• filmi sevmek için 10 sebep:

    1- teknik olarak bir gençlik filminden beklenmeyecek kadar muazzam bir film. planlar, sahneler, çekim açıları çok özenli.

    2- müzik kullanımı çok başarılı. sadece ''hadi sahne bitti diğer sahneye geçiyoruz''un habercisi olarak değil bayağı sahneyi anlamlı kılmak için kullanılıyor. şarkı sözleri ile sahneler birebir örtüşüyor ki bu durum izlerken epey keyif veriyor. misal cameron ve bianca partide göz göze geldiklerinde just be good to me giriyor:

    ''friends tell me i am crazy
    and i'm wasting time with you
    you'll never be mine''

    3- sadece eğlenceli bir film değil, aynı zamanda komik. bayağı güldürüyor, üstelik tekrar izlediğinizde tekrar gülüyorsunuz. bayatlamayan bir tadı var. sekiz ay sonra yine izleyip güleceğimi biliyorum.

    4- 80'ler ve 90'lardaki gençlik filmi furyasına veda niteliği taşır. sonrasında yapılan gençlik filmleri zaten iyi olmadıkları gibi -örneğin- 2005 yılında 80'ler veya 90'ları anlatan film yapmak plastik çiçekleri koklamaktan farksızdır.

    5- filmin tamamı gerçek mekanlarda geçer. önemsiz veya değersiz görülebilir ama ben gerçek mekan kullanımını çok severim. bugünün oyuncularının 10 metrekare içinde yeşil ekrandan başka set ortamı bile görmediklerini düşününce değeri daha da anlaşılıyor. gerçek mekan samimiyettir.

    6- tüm zamanların en iyi parti başlangıç sahnesi bu filmdedir. ''hayır şu filmdeki daha iyi'' diyenlere saygı duymakla beraber hiçbir şekilde fikrim değişmeyecektir.
    https://www.youtube.com/watch?v=itpdl9_rkvc
    şarap ve peynir partisinin bedava bira partisine dönüştüğü, daha sonra biraların taşındığı ve insanların sel gibi aktığı kısım olmayınca eksik olmuş, sadece bunu bulabildim.

    7- julia stiles'ın, nefret etme nedenlerini saydığı sahnede gerçekten ağladığı söylenir ki bu durum filmi izleyenlere çok abes gelmeyecektir. çünkü stiles'ın yüzü kızarır, hatta kıpkırmızı olur, hıçkırma/yutkunma aralarından cümleleri zor tamamlar ve gözyaşları yapay olamayacak kadar seri şekilde yanaklarından süzülür. bir filmde doruk noktasından bahsedeceksek sanırım tam olarak bundan bahsederiz.

    8- filmin sonunda kamera arkası görüntüleri de yer alır. bu eskiden sık yapılırdı veya dvd'lerde olur ama başka yerde bulamazdınız. sonradan azaldı. hatta ben son yıllarda hiç hatırlamıyorum böyle bir şey izlediğimi. sinema ciddileşti desem hasılat rekoru kıran filmlere bakınca bunu söylemek mümkün değil. o yüzden filmi özellikle yakın geçmişte izleyince bu görüntüler farklı geliyor. iyi zamanları hatırlatıp iyi bir nostalji yaşatıyor.

    9- heath ledger'ın can't take my eyes off you şarkısını icra ettiği sahne, tekrar tekrar izlenen film sahnelerinin gediklisidir. şarkı, stadyum ortamı, bando, ledger'ın güvenlik görevlileri ile dalga geçişi ve her şeyin ötesinde ''sert çocuğun'' girdiği o hâller ile mahkeme duvarı suratlı kızın o anlara verdiği tepkiler müthiştir. aşk filmlerinde bulamazsınız böyle ilan-ı aşkları ve böyle romantik anları. gerçi film zaten bir shakespeare uyarlaması olduğu için böylesi de bu filme yakışırmış.

    10- ve heath ledger'ın genel oyunculuk performansı... joker çok garip bir şeydi bunu kabul ediyorum ama joker bile bunun yanında iki adım geri çekilir. isolde yıllar önce yazmış; kısaca, heath ledger joker değil, aslında patrick'tir demiş. aklımdakileri tam olarak karşılayan cümle herhalde bu olurdu. özellikle bir romantik komedi/gençlik filminde oyunculuk ile öne çıkmak, filmi sırtlayıp götürmek falan zaten normal bir hareket değil. bu oyunculuğu festivallerde, ödül sezonlarında boy gösteren bir filmde sergilemiş olsa evinin önüne gün aşırı kamyon yanaşıp ödül döküp giderdi. ruhu şad olsun.
  • i hate the way you talk to me, and the way you cut your hair
    i hate the way you drive my car, i hate it when you stare
    i hate your big dumb combat boots, and the way you read my mind
    i hate you so much it makes me sick, it even makes me rhyme
    i hate it, i hate the way you are always right, i hate it when you lie
    i hate it when you make me laugh, even worse when you make me cry
    i hate it when you are not around, and the fact that you didn't call
    and mostly i hate the way i don't hate you
    not even close, not even a little bit, not even at all.

    http://new.wavlist.com/movies/113/10t-hate.wav
  • asla benzerleriyle karıştırılıp "romantik gençlik komedisiymiş yıvrenç" denmemesi gereken kült film (o kadar iddialıyım ki bu konuda), lise hazırlıktayken ilk izleyişimden sonra kaç defa izledim belirsizdir. en son 2 gece önce cine5'te şans eseri denk gelip yine sonuna kadar izledim, fark ettim ki ben heath ledger'ı joker'den çok patrick verona haliyle hatırlayacağım, stadyumda koşarak şarkı söyleyen, kendisini kovalayan güvenlik görevlisine pandik atıp kaçan, kamera arkasında julia stiles'ı öpen harika genç adam olarak. tüm oyuncuların döktürdüğü, müzikleri muhteşem, hiçbir zaman bıkmayacağım güzellikte film.

    not: son izleyişimde bunu buldum; patrick'in soyadı: verona; romeo&juliet'in geçtiği şehir: verona. shakespeare rules.
  • --- spoiler ---

    benimle konuşma biçiminden nefret ediyorum, saçının kesiminden de, arabamı kullanış şeklinden nefret ediyorum. bana gözünü dikip bakmandan nefret ediyorum. o kocaman komando botlarından ve aklımı okumandan nefret ediyorum. senden o kadar nefret ediyorum ki bu beni hasta ediyor hatta bana kafiyeler düzdürüyor. senin hep haklı olmandan nefret ediyorum. yalan söylemenden nefret ediyorum. beni güldürmenden nefret ediyorum hatta daha kötüsü ağlatmandan nefret ediyorum. yanımda olmadığın zamanlardan nefret ediyorum ve beni aramamış olmandan da. ama en çok senden nasıl nefret edemediğimden nefret ediyorum. nefrete yakın bir şey bile hissetmiyorum, azıcık bile olsa, hem de hiç!

    --- spoiler ---
  • unuttuğum canım film.

    1999 yapımı heath ledger (bkz: 'a gerek var mı) efsanesi, julia stiles dilberi (bkz: lumen) (bkz: mona lisa smile), joseph gordon-levitt bi tanesini (bkz: 500 days of summer) (bkz: inception), david krumholtz (bkz: numb3rs), larisa oleynik (bkz: 3rd rock from the sun) gibi müthiş bir kadroya ve artık herkes tarafından bilinen fakat asla klişe diyemeyeceğim sahnelere ve repliklere sahip, müzikleri yıllardır mp3 çalardan çıkmayan, keşke ilk kez 1999'da sinemalarda izleyebilseydim dedirten, shakespeareüstadın karakterimi tsunamilere gark etmiş kitabınn the taming of shrewen yaratıcı uyarlaması olan film.

    benim için o kadar ayrı bir yeri vardır ki yıllar önce vcd dükkanından kiralayıp (20 tl bayılmıştım) asla geri götürmediğim filmdir. uğruna suç işledim (?) yani.

    ayrıca o mükemmel repliklerden birkaçını yazmazsam ölürüm. günlük konuşmama da girmişliği vardır bu repliklerin.

    öncelikle bir kim kimdir diye yazmak lazım tabii.

    --- spoiler ---

    kat stratford: asıl kız. yıllar içinde popülerlikten sıkılıp kendisine indie müziği (bkz: letters to cleo) (bkz: the raincoats), thai mutfağını ve modelini bilmediğim ama mükemmel arabasını tarz benimseyip popülerlerin karşısındaki kız olmuştur. filmin sonlarında öğreniyoruz ki joey "eat me" donnor'ın kırdığı kalbinin ve annesinin gidişinin etkileridir bunlar.

    bianca stratford: kat'in küçük kardeşi ve taban tabana zıddı. popüler olmak için kıçını yırtan kızlardandır fakat henüz el değmemiştir kendisine, bu nedenle "güzel ama ulaşılmaz" kız modelidir kendisi. aslında o kadar da yüzeysel olmadığını sonradan anlamaktayız.

    walter stratford: kat ve bianca'nın egzantrik bir jinekolog olan babaları. zannımca en süper replikler bu adama aittir.

    patrick verona: asıl çocuk. heath ledger'ın tek "kötü çocuk" imajlı rolü. başta "bu ne lan?" deseniz de tabii ki heath'in tatlılığı ile zamanla patrick'e aşık olursunuz. olmazsanız paranızı iade etmeyip üstüne dövüyoruz. (anti parantez: hayalimdeki erkek) kurbağa kesme sahnesindeki o hareketi ile zaten kalbinizi fethedecektir boşuna uğraşmayın. başta kat'e mal mal yaklaşsa da zamanla içindeki avustralyalı kendisini ortaya çıkartır. çok harbi çocucktur ayrıca.

    michael (soyadını bilmiyoruz): eskiden buraların sahibi olan (en azından idda eden) bildiğimiz "geek" çocuk aslında. kızlara yaklaşamaması olsun, "i have a dick on my face, don't i?" derkenki şapşallığı olsun bu çocuğa da antipati duyamazsınız, acırsınız. işbilir tavrıyla da çok havalıdır (ahaha)

    cameron (yine soyadını bilmiyoruz): bianca'ya kesik kız. bu da çok saftır ya, sevimlidir de hem. sevdiği kızla iki kelam etmek için bilmediği fransızca'nın dersini vermeye çalışır. tam bianca'dan umudu kesecekken yaptığı atakla öpücük alması üzerine kendisine pek yakışmış repliği söyler "aaand i'm back in the game!"

    joey "eat me" donnor: bildiğin douchebag. bilimum gereksiz şeyin reklamında oynayıp kendini bir halt sanar kendisini. bianca'ya da cameron gibi ulviiii "aşkla" değil bir iddia sonucu yazmaya başlar. kat'in de bekaretini almıştır diye biliyoruz ancak bu yıllar önceydi. andrew keegan'ın süper oyunculuğu can verir bu karaktere.

    chastity: gereksiz tiplemedir. bianca'nın dostu sanarız en sonunda joey'le kaçar satar bianca'yı. kanımca en gereksiz karakterdir. kitaptaki dul kadın yerine geçmesi gerekirken sapıttırılmıştır, filmin en eğreti yanıdır. ha hayatta böyle şırfıntılar yok mu var tabii.

    ms. perky: adından da anlaşılabileceği gibi garip bir bağyandır kendisi. aklını erotik roman yazmakla bozmuş rehberlik öğretmenidir. kendisi bana lise yıllarımdaki rehberlik öğretmenimi hatırlatır. sıyırmış rehberlik öğretmeni rolünün hakkını verir.

    mandella: belki o kadar önemli olmayabilir ve zorlama olarak oraya konduğu belli bir karakterdir ancak shakespere'e "aşkım bill, bir gün beni buralardan çekip çıkaracak" temalı aşkıyla bence takdire şayandır. michael'la süperdirler. umarım evlenip shakespeare karakterlerinin isimlerini çocuklarına vermişlerdir.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    walter stratford: my insurance does not cover pms!
    kat stratford: well then, tell them i had a seizure.

    bianca: there's a difference between like and love. because, i like my skechers, but i love my prada backpack.
    chastity: but i love my skechers.
    bianca: that's because you don't have a prada backpack.

    patrick: what is it with this chick? she have beer-flavored nipples?

    walter stratford: i'm down, i've got the 411, and you are not going out and getting jiggy with some boy, i don't care how dope his ride is. my momma didn't raise no foo'!

    michael: sweet love, renew thy force.
    [start of shakespeare's sonnet lvi]
    patrick: hey! don't say shit like that to me. people can hear you.

    michael: the shit hath hitith the fan... ith.

    chastity: mr. stratford, it's just a party!
    walter stratford: and hell is just a sauna.

    ms. perky: people perceive you as somewhat...
    kat stratford: tempestuous?
    ms. perky: "heinous bitch" is the term used most often.

    walter stratford: this morning, i delivered a set of twins to a fifteen-year-old girl, do you know what she said to me?
    bianca: "i'm a crack-whore who should have made my skeazy boyfriend wear a condom"?

    patrick: ooh, see that, there. who needs affection when i have blind hatred?

    wimpy loser: maybe if we were the last two people alive, and there were no sheep. are there sheep?

