bilerek devam etmek, pardon (birtürlü alamadıgın para) aniden acil bir durum olur, hastalık kapını çalar, evde yangın çıkar, cep tlfonun kırılır, evine hırsız girer, aynen bunlar sırayla üst üste gelir başına, belki sana maaşını vermeyen şirket seni işten çıkarır veeee bankaya koşarsın çünkü bankadan başka kimse borç vermez sana, kredi kullanırsın, kredi kartları patlamış zaten olsun bir kaç ay için durumu kurtarırsın ama ödeme günü gelir çatar, telefonlar susmaz. tehditler başlar haciz getiririz icra yaparız ölmekten beter ederiz seni diye sonra senin zamanında çok iyilik yaptığın, o seni uzaktan izleyen biri yada birileri çıkar bu kadar borc yapmasaydın der. bitmezzz asıl olaylar şimdi başlar ama devam edemeyeceğim galiba...
-
eski dilde medyun'da denen, maddi veya manevi bir yükümlülük altına bulunan kişi, verecekli.
-
şirketleri zora sokmaktadır.
"borçlarınızı üstleniyorum’ diyerek ortaya çıkıyor. şirketin içine girdikten sonra ne borçlar ödeniyor ne de şirket hisseleri bir daha alınabiliyor. bu yüzden intiharın eşiğine gelen iş insanları oldu. kurtarmak üzere yola çıktığı firmalar ya kapandı ya kapanmanın eşiğine geldi” yönünde." -
(bkz: profesyonel borçlu)
-
borc iliskisinin pasif tarafidir. borcunu alacakli lehine ifa etmek zorundadir. ingilizcesi debtor'dir.
-
özellikle ilişkilerimizin uzun erimli tutunumunda ten uyumuna, feromonlara, kimyaya çok şey borçluyuz. (bkz: ten uyumu/@ibisile)
öyle hissetse de, ölenin arkasına kalmış olan, ölene karşı borçlu değil. bir zaman sonra geri ödemesi olacak, ölünecek. ölmeyebilir olsaydık, her ölen bizden alacaklı giderdi. bu basit ölüm muhasebesi, nasıl ölündüğüyle ilgili konular ayrı.
"kel hasan, malatya çarşısına iki keçeli borçluydu. bu yüzden o kadar sıkıntı çekmiş, o kadar rezil olmuştu ki artık daha fazlasına imkan olmadığı için ilk merhaba dediği adamdan derhal borç ister, bunu tabii veremez ve istedikleri zaman fena halde öfkelenip düşman kesilirdi." kemal tahir - karılar koğuşu
"bazı şeylerin bedelini ödemek gerekir, ötekiler için hep borçlu kalırız. buna inanırız. tuzak "gerekir" kelimesindedir. ödeye borçlana yaşar gideriz ve çoğu zaman farkına bile varmayız." alvaro mutis - la nieve del almirante
"hangi iktidarın döneminde ünlü oldum ben? bu yükselişimi neye borçluyum?" tomris uyar - yüzleşmeler
"bence, komşular ya da tanrı için yazı yazılırdı. ben, komşularımı kurtarma amacıyla tanrı için yazmayı seçmiştim; okur değil, bana borçlu kişiler istiyordum." jean-paul sartre - les mots
(ilk giri tarihi: 26.8.2017)
(bkz: medyun)
(bkz: alacaklı) -
ne zaman yaşama dair bir detay canımı sıksa, bir şeylere takılsam; yüksek sesle okuyarak yenilendiğim hasan hüseyin şiiri. her dizesi ödev gibi. bunları bunları yaparak yaşayacaksın dedirtiyor bana, ne de güzel yapıyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap