• daha iki uc gun once bu ssg denen robber barondan hallice adamlaydık. saf gibi hesabımı odeyecegime kacıp gitseymisim. lebi deryada bir mohito 10 guzel entryden fazlası etmez. modada cay 2 entry, 1 komik bkz. taksi parasi bir iki ispiyon. ssgnin evine haciz getirmek: priceless

    neyse biraz bakındım, degisik yorumlar var. bir tanesinde marlboro ınsanı demıs kı sozluk karlı degilken bastan risk alıp yatırıma ortak olmayanların simdi pastadan pay istemeleri haksızlık. bence degil. orada almadikları risk icin degil o surec boyunca verdikleri ve nihayetinde reklam geliri getiren emek icin odul istiyorlar.

    bazıları da "biz buranın sahibi degil, ayrıcalıklı kullanıcılarıyız" mantıgındalar. bu illa bir yalakalık/omurgasızlık emaresi degil; onların dusuncesine gore sozluk benim emeginden para kazandigi kadar, bana da sahane bir hizmet sunuyor. yani verdigimizden fazlasini alıyorsak bir de ustune para mı isteyecegiz diye sorulabilir. hah, ama burada atlanılan nokta, o hizmetin sadece bir kısmının platformun kendisi oldugu (ssg, avukat, internet gise parasi, router bijonları), hizmetin kalaninin yine baska yazarların emegi oldugu gercegi.

    bir baska deyisle o mantık gecerli olsaydi, her yazarin verdiginden fazlasini aldigi bir yerde herkes ekside olur, kimse reklam gelirlerinden bir pay hakedemez, bunlar ssgye kalir. oysa hizmetin sinirli bir kismi ondan cikmisti. buradaki matematiksel paradoksun ne kadar basit bir aciklamasi oldugunu ven semalari yoluyla gorebilirsiniz. gorunuz. sonuc olarak yuz entry okuyup bir yazan kisinin telif istemesinde bu yonden bir sakinca yok.

    neyse, bu isin cozumu sudur: bu teklif, baska sozluklere goturulur, millet para icin yazmaya baslar, basarili olunursa diger sozluklerin reklam gelirlerinden yenir, onlar da duruma ayak uydurur. ben basarılı olunacagını sanmıyorum, cunku odemeyi quantify etmek zaten zor (kime hangi entry icin ne kriterlere gore kac para odenecek? oyle bir sistem olmak ki beyaz adam istismar edememek), ustune bu isin reytingi arttirabilmesi lazim bir sekilde ki digerlerini zorlasin.

    fiyatı: 35 kurus
  • ahah ayy yuh ya ne yapış yapış bi yalakalık, yaltaklanma. ne kadar basit, ne kadar sakil ahah neyse.

    burada asıl sıkıntı, bunun gündeme bile gelmiyor olması, gündeme getirenlerin de yalakalarca linç edilmeye çalışılması. böyle bir şey söz konusu olabilir, olabilmeli. yoksa kimsenin umrunda olacağını sanmıyorum götü boklu iki kuruşun. işin komik kısmı da, anlamsız bir şiddetle karşı çıkanlar. sanki kabul görse cebinden çıkacak dürzünün de "olmaz öyle şey!!!1" diyor ahahah.

    sözlüğün günlük reklam ücretinin 3500 lira olduğu söyleniyor. ayda 100.000 lira kadar bi şeye tekabül ediyor bu da. allah bereket versin temiz para. da, bütün entry'leri de ssg ve eşrafı oturup girmiyor nihayetinde. buralarda bir yerlerde yazmıştım, sözlüğü "sözlük" yapan şey onu kodlamak olmadı, bambaşka insanların entry'leriyle kendini buldu. ssg'nin ya da yeni boss kanzuk'un entry'leri gelmez insanın aklına "sözlük" denilince. bunlar önemli detaylar. "anca giderleri karşılıyoa :((((" edebiyatı neyse de, böyle insanların malmış gibi sallanmadığı, esnaf kafalı, oligarşik yönetimli, şeffaflıktan uzak bi platform olduğu sürece sözlük, bunlar eleştirilebilir, eleştirilmelidir, en azından üstünde durulmalıdır, ihtimal olarak var olmalıdır.

    gerçi kendi yaş günü zirvesine bi pasta yaptırmaktan aciz bir yönetimin, beş kuruş para almadan moderasyon yapıp sonra bu açığı yazarlara "bana saygı göster yoksa teatine cevap vermem taam mı ühühü :(((" diyerek kapamaya çalışan birkaç "acayip" "gönüllü"nün, cebinden çıkacakmış gibi kendini paralayan yalaka dürzülerin oluşturduğu bir yer burası, linç girişimlerine şaşmamak lazım da işte, ali rıza bey gibi ben de hala şaşırıyorum.
  • haksızlık.

    oysa ne güzel olurdu ssg bunu okuyosan topsun olm yazıp üstüne para almak.
  • olay isteyince yazmak, istemiyorsan yazmamak degil ki.

    nedir sistem? belese giriyorsun, yaziyorsun, millet okuyor, sozluk sayfa goruntuleme basina reklam alip para yapiyor.

    yazdigini legal cerceve disinda denetleyen yok. yazdiginin icerigi, kalitesi yerlerde surunden tonla yazar. hala yazar. her gun yaziyorlar.

    bu adama kim para versin simdi? sen olsan verir misin? gotume benzeyen onlarca entry yazmis. sikkonun teki. ne para vereceksin abi bu adama?

    eh, kime vereceksin? kaliteli yazara. icerigi tutturan, adam gibi arguman gelistiren yazara. komik yazara. kim abi bunlar? eksi dergi olarak ciktiginda icerikten sorumlu, denetimini yapan bir guruh vardi. her yazi yollayanin yazdigini koymadilar dergiye.

    sozlukte oyle bir durum mevcut degil ki. kriter belli. 10 entry gireceksin. konsepti bileceksin. hakaret etmeyeceksin (ohyes). ne yazdigin, nasil yazdigin onemli degil o noktadan sonra.

    hal boyle oldukca, sozlukte telif odenmez, odenmesin.

    yaraktan kurekten kalitesiz urune e para verilmesi en basta serbest piyasa anlayisina aykiri be.

    edit: kalitesizlikten ote, sozluge hangi yazarin musteri cektigini bilmek de onemli. misal, millet benim yazdiklarimi okumaya geliyorsa bana mi telif odenecek? kimse (atiyorum) author'u okuymaya gelmiyor olsun; author gunde 100 entry girse de para almayacak mi? mumkun mu bu? degil. hem lojistik acidan, hem stratejik acidan mimkini yok. olmaz selami, olmaz.
  • çok yerinde bir karar.

    niye? niyesini anlamak için "sözlüğün yazarlarına telif ödememesi" cümlesindeki sözlük nedir, neyden oluşur ve bahsedilen yazarlar kimler onlara bakmak lazım. bunun için önce sözlük logosuna tıklıyoruz ve yazıların akmasını izliyoruz (ki zaten burda dakika bir gol bir "düşünen ssg" diye gözümüze gözümüze sokuyor, sanırsın yay değil aslan burcu adam.. neyse) yazılar akıyooor, akıyooor, hah burda dur "kodlayanlar ssg, qube, teo, fatalica" gördük mü? şimdi hızlı ileri sar, sar sar sar sar, sözlük nedir, neyden oluşur kısmına gel. bunun için tepedeki terk butonuna basman gerekebilir, daha evvel basmadıysan şimdi bas, üst frame yenilenecek veeee ta taaaa ne görüyoruz? "kullanıcı girişi"

    sonuçta bir evi ev yapan içinde yaşayanlar, bu durumda yani mevzu bu site olduğunda ise içinde yazanlar. evde yaşayan olmazsa ev boş kalır, burda yazı yazan kullanıcılar olmazsa da bu site boş kalır doğru. fakat bir de şöyle bir gerçek var, ev sizin kendi tapulu malınız olmadığı sürece o eve kira ödersiniz. zaten ev sahibi de o evi inşaa eden başka birinden o evi yine parayla satın almıştır. yeryüzünde hiçbir ev sahibi yoktur ki evini sırf siz içinde oturun, o evi ev yapın diye ücretsiz kiraya versin.

