• daha birinci bölümde bütün mantığını kendi içinde çökerten, senaryonun geriye kalanını anlamsızlaştıran dizi.

    --- spoiler ---

    eleman, geçmişe gide gele yalama olan yaşlı amcaya, "e peki neden lee harvey oswald'ı öldürmedin?" diye soruyor. aldığı cevap, "suikasti onun yaptığından emin değilim. masum birini öldüremezdim" oluyor.

    ve fakat bu geçmişe gitme olayının en hayati mekaniği, her gidişinde her şeyin sıfırlanması. yani adam sadece deneme amaçlı lee harvey oswald'ı öldürebilir ve geleceğe döndüğünde kennedy hala suikaste uğramışsa, tekrar geçmişe dönüp her şeyi sıfırlayabilir. böylece lee harvey oswald'ı öldürmüş olmazdı.

    --- spoiler ---
  • türkçe adı 22/11/63'tür.*
  • ---spoiler---

    zaman yolculuğu mümkün olsa bile zamanın mahremiyetine dokunulamayacağı, bu mahremiyete dokunulursa insan müdahalesiyle yaratılan tüm alternatif sonuçların zamanın dokusunu bozacağı ve onun mahremiyetine dokunulmamış halinden daha olumsuz sonuçlara gebe olacağı varsayımıyla yola çıkılmış bir kurgu var karşımızda.

    genel anlamda ufak tefek istisnalar haricinde bu olay örgüsüne sadık kalınıyor, öyle ki final bölümünde amberson ve nişanlısı saidie zamanın tüm geri itişlerine rağmen başkan kennedy'nin suikastini önleyerek hayatını kurtarmayı başarıyorlar, fakat buna karşılık saidie'de vurularak hayatını kaybediyor ve amberson berbat bir 2016 amerika alternatifine adım atıyor.
    amerikanın darmadağın ve bombalanmış halini göstermelerine rağmen neden ve nasıl harap olduğu konusuna değinmemelerinin sebebini kurgu açısından bu sebeplerin çok da önemli olmadığına bir gönderme olarak görüyorum.
    3. dünya savaşı çıktı veya çıkmadı, emerika'ya kuzey kore ya da rusya saldırdı veya saldırmadı, kennedy'nin yönetimi ve sonrası çok iyiydi veya değildi bunların bir önemi yok,
    dizinin anlatmak istediği; zamanın insan aklının çok daha üzerinde olan akıcılığına ve akılcılığına, insanın sınırlı aklının ve zayıf iradesinin oyunlarıyla yapılan müdahalelerin iyi sonuçlar doğuramayacağı ve bu iyi olmayan sonuçların en önce yine bu dengeyi değiştirmeye çalışan insanoğlunu etkileyeceğiydi.
    bunu al'ın kanser olmasında, sarı kart adamın kızını defalarca ve defalarca kurtaramamasında, saidie'nin ölümünde, harry'nin piskopat babasının ölümüne rağmen mutlu olamamasında ve babasını özlemesinde, amberson'un ikinci gidişinde saidie'yi yanında getirmemesinde, saidie'nin yaşaması gereken hayatı yaşadığında (kendi tabiriyle oldukça) mutlu olabilmesinde ve zamanın önemli olaylara gebe anlardaki müdahaleleri itmelerinde görebiliyoruz.

    bu anlamda kurgunun kendine yakışır tutarlı bir sonla bittiğini, ayrıca yaratılan 60'lar amerikası ambiyansının oldukça etkileyici olduğunu söyleyebilirim.
    güzel bir dizi uyarlamasına uzun zamandır hasret kalan ve özellikle stephan king kitaplarına ve iyi uyarlanmış beyazperde yapıtlarına hayranlık duyan benim gibilerin ikinci kez izlemesi gereken bir seri olmuş

    ---spoiler---
  • lee harvey oswald'ı emre belözoğlu canlandırıyor.
  • --- spoiler ---

    son bölümünde jake ve sadie merdivenlerden çıkıp oswald'ı durdurmaya çalışırken duvarda önce redrum yazıyordu. bu, the shining'de yer alan murder'ın ayna görüntüsüne bir göndermedir.

    birkaç kat yukarıda ise duvarda your the patsy yazıyordu. your the patsy ne anlama geliyor peki?

    şu söz üzerine ünlenmiş bir söz öbeği:
    "ıf you have been in a poker game for a while, and you still don’t know who the patsy is, you’re the patsy."

    yani diyor ki, bir poker oyununda kimin kurban/günah keçisi/enayi olduğunu kestiremiyorsan bil ki o sensin.

    burada duvardaki bu yazıyı birkaç şekilde yorumlayabiliriz:
    * yazı lee oswald'a yöneltilmiştir. kendisinin yalnızca bir maşa olduğunu, ve kurban olarak seçildiğini ima ediyordur.

    * yazı bizim jake'e yöneltilmiştir. yani geçmiş aslında jake'e 'lan bak suikasti önlemeye gidiyorsun ama olayı senin üzerine yıkacaklar, kurban sen olacaksın' diyordur. (past pushes back)

    * yazı bizim jake'e yöneltilmiştir fakat uzak geleceği kast etmektedir. burada da geçmiş aslında 'lan oğlum geçmişi düzelteceğim diye bir tarafını yırtıyorsun ama daha beter olacak. bunların tümü de senin suçun olacak. kurban/günahkeçisi sen olacaksın' demektedir.

    --- spoiler ---
  • çevirmen arkadaşın döktürdüğü çeviriye sahip bir yapımdır.

    --- e05 spoiler ---

    http://imgim.com/334incia9043489.jpg
    http://imgim.com/7692incim4902516.jpg

    --- e05 spoiler ---
  • 8 kasım 2011'de yayınlanmış stephen king romanından uyarlama mini dizi ve bugün izlediğim için çok üzgünüm.
    dram, gizem, bilim kurgu, gerilim veeeeee aşk çok yönlü bir kitap ve dizi olmuş tek kelime ile hayran kaldım.

    sonunun böyle bitmesi beni çok üzdü. zaten film dizi ne varsa hiç es geçmeden ağlayan ağlak biriyim içim çıkacaktı ağlamaktan.
    şu an hala sümüğümü çekmeme sebebiyet versede tekrar izlenecek kadar güzel.

    ‘’zevkin tadına varabilmemiz için acı verilmiş bize.’’

    birde anladım ki geçmişi değiştirmenin bir faydası yok. bazen bu böyle olmayabilirdi diye düşünüyorum, insanın içini kemiriyor ihtimalleri düşünmek. belkide böyle olması gerekiyordu, geçmişi değiştirmek bir şeyleri düzeltmez zaman olduğu gibi akmakta yön vermek mümkün değil, belki de boyun eğmek lazım.
  • kitabını okumadan dizi/filmini izlediğim ender yapımlardan. o nedenle kitaptan neyi farklı herhangi bir yorum yapamayacağım. sadece dizi olarak bakarsak kısa süren, her şeyi tadında bırakan, çok da güzel final yapan bir dizi oldu.

    1960'lı yılların müzikleri, kıyafetleri, arabalarını izlemek çok keyifliydi. bir kaç kişi bahsetmiş; olurda bir gün türk versiyonu çekilirse billy, aras bulut iynemli olsa diye, o zaman kesinlikle jake rolünde mert fırat oynamalı.

    --- spoiler ---

    4. bölümde mimi'ye tanık koruma programında olduğunu söylerken godfather'dan esinlenmesi çok hoştu.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap