• dinledim...sertab'in her yaptigini cok severek dinlemis bir müzik delisi olarak bir kac kez dinledim...erken yorum yapmak istemedim...bir daha dinledim!!! inanmak istedim bunun bir sertab erener albümü olduguna, bu kadar emek verilmis olmasina...son zamanlarda cikmis türkce albümlerde yasanilan genel hayal kirikliklarindan sonra nihayet geldi iste beklenen albüm beklentisiyle dinledim sertab erener 'in albümü ask ölmez'i...yine hos bir seyler ya da farkli bir seyler yapmis olacagina inancla. ama en büyük hayalkirikligim oldu maalesef!!!
    bir kere sanmiyorum ki en derin sertab fanlari bile aksini savunacaklar sertab'in bu güne kadar yaptigi albümlerin cogu belli bir kalitenin üstündeyken bu son albümü bunlarin cok cok uzaginda kalmis. tamam bazi albümler ilk dinleyiste sarmaz insani (gülümse sonrasi sezen aksu albmlerinden deli kizin türküsü ve isik dogudan yükselir gibi ) zaman ister...ancak o albümleri de üc dört kez dinlediginizde artik; iyi ki bir kez dinelyip atmamisim bir kenara dersiniz. bu albümde belki öyledir dedim...ama olmadi, maalesef olmuyor.

    bunda belki sertab in artik kendi yazdigi sarkilari kullanmasini istemesinin de payi vardir. ama anlasilmayan sey sudur: her sesi güzel insanin, iyi yorumcunun sarki yazmasi gerekmemektedir, bu her sesi güzel insana bagislanmis bir yetenek degildir; böyle ani gaza gelmeler maalesef etraftaki haybeye doldurucularin da iteklemesiyle böyle nahos sonuclar dorurabilir, dogurmaktadir.

    albümü ele aldigimizda dise dokunur belki tek parca beni bagisla...digerleri öyle duragan, albenisiz. insanin icini buran ya da kipir kipir eden tek bir parca yok. bastan savilmis gibi duran sessiz gemi cover 'ini dinleyen hümeyra ne düsünür bilemem ama yeni bir sey getirmemis sarkiya. cikis parcasi ask ölmez akilda kalan nakaratina ragmen genelde vasat bir parca. sözlerdeki acemilik dikkat cekmekte...

    bir de sezen aksu 'nun nerdesin adli sarkiyi dinledigi ve agladigi söyleniyor sagda solda. eger böyle bir durum cidden yasanmissa sezen aksu 'nun ya o sirada migreni falan tutmustu ya da karnina kramp girmisti diyerek bu konuda da oldukca sarkastik ama en azindan ihtimali bir yaklasim getirme taraftariyim.

    simdi neden bu kadar yükleniyorsun diyenler olabilir. kardesim cünkü sertab'i ben de cok seviyorum ve bu kadar bekledikten sonra albümün dise dokunur bir sey olmasini istiyorum. eger diger hayranlari gibi aman da ne hos albüm ay ay, yerim seni seklinde bir yaklasim getirilirse korkarim sertab erener eski albümlerinde yakaladigi o tatlari bir daha rüyasinda bile göremez...

    sezen aksu 'nun kanatlari der dururuz. herkes biliyor artik ki, zamani gelince yuvadan ucuyor kuslar, ucmali. kralicenin boyundurugunda, ona bagimli olmak elbette ömür boyu hicbir sanatcinin isteyebilecegi birsey olamaz. sertab erener bu gecisi sertab gibi ve devamindaki albümlerinde oldukca yumusak yapmisti. sezen'den alinan sözleri demir demirkan la bestelemis ve ortaya hos seyler cikarmisti...ancak bu son albüm maalesef ne sertab gibi ne de digerlerine benziyor. bundan önceki albümü turuncu daki gibi bir renk bir koku bile bulamiyorsunuz...

    aslinda bu albümle birlikte türk popu denilen o sirri icinde gizli seyin tekrar tartisilmaya baslanmasi gerekiyor...artik bir seyler tükendi. yeni soluklar, yeni olusumlar gerekiyor...yeni insanlar, yeni nefesler. sertab erener in yorumculugu ortada (her ne kadar ruhunu katmadan söyledigi cok sarki olsa da...). gönül isterdi ki yurtdisina acilma konusunda adim atmis bir sanatci daha profesyonel davranip ortaya daha siki, daha beklentileri karsilayici bir albümle cikaydi. dedigim gibi albümde vasatin üstünde bir tek bagisla beni , hadi biraz zorlarsak ask ölmez var...düzenlemeler deseniz onlar da cok doyurucu degil. bunlarin yaninda sarki sözlerindeki acemilik, yerine oturmamislik bir cok yerde dikkat cekiyor...özellikle satilik kalpler sehri, özellikle kolay degil ve buda deneysel olalim derken siradanlik tuzagina düsmüs sarkilar.