    şimdi bu adam, yani yükseleninin aslan olduğundan şüphe ettiğim taş gibi yay burcu düşünen ssg kişisi, önce bir ev yapmaya karar veriyor, sonra gidip bir hosting yani arsa alıyor, ardından gidiyor domain yani tapu alıyor, akabinde oturup planlar çiziyor, kum, çakıl, kepçe falan ayarlıyor, eşine dostuna hadi bir el atın diyor ve sonunda şükür ki belediye başkanlığını topbaş yada gökçek'in yapmadığı bir yerde bir site dikmeyi başarıyorlar. ve site çok ama çok populer oluyor. sanırsın etilerde ulusda.. hmmm yok, o 80630du. hah! sanırsın beyoğlu taksimde, hatta böyle istiklal caddesi boyunca gidiyor. ve sen şimdi kullandığın bu evden telif mi istiyorsun? birader yüklüce kira ödemediğine şükret be. ümraniye ve çevresinde buranın planlarını (ç)alıp sürüsüne bereket gecekondu dikenleri süründürmediğine şaş, şaştıktan sonra hasete bağla "peşine düşmüyorsa o planları kesin başkasından çalmıştır aaaabi" diyip sigarandan derin nefes çek, çek de için rahatlasın.

    bu sitenin ücretsiz çalışanlarına gelince, adam vermiyor para, bunu da baştan belirtiyor. bu durum baştan belliyken, kişiye hiçbir ücret almadan yapacağı işler söylenmişken, kişi görevi alıp sonrasında para diyorsa, yada bunu sitenin arka planını ima edecek bir şekilde genelin gözleri önüne seriyorsa o zaman ben şunu düşünürüm, demek bu adam bu görevi kabul ederken içinden düşündü, "şimdi girerim deneme süresi 3 ay çalışırım, kazançtan 3-5 de bana verirler eşek değiller ya, olmadı sigorta için bastırır olumsuz cevap alırsam sonra da istifa eder kamukoyuna duyururum" dedi. var ya hiçbir adaletsizlik yok, zerre yok. ortada bir iş akdi yok (olmadığı da kesin, yoksa bu konuda eski moderator entryleri okuyor olacagimiza bahsedilen şahısların dava-mahkeme haberini okuyor olurduk) büyük ihtimalle moderator adaylarına "sen bu görevi al, çok talibin olacak hem sözlükte kızlar teklif ediyor" vaadinden başka bir vaat de yoktur. benim gözümde de bu siteden bu sitenin sahiplerinden bu siteyi kullanıyoruz diye telif hakkı istemenin, milli piyangodan milyon lira çıkmış adama akraba çıkmaya çalışmaktan hiçbir farkı yok (eh size de bu yazıda "alıntılayıp cevap yazabileceğiniz" birşeyler bırakmak lazım di mi, işte bu milli piyango çıkana akraba çıkmaya çalışan kısmını tepe tepe kullanın)

    buraya geleceksin, yazılarınla kendi zevkine göre siteyi döşeyeceksin ve sonra "bu kanepeyi buraya ben çektim, şuraya abajur koydum, buranın dekorasyonu hep benim, ampulü de ben değiştirdim telif hakkımı isterim." diyeceksin.

    hadi canım hadi, myspace versin, youtube versin hadi.

    dipçik not: dergi mi? sen kirasını ödediğin sürece ev sahibinin sana ait eşyaları alıp başka bir yere taşıma yada onları birinci elden kendi kullanma hakkı yoktur. haa ama öyle bir kontrat yapar baştan, bu eşyaları ücretsiz olarak ben de her yerde kullanabilirim, hatta tüm hakları benim olmuştur diye sana imza attırır o zaman telif kelimesini bile kullanamaz olursun (ki bugun internette okumaya üşenip direkt tamam dediğiniz sözleşmelerin çoğunda var bu maddeler, hatta öyle siteler var ki sadece siteyi ziyaret ederek adamların tüm kurallarını kabul etmiş sayılıyorsun) haa burası açık hava herkese mal olmuş mu diyorsun? nerden çıkarıyorsun? bu siteye açılan davalarda davalı olarak senin adın mı geçiyor? mahkeme masraflarını sen mi karşılıyorsun? diyelim bir entry yazdın ve bu site o entry yuzunden mahkemeye verildi, merak ediyorum bu sitenin sahipleri sana ulaşıp senin yuzunden dava edildik masrafları karşıla derse ne yapacaksın?

    tanımda da dediğim gibi. "çok yerinde bir karar" bu sitenin sahibi masrafları karşılamak için şu an kullandığı çözüm haricinde başka bir çözüme geçip (mesela burayı ücretli yapmak gibi) iki gün sonra ona buna ağız mı eğsin? özgürlüğünden taviz mi versin? gönüllü çalışanları maaşa bağlayıp kuruluş temelini mi sarssın? kendisi zaten masraflardan daha fazlasını mı kazanıyor? size ne? bu adamın emeğinin bir karşılığı olmalı, inşallah deli gibi para kazanıyordur, inşallah harcamalardan sonra kalanın tamamını çıtır çıtır yiyordur. bu nasıl iş yahu, arabanın anahtarını da getirip versin, entrylerinizden kazandığı para ile almıştır ya. bu nasıl iş yahu, nasıl bir başkasının kazanç hesabını yapabiliyorsunuz? windowslar crack, photoshoplar crack, flashlar crack, office crack, filmler gırla indiriliyor, müziğe para ödenmiyor, oyunlar keza öyle, bunlar kullanılıyor, arada sözlüğe 2000-3000 entry giriliyor, girilen entrylerin ciddi bilgi içerenleri ya wiki'den arak ya o dakikada google arama yapılıyor, o girilenlerin de buyuk bir kısmı yalan yanlış (ki yalan yanlış olmasının hiçbir sakıncası yok ama yalan yanlış olması nedeni ile de ciddi anlamda parasal bir değeri yok hatta bazı entrylerin hiç okunmadığına emin olabilirsiniz) ve telif talep ediyorsunuz? edin tabi buyrun edin ama umarım şunu da gözden geçirmişsinizdir, gerçek hayatta patronlar gerçekten işe yarar içeriğe, para getirecek içeriğe para öderler. damsız girilebien ve ne giriş ne de vestiyer ücreti olmayan bu discoda telifsiz ve teklifsiz eğlenmeye devam. her akşam burda oldugunuza göre mekandan yada dj'den oldukça memnun olmalısınız.
  • gözü körolsun şu kriz ortamının, umut sarıkaya tipi umutsuzluk tanımı tadında parasızlığın insana açtırdığı başlıklardan sadece biri. ayrıca internet dilinde bir umutsuzluk cümlesi, yukarıdan aşağı çok harfli.

    hadi canım hadi, facebook versin.
  • user generated content denilen, kullanıcının oluşturduğu içerik sadece sözlük formatındaki sitelerde değil, şu an için gözde olan tüm sitelerde söz konusu. bir yerden bakarsanız bunlara telif veya başka bir ad altında ödeme yapmak bir zorunluluk değil, bir tercih meselesi. burada kullanıcının oluşturduğu içeriğe sitenin katma değer olarak ne ilave ettiği hesaplanmalıdır. bu hesap bir matematik hesap değil, o yüzden bu hesabın sonucunu ödeme yapılmaması haktır veya ödeme yapılması gereklidir diye bir sonuca vardırmayacağım. bu hesabın sonucu herkes için farklı çıkabilir kendi penceresinden.

    flickr size bedava fotoğraf alanı veriyor, siz seviniyor ve kullanıyorsunuz. neden flickr'ı tercih ediyorsunuz? hatta benim gibi manyaklar pro üyelik için bir de üstüne para veriyorlar. 200 fotoğraflık alan yetmediği için. youtube, şahsi videolarınızı bedava olarak yaymanıza imkan tanıyor. facebook'ta aklınızın alabileceği tüm şahsi tercih, bilgi, özgeçmiş, fotoğraf, video ve benzeri ıvır zıvırı bulunduruyorsunuz. imdb, booking.com, lonely planet ve benzeri binbir siteye film/kitap/müzik/otel/restoran ve benzeri binbir konuda tecrübesini paylaşarak o siteyi diğer benzerlerinden, rakiplerinden öne çıkaran yorumlarınızı yazıyorsunuz. insanlar sizin kendi paranızla yaşadığınız tecrübe sayesinde karar veriyorlar ama size değil, siteyi seviyorlar.

    internet artık kullanıcısıyla bütünleşmiş sitelerden ibaret. bu konuda tek örnek ekşi sözlük ve benzeri yazı yazdığınız siteler değil. bu sitelerin hiçbiri kullanıcı içerikleri olmadan bir anlam, etki taşımaz. mevcut etkisinin binde birine bile sahip olmaz, hatta siz bakar ne sikimtrak site bu der gidersiniz.

    site burada bir katma değer yaratıyordur. youtube'da yayınladığınızda daha çok insan görür videonuzu bir şekilde, facebook' ta daha fazla arkadaşınıza ulaşıp, daha fazla kadın/adam kaldırabilirsiniz zira herkesin her tanıdığı ordadır, ihtimal çoğalır. alacağınız dvd'yi, kullanıcı yorumlarını beğendiğiniz siteden alırsınız, flickr'da yayınlarsanız fotoğrafınızı, ertesi gün paris'in tanıtıldığı bir broşür ve web sitesine sizin adınız konarak ve sizden izin alınarak yayınlanır, mutlu olursunuz.(birebir başıma gelen bir hadise)

    kullanıcılar esasen bu katma değerden faydalanmak için buralara geliyor. o katma değeri sizin tek başınıza veya bir kaç kişi birleşerek yaratmanız da gayet mümkün ancak hem maliyetli, hem de tutmama ihtimali var. olur da bu katma değer tek başına size yetersiz geliyorsa, o zaman başka talepleriniz olur tabi ki. buradan itibaren ekşi sözlük özelinde devam edersem, sizin yazdığınız en sikindirik yazıya bile kıymetli olmasa dahi, önemli bir köşe yazarı, sırf ekşi sözlük'te yazıldığı için, etkisi bu boyutta olduğu için cevap vermek gereği ve hatta sataşmak gereği duyabiliyor. ya da azizkedi, otisabi gibi medyanın başka alanlarına sıçrama yapabilir, kendi yolunuzu çizebilirsiniz. boxer'ın kapağında çıkan "ekşi sözlük yazarı otisabi boxer'da!" yazısı beni mutlu etmişti açıkçası. mesele sadece mutluluk da değil, parasını da kazanmıştır herhalde otisabi bu işten. sorarım bir ara. aziz kedi'nin durumu da keza çok mutlu ediyor beni. bunun haricinde ekşi sözlük yazarı olmak, biraz da bu etki sebebiyle gayet özenilen bir ayrıcalık. insanlar resmen özeniyor. benim için hiçbir anlamı olmamakla birlikte,(sadece zamanında kayıt yaptırmış bir şanslısın zira) bu gerçek. yazdıklarınız sizin blogunuzdan da, sizden de bihaber, bin yıl internet'te dolaşsa sizin sitenize girmeyebilecek insanlar tarafından okunuyor, etki yaratıyor. yazarların entry döşeniyor olmaları para kazanma kaygısı değil, derdini sözlük camiasına ve hatta dünyaya bir şekilde duyurmak isteği, bunun yarattığı tatmin. çoğu köşe yazarından daha çok okunan yazarlar var. bunlar yetmiyor mu, bir de para istiyorsunuz çerçevesinde söylemiyorum bunları ama esasen yazarlara burada olmayı isteten, burada bulunmayı tercih etmesini sağlayan etkenler bunlar.

    kullandığınız her sitenin varlığına en az ekşi sözlük' e olduğu kadar katkınız var ama bir tek ekşi sözlük'te yazdıklarınız için hakkınızı alamadığınızı düşünüyorsanız, o zaman bence algıda, bakış açısında bir sorun vardır. ama yine de bu durum yazarlara para ödenmeli düşüncenizin yanlış olduğunu göstermez. sadece bir tutarlılık sorunu olduğunu gösterir.

    şu da var ki, yazarların neye göre telif hakkedeceği büyük bir sorun olurdu bu şekilde bir uygulamaya gidilse. kim hangi yazısı için ne kadar alacak. sırf çok para almak için bir iki aklıevvel burayı çöplüğe mi çevirecek? halen gayet yaygın olan izinsiz ve kaynak belirtilmeden alıntılar artacak mı? yazarlara, yazılarına sağlanan katma değer nasıl belirlenecek?

    dediğim gibi, bir sonuca varmıyorum ama bir günde girdiğiniz sitelerin belki yarısı, belki daha fazlası kullanıcı tarafından oluşturulmuş içerikten ibaret. bedava girip, bedava faydalanıp, bedava içerik oluşturuyorsunuz. içeriğini oluşturduğunuz siteler arasında en yüksek katma değeri belki de ekşi sözlük veriyor.(belki dedim) buna rağmen ekşi sözlük' ün tüm web 2.0' ın günah keçisi olması fikri bana samimiyetsiz geliyor.

    okuyup da anlayamamışlar için:
    ·bu entry benim şahsi fikrimin beyanından ibarettir.
    ·praetor olmak telif hakları konusunda resmi açıklama yapmak gibi bir yetki vermiyor.
    ·bu entry ekşi sözlük' ün konuya ilişkin resmi açıklaması değildir.
    ·bu entrynin bir açıklama olmadığını, konuya ilişkin genel bir tespitten ibaret olduğunu anlamamak için ileri zekalı olmaya gerek yoktur.
    ·praetor olmamdan mütevellit her yazdığımın resmi açıklama olduğunu düşünenler için: paris hilton, penis boyu ve fenerbahçe'yle ilgili yazdıklarım kendi görüşlerimdir.
    ·telif ödenmesi konusunda bir doğru ya da yanlış tespiti olmayan, konuya ilişkin bir görüşü savunmayan, sadece diğer örneklere ilişkin tespit yapan ve bunu da açıkça belirten entrynin resmi ağızdan açıklama olduğunu düşünmek, kişiyi kendi gibi bilmektir. onu geçtim, ekşi sözlük' ün resmi açıklamasının bu olacağına inanmak da bence bir nevi cahilliktir.
    ·kullanıcının oluşturduğu içerik, eğer siteye para kazandırıyorsa ve sizin derdiniz bu paranın paylaşılmamasıysa, kullanıcının oluşturduğu içeriğin ne olduğunun bir anlamı var mı? ister çıplak fotoğraf olur, ister şiir, ister kullanıcı yorumu, ister sike bile sürülmeyecek boş beleş, ister yüzyılın en şukela entrysi.
  • telif ödememesini bir noktada kabul edebilirim (tanım: kabullendiğim şey). ama ssg en azından evlenen suser'lere bir çeyrek altın takabilir bence. jest şeysi
  • birikmişleri vermeyecekse sikimde değil açıkçası.
  • --- spoiler ---

