• kim atti kral atti sozunun soylendigi mactir bu.. ben sahsım adina babamla bir kahve de babamin ismarladigi limonlu gazoz ile hakan sukurun golunu gazozun sisesini ondeki adamin kafasina vurmak suretiyle kutlamistim bu ikinci golu ve "kim atti kral atti" bagirisini.. bereket abimiz de o golun sevinci ile "vurma lan kafama piç" demekle yetinmis babam da "piç dediginin babasi benim" kivamina bir yakarisla 15 yasindaki veledini korumustu o gunlerde.. hayat feci eglenceliydi zamaninda.. cine5 vardi bir de..
  • ben bir turk takiminin bu kadar baskili bir atmosferde oynayip da bu denli direnç ve organizasyon bilinci gosterdigi baska bir maç hatirlamiyorum. zorluyorum ama aklima gelmiyor.

    bakin galatasaray dahil turk takimlari daha guçlu rakipleri deplasmanda yenmistir, eze eze de yenmistir ama bu bambaska bir olaydi.
  • şimdi maçın özetine tekrar baktım. mac 1-2 iken bülent ters bir vuruş yapmış. taffarel anormal bir refleks ile çıkarmış. maç iki bir adamların 4 gol bulmaları lazım turu geçmek için. ne heyecanlamışız ya. o an bile ne kadar korkmuşuz tur gidebilir diye. ben o an ne kadar titrediğimi hatırlıyorum korkudan. işte bu inanılmaz bir şeydi. yani galatasaray uefa kupasında leeds e karşı ki o zaman leeds united da leeds united. hem de deplasman. hem de hiç taraftar yok. inanamaşım belli. fenerbahçeli olsam da ne kadar istemişim galatasarayın orada turu geçip finale adını yazdırmasını.
  • cine5 ekibi maç yayını için, show tv ekibi de reha muhtar'ın sunduğu ana haber bülteni için stada konuşlanmıştı. iki ekibin elemanlarının çoğu ortaktı. erol aksoy dönemini hatırlayın...

    ingilizlerden kiralanan iki ayrı canlı yayın aracı polisler tarafından kusursuz korunuyordu. ben de o dönem canlı yayın ekibinde görevliydim ve yayıncılık hayatımda unutulmaz deneyimlerimden birini yaşamıştım.

    ama öncesini es geçmek istemem: holiganlardan dolayı sıkıntı yaşanmasın diye iskoç polislerden biri "leeds kaşkollarınızı boynunuza dolamanızı tavsiye ederiz" demişti. hemen hepimiz hatıra niyetine zaten kaşkol ve t-shirt almıştık ama serde türklük olduğu için hiç birini de poşetlerinden çıkarma gereği duymamıştık.

    maç bitiminde, kiraladığımız ingiliz yayıncı ekibe şu hatırayı yaşatmış ve yaşamıştık: galatasaray'lı futbolcular karşılaşmadan sonra otellerine gideceklerdi ve reha muhtar, futbolculardan önce otelin bahçesine çömüp, otele girişlerini canlı yayınla vermek istemişti. ingiliz teknisyenler şoka girmişti: "mümkün değil, toplanmamız şu kadar vakit alır, otele varmamış bu kadar, orada kurulmamız/testimiz filan yetişemeyiz.." diye diretmişlerdi. reha muhtar dinler mi: "yetişeceksiniz, yapacağım ben yayını oradan, ye-ti-şe-cek-si-nizzz!"

    neyse ki show tv-cine5 teknik ekibi hızlı kurulum konusunda oldukça tecrübeliydi. otele vardığımızda uplink aracının testiydi, kameraların kurulumuydu derken ve daha henüz mevcut 4 kameranın hiç biri de açılmamışken galatasaray otübüsü ağır ağır otelin devasa bahçesine giriş yapıverdi. hani sihirli değnek değse bu kadar olur; ingiliz teknisyenler paniklemeye devam ederken, kameraların biri beyaz ayarı yapılmadan show tv anakumanda'dan alel acele alınan yayında çıkışa verildi. reha muhtar anonsunu yapıyor, arka planda galatasaray'lı futbolcular yavaş yavaş otobüsten iniyordu. otelin elitist müşterileri de camlara yapışmış vaziyette oyuncuları alkışlıyordu. konuşma yasağı olduğu için oyuncularla canlı yayında otelin bahçesinde röportaj tabii ki yapılamadı. ama her birinin, otelin saray misali merdivenlerinden adım adım çıkarken, açılmayan kameraların da birer birer açılması, telaşla yerleştirildiğinden midir nedir patlayıveren ışığın yerine yedeğinin devreye girmesi ve bütün bu olanları hayretler içerisinde seyreden ingiliz televizyoncuların yüzlerindeki ifade hala hatırımdadır.

    otele giriş yayını toplam 10-12 dk kadar sürmüştü... istanbul'a yayın devredildiğinde, ekibin türk teknik sorumlusu olan atalay hacımahmutoğlu, ingiliz meslektaşına tebessüm ederek "işte bu kadar..." dediğinde, "siz türklere inanamıyorum, inanamıyorum..." cümlelerini yine tevazu dolu bakışlarla karşılamıştı.

    leeds kaşkolumu hala saklarım da boynuma dolamak nasip olmadı bir türlü!
  • ercan tanerin penaltıyı "verdi, verdi kırkbin kişinin önünde verdi" diye yorumladığı maç
  • galatasarayın efsanevi bir futbol oynayıp uefa kupasını alacağını belli ettiği maç, ayrıca bu maçta galatasaray tum zamanların baskı altında en başarılı olan takımı ünvanını almıştır.
    (bkz: ben yaptım oldu)
  • --- ercan taner ---
    kim attı, kral attı. hem de leeds'te elland road'da, ingiltere'de kralın imzası bu!
    --- ercan taner ---

    üstünden 13 sene geçen maç...
  • bir sene sonra aynı takımla eşleşip 6 yiyip paketlenenlerin derdi olmuş maç. madem atıyorsun bakarak at be kardeşim rezil etmeyin kendinizi.
  • leeds'in genc yeteneklerle dolu efsane kadrosunda su anda alisamiyen cimlerinde döktüren kewell da vardı. harry kewell mac 2-1'ken kırmızı kart görünce tahmin edin kime orta parmak hareketi cekmisti.*
  • galatasarayin gollerini penaltidan hagi ve anormal bir sutla hakan sukur atmistir. emre belozoglu ve harry kewell kirmizi kart gormustur. ve emre fatih terim'den milyonlarin onunde az kalsin dayak yemistir. leeds'in gollerini ise norvecli sirik eric bakke atmisti galiba. ikisi de kornerden, ikisi de kafayla.
hesabın var mı? giriş yap