*

  • sertab erener'in mayis 2005 tarihli albümünün isimi. albümde 11 parça bulunmakta.
    simya müzik etiketi ile piyasa sürülen albümün prodüktörlügünü demir demirkan üstlenmistir. kayit ve miksler ise atm studyolarinda yapilmistir.
  • (bkz: ask zor)
    (bkz: göksel) / (bkz: söz ver)
  • (bkz: ask olsun)
  • dinledim...sertab'in her yaptigini cok severek dinlemis bir müzik delisi olarak bir kac kez dinledim...erken yorum yapmak istemedim...bir daha dinledim!!! inanmak istedim bunun bir sertab erener albümü olduguna, bu kadar emek verilmis olmasina...son zamanlarda cikmis türkce albümlerde yasanilan genel hayal kirikliklarindan sonra nihayet geldi iste beklenen albüm beklentisiyle dinledim sertab erener 'in albümü ask ölmez'i...yine hos bir seyler ya da farkli bir seyler yapmis olacagina inancla. ama en büyük hayalkirikligim oldu maalesef!!!
    bir kere sanmiyorum ki en derin sertab fanlari bile aksini savunacaklar sertab'in bu güne kadar yaptigi albümlerin cogu belli bir kalitenin üstündeyken bu son albümü bunlarin cok cok uzaginda kalmis. tamam bazi albümler ilk dinleyiste sarmaz insani (gülümse sonrasi sezen aksu albmlerinden deli kizin türküsü ve isik dogudan yükselir gibi ) zaman ister...ancak o albümleri de üc dört kez dinlediginizde artik; iyi ki bir kez dinelyip atmamisim bir kenara dersiniz. bu albümde belki öyledir dedim...ama olmadi, maalesef olmuyor.

    bunda belki sertab in artik kendi yazdigi sarkilari kullanmasini istemesinin de payi vardir. ama anlasilmayan sey sudur: her sesi güzel insanin, iyi yorumcunun sarki yazmasi gerekmemektedir, bu her sesi güzel insana bagislanmis bir yetenek degildir; böyle ani gaza gelmeler maalesef etraftaki haybeye doldurucularin da iteklemesiyle böyle nahos sonuclar dorurabilir, dogurmaktadir.

    albümü ele aldigimizda dise dokunur belki tek parca beni bagisla...digerleri öyle duragan, albenisiz. insanin icini buran ya da kipir kipir eden tek bir parca yok. bastan savilmis gibi duran sessiz gemi cover 'ini dinleyen hümeyra ne düsünür bilemem ama yeni bir sey getirmemis sarkiya. cikis parcasi ask ölmez akilda kalan nakaratina ragmen genelde vasat bir parca. sözlerdeki acemilik dikkat cekmekte...

    bir de sezen aksu 'nun nerdesin adli sarkiyi dinledigi ve agladigi söyleniyor sagda solda. eger böyle bir durum cidden yasanmissa sezen aksu 'nun ya o sirada migreni falan tutmustu ya da karnina kramp girmisti diyerek bu konuda da oldukca sarkastik ama en azindan ihtimali bir yaklasim getirme taraftariyim.

    simdi neden bu kadar yükleniyorsun diyenler olabilir. kardesim cünkü sertab'i ben de cok seviyorum ve bu kadar bekledikten sonra albümün dise dokunur bir sey olmasini istiyorum. eger diger hayranlari gibi aman da ne hos albüm ay ay, yerim seni seklinde bir yaklasim getirilirse korkarim sertab erener eski albümlerinde yakaladigi o tatlari bir daha rüyasinda bile göremez...

    sezen aksu 'nun kanatlari der dururuz. herkes biliyor artik ki, zamani gelince yuvadan ucuyor kuslar, ucmali. kralicenin boyundurugunda, ona bagimli olmak elbette ömür boyu hicbir sanatcinin isteyebilecegi birsey olamaz. sertab erener bu gecisi sertab gibi ve devamindaki albümlerinde oldukca yumusak yapmisti. sezen'den alinan sözleri demir demirkan la bestelemis ve ortaya hos seyler cikarmisti...ancak bu son albüm maalesef ne sertab gibi ne de digerlerine benziyor. bundan önceki albümü turuncu daki gibi bir renk bir koku bile bulamiyorsunuz...