    yazılanları olduğundan farklı göstermeye ve hiç yazılmamışları yazılmış gibi sunmaya ayırdığınız zamanı, üslubunuza dikkat etmeye ve üye olan-olmayan herkesin içeriğine ulaşabildiği bir adreste "şahıslara" hitabınızda daha titiz olmaya ayırmanız daha yerinde olabilir düşüncesindeyim. öncelikle bu sitede yazdığım her yazıyı --olması gerektiği gibi-- ilk olarak başlığın kendisine, ardından başlık içerisinde yazılan fikirlere dair şekillendirdiğimi bilmenizi isterim. bu nedenle siz, benim bir yazımın ardından, açıkça şahsımı kast ederek kamuya açık bir yerde algı durumumdan bahsedemezsiniz (bakınız ima ederek demiyorum, zira ima etmiyorsunuz, açıkça bana hitap ediyorsunuz. ayrıca "hayır sizi kastetmedim" gibi bir söylemle geri dönmemenizi de rica ederim. nitekim koca başlıkta wiki'yi bir siz bir ben kullandık, benden evvel de ev ve ev kirası örneği veren olmadığına göre, direkt benden bahsettiğinizi düşünmem son derece doğal) bakınız, benim algı durumumdan kesin bir dille bahsedebilmeniz için buna yetkiniz olduğunu belirten bir diploma, artı o diplomanın verdiği yetki ile benimle şahsen görüşmüş olmanız gerekir. ayrıca bugüne kadar gördükleriniz arasında böylesini görmediğinizi belirterek asılsız söyleminizin etkisini güçlendirmek için pekiştirme yapıyorsunuz. yani bu durumda ben sizin daha evvel karşılaşmadığınız kadar çok algısını kaybetmiş biri oluyorum. ve siz bunu yukarıda da belirttiğim üzere herkesin okuyabilecegi bir yerde, benim hakkımda beni tanıyan ve tanımayanların kafalarında soru işareti oluşturacak bir biçimde yazıyorsunuz. tarafınızdan insanlara algısını "belirsiz bir şekilde" kaybetmiş biri olarak lanse ediliyorum. algı kaybının uyuşturucu ve alkol kullanımında, beyin hasarlarında, sinir sistemindeki lezyonlar sonucu, konforsuz yaşanan bir yaşam ve benzeri durumlarda görüldüğü düşünülürse, siz bu söylemle hem beni spot altına koyuyorsunuz hem de bende algı kaybı olduguna hüküm getirebilmeniz için elinizde herhangi somut bir veri yok. üzücü olan, bunu sadece yazınızdaki uygunsuz üslubu desteklemek ve kendi söylemlerinizi --benimkileri de asıl yazıldığından farklı bir biçimde tekrar yazıp okuyucuya sunarak-- haklı göstermeye çalışmak adına yapıyorsunuz. elbette bu şekilde daha fazla destek almanız mümkün olacaktır fakat bana da burada, bu başlık altında bir özür borcunuz olacaktır. özel mesajla değil, zira siz bunu özelde halletmediniz. bana hitaben mi yazdın diye sormadınız bile. kendi uygun gördüğünüz şekilde direkt algımı elimden alıp entrynizin en üstüne oturttunuz. entrynizde iznim olmadan beni ve sağlık durumumu kullanmış olmanızdan doğan telif hakkını şahsen özür dilemeniz olarak belirlediğimi açıklamak isterim. entryniz içinde geçen ve yine şahsımı hedef alan "bebeğim", "sığ", "anlayamayacaksın ama" ve "yüzüne bi su çarp, öyle gel" bölümleri için herhangi bir talebim yoktur zira bunlar için özür dileseniz dahi kabul edilmeyecektir.

    --- spoiler ---

    başlığa ve başlıkla ilgili fikirlere dönecek olursak.

    sözlüğü wiki ile karşılaştırmadım diye hatırlıyorum. karşılaştırmadığım gibi, tam olarak "girilen entrylerin ciddi bilgi içerenleri ya wiki'den arak" demiştim. bunun anlamı, wikideki içeriğin buraya kopyalanıyor olmasıdır. kaldı ki wikide verilen bilgiler biraraya gelmiş "özel bir ekibin" bir ansiklopedi oluşturma adına yaptığı çalışmalar değildir. wiki de aynı ekşik sözlük gibi kullanıcıların bilgi girişi yaptığı "imece usulü" bir sitedir. ansiklopedik bilgiler telif kapsamına girmezler zira uzun araştırmalar ve derlemeler sonucu, doğruluk derecesi en üst seviyede olacak şekilde hazırlanırlar. ansiklopedik bilginin telif kapsamına girmiyor olması, direkt alıntı yapıldığında referans verilmeyeceği manasına gelmediği gibi, eğer bir baskıdan yani ciltli ansiklopedinin kendinden bahsediyorsak bu durumda telif hakkı söz konusudur. zaten bu da alım satım esnasında halledilir. wiki'nin doğru bilgi vermesine gelince. wiki'nin sözlükten tek farkı geyiğe izin verilmemesidir. ansiklopedik olduğu iddia edilen bilgilerin bir kısmında eksiklikler, yanlışlar vardır, tıpkı sözlükte olduğu gibi ve elbette bu durum sözlükten çok daha düşük. mesela wikide türk kahvesi için "sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez" diyor, tamamen yanlış. hatta tam tersi tüm kahve hazırlama yöntemleri arasında mırradan sonra sağlığı olumsuz yönde etkileyecek özelliklere en çok türk kahvesi sahiptir çünkü telvelidir ve telvede bulunan kahve yağları ile asitleri; aritmi, taşikardi, damar tıkanıklığı, kolestrol artışı, mide rahatsızlıklarına neden olur. wiki diyor ki "ayrıca tüm dünyada espresso ile en çok tüketilen kahve türüdür ki dünya genelinde hemen hemen her tür restorantın menüsünde bulunan 2 kahveden biridir." yurt dışında herhangi bir ülkede yaşayan arkadaşlar bunun gerçek olmadığını teyit edeceklerdir şimdiden kendilerine teşekkürler. "diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir" yanlış, tam tersi. "türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu" yanlış, bu hazırlama metodu türkler tarafından yayılmıştır türkler tarafından bulunmamıştır. daha evvel bilinen bir yöntemdir, biz yaydığımız için türk kahvesi olarak geçmiştir (ki zaten bu söylemi de yakında kaybedecegiz gibi görünüyor) daha devam edersem oldukça uzayacak. sonuçta demek istenilenin net anlaşıldığına inanıyorum.

