• akıl sahibi tüm yaratıkların sahip olduklarına inandığım sorumluluk. basitçe, varolan bir kabiliyeti kullanma yükümlülüğü. hele ki o kabiliyetin sizi kainatın geri kalanından ayırdığını düşünüyorsanız.

    kendimden alıntı yapmak isterim.
    ".. nasıl ki aslanın atası tek hücreli bir canlı oldugu için iri bacaklarını bir kenara bırakıpta kuyrugunu sallayarak hareket etmeye çalışması yerinde algılanmıyorsa, doğa tarafından bir çeşit zeka sahibi kılınmış insanların da evrimsel gelişimlerinden dayanak alıp akıllarını bir kenara iterek içgüdülerine göre karar vermeleri de yersiz addedilir. insan ile hayvan arasındaki en temel fark zeka ise, bir insanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, kendi faydasını görmede içgüdüleri dışında yeteneklerini de kullanabilmesi olur."
  • bu çerçevede milattan önce 8. yüzyılda yaşamış bir insanın güneşin dünya etrafında döndüğüne inanmış olması onun akli sorumluluğu ile çelişmez.
    bilakis, aynı çağda yaşayıp da bugün doğru oldugunu bildiğimiz göreli uzay göreli zaman gibi kavramlara ellerinde hiç bir akli neden olmadığı halde sırf onlara öyle geliyor diye inananlardır akıldan ve dolayısıyla insan olmaktan uzaklaşanlar.

    yine 1800'lü yıllarda yaşamış bir insanın akli sorumluluğu, elinde newton fiziğinin açıklamaya çalıştıklarına dair daha iyi ve akla dayanan bir açıklama olmadığı sürece mutlak uzay ve mutlak zamana inanmaktır. söyleyecek hiç bir şeyi, inanmasına neden olabilecek hiç bir rasyonel kanıtı olmadığı halde belirsizlik teorisine inananlar ciddiye alınmazlar.
  • bugün için de çeşitli vesilelerle munazara içerisine girdiğimiz insanlar var. bu insanlar falı, reikiyi, astrolojiyi savunup onların bilgimiz dışındaki bir gerçekliği oldugunu söylüyorlar. bunca yıldır insanlar böyle şeylere inandıklarına göre anlatılarda bir gerçeklik payı olmalı diyorlar.
    fala inanma falsız kalma diyolar.
    reiki hocam enerji kanalize etti bana sırt ağrılarım geçiverdi birden diyorlar.
    burcumu okudum da tam da kovaymışım yahu diyorlar.

    başka bir grup insan ise falmış, astrolojiymiş, reikiymiş; böyle gaydırıguppak, hiç bir akli ve mantiki temeli olmayan, nedeni ve işleyişi hakkında hiç bir bilginin bulunmadığı öğretileri saçma, onlara inanmayı da sapkınlık görüyor. bu ilk gruptakilerin arasında kimileri soruyor ikinci gruptakilere :

    - gün gelir de yıldızların, gezegenlerin, evrende serbest halde dolaşan enerjinin karakterimiz ve bedenimiz üzerindeki etkileri kanıtlanırsa ne yamulursunuz ama!

    ha!

    onlara şöyle diyin:
    - gün gelir de astroloji doğrulanır, reiki kanıtlanır, kahve falının altındaki ulvi gerçekler ortaya çıkarsa biz hiç de yanılmış sayılmayız. doğrusu, sizin durumunuz bizimkinden daha feci olur aslında. sizler her hafta sayısal loto oynayıp altı tutturmaya çalışanlardansınız; her hafta atıyorsunuz bir şeyler; ya tutarsa. bizlerse bize sağlanmış yetenekleri kullanarak kendi yolumuzu kendimiz bulmaya çalışıyoruz. ormanın ortasında oturmuş gökten kafasına ceylan düşmesini bekleyen aslansınız siz. kas gücümüzü, çevikliğimizi kullanıp av peşinde koşunlarsa bizler. oturmuş av bekleyen bir aslanın aslanlar camiasında yeri neyse sizin de odur yeriniz.
  • işte budur insanın akli sorumluluğu. bir bakteriden beklenen nasıl ki çevre koşullarına uyum sağlayıp bölünerek çoğalması ise insandan da beklenen bilgisi onu sınırlasa bile aklını kullanıp onun gösterdiğinin doğru olduğuna inanmasıdır. kimileri çıkıp bu yeteneklerini kullanmanın onları ilgilendirmediğini, her aklı olanın illa da düşünmesi gerekmediğini söyleyebilirler. doğrudur, olabilir. enteresan olan zaten bu başlık altına giriş yapmaya zahmet etmeleridir.
  • haşlanmamak yada donmamak için kırmızı musluktan akan sıcak suyla, mavi musluktan akan soğuk suyu kendi fiziki durumuna en uygun şekilde dengeleyebilmektir..

    id'in esiri olup süper egonun sizi suçlulukla doldurulmasını izlemek (nefret, şiddet, sapkınlık) veya süper ego'nun esiri olup id'i görmezden gelmek (nevroz, takıntılar, depresyon) yerine; aklınızı kullanıp ne olduğunuzu ölçüp kendinizi tanıyabilmenizi ve kendinizi yönetebilmenizi kolaylaştırır..

    sahibi olmak için farkındalık birinci ön koşuldur.. bir nevi psikolojik olgunlukta diyebiliriz..
hesabın var mı? giriş yap