old city

• david lynch filmlerinden fırlama insanların doluştukları gerçek üstü mekan... hayal alemi, neverbar. en önemli özelliği ise sihirli bir boruya -ki kendisi giriste soldadir- ev sahipliği yapmasıdır.
  
  efendim dün gece saat 1 suları gibi girdiğimiz old city adlı bu korku tünelinde, yukarıda bahsetmiş olduğum borunun (direk mi deseeem, kolon mu deseeem..) önüne oturma gafletinde bulunduk...
  
  ilkin 55-60 yaşlarında, cebinde rulo yapılmış dergisiyle şahin k replikası bir amca, haşmetli göbeğiyle beraber gelip bu direğe yaslandı. akabinde hem boy hem en olarak onun yarısı boyutlarındaki bir bayan^* (tahminen 40-45 yaşlarında) amcanın önüne gelip çılgıncasına dans etmeye, kolları havada zıplayıp amcayı abzürd mimiklerle eğlendirmeye çalıştı.
  
  baktı ki amca karizmasından ödün vermiyor, bir eli cebinde uzakları izliyor, onun göbeğine sarılmaya, ilkin aşağı doğru okşayarak kayıp birdenbire jack in the box edasıyla zıplamaya başladı ve bu hareketi birkaç şarkı boyunca yineleyip durdu.
  
  aradan 1 saat geçmemişti ki bu ikiliye şaşırtıcı bir şekilde çılgın sekreter jaleye benzeyen üçüncü bir kişi katıldı. step kursuna gittiğini sandığımız bu üçüncü hayat formu (ki 40 dakika boyunca biirrr-ki-üç-dört, hop-ki-üç-dört ritminde ayaklarını oynattı sadece) bir süre sonra şahin k amcayı ve diğer bayanı alıp çıktı.
  
  ne olduğuna tam anlam veremezken, göbeği açık, kolsuz kırmızı bir t-shirt giymiş bir adam gelip direğe sarılmaya, onun etrafında dönüp, aşağı yukarı çıkıp boruyu sevmeye başladı. "noluyonuz!" diyemeden bir başka hanım gelip o da aynı şeyleri tekrarladı bu borunun üstünde.
  
  barın kapanmasına doğru, 3:30 sularında, mevzubahis mekanı direğe tutunup banu alkan gibi saçlarını sağa sola savurarak danseden bir hanım, ve onun kadir inanır modeli köşede oturup rakısını içen asabi erkek arkadaşı mesken edindiler. kapanana kadar da savundular kalelerini, direği başkasına kaptırmadılar..
  
  ilk başta 10 milyon giriş parası abartı gelmişti, kabul ediyorum, ama içkiye gereksinim duymadan sadece direk bölgesine kitlenerek epey garip bir şov izledim, tatmin oldum, mekanın sahibini de böyle özel bir freak show hazırladığı için ^* bunlar) tebrik ettim.
• sahibinin eskişehirli olmasından dolayı adı böyle konmuş, genelde gece 2'den sonra, özellikle iki ce tayfasınca ve enteller, ünlüler eşliğinde dolan mekan. pazar geceleri replay ile şenlenmekte.
• cuma aksamlari kung fudan once jukeboxun sahne aldigi mekan.
• eski indigo'nun yerine taşınmış ve olmamış mekan. işletme farklı mı bilmiyorum ama şöyle bir mantığa sahipler: sahnede çalan gruba bira getiren çocuk grup o sırada bir şarkının ortasında olmasına rağmen, ısrarla bakmamasına rağmen 1 dk boyunca gitaristlerden birini dürtüyor, neymiş "bira getirdim" diye. böyle amatör bir hareketi laylaylom concert hall zamanlarında bile görmemişken burda görmek gerçekten düşündürücü. ben kendi adıma gitmeyi hiç düşünmüyorum.
• geçen cuma gecesi jukebox ile gayet iyi eğlendiğimiz, coştugumuz mekan... hala giriş ücreti 10 tl ve bir yerli içki beleş.
• cuma geceleri jukebox çıkıyor sahneye. coşturuyor kabul ediyorum. aslında etrafta bir tane maganda tipin olmaması da gerçekten müthiş. sorunsuz grupça eğlenmek isteyenler için hoş bir gece olabilir. tabii bir sürü boğaziçili oluyor etrafta. jukebox'tan dolayı, adamların hepsi orada okuyor heralde!
  
  neyse, ezilmeyin yani ondan söylüyorum...
• yabancıların ^{* *} istanbul un gezilecek gorulecek olan, tarih kokan bolumlerini ^{* * * *} anlatırken kullandıkları terim.
• bi ton yakışıklı erkeğin havasız, sigara dumanından görüş mesafesinin 3 metreye düştüğü bir ortama doldurulduğu bardır. kapıdaki giriş parasını da sanırım içerdeki taş oğlu taş erkek güzelleri için aldıklarını düşünmekteyim. koskoca barın tek güzel şeyi sahnedeki mayday adlı grup ve civardaki hoş beş abiler...
• havalandirma olayini cozemezlerse, degil nevermind, hangi grup gelirse gelsin kurtaramaz burayi.
• istanbulda gordugum en igrenc bir iki yerden birisi (bkz: seviyenin bittigi yer)