    sonuc: tamam askin nur yengi v.s. ile kiyaslamiyoruz artik sertab 'i. zaten bu nedenle bu kadar dil döküyoruz. belki bu albüm diger standart pop sarkicilari tarafindan yapilsa aa, fena da degilmis dedirtebillirdi. ama söz konusu vurulduk, incelikler yüzünden, yalnizlik senfonisi gibi sarkilara imza atmis bir sanatci olunca olay degisiyor. burdan fan larina da seslenmekte fayda var. sertab 'in yeni sarkilari kendi fan sitesindeki oylara göre belirlenmis. be ey sertab fanlari; hic mi iciniz acimadi. biriniz de sertab'cim bunlar olmamis, yani baska yok mu? ya da baska bestecilere basvursan..v.s. demedi mi? sanki aslinda kendileri de inanmamislar bu albüme, öyle yapilmasi gerektigi icin yapilmis...insan dört yil bekledikten sonra üzülüyor haliyle.

    edit: cok emek harcanmis, aylarca calisilmis olabilir; ama dinleyiciyi sarip sarmalamayi birakin; insanin icinde kipirdanmalar yaratmayan bir albüm olmus...sertab'in tüm sevenleri gibi dilegim; zaman umarim beni yalanlar.
  • herhangi bir ön koşul olmadan her albümünü aldığım sertab erenerin beni neredeyse ağlatan yeni albumu.

    ağlatan dediysem de yanlış anlaşılmaya ekseri hüzünlü şarkılardan müteşekkil olmasından değildir, bunca yıl onun bunun şarkılarını söylemekten zannederim artık yorulan sertabım erenerimin "ben de iki lafı bir araya getirebiliyorum, üstelik bununla da yetinmiyorum bu laflara bir de beste yaptırabiliyorum, süperim harikayım" diyerek bu albümü yapmış olmasına olan derin inancımdır.

    burdan kendisine seslenmek istiyorum:

    bak sertabcım** allah vergisi şahane bi sesin var, bunca yıl betovın da söyledin sanat müziği de, sayamadım kaç oktav oldu çıktığın, örovizyonlara katıldın birinci oldun, yetinmedin ingilizce kasetler çıkardın ama herkes her şeyi yapamaz ki be güzelim. müzikler güzel olmuş, kaset kapağı, makyaj harikulade, sen zaten güzel kadınsın bi diyeceğim yok ama gel sen şu sözleri bi daha düşün istersen:

    bugünden sonra
    yok yok yok
    dünden önce
    çok çok çok
  • sertaba göre olgunluk dönemi albümü sayilabilirmis. sezene ve fahire minnettarmis o güzel sözler icin ama artik vakti gelmismis kendi sarkilarini söylemenin. böyle demis sertab hanim.
    here i am ve everyway that i can gibi sarkilar söylerken lönk diye olgunluk dönemi girilmez sertabcim. kaldi ki senin bir olgunluk dönemin vardiysa bu lal ya da sertab gibi albümlerine denk gelir kanimca. ama yine de ikinci ve ücüncü albümünde zirveye cikmis sonra mütemadiyen cizgiyi asagi cekmis bir sarkici olarak yurtdisi hevesinin dindigini, iyi bir baslangicla olmasa da eskiye dönme isaretleri verdigini görmek bizi sevindiriyor.
  • zerre muzik bilgisi olmayan bir sertab hayranı ve takipcisi olarak ben de bir kac lakırdı etmek istiyorum haddim olmayarak:

