• 8 senedir ülkeyi yönetip eğitimde devrim yapmış bir gelenekten gelen cumhurbaşkanıdır.

    "gelelim sadede... akp 8 yıldır iktidarda... okulları düzeltmek, eğitim düzeyini yükseltmek için bütün fırsatlar 8 yıldır elindeydi. peki neden hükümet devlet okullarını (hatta özelleri) iyi öğrenci yetiştiren kurumlar haline getiremedi de iktidar üyeleri çocuklarını hep abd’de okutuyor?
    fıkralarda öğle yemeğini başka lokantada yiyen lokanta patronu hicvedilir. iktidardakilerin o lokantacıdan farkı ne?"

    editoryum:
    lan biri ingilizce nick demiş, biri sen olsan okutmaz mısın demiş, bi tanesi de sbs ile öss oynayan, 2 senede bir sistem değiştiren akp değilmiş gibi bu sınavlardan dert yanmış. asıl dikkat çekilmek istenen noktadan özenle uzaklaşılmış, ya ben lan neyse bi şey demiyorum. (bkz: #19578039)

    dur lan benzer bir olay aklıma geldi:
    (bkz: karayalçın'dan kalan borçları ödüyoruz)
    (bkz: 20 senedir şehri yönetip sel sorununu çözememek)
  • gerçekçi cumhurbaşkanı. akp hükümetinin 8 yılda yaptıkları elbette umut vermiyor ancak söz konusu eğitim olunca mevcut üniversitelerdeki öğretim görevlisi profilinin akp'den çok önce oluştuğu bizatihi mhp-chp kökenli olmaları gerçeği göz ardı edilirse eğer ben kötü niyet ararım. evet akp de kendi kadrosunu oluşturacak bilimsel eğitim gelecek demiyorum ancak mevcut üniversitelerin ne halde olduğundan 8 yıllık hükümeti suçlayan insan önce dönüp götüne bakmalı. 75 yıl bütün sosyalist hocaları tasfiye et, bütün kürt akademisyenlerin önünü tıka ondan sonra da eğitimin kalitesinden, başbakanın oğlunun nerede okumasına falan bok at.

    eğitim denilen mevzu 5 yılda, 10 yılda çözüme kavuşacak bir şey değil öncelikle. bunun için 25 yıl bilimsel bir eğitimden geçmiş öğrencilerin akademisyen, öğretmen, olmasıyla ilgili. bir de bu bilimsel akademisyenlerin eğitilmesi için geçecek olan bir 10 yıl söz konusu. yani neresinden baksan türkiye'de bilimsel, özgür ve eşit eğitim için en iyi tahminle 25 yıla ihtiyaç var. ki gerçekten eğitime önem veren demokratik hükümetler var olduğu sürece.

    bir de yurtdışında okumak denilince akla gelen ingiltere ve abd'de eğitimin kalitesi türkiye'den çok çok ileri seviyede. bunun da en büyük nedeni beşeri sermaye denilen olgunun sözü edilen ülkelerin ekonomisinde önemli bir yer edinmesinden kaynaklanıyor. ekonominin bilmem kaçta kaçını savaşa ayıran bir ülkeden nasıl bir eğitim sunması beklenir orası da ayrıca tartışılır.

    (bkz: eğri oturup doğru konuşmak)
  • en doğrusunu yapan adamdır şahsen ben cumhurbaşkanının oğluyla aynı sınıfta olmak istemem yani rahat davranamazsın sinirini bozsa laf edemezsin stres olur o adam bana gitsin dışarda okusun
  • diyelim ki cumhurbaşkanı oğlunu burada okutacak:
    o çocuk turkiye'de okuyabilecek miydi bakalım?
    öss'ye, lgs'ye, her sene adı değişen neyi ne kadar sınadığı belli olmayan o sosyopatik sınavlarda barajı aşabilecek miydi acaba?
    buradaki gencleri kobay olarak kullanmak rahat, her sene m.e.b., yök bakalım neyle önumuze gelecekler diye merakla bekler olduk.
    tabi gitsin amerika'da okusun. hatta mumkunse geri gelmesin.
  • (bkz: #19544035)
  • ke$ke bir batı ülkesinde* değil de arap ülkelerinden birisinde okutsaydı, daha $ık ve anlamlı olurdu.

    ülke olarak sırtımızı onlara dayayabiliyorsak çocuklarımızı da gönül rahatlığıyla onların kucaklarına (pardon, kaliteli eğitim veren okullarına) yollayabilmeliyiz.

    samimiyet bu olsa gerek.
  • oglunu dunya uzerindeki en iyi birkac okuldan birinde okutma sansi varken bunu yapan cumhurbaskanidir. mesela oglunu daha iyi bir egitim almasi icin istanbulda universiteye gonderen artvin buyuksehir belediye baskanindan farki yoktur.

    ve bu cocuk, sirf babasi cumhurbaskani diye harvard'da okumayi bileginin hakkiyla elde ettigi halde bunu yapmayacak oyle mi?

    sacmalama kabiliyetinizin haddi hesabi yok sayin eksi sozluk yazarlari.
  • aslında bu tarih boyunca bilinen bir gelenektir, şöyleki;
    efendim hepimiz osmanlı tarihini okumuşuzdur, zamanında osmanlı ele geçirdiği yerleri tekrar yerel yönetimlere bırakırken,
    yerel yönetimdekiler ya kardeşini, ya çocuğunu yada en yakın akrabasını osmanlıya isyan etmeyeceğinin bir garantisi olarak istanbulda ikamet etmek üzere yollarlardı.
    bunun günümüze yansıyan şekli ile şu demektir, kim dünyada hakim güç ise (su götürmez bir şekilde halen amerika),
    ona itaat etmiş yada onun tarafından yönetilen ülkelerin başbakanları veya cumhurbaşkanı çocukları mutlaka amerikada okur veya iş yapar,
    bakın arap ülkelerine, 3. dünya ülkelerine asyadaki ülkelere, ve bizim yakın tarihimize bakın nerdeyse tümünün çocuğu amerikadadır.
    biz amerikanın boyunduruğundan kurtulduk sanıyordum ama halen devam mı ediyormuş saltanatları anlamadım gitti.
  • bir tarafta bilimsel araştırmalara en çok kaynak ayıran ülkelerdenden birindeki yüzlerce yıllık köklü bir geçmişi olan dünyanın en iyi üniversitelerinden biri, diğer tarafta 87 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca en büyük icadı ikna odası olan akademik kariyerlerin siyasi görüşe göre şekillendiği türk üniversiteleri. ve bu çocuk torpille falan değil bileğinin hakkıyla 800 puan üzerinde 800 tam puan alarak bu üniversitede okumaya hak kazanıyor. sana giren çıkan ne ey sözlükçü?
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap