• beynine su ayari cekmek icin oturma seklini ayarlamak ve boylece dogru konusmayi saglamak
  • türk insanının bel ağrılarının baş sebebi olan deyim.
  • başlık parası mülakatlarında kıçın ayarı ile konuşma becerisi. şöyle bir kaykıl, bir osur bak...
  • bir gülüşe bin can nedir diyebilmektir. kahkaha ve hüzün bir aradaymış mesela peh..
    (bkz: tabure ödünç de olsa bir bedeli vardır)
  • "acikcasi" kelimesinin de yarattigi "$imdi sana cok onemli bir $ey diyecegim" etkisine sahip bir deyim.

    "egri oturup dogru konu$alim" deyince boyle ardi ardina gercekler yuzumuze vurulacak gibi oluyoruz, o ana kadar o gercekten kacmak icin caba gostermi$iz de artik kacari kalmami$, bir epifani ve bir katastrofu ayni anda deneyimlemenin deh$etli tecrubesine varacagiz gibi duruyor.

    halbuki cogunlukla laf kalabaligi yapan, muhtemelen hafif kel ve gozluklu olup kendini fazlasiyla ciddiye alan erkek bireylerce telaffuz ediliyor. yukaridan a$agi bilgi veriyor, vahiy sunuyor sanki adam. tarti$ma programinda kahvehane tandansi tutturmu$ bir pseudo-aydindan fazlasi degil oysaki. ama pofur pofur ego saliyor ustumuze, dogrulari onumuze acacak gibi davraniyor, kimsenin o gune kadar dile getiremedigi korkunc bir realiteyi aciga cikaracak sanki.

    samimi degil, yapay, tepeden ve bir o kadar ici bo$.
  • "doğruyu ahrette mi söyleyeceğiz" kalıbının ikiz kadar yakını.
    (bkz: edepçek)
    (bkz: açıkçası)
  • bu eylemin pîri olarak (bkz: stephen hawking)
  • takip ettiğim bir podcast var, iki amerikalı kız yapıyor. aslında çok da geriden takip ediyorum, dolayısıyla gündemle alakasız bir şekilde, tesadüfen, konu soykırımdan kaçıp glendale'e yerleşmiş ermeni nüfusuna geldi. kızlardan biri oraya taşındığından beri birçok ermeniyle tanışmış. ve çok önemli bir cevher bulmuş gibi "yaşlı ermeni kadınların" sık kullandığı muhteşem bir söz öğrendiğini söyledi: "let's sit crooked and talk straight."

    bayıldılar buna, kıkır kıkır kıkır güldüler. ve direkt "bacak bacak üstüne atıp dedikodu yapmak," olarak yorumladılar. hiç aklıma gelmeyecek şey. işin kötüsü düşününce aklıma da yattı. yıllardır "ne olursa olsun, hoşlansak da hoşlanmasak da doğruyu söyleyelim," anlamına gelen sözü, bacak bacak üstüne atıp insan gömmek olarak güncellediler kafamda. bu da böyle bir anımdır.
  • bir milletin zihniyetini özetliyor.

    mükemmeliyetçi bir insanın lugatinda yer almaması gereken cümle.

    dogru konuşmak için egri oturmaya ihtiyaç duyuyoruz. çünkü hem doğru oturup hem doğru konuşamayız. bizim işlerimiz hep yarımdir. kazancakis'in (bkz: zorba) kitabında bir tirat vardır:
    "dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma! tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir"

    yine yiğidin hakkını vermeden önce öldürürüz. yiğidin hakkını ver ve elindeki o silahı yavaşça yere bırak.
hesabın var mı? giriş yap