    lal ile asık oldum ona, ilk lal kasedimiz bozuldugu icin ikincisini aldık iki yıl evvel, her uzun yolda en az iki kere dinlerim lali, korkunc ve detone sesımle utana sıkıla ona eslık ederım bıkıp usanmadan, ben bir sesin bir sozun bir muzıge bunca uyum saglayabılecegını bılmezdım sankı ondan once.
    sertab gibi tek bozulan yıpranan krıılan cdimdir. bu kadar mı hırpalanır bir cd evet o kadar, o zencı gırtlagı nerden cıkıp gelmıstır, atalarından mı bılmem ama o soyleyı o bestelere o sozlere o kadar ıyı gelmıstır kı art arda 35 kere ortalama askı dınledıgım ıcın komsum yan duvarı dovmustur vaktı zamanında
    sakin olu da, zor kadını da, turuncuyu da every way that i cani de sevdim, aldım sarıldım, sahiplendim ben. ama hani bizim icin yapılmamıstı ya hani belki ondan no boundariese hıc yuz vermedim.
    ask olme de ise tum albumlerinden farklı bir sey var, hep huzu mutluluk, heyecan ve yeniden dinleme istegiveren o şarkı soyleyiş yok, gitmiş. yoruyor beni , iki kere dinleyemiyorum ask olmez harıc hic bir sarkıyı, inişler cıkıslar degil bunun sebebi farklı bir sey, ve muzıkal bilgisizligimden belki bilemiyorum, gurme olmayıp da lezzetsız yemegı farkedebilen bir agzının tadına duskunum ben, oyle anlamaya calısın bu kritigi. sözler değil dert ettiğim, müzik de farklı , bir sey fazla ve bir sey eksik orda, biri çıkmış şarkı söylemiş, sesi sertabınkinin renginde ve gücünde, söyleyiş tarzı da öyle, ama yoruyor işte. beni yoran tek albumudur bu sertabın, son olsun umarım. acep bıkmadan donecek bir yeni album için ne kadar gun sayarım?
  • sertabın yorumu, sesi daha bir olgunlaşmış ama albüm de bir o kadar olgunluktan uzaklaşmış. eski parçalarını bu olgunluğuyla söyleyebilseydi sanırım daha iyi olurdu.

    albümü görür görmez satın aldım, bir kaç kez dinledim, her ne kadar epey bi arabesk bulsam da aşk ölmez, biz ölürüz şarkısını, özellikle nakaratını çok beğendim ama bu benim içinde bulunduğum dönemle alakalı belki de şarkı o kadar güzel değil sanırım.

    yavaş yavaş keyifli bir yaz şarkısı, onu da güzel okumuş.

    kim haklıysa didaktik bir şarkı olmuş, zar zor idare ediyor.

    satılık kalpler şehri kötü, hatta çok zorlama sözleri nedeniyle içimi kuruttu.

    nerdesin'le eurovision'a katılsaymış tam olurmuş, böyle elleri bir o yana, bir bu yana uzatarak acılı bir yüz ifadesiyle kuzey avrupa ülkelerinden "turkey, ten points!" alırdı kesin.

    buda değişik, güzel sanırım.

    kolay değil' in müziği pedro pena fernandez' e aitmiş. bence en boktan şarkısı, nil' in bütün kızlar toplandık ayarında ama ondan çok daha kötü, gereksiz, anlamsız bir parça olmuş. tam bir zorlama, genç kızların söylemekten keyif alacakları bir hit olabilir malesef.

    acıt canımı' nın nakaratını beğendim, sözleri tam teslimiyet içeriyor, belli ki aşık olmuş kadın, duymaktan hoşlanırım bu sözleri bir kadından herhalde.

    sessiz gemi, hoş bir yorum.

    beni bağışla sözleri nedeniyle taze genç kızların bir numarası olur, hele ki "bugünden sonra yok yok yok, dünden önce çok çok çok" sözleri o kadar anlamsız ve saçma ki kesin bir sürü insan çok sevecek. bu şarkıda sesi çok işveli çıkmış sertab' ın, o başka mesele.

    zaferlerim' in sözleri sadece demir demirkan' a ait. bu da ne demek oluyor: bir şarkının kötü olması için sözlerini sertab erener' in yazmasına gerek yokmuş.

    bu albümden anladığım, sertab gerçekten aşık olmuş, tüm aşıklar gibi de canı yanmış ama hala aşık...

