• periyodik ziyaretlerime istinaden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki mamullerinde domuz yağı kullanılmamaktadır, ok, kabul, ne güzel fakat malzemelerini asrın deri'den ya da derimod'dan tedarik ettiklerine dair şüphelerim var. bugün öğle tatilinde yediğim biftekten bana 10 tane verseler eminim ki maharetli bir terzinin ellerinde şık bir cekete dönüşebilirdi.. tabaklanmış deri olayını tamamen yanlış anlamış ustalara sahipler.

    sayelerinde çenemle tır çekebilirim, antremanlıyım. kondisyonum yüksek. adım samuel, 25 yaşım.
  • her ne kadar hala var olsa da kimileri için bir eski zaman mekanı. bir vakitler ankara'da aşık olmak güzeldi ve biz o vakitler şimdi olmayanlarımızla giderdik bu lokale. simdi olmayanlarımız; yani "uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın" ve ankaralı diğer dostlar. mülkiyeli olmadan mülkiyeliler lokaline girmeyi de, "göz bebeklerinizdeki aydınlığı" da özledik. bizi soracak olursanız, "bazı yaralara istanbul bile çare olmuyor" diyebiliriz ancak. en çok da o yağmurlu akşam anımsanıyor buradaki cumhuriyet meyhanesi'ndeki buruk gecelerde. hani lokalin bahçesinde ıslanınca hiç tanımadığımız birileriyle şemsiyenin altında birleştirmiştik masaları. yine gelsek ankara'ya, mülkiyeliler lokalinde olur musunuz? "or'da olun / ölmemiş olun / evlenmemiş olun / n'olur" yine şarkılar söyleyelim beraber ve bu kez doyasıya ıslanalım yağmurun altında; öyle korunaklı, öyle rutin yaşıyoruz ki artık; korunmasızca yağmura tutulmayı bile özledik. n'olur orda olun, yağmura tutulmak gibi tıpkı, sizi de çok özledik.
  • 25 mart 2012 tarihinde yapılacak olan genel kurulda yönetime aday olan yeniden mülkiye grubunun, mülkiyeliler birliği binasının yıkılması tartışmaları çerçevesinde, mülkiyeliler birliği taşinmazlarina ilişkin görüşleri şöyle;

    "camiamızın çoğunluğunun son birkaç senedir üzülerek izlediği, izlemekle kalmayıp geçtiğimiz genel kurula yüksek katılım gerçekleştirerek, bizzat müdahale etme gereği duyduğu mülkiyeliler birliği'nin ankara kızılay’daki binaları hakkındaki tartışmalara ilişkin düşüncelerimizi kısaca bilgilerinize sunuyoruz.
    mülkiyeliler birliği binaları üzerinden başlayan tartışmayı kaldığı yerden devam etmeyeceğiz, bu tartışmalara katılmayacağız, taraf olmayacağız.
    tartışmadan öte, giderek bir kavga görünümü alan konu hakkında düşüncemiz çok net. yaklaşımımız hakkındaki yeterli detaya diğer bildirilerimizde yer verdik; bu nedenle bu yazıya sonuç cümlesini taşıyoruz: "mülkiyeliler birliği binalarının yıkılması “projesi” iktisaden yararsız, tarihi perspektiften yoksun, siyaseten yanlıştır!"
    bu nedenle, geçtiğimiz genel kuruldaki yönetim değişikliğiyle şimdilik "rafa kalkan" binaların yıkılıp yap işlet devret modeliyle bir müteahhite verilerek yenisinin yapılması fikrini, hiçbir gerekçeyle kabul edilebilir bulmuyoruz.
    öte yandan bu yaklaşımımız, yıllardır müstecirin kârlılığa verdiği öncelik ve sonrasında yıkım gündemi nedeniyle "kaderine terkedilen" binalarımızın, atıl bırakılmış ve bakımsız birimleri ve tesislerdeki kalite standartları düşük hizmet anlayışıyla bir yeniden düzenlemeye ihtiyacı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
    mülkiyeliler birliği sosyal tesisleri ve kullanım alanlarının birