• esnafın 31 mayıs direnişçilerine saldırması sonucu çıkan arbededir.

    dünki polis teröründe kimin neci olduğunu, kimin insan olduğunu gördük artık..

    beyoğlundaki saldırgan esnaflar:

    ** şahcafe
    ** yeşilçamcafe
    ** mado
    ** bonito bar
    ** desa

    bir de bunlara,

    balık pazarı şampiyon kokoreç + kızılkayalar + zen mağazası' nı da eklemek lazım.

    ----ekleme----:

    goldencrab ' a teşekkürler.
  • taksim'deki esnafin bir kisminin (bu videodaki kisimdan konusuyorum) inatla anlamadigi su:

    - direnisci doverek isler duzelmez; aksine daha da boka sarar.
    - bugun dovulen direnisci, taksim'in, istiklal'in mudavimi. gecmisteki/gelecekteki musterinin ta kendisi.
    - direnisciler darp edildikce, mekanlarin (sahiplerinin hareketlerinden kelli) ne kadar gidilmeyesi yerler oldugunu paylasiyorlar. mekanlar bir kac gun sonrasinin musterisinden de oluyorlar.
    - ozetle direnisci doven mekanlar, kendi bacaklarina sikiyor.

    ha, bu demek degil ki herkes direnisi desteklemek zorunda. alakasi yok. desteklemeyen desteklemez. (isteyen indirir kepengi; isteyen kapisini kapatir) ama 10 kisi, 1 kisiye tekme tokat dalmak, destek/kostek falan degil duz barbarliktir.
  • esnafın kendi gibi küçük hesabının sonucunda gelişen olaylardır. neyse polis "birader"lerimizle mutlu mesut yaşarlar ilerleyen günlerde.

    edit: az önce facebookta denk geldiğim yazı. aynen aktarıyorum.

    --- spoiler ---

    marx, paris komünü sonrasında esnafı şöyle değerlendirmişti:

    "tarih hiçbir zaman bu kadar lümpen bir ahmaklar grubuna toplu olarak şahit olmamıştır. parisli esnaf, komünü savunmak için caddelerinde barikat kuran komünistlere saldırmış, caddenin yeniden normalleşmesine, barikatın açılmasına, komünün yıkılmasına yardımcı olmuşlardır. bunu günlük karları için yapmışlardır. ancak unuttukları bir şey vardı ki barikat yıkılınca caddeye girenler onun müşterileri değil alacaklılarıydı ve burjuvalar çoğunu ağır senetlere zorladılar, bir kısmının da kapısına mühür vurdular. küçük burjuvazinin müşterisi bizzat o barikatı kuranlardı. bunu acı bir deneyimle öğrendiler."

    --- spoiler ---
  • boykot başlasın, gitmiyoruz!!!

    beyoğlu'ndaki saldırgan esnaflar:
    şah cafe
    yeşilçam cafe
    mado
    kampüsbeyoğlu
    bonito bar
    ayvalık tostçusu
    desa
    #direngezi

    edit: kampüsbeyoğlu yanlış istihbaratmış oraya gidebilirsiniz ahahha:)
  • iki sene önce asmalı mescit'te masaların kaldırılması konusunda "masalar kaldırılırsa esnaf iflas eder" diyenlere ne demişti topbaş efendi: "onlar esnaf değil, milyon dolarlık işletme."

    amına kodumunun ülkesinde eğer bira satıyorsan milyon dolarlık işletmesin ama çay ve nargile satıyorsan esnafsın. yersen.

    kıçımın esnafları.

    delikanlılıktan anladıkları şey de bir kişinin üzerine 7 kişi çullanıp, sonra kalabalığı görünce tırıs tırıs dükkana kaçıp kepenk kapatmak. sizin erkekliğiniz bu kadar işte. yalan yok, soğanın cücüğü bile sizden daha erkek.

    gazetecileri sokaktan ite kaka kovup, sonra fırsattan istifade esnafız, mağduruz, ekmek parası diye ağlayın anca. biz sizin ne bok olduğunuzu zaten biliyorduk kabadayı bozuntuları. ekmek parası dediğiniz şey de siyah camlı q7 taksididir kesin, mağdur edebiyatını siktiklerim.

    anca müslüman geçinip tesbih sallamayı, ezan okunurken müziği kısmayı marifet bilin. el ele tutuşan çiftlere, yoldan geçen mini eteklilere dik dik bakın ki ahlakınız bozulmasın. ne de olsa haftasonu kafayı çekip e-5'ten travesti alıp erkek sikmeniz, rus için para biriktirmeniz, turiste yavşamanız, 1 liralık çayı 10 liraya sokmanız ahlaksızlık değil.