    ...ama şarkılar berbat. eski albümlerini bilmesem umut veren şarkıcı derim ama eski albümlerinden hala dinlemeye doyamadığım şarkılarını düşününce bu çok büyük bir gerileme bence sertab erener için.

    tabi ki kendi keyfi bilir ama ya başkalarının şarkılarını yorumlasın, ya başkalarından şarkı satın alıp albümüne kendi şarkısı olarak koysun, bir şekilde kendi şarkıları dışında da bir şeyler okusun derim, anca o zaman bu kadar güzel bir sesin heba edilmesi engellenmiş olur diye düşünüyorum.
  • rivayet olundugunun aksine sezen aksu'ya daha ziyade "yeme yedir, giyme giydir, okut büyüt adam et, sonra böyle olsun" temali gözyaslari döktürmüs olmasi kuvvetle muhtemel sarkilar ve özellikle sözler ihtiva eden sertab erener albümü.
    erener'e layik sarkilarin mumla aranmasi acisindan cuk oturmus gercekten: "bugünden sonra yok yok yok, dünden önce cok cok cok"
  • aşk ölmez
    şehit düşer
    k.
    (bkz: akrostiş)
  • 4 yillik bir aradan sonra kesinlikle sertab erener'den beklenen bir album degil bu. sertab'in artik kendi sozlerini soylemek istemesine saygi duyuyorum. ne var ki simdiye kadar sezen aksu ve aysel gurel'in yazdigi o ozenli sozlerden sonra "satılık kalpler şehrinde, kandım bir aşk masalına" gibi cok beylik ve bir o kadar da siradan sozlerin guzel olduguna once kendisini, sonra da etrafindakileri nasil ikna ettigini cok merak ediyorum.

    sozlerdeki nil karaibrahimgil etkisine de deginmeden gecemeyecegim. ses tonundan sarkilarina ve giyimine kadar her seyinden gicik aldigim bu kadinin sertab'in yazdigi sozleri de kendisininkine benzetmesine cok uzuldum. (ozellikle buda adli sarkinin fikir anasi nil degilse cok sasiracagim -ki huzurlarinizda cok sasiriyorum, sevgili defne turac nil'in yapim asamasinda studyoya bile ugramadigini soyledi. ben yine de bir sekilde zehrini bulastirdigini dusunuyorum, parayla mi?) umarim bir sonraki albumde sertab'in sesini de kendisininkine benzetmez. boyle bir albumden sonra beni en cok uzecek sey, sertab'in nil gibi miyminti ve cirtlak bir sesle "konussam mi, yoksa sarki mi soylesem?" ikilemini yasadigi bir album olacaktir.

    ekonomide cok buyuk sirketlerin alenen yanlis kararlar almasiyla ilgili soyle bir teori vardir. bu tip sirketler genelde aile sirketleridir, ve hic kimse de saygisindan dolayi cikip da fikir sahibine "yanlis dusunuyorsun" diyemez. sertab'in albumunde sanirim durum boyle oldu. yine de ben en cok demir demirkan'in yas tahtaya nasil bastigina sasiriyorum. bestelerin tekduzeligi duzenlemelere de yansimis. her zamanki gibi piyasanin gayet uzerindeler ama simdiye kadar demir demirkan eli degmis sarkilarin %90'inin yarattigi heyecani 11 sarkidan 1 tanesi bile yaratmadi.

    baska bir acidan bakarsak, sonucta sertab'la muzik zevkimiz paralel olacak diye bir sey yok. ama simdiye kadar yurticinde yayinladigi tum albumlerde ne guzel paralel paralel giderken bu albumde birbirimize bodoslama giristigimize uzuluyorum. yoksa albumu inanarak, severek yaptigindan suphem yok. ne yazik ki bu sozler ve besteler sertab'in onceki islerini sevmis olan bir cok insana hitap etmiyor, etmesi de ihtimal dahilinde gorunmuyor.

    albumdeki sarki secimleri de baska bir kalp agrisi. yillar once nilufer "cok uzaklarda"yi soylediginde bir muzik elestirmeni "en kotu sarkilari bile kurtarabilecek bir sese sahipken bunu soylemeye neden ihtiyac duydugunu anlamiyorum" gibi bir sey soylemisti. elestirmen degil, ama iyi bir dinleyici olarak benzer duygulari "zaferlerim" "yavas yavas", "sessiz gemi"yi dinlerken ben de hissettim. bir albume uc tane eski sarki koymanin anlami nedir? deniz mi tukendi acaba?

    sarkilarin bir kacina ozel olarak bakacak olursak:

    kolay degil: albumdeki en itici sarki, ozellikle o sondaki "takada tukada" efektleri.. daha once sertab bunu kendime yeni bir ben lazim'da yaptiginda ayni oranda itici gelmisti. ne yazik ki anlasilan bunu sevenler cok. nil, eminim ki bu iste senin parmagin var, studyoya ugramamis olsan bile yapmissindir bir seyler!

    sessiz gemi: (bkz: #7488537) diyorum, baska da bir sey demiyorum.

    zaferlerim: bu sarkiyi arabada demir demirkan'dan dinlerken nakaratinda dunyadan kopup ufak bir kaza atlatmistim. sarkinin belki de tek kusuru bu. demir demirkan kendi albumunde o kadar guzel soylemis, o kadar guzel duzenlemis ki, kim el atarsa atsin ilk halinin yanina yaklasmasi gercekten de cok zor.

