• canlı, hızlı ama çok değil anlamına gelen müzik terimi...aynı zamanda haldun taner'in güzel öykülerinden biri...
  • "kadin denilen mahlukun keman gibi, hatta ondan da kaprisli bir enstruman
    oldugunu, onun da olanca hüner ve güzelligini ancak ve ancak virtüoz
    ellerin emrine verdigini ögrenisim çok sonralara, saçlarimin iyice
    dökülmeye basladigi devirlere rastliyor."

    " 'çalis, didin, ugras! sanatin evci balasina ulas. peki sonra? netice?' diye
    sormaktadirlar. 'bütün bunlar ergenlikli orta mektep talebelerine saati
    dört liradan iskala yaptirmak için mi idi?' "

    seklindeki iki ilginc tespit paragrafini da icinde barindiran bir solukta okunasi surukleyici bir haldun taner oykusu.

    "ne severdim bu müzik terimlerini. illaki bir allegro ma non troppo vardi,
    en çok ona bayilirdim. bunu söylerken italyanca konusuyormusum gibi gelirdi
    bana... kendimi verdilerle, puccinilerle senli benli oluvermis sanirdim." diyor ustad. hakikaten kapilmamak mumkun degildir bu tur terimlerin cazibesine; bir de, fatih terim italyancasini cagristirmaktadir:
    "finito giocare, risultàto importante"
  • kardeşleri/kuzenleri için (bkz: allegro) (bkz: allegretto) (bkz: allegro con fuoco) (bkz: vivace) (bkz: molto vivace) (bkz: presto) hatta (bkz: prestisimo) (bkz: moderato) (bkz: moderato cantabile) (bkz: sostenuto) (bkz: adagio) (bkz: scherzo) (bkz: scherzando) (bkz: largo) (bkz: larghetto)
  • benim nickim bu
  • hayatıma giren en iyi on öyküden birisidir. bir enstrüman böyle mi anlatılır, bir hoşlantı böyle mi dile getirilir, bir hayal kırıklığı böyle vurucu nasıl olur. haldun usta, ölmeseydin be. sensizliğe alışmak zor. neylersin. piano piano alışıyoruz yokluğuna.
  • beni gülümseten müzik terimi. yani sanki besteci derdini anlatamamaktan çıldırmış bilal'e anlatır gibi "tamam biraz hızlanın da bokunu da çıkarmayın" diye baya açıklaya açıklaya anlatmaya çalışıyormuş gibi geliyor.
  • beethoven'ın spring sonatasının final movement'ı böyledir. allegrodur fakat* non troppo'dur.

    ben daha temiz bir ses aldığım için milstein ve balsam kaydını tercih ediyorum 1950 yılından. siz dilerseniz kreisler ve rupp kaydını veya goldberg ve kraus'ı tercih edebilirsiniz.

    şaka yapıyorum şaka. scherzo, scherzo.

    allegro molto.
  • türkçeye "insan aptallığının temel yasaları" başlığı ile çevrilen (çev. burcu yılmaz) ve ıslık yayınları tarafından yayınlanan (2023) bir (bkz: carlo m. cipolla) eseri.

    --- spoiler ---

    “akıllı kişi akıllı olduğunu bilir. haydut, bir haydut olduğunun farkındadır. saf kişi, acı verici bir şekilde kendi saflık duygu-suyla doludur. tüm bu karakterlerin aksine, aptal kişi aptal olduğunu bilmez.”

    ticari bir meta olarak “biber” üzerinden bir avrupa tarihi yazmak –kulağa her ne kadar çılgınca ya da imkânsız görünse de– mümkün müdür? peki ya roma imparatorluğu'nun çöküş nedenleri arasında kurşun zehirlenmesine dair izler bulmak, insan aptallığının temel yasalarını matematiksel formüllerle ortaya koymak?

    “insan aptallığının temel yasaları” bal ve av hayvanlarına karşı zaafı olan piskoposların, baharatlı yiyecekleri tercih eden münzevilerin, üzüm bağları için yüz yıl sürecek savaşlar çıkaran kralların ve insanlar arasında yüksek bir orana sahip olan aptalların geçit töreni sırasında, bu sorulara ironik ve bizim için de hayli tanıdık yanıtlar veriyor:

    “gerileyen bir ülkede, aptal bireylerin yüzdesi daima ‘?’ya eşittir; ancak nüfusun kalanında, özellikle iktidardakiler arasında, yüksek aptallık oranına sahip haydutların korkutucu şekilde çoğaldığı ve iktidarda olmayanlar arasındaki safların sayısında eşit derecede korkutucu bir artış olduğu fark edilir. aptal olmayan nüfusun bileşimindeki böyle bir değişiklik, kaçınılmaz olarak aptalların ‘?’ kısmının yıkıcılığını artırır ve ülkeyi felakete götürür.”
    --- spoiler --- tanıtım yazısından.
hesabın var mı? giriş yap