    inşallah her biriniz, hiç beklemediğiniz bir anda ve nedenini dahi anlayamadan 7 kişi tarafından sokak ortasında dövülürsünüz. inşallah kaçacak delik arar da bulamaz, yerden yere vurulursunuz. inşallah siz yerden yere vurulurken de polis sadece izler.

    bugünden tezi yok, sokağınızın önünden her geçişimde üşenmeyip kapalı mekanda sigara ve nargile içilmesine izin verdiğiniz için sizi o çok sevdiğiniz polisinize ve devletinize ispiyonlamazsam, fotoğraf çekip de ispatlamazsam adam değilim. görelim bakalım polis cezaları götünüze sokarken, devlet babanız ekmek paranıza el koyarken de 7 kişi mağdur delikanlıyı oynayabilecek misiniz?
  • 48 kiloluk kırmızılı bir çirozun başı çektiği ardebe, ona buna saldırıyor, asıyor kesiyor, kalabalık girince, na topuk. ateş olsa cürmü kadar yer yakacak piç kalabalığı görünce dayı olmuş, üstünü başını yırta yırta, tokatlaya tokatlaya dövecen bunu ki yumruk vurduğunda ölüp başına iş açmasın.
  • görüntülere göre oradaki "esnaf" önce bir eylemciyi linç etmeye kalkmış ama daha sonra da kendilerini çeken gazetecilere saldırmışlar. hadi eylemciyi dövmenin bir gerekçesi var diyelim, para kazanamıyor diye eylemcileri suçluyordur kendince de, o kadar haklıysan gazetecilere niye saldırıyorsun lan?

    olayın özeti, polisi görünce bir eylemciyi 10 kişi aralarına alıp döven, daha sonra şiddetini kendilerini çeken gazetecilere yöneltip onlara da saldıran, ama bunun üstüne gazeteciler üstlerine yürüyüp, üstüne polis de çekilip eylemciler de geri dönünce iki ateş arasında kalıp dükkanına kaçan "esnaflardır".

    dükkana torpil, maytap, kibrit atan eylemcilerde de kafa yok ayrıca. içeride birileri varken orası yansa neyin haklılığını savunacaksın?
  • mevzu bahis esnaflar, güç ve kontrol kimdeyse ona hizmet ediyor. aynı zamanda müthiş bir mağdur edebiyatı da söz konusu. direniş sürecinde beyoğlu özgürken polis yokken her yer tıka basa doluyken masalar sandalyeler sokaklardayken her şey pek güzeldi. eeee? hatırlatsan, dün dündür bugün bugündür der, sorsan, çoluk çocuk aç mı kalsından girip ekmeğimizin peşindeyizden çıkar. niye neden saldırdıklarını dile getiremeyecek kadar da korkaklar üstelik. bilmiyorlar ki böyle giderse ekmeklerini başka yerde arayacaklar. "tarım, çiftçiye köylüye bırakılmamalı" diyenler "taksim esnafa bırakılmamalı" da diyecektir. klişeye bağlayıp kraldan çok kralcılık diyeyim. tey tey.

    *
  • o sokaktaki şerefsizler direnişçilere nasıl muamele edeceklerini öğrenmiş oldular. polise satarsınız artık malınızı gavatlar.
  • birilerinin esnafa "siz de hakkınızı arayın , yazıktır günlerdir iş yapamıyorsunuz, biz sizi koruruz" dediği günlerden geçiyoruz sanki. geçtiğimiz günler de benzeri durum bizim de başmıza tantuncilerin orada geldi (emine ana değil öbürü) polisten kaçarken gaz yemişken arada bekliyrduk turuncu tshirtlu tantunici bizi zayıf görünce üstümüze yürüdü siktirin gidin lan bıktık usandık diye dayak yememek için kaçtık resmen.
    birileri esnaf da haklı diye bizimle polemiğe giriyor, yıllardır kazandılar da 2 ay da mı batacaklar kaldı ki kendi haklarını aramayan belediyeye rüşvet veren her fırsatta beledeiyeyi şikayet eden adamlar bir an da devletçi oldu. hem de bunu yapanlar bizim meydanlarda hakkını halkını savunduğumuz insanlar, yıllardır ezilmiş , dışlanmış insanlar için biz orda korkmadan mücadele ediyoruz onlar bizi onlara ait olmayan herkesin olan sokaklardan tehditle kovalıyorlar, bize direnişe küstürürse bu insanlar küstürür.
hesabın var mı? giriş yap