    her ne kadar başlık altında kimse sözlüğü wiki ile kıyaslamamış olsa da sözlüğün wiki dahil herhangi bir web 2.0 sitesi ile beraber anılamama sebeplerini sanırım hepimiz öğrenmek isteriz. asıl mesleğim nedeniyle de en çok ben öğrenmek isterim. ama bir dakika, galiba bunun cevabını zaten biliyorum. bir an için boş zamanlarında web tasarımı yapan orta öğretim mezunu, portfolyosunda çotanak sürücü kursu ile hekimoğlu elektrik ve tesisat siteleri olan web 3.11 ekolünden bir kişi olmadığımı unutuvermişim. bu vesile ile de şunu araya sokmak isterim, elbette benim bu sitede yazdıklarım çok değerli ve benim yazdıklarımı manupule edenlerinki çok değersiz. ve elbette bir telif hakkı doğma durumu olmuş olsaydı yazılanları manupule edenler değil, oturup adam gibi bildiklerini yazanlar bu telif hakkından yararlanabilirdi. zira ben ve benim gibi gerçek bilgi aktarma peşinde olanlar oturup 2 geyik çevirip 3 bakınız verenlerden farklı olarak zaman harcayıp araştırdıkları ve damıttıkları bilgileri yazmaktalar. burda ironik olan gerçek bilgi aktaranların herhangi bir talebi olmadığı gibi daha da fazlasını vermeye çalışmaları, 2 geyik 3 bakınızcıların ise telif talebinde olmaları. durum tersine olsaydı, benim de önüme imbikten geçirilmiş bilgiyi koyan birileri olsaydı heralde ben de yazdığım geyikler, çıkardığım kargaşalar, göz açma-açtırma adı altında sergilediğim trollükler karşılığında telif hakkı isterdim diye düşünüyorum. evet evet isterdim kesin. hiç de yüzüm kızarmazdı, istediğimi almak için bir dolu da mazeret bulur, ortamı terorize edebildiğim kadar ederdim. zengin dilenciler de öyle ya, sen çalışıyorsun adam önüne çıkıyor "allah rızası için", sen kazanıyorsun adam dibinde bitiyor "sevdiklerinin başı gözü sadakasına" ulan diyorsun, hadi bir hadi iki, hayır, hayır, üçüncüde evet diyorsun gidip 1 ekmek alıp eline veriyorsun, adam azarlıyor seni "ekmeği napim evim mi var para ver para" diyor, ekmeği koltuğunun altına alıp hissettiğin enayiliğinle evine yollanıyorsun.

    sadece ve sadece gerçekten çalışmış ve gerçekten başarmış ve gerçekten kazanmış kişi gönül rahatlığı ve isteyerek bağışlar, karşılığını da istemez. sonuçta hiç üretmemiş yada minimal üretmiş birinin bunu anlamaması veya şüphe ile yaklaşması da son derece doğal.

    sözlüğün yazarlarına telif hakkı ödememesi daha evvel alınmış bir karardır. bu karar bir gün tersine çevrilirse, o günden başlayarak bir daha bu siteye tek kalem bilgi girmem. bundan önceki ve bundan sonraki tüm yazılarımın haklarını janet jackson'a bırakıyorum. zira kendisi hem latoya jackson'dan daha güzel hem de daha iyi dansediyor. haa paula abdul 30 yaşındaki haliyle gelip, önümde salınaraktan rush rush'i söylerse o zaman sadece gelmiş geçmiş entrylerimin telif hakkını değil, çıkarır donumu da veririm.

    azat buzat sevgili gözlüklü.
hesabın var mı? giriş yap