• enstrumental müzik yaparak doğaçlayan dört arkadaşın 2014 yazında yaptığı samimi, komik ve düşündürücü anadolu yolculuğu. hayatınızın bir bölümünde müzikle ilgilendiyseniz keyif alarak izlersiniz. keşke bu tür türk yapımları daha fazla olsa.
  • bu akşam başka çarşamba kapsamında ön gösterimini izleyeceğim belgesel.

    "türkiye’nin farklı yerlerinden gelip beyoğlu’nda bohem bir müzik stüdyosunda ortak hayat kurmuş dört genç, saykedelik rock grupları venus music peace band ile anadolu turnesine çıkmayı kafaya koyarlar. ülkede 2013 yazında esen umutlu siyasi rüzgardan ve anadolu rock’tan gazlarını alıp, ekipmanlarını 80 model bir vosvosa yüklerler ve yola çıkarlar. niyetleri iyidir ama müzikleri her zaman kolay değildir. durdukları her şehirde spontane, halka açık konserler verirken, tüm bakışları üzerlerinde toplarlar. meraklı teyzeler, şaşkın güvenlik görevlileri, dert yanmaya hevesli taksiciler, radyodaki ana haber bültenleri, seçim sloganları, moteller, televizyondaki tartışma programları, youtube videoları, dağlar, ovalar ve yollar arasında şehirden şehire savrulan bu dört gencin istikameti gün geçtikçe belirsizleşmektedir. türkiye’de ilk kez geçen yıl 17. !f istanbul bağımsız filmler festivali’nde gösterilen “anadolu turnesi”, 13 mart’ta özel gösterimiyle başka sinema’da!"

    link
  • sinema sanatı ile youtube içeriğini farklı bir bakış ile izlemek lazım.

    örneğin demet akalın dinleyicisi de bir pink floyd albümünü ilk 5 dakikadan sonra kapatır.

    yerli sinemaya güzel bir fikirle, derli toplu, kaliteli yapılmış bir işle, tarihe not düşecek bir film armağan etmişler. keyifle izledim. mesela keşke zamanında barış manço ve kurtalan ekspres'in de aklına böyle bir fikir gelseymiş veya yapma imkanları olsaymış. böyle bir film çekme imkanı veren, pratikleşen teknolojiyi ne de güzel kullanmışlar. tebrikler valla. bu filmin kıymeti bence yıllar geçtikçe daha da anlaşılacak.
  • bizleri venus music peace band ile tanıştıran belgesel. öncelikle fragmanı şu. belgesel doğaçlama müzik yapan dört arkadaşın 2014 yılında şehir şehir gezip insanlara müziklerini dinletmesi ve aldıkları tepkiler üzerinden ilerliyor. amatör bir iş ama oldukça keyifle izleniyor.

    --- spoiler ---
    2014 yılında en büyük derdimizin ekmeleddin olması. bir de ülkenin şimdiki haline bakın.
    --- spoiler ---
  • filmin daha ilk sahnesinde dedim ki; gençler (bkz: live at pompeii) izlemiş gaza gelmiş ve düşmüş yola. sanıyorum ürgüp bölümünde de pompeii diye bağırdıkları sahne geldi. gayret güzel, sonuç ham ve vasat altı bir iş olmuş. renkli çekilmeli idi. 5/10
  • cesurca ve iddialı söylemlerle filme başlayıp akp kayseri belediyesi överek devam etmeleri güldürmüştür. müslüman mahallesinde salyangoz satanların hikayesi biraz da. 2 yıl önce çekilmiş bir film ama ekmeleddinli gündem ne kadar uzak. üzerinden bir jenerasyon geçmiş gibi geliyor. amasya'daki abinin dediği gibi alışık olmayan için ( bkz: ben) bir noktadan sonra sıkıcılaşmaya başlıyor. bir deniz tortum işi

    nt falan var lan ohooo
  • mubi'nin bugünün filmi olarak seçtiği rockumentary denemesi.

    üçüncü entryde denecek denmiş büyük oranda. youtube'da olsa sıkılıp kapatırsın ama mubi seçtiyse, başka sinema'da filan oynadıysa vardır bir hikmeti diye dayanıp izlemeye inat ettik... cık... kötü müzik, şımarık gençler, tırt bir film.

    canına yandığımın memleketinde vhs'den bir tık iyi ses yapan, oldu bu iş diye salıyor. müzik filminde kötü ses mi olur ya... yapma kardeşim o zaman.
  • mubi'nin seçkisinde gördükten sonra bir türk yönetmen ise asla kaçırmam izlerim. bu filmde onlardan birdir. çekim kalitesi ve akış olarak bir belgesel ve film formatının dışında salaş olarak sinema televizyon öğrencisinin 1. sınıfta çekeceği türden. belki bu yeni bir tarz denemesi olarak ele alınabilir, ancak günümüzde kamera ile akan gerçekçiliği çekmek herkes tarafından yapılan bir eğlem haline geldiği için eğer bir şeylerin akışını kontrol etmiyorsanız yönetmen deniz tortum'un yaptığı gibi sadece bir kurgucu işi olarak kalıyor eser.

