• hayır abicim* saçma sapan bir anket değil amacım. ufaklığımdan hatırlarım, böyle avucumun yardımı ile yahut direk musluğa ağzı dayayarak kana kana su içtiğimi. sonra sonra başka şehirlere düştü yolumuz, musluktan su içilebildiğini hatırlamaz olduk. yeri geldi bir yabancı şehirde su istediğimde çeşmeden sürahiyi doldurup getirdiler önüme. ordan gittik başka yere bu kez susuz kalıp çeşmeye yeltendiğimde aman içme uyarıları aldım. şu işin aslını çözelim istiyorum.

    gelecek nesillere aktarabileceğimiz su gibi aziz veri tabanı.
  • (bkz: nevşehir)
  • $ehir degil gerci ama (bkz: akcay).
  • (bkz: izmir)
    içemeyenler ya da içmeyenler vardır muhakkak ama ben içerim, hem de kana kana...

    yılların ardından edit: yahu tamam şimdilerde içmiyorum, bırakın artık kötülemeyi. tamam şehir öldü artık, vurmayın...
  • (bkz: samsun atakum)
  • esasen icilemeyen sehirlerin sayilmasi ile daha cabuk sonuca gidilebilecek siniflandirma.
  • (bkz: new york)
  • ankara'daki alt yapıda şöyle bir sorun vardır. yer altına önce içme suyu boruları döşenmiş daha sonra da üst tarafına kanalizasyon boruları döşenmiştir. haliyle boruların zamanla kaçırabileceği ve içme suyuna kanalizasyonun da karışabileceği kesindir ve karışıyordur da mutlaka. bu yüzden sular idaresi çeşme suyumuza o mikropları da öldürsün diye haddinden fazla klor koymaktadır. sonuçta suyumuz çeşmeden akarken gayet de temiz akar aslında yalnız tadı tuzu yoktur, bi de klorun (tam olarak bilemiyorum) belli bir miktardan fazlasının insan bünyesine zararlı olduğu kesindir. ama ölmüyoruz ankara'da. hatta hemen hemen hepimiz yemeğimizi, çayımızı bu suyla yapıyoruz. hiç de bi sakıncasını görmedik. içebiliriz..
  • güzel ankara.
hesabın var mı? giriş yap