    ms. perky: patrick verona. i see we're making our visits a weekly ritual.
    patrick: only so we can have these moments together. should i, uh, hit the lights?
    ms. perky: oh, very clever, kangaroo boy. says here you exposed yourself in the cafeteria?
    patrick: i was joking with the lunch lady. it was a bratwurst.
    ms. perky: bratwurst? aren't we the optimist? next time, keep it in your pouch, okay? scoot!

    ms. perky: [writing her novel] undulating with desire, adrian removes her red...
    [breaks concentration, chooses another word]
    ms. perky: crimson cape, at the site of reginal's stiff and... judith! what's another word for "engorged"?
    judith: [disgusted] i'll look it up.
    ms. perky: okay.
    [thinking of word]
    ms. perky: swollen... turgid...
    kat stratford: [enters] tumescent?
    ms. perky: perfect!

    kat stratford: what is it, asshole day?

    patrick: hey there girly. how you doin'?
    kat stratford: sweating like a pig actually and yourself?
    patrick: now there's a way to get a guy's attention huh?
    kat stratford: my mission in life. but, obviously i struck your fancy so you see it worked. the world makes sense again.

    kat stratford: i guess in this society, being male and an asshole makes you worthy of our time.

    cameron: we are screwed.
    michael: hey, no, hey. i don't wanna hear that defeatist attitude... i wanna hear you upbeat!
    cameron: [more upbeat] we are screwed!
    michael: there ya go.

    patrick: and i didn't sleep with a spice girl... i think.

    walter stratford: hello, katarina. make anyone cry today?
    kat stratford: sadly, no. but it's only 4:30.

    --- spoiler ---

    bir de müzikleri vardır bu filmin ki bence modası geçmez yahu. bence fazlasıyla başarılı çünkü dönemi iyi yansıtıyor. o zamanlar müzik güzelmiş hacı.

    --- spoiler ---

    one week (remix) - barenaked ladies (açılış şarkısı)
    bad reputation - joan jett (kat'in arabasında çalan ilk şarkı) (bir zamanlar theme song'um idi)
    all my life (ignorants remix) - k-ci & jojo (joey'nin arabasında çalan şarkı)
    calypso - spiderbait (heath ledger'ın favori gruplarından biriymiş)
    sexy boy - air (air'in süper şarkısı, havada uçan kağıtlarda çalıyor)
    get em outaa here - sprung monkey (nerde çaldığını çıkaramadım açıkçası :) )
    c'mon - letters to cleo (konserde çalan şarkı)
    soar - atm (nerde çaldığını hatırlamıyorm ama müthiş. sözlerini bulan olursa haber etsin ya)
    "rondo vivace. piano concerto #1" - frédéric chopin
    co-pilot - letters to cleo
    dazz - brick (partinin ilk şarkısı)
    word up - cameo (partideki ikinci şarkı, korn versiyonu da vardır)
    atomic dog - george clinton (süperdir, partideki üçüncü şarkı)
    push it - salt-n-pepa (glee versiyonu var)
    just be good to me - the s.o.s. band (cameron'la bianca partide konuşurken arkada çalıp kalbimizi kıran şarkı bu)
    hypnotize - the notorious b.i.g. (kat'in koptuğu şarkı)
    saturday night - ta-gana (morali bozuk cameron'la konuşan pat'in sözleri arasında kayboluyor bu şarkı)
    hold me now - the thompson twins
    war - the cardigans (bianca'yı eve bırakan cameron'un arabasında çalar)
    cruel to be kind - letters to cleo (kat'in arabasında çalan şarkıdır)
    can't get enough of you baby - the colourfield (????)
    wings of a dove - madness (geçiş şarkısıdır bu)
    the weakness in me - joan armatrading (kat'le patrick birbirine kızgınken çalan şarkı)
    new world - leroy (bu da geçiş şarkısıdır)
    can't take my eyes off of you - heath ledger (efsane şarkı efsane bir biçimde efsane tarafından söylenir. lan... neyse uf niye öldüyse bu adamcığım)
    fnt - semisonic (sözleri mükemmel şarkı. kat'le patrick paintball oynarken çalıyor. bu şarkıya totemim var ama asla gerçekleşmez yani biliyorum.)
    your winter - sister hazel (bianca kat'e kızgınken)
    i know - save ferris (prom'da duyulan ilk şarkı)
    can't stop - save ferris (prom'daki ikinci şarkı)
    even angels fall - jessica riddle (kat prom'dan kaçarken)
    i want you to want me - letters to cleo (film sonu şarkısı)

    --- spoiler ---

    şimdi konuyu da özetleyeyim derdim de zaten bayağı bir spoiler var. ayrıca gidin izleyin böyle özet okumakla olmaz. neredeyse her repliği ayrı eğlendirir. sıkıldıkça açıp izlenesi bir film yani.

    ha bir de niye mi bu kadar emek harcadım? çünkü bu filmin bende apayrı yeri var. yıllllaaaar önce cnbc-e'de yayınlandığı gece (7. sınıftaydım) annemin "hadi uyuu" nidalarıyla sonunu izleyemediğim için midir, kat gibi süper bir karakterden midir, heath ledger'ı keşfetmekten midir bilemem ama daha 23471894791 kere olsa izlerim bu filmi. zaten 7 kere izledim galiba. daha da izlerim.