    akan gerçekciliği izlediğimiz için spontane gelişen durumlarda müzik yapan gençlerin ve toplumun etkileşimini gözlemliyoruz. bir müzik, yolculuk ve hatta yolda olmak filmi olan bu eserde müzik kalitesi izleyen tarafından sorgulanıyor. yolculuk üzerinde fazla durulmuyor sadece anlık görüntüler ile hatırlatma yapılıyor, film sonrası film üzerine konuşan müzisyenlerinden durumundan öğreniyoruz yolculuğu, sıkıntılı bir süreç olmaya başladığını, burasıda eksik kalıyor. bir an acaba kameranın pillerinin şarj aleti evde kaldığı için mi bu kadar az çekim yapıldı diye düşündüm.

    yolda olmak kısmı ise bir felsefi yaklaşım ise eğer görmek istediğimiz felsefeyi müzisyenler arasında da söyleşilerde de göremediğimizi veya perdeye aktarılamadığını söylemek isterim. aslında filmin başında çevredekilere birşeyler anlatan kızın kurduğu "bu aralar darwin felan okuyorum, gen felan, her sorunun cevabına evrim oturuyor." cümlesi biraz filmin felsefesini özetliyor. filmin neden bir özetini sunuyor derseniz evrim teorisi çok güçlü bilimsel temele dayanan bir bilimsel olgu iken onu gündelik bir hurafe veya bu aralar okuduğumuz bir komplo teorisinin cümle içinde kullanılması gibi bir film.

    şöyle ki müzisyenlerin kendi aralarında konuştuğu varoluşsal konuların sonu sanki hep "anlatabiliyor muyum abi, biz neyiz abi, ne yapıyoruz " gibi cümlelerle bitirilecek gibi "zaten hepimiz biliyoruz bunları anlatmama gerek yok abi" minvalinde her 4 bira içilen ortamda az çok üniversite ortamı görmüş herkesin girebileceği ve kurabileceği muhabetler olarak karşımıza çıkıyor. belki uzun süredir beraber olan müzisyenlermizin ve arkadaşlarının bunları normal hayatlarında uzun uzadıya konuşmuş olmaları çekim esnasında bir iki kelime ile zaten karşı tarafa o içinde bulunulan durumu aktardığını düşünüyorum. ancak yine perdeye yansıyan gerçekten önemli olan olguların üzerinde konuşurken sırf marjinallik olsun diye o salaş ve altı doldurulmayan düşünceleri ile bize ahkam kesiyor diyecektir asıl düzeltmemiz gereken izleyici. din, felsefe, evrim gibi toplumun fobisi haline gelmiş bu konularda, yobaz kesmin karışısında onların kendi yanlış düşüncelerine daha sıkı sıkıya bağlanmaları için hazırlanmış bir video gibi bazı bölümler. yarım yarım, temelleri ve altyapısı olmayan cümle öbekleri ile.

    filmin neden izlenilmesi ve türk sinamasına kazandırdıklarını ise uzun zaman sonra göreceğiz. akan gerçeklik diye tanımlamak istediğim film belki bir türün ortaya çıkışının ilk emaresidir. şu günlerde herkesin yaptığı birşey ancak belki bunu ayıracak ve sinematik olana evirecek bir unsur bulunabilir ve bu ilk başlangıcı olabilir.

    belgesel olarak lanse ediliyor ancak belgesel nitelikleri ağır basıyor denemez. çünkü belgelenen şey türkiyede rasgele bir iki anadolu şehrinin enstrumantel müziğe verdiği tepki ise değil. siyasi meselelere göz kırpılıyor ancak belge, bilgi, yorum yok. müzik konusunda ise bir olgunun belgelenmesi söz konusu değil çünkü sadece arada müzik kesitleri duyuyoruz sadece. müzik ile insan etkileşimi de sınırlı kalıyor.

    bu film türk sinemasına ne kazandırır.
    özgün filmlerin olabileceğine inanç
    az para ile film çekilebileceğine inanç
    yeni şeyler denenebileceğine olan inanç
  • oldukça sıkıcı bir belgesel/filmdir.

    izlemeden önce az çok fark ettim kötü bir yapım izleyeceğimi ancak puanına baktım güzel, dedim ki önyargılı olmayayım. izledikten sonra düşündüm bu puanlar nasıl veriliyor. daha önce de az çok farkında idim ancak bu filmden sonra daha bir farkına vardım sanki. bence süreç şöyle işliyor:

    - bu film siyah-beyaz çekilmiş demek ki farklı bir durum var. modern, şaşalı sinemaya kapılıp gitmemiş yönetmen.

    - hımm bunu başka sinema dahilinde izleyebilirmişiz. demek ki entellektüel bir yapım bu.

    - aha! mubi siteye eklemiş. kesin sanatsal bir değeri var ancak insanlar kıymetini bilememişler.

    izledikten sonra:

    - neydi şimdi bu? ya şimdi ben buna olumsuz yorum yapsam derler ki: 'sinemadan anlamıyor.' o zaman en iyisi ben de yüksek bir puan vereyim. yorum kısmına da bol bol, 'sanat, bağlam, derinlik...' gibi kelimeler eklersem derinliği olan filmlerden anlıyor imajı yaratırım.
hesabın var mı? giriş yap