    (ek: ama bunun yaninda sertab'in kendisine su aralar sikca yoneltilen "cok ruhsuz, cok bagiriyor" elestirilerine zaferlerim'le super bir cevap verdigini dusunuyorum. sarkiya alismasi biraz zaman alacaksa da sertab ele gune gostermis ki boylesine guclu bir sarkinin hikayesini yeniden yazabiliyor, bagirmadan da sarki soyleyebiliyor ve zerre istifini bozmadan tizlere cikabiliyor. cunku o bir yorumcu!)

    yavas yavas: daha once de deginmistim, bu sarki bir klasik degil, 2004 istanbul'un en guzel sarkisi filan da degil. e bu "bir de ben soyleyeyim" israri nedir o zaman? kayahan-nilufer ikilisi gibi, bundan sonra once demir, sonra sertab mi soyleyecek? yeni bir sey bekleyemeyecek miyiz?

    dipnot: albumle degil ama sertab hayranlariyla alakali olarak sunlari soyleyeyim. sertab'la ilgili acilan basliklara dolusup, olumsuz gorus bildirenlere "ortalama bir muzik zevkiniz var, siz sadece ticari seyleri seversiniz" diye saldirmalarini neseyle izliyoruz. bu heyecanli cikislari bir an once birakip sertab'in her yaptigi seyin mutlaka herkes tarafindan begenilmeyecegi, ve bunun kendilerine o kisilerin muzik zevki hakkinda ileri geri konusacak kadar fikir vermeyecegi gercegiyle bir an once yuzlesmeleri lazim. "sarkinin icine dalmak" ne demektir ya? "hmm, begenmedim, ama sertab kotu bir is yapmis olamaz, sorun bende olmali" mi diyecegiz? merak etmeyin, sertab -eger bunlari okuyorsa- albumun aldigi olumsuz tepkiler icin sizleri azarlamayacak.
  • sertab erener'in mayis 2005 tarihli albümünün isimi. albümde 11 parça bulunmakta.
    simya müzik etiketi ile piyasa sürülen albümün prodüktörlügünü demir demirkan üstlenmistir. kayit ve miksler ise atm studyolarinda yapilmistir.
  • albumden dort sarkı dinledim henuz; sessiz gemi, nerdesin, satilik kalpler sehri ve ask olmez.. album hakkında genel kanıya varmak icin dort sarkı yeterli degildir suphesiz ki ama dinlediklerim hakkındaki sahsi fikirlerim su sekilde:

    sessiz gemi, degisik bir duzenleme yapılmıs fena da gelmedi ilk dinleyiste ama "sallanmaz o kalkısta ne mendil ne de bir khool" fena tırmalıyor kulagı, bahcede sarkısında da buna benzer bir sey vardı, gozden kacmıs olmasına ihtimal vermemekle beraber oylece bırakılmıs olmasına cok da anlam veremedim.

    nerdesin sarkısını sezen aksu'nun dinledikten sonra aglamıs olmasının nedeni sarkıdan ziyade sertab erener'le aralarındaki kisisel bagdan kaynaklanıyordur diye dusunuyorum zira sezen buna aglıyorsa yara'yı dinledikten sonra yapmıs olabilecegi seyleri tasavvur etmek zor.

    satılık kalpler sehri ise vasatın ustune cıksa mı cıkmasa mı karar verememis gibi duruyor.

    ask olmez bu dinlediklerim arasında en guzeli, sozler, melodi, duzenleme gayet
    olmus.

    not: elestirdigim veya ovdugum, sarkıların bende bıraktıklarıdır, harcanan emek degil. memlekette son zamanlarda moda olan "aman elestirmeyin tu kaka onunu kapatıyosunuz bu yetenekli insanların emeklerine saygısızlık ediyorsunuz" seklindeki anlamsız bakıs acısına sahip degilim, bir eseri elestirmekle verilen emege saygısızlık yapmak arasındaki daglar kadar farkı aklı basında her insan anlayabilir kanaatindeyim.
hesabın var mı? giriş yap