    aslinda bu albümle birlikte türk popu denilen o sirri icinde gizli seyin tekrar tartisilmaya baslanmasi gerekiyor...artik bir seyler tükendi. yeni soluklar, yeni olusumlar gerekiyor...yeni insanlar, yeni nefesler. sertab erener in yorumculugu ortada (her ne kadar ruhunu katmadan söyledigi cok sarki olsa da...). gönül isterdi ki yurtdisina acilma konusunda adim atmis bir sanatci daha profesyonel davranip ortaya daha siki, daha beklentileri karsilayici bir albümle cikaydi. dedigim gibi albümde vasatin üstünde bir tek bagisla beni , hadi biraz zorlarsak ask ölmez var...düzenlemeler deseniz onlar da cok doyurucu degil. bunlarin yaninda sarki sözlerindeki acemilik, yerine oturmamislik bir cok yerde dikkat cekiyor...özellikle satilik kalpler sehri, özellikle kolay degil ve buda deneysel olalim derken siradanlik tuzagina düsmüs sarkilar.

    sonuc: tamam askin nur yengi v.s. ile kiyaslamiyoruz artik sertab 'i. zaten bu nedenle bu kadar dil döküyoruz. belki bu albüm diger standart pop sarkicilari tarafindan yapilsa aa, fena da degilmis dedirtebillirdi. ama söz konusu vurulduk, incelikler yüzünden, yalnizlik senfonisi gibi sarkilara imza atmis bir sanatci olunca olay degisiyor. burdan fan larina da seslenmekte fayda var. sertab 'in yeni sarkilari kendi fan sitesindeki oylara göre belirlenmis. be ey sertab fanlari; hic mi iciniz acimadi. biriniz de sertab'cim bunlar olmamis, yani baska yok mu? ya da baska bestecilere basvursan..v.s. demedi mi? sanki aslinda kendileri de inanmamislar bu albüme, öyle yapilmasi gerektigi icin yapilmis...insan dört yil bekledikten sonra üzülüyor haliyle.

    edit: cok emek harcanmis, aylarca calisilmis olabilir; ama dinleyiciyi sarip sarmalamayi birakin; insanin icinde kipirdanmalar yaratmayan bir albüm olmus...sertab'in tüm sevenleri gibi dilegim; zaman umarim beni yalanlar.
  • sertab erener'in 12 mayista dinleyicileri ile bulusacak olan albümü. 6 ay boyunca çok emek verildi. her parca en ince ayrintisina kadar irdelendi, tartisildi yazildi silindi bir daha yazildi saatler günler boyunca uykusuz kalindi. takim ruhu nedir çok iyi ögrenildi. kisaca çok yorulundu çok çalisildi. çok güzel özel ve adam gibi bir album oldu.

    edit: sezen aksu'nun dedigi gibi kelebek gibi bir album oldu.
  • albumden dort sarkı dinledim henuz; sessiz gemi, nerdesin, satilik kalpler sehri ve ask olmez.. album hakkında genel kanıya varmak icin dort sarkı yeterli degildir suphesiz ki ama dinlediklerim hakkındaki sahsi fikirlerim su sekilde:

    sessiz gemi, degisik bir duzenleme yapılmıs fena da gelmedi ilk dinleyiste ama "sallanmaz o kalkısta ne mendil ne de bir khool" fena tırmalıyor kulagı, bahcede sarkısında da buna benzer bir sey vardı, gozden kacmıs olmasına ihtimal vermemekle beraber oylece bırakılmıs olmasına cok da anlam veremedim.

    nerdesin sarkısını sezen aksu'nun dinledikten sonra aglamıs olmasının nedeni sarkıdan ziyade sertab erener'le aralarındaki kisisel bagdan kaynaklanıyordur diye dusunuyorum zira sezen buna aglıyorsa yara'yı dinledikten sonra yapmıs olabilecegi seyleri tasavvur etmek zor.