    çoğunluğa göre bu kadar önemli bir film değildir ama dünyada birilerinin en sevdiği film işte. nalet olsun içimdeki ergene.
  • senaryosunu ve her sahnesini ezbere bildigim, 1999'da sinemalara geldigi zaman izlemedigim icin kafami taslara vurdugum film. kaç kere izledigimi ve kaç kisiye izlettirdigimi hatirlamiyorum. ayrica bu film sayesindedir ki genç bunyem sylvia plath ve betty friedan ile tanismis, letters to cleo'da cosmus, patrick'in kat'i tavlamak icin gittigi bara giris sahnesinde tüm ergenlik hormonlarim cosmustur. söylemek istedigim herseyi zaten uc asagi bes yukari sozluk ahalisi soylemis benim eklemek istedigim ise soundtrack'in bir listesini vermek olur ancak:

    letters to cleo – "i want you to want me" (cheap trick cover)
    semisonic – "fnt"
    save ferris – "i know"
    sister hazel – "your winter"
    jessica riddle – "even angels fall"
    leroy – "new world"
    ta-gana – "saturday night"
    george clinton – "atomic dog"
    brick – "dazz"
    joan armatrading – "the weakness in me"
    the cardigans – "war"
    madness – "wings of a dove"
    letters to cleo – "cruel to be kind"
    richard gibbs – "one more thing"

    bir de filmde duyulan ama soundtrack'te yer almayan sarkilar var:

    le tigre –
    air – "sexy boy"
    spiderbait – "calypso"
    barenaked ladies – "one week"
    joan jett & the blackhearts – "bad reputation"
    k-ci & jojo – "all my life"
    sprung monkey – "get 'em outta here"
    letters to cleo – "come on"
    atm – "soar"
    chopin – "rondo vivace, piano concerto # 1"
    letters to cleo – "co-pilot"
    cameo – "word up!"
    salt 'n' pepa – "push it"
    sos band – "just be good to me"
    the notorious b.i.g. – "hypnotized"
    thompson twins – "hold me now", "doctor! doctor!"
    the colourfield – "can't get enough of you baby"
    frankie valli – "can't take my eyes off you" (performed in movie by heath ledger as 'patrick verona')
    save ferris – "can't stop"
    sneaker pimps – "six underground"
  • ortaokuldaki ingilizce örtmenim her hafta bir film izletirdi ve biz o günü film izleme dışında her şeyi yaparak geçirirdik. yine arka fonda film sesi tüm sınıf geyikteyken hepimizi yavaş yavaş içine çekmişti. filmi çıt çıkarmadan izlemiştik. bitince de bi daha izlemek icin yalvarmıştık.
    o günden beri filmi ve heath ledger'ı en sevdiklerim arasına koymuştum ama tv de rastlayana kadar ikinci kere izlemediğimi hiç fark etmemiştim. oturdum izledim ama bu sefer kamyon çarpmışa döndüm. meğer 12 yaşında izlemekle 22 yaşında izlemek arasında baya bir fark oluyormuş. meğer bu gençlik filmi de değilmiş. diyalogları not edip tekrar tekrar izlenmesi gereken kült bir filmmiş.

    ve heath ledger sen hep en iyisi olarak kalacaksın.
  • filmin sonunda yazilar gecerken kamera arkasi sahneler var. en az film kadar eglenceliler.

    --- spoiler ---

    favorim, patrick'in kat'i opmedigi araba sahnesinde heath ledger'in julia stiles'i opmesi. gerci bir de erotik yazar danismanla beden hocasi sahnesi var. daha varoglu var. oof of, secmesini cidden zor yapmislar...

    --- spoiler ---
  • shakespearein hircin kiz* oyununun gunumuze uyarlanmisidir.
  • -made anyone cry today?
    -unfortunately no, but it's only 4.30
    diyologu kat ve babasi arasinda gecen film.
hesabın var mı? giriş yap