    satılık kalpler sehri ise vasatın ustune cıksa mı cıkmasa mı karar verememis gibi duruyor.

    ask olmez bu dinlediklerim arasında en guzeli, sozler, melodi, duzenleme gayet
    olmus.

    not: elestirdigim veya ovdugum, sarkıların bende bıraktıklarıdır, harcanan emek degil. memlekette son zamanlarda moda olan "aman elestirmeyin tu kaka onunu kapatıyosunuz bu yetenekli insanların emeklerine saygısızlık ediyorsunuz" seklindeki anlamsız bakıs acısına sahip degilim, bir eseri elestirmekle verilen emege saygısızlık yapmak arasındaki daglar kadar farkı aklı basında her insan anlayabilir kanaatindeyim.
  • demir demirkan'ın 2004 istanbul albümünde de yer alan yavaş yavaş ve zaferlerim'i bu kez sertab'ın yorumuyla dinlememize imkan veren albüm.
    alışmak gerçekten zaman alacağa benziyor fakat hiç de kötü değil.
  • 4 yillik bir aradan sonra kesinlikle sertab erener'den beklenen bir album degil bu. sertab'in artik kendi sozlerini soylemek istemesine saygi duyuyorum. ne var ki simdiye kadar sezen aksu ve aysel gurel'in yazdigi o ozenli sozlerden sonra "satılık kalpler şehrinde, kandım bir aşk masalına" gibi cok beylik ve bir o kadar da siradan sozlerin guzel olduguna once kendisini, sonra da etrafindakileri nasil ikna ettigini cok merak ediyorum.

    sozlerdeki nil karaibrahimgil etkisine de deginmeden gecemeyecegim. ses tonundan sarkilarina ve giyimine kadar her seyinden gicik aldigim bu kadinin sertab'in yazdigi sozleri de kendisininkine benzetmesine cok uzuldum. (ozellikle buda adli sarkinin fikir anasi nil degilse cok sasiracagim -ki huzurlarinizda cok sasiriyorum, sevgili defne turac nil'in yapim asamasinda studyoya bile ugramadigini soyledi. ben yine de bir sekilde zehrini bulastirdigini dusunuyorum, parayla mi?) umarim bir sonraki albumde sertab'in sesini de kendisininkine benzetmez. boyle bir albumden sonra beni en cok uzecek sey, sertab'in nil gibi miyminti ve cirtlak bir sesle "konussam mi, yoksa sarki mi soylesem?" ikilemini yasadigi bir album olacaktir.

    ekonomide cok buyuk sirketlerin alenen yanlis kararlar almasiyla ilgili soyle bir teori vardir. bu tip sirketler genelde aile sirketleridir, ve hic kimse de saygisindan dolayi cikip da fikir sahibine "yanlis dusunuyorsun" diyemez. sertab'in albumunde sanirim durum boyle oldu. yine de ben en cok demir demirkan'in yas tahtaya nasil bastigina sasiriyorum. bestelerin tekduzeligi duzenlemelere de yansimis. her zamanki gibi piyasanin gayet uzerindeler ama simdiye kadar demir demirkan eli degmis sarkilarin %90'inin yarattigi heyecani 11 sarkidan 1 tanesi bile yaratmadi.

    baska bir acidan bakarsak, sonucta sertab'la muzik zevkimiz paralel olacak diye bir sey yok. ama simdiye kadar yurticinde yayinladigi tum albumlerde ne guzel paralel paralel giderken bu albumde birbirimize bodoslama giristigimize uzuluyorum. yoksa albumu inanarak, severek yaptigindan suphem yok. ne yazik ki bu sozler ve besteler sertab'in onceki islerini sevmis olan bir cok insana hitap etmiyor, etmesi de ihtimal dahilinde gorunmuyor.

    albumdeki sarki secimleri de baska bir kalp agrisi. yillar once nilufer "cok uzaklarda"yi soylediginde bir muzik elestirmeni "en kotu sarkilari bile kurtarabilecek bir sese sahipken bunu soylemeye neden ihtiyac duydugunu anlamiyorum" gibi bir sey soylemisti. elestirmen degil, ama iyi bir dinleyici olarak benzer duygulari "zaferlerim" "yavas yavas", "sessiz gemi"yi dinlerken ben de hissettim. bir albume uc tane eski sarki koymanin anlami nedir? deniz mi tukendi acaba?

    sarkilarin bir kacina ozel olarak bakacak olursak:

    kolay degil: albumdeki en itici sarki, ozellikle o sondaki "takada tukada" efektleri.. daha once sertab bunu kendime yeni bir ben lazim'da yaptiginda ayni oranda itici gelmisti. ne yazik ki anlasilan bunu sevenler cok. nil, eminim ki bu iste senin parmagin var, studyoya ugramamis olsan bile yapmissindir bir seyler!

    sessiz gemi: (bkz: #7488537) diyorum, baska da bir sey demiyorum.

    zaferlerim: bu sarkiyi arabada demir demirkan'dan dinlerken nakaratinda dunyadan kopup ufak bir kaza atlatmistim. sarkinin belki de tek kusuru bu. demir demirkan kendi albumunde o kadar guzel soylemis, o kadar guzel duzenlemis ki, kim el atarsa atsin ilk halinin yanina yaklasmasi gercekten de cok zor.

    (ek: ama bunun yaninda sertab'in kendisine su aralar sikca yoneltilen "cok ruhsuz, cok bagiriyor" elestirilerine zaferlerim'le super bir cevap verdigini dusunuyorum. sarkiya alismasi biraz zaman alacaksa da sertab ele gune gostermis ki boylesine guclu bir sarkinin hikayesini yeniden yazabiliyor, bagirmadan da sarki soyleyebiliyor ve zerre istifini bozmadan tizlere cikabiliyor. cunku o bir yorumcu!)

    yavas yavas: daha once de deginmistim, bu sarki bir klasik degil, 2004 istanbul'un en guzel sarkisi filan da degil. e bu "bir de ben soyleyeyim" israri nedir o zaman? kayahan-nilufer ikilisi gibi, bundan sonra once demir, sonra sertab mi soyleyecek? yeni bir sey bekleyemeyecek miyiz?

    dipnot: albumle degil ama sertab hayranlariyla alakali olarak sunlari soyleyeyim. sertab'la ilgili acilan basliklara dolusup, olumsuz gorus bildirenlere "ortalama bir muzik zevkiniz var, siz sadece ticari seyleri seversiniz" diye saldirmalarini neseyle izliyoruz. bu heyecanli cikislari bir an once birakip sertab'in her yaptigi seyin mutlaka herkes tarafindan begenilmeyecegi, ve bunun kendilerine o kisilerin muzik zevki hakkinda ileri geri konusacak kadar fikir vermeyecegi gercegiyle bir an once yuzlesmeleri lazim. "sarkinin icine dalmak" ne demektir ya? "hmm, begenmedim, ama sertab kotu bir is yapmis olamaz, sorun bende olmali" mi diyecegiz? merak etmeyin, sertab -eger bunlari okuyorsa- albumun aldigi olumsuz tepkiler icin sizleri azarlamayacak.
  • içeriğinde yer alan kim haklıysa isimli şarkının melodisinin feci şekilde fiorenzo carpi'nin in cerca di cibo isimli parçasına benzediği albüm.
    daha ayrıntılı açıklama için (bkz: kim haklıysa)
  • nerdesin adlı şarkıyı alıp, baş tacı ettiğim albüm... turaçgiller 'in * * sihirli parmaklarının değdiği hemen fark ediliyor...yaylıları ise ayrıca bir alkışlamak lazım..

    edit: akay 'ımın baş tacı şarkısıymış bu... yeni baş tacım olarak sessiz gemi'yi ilan ediyorum.

    edit 2: dünyanın en güzel ve "öz" parmaklarına sahip olan özgür güven 'in bu albüme olan katkısını bir an için unuttuğumdan dolayı bütün gece tek ayak üstünde durup, polonya votkası içeceğim albümdür ayrıca *
hesabın var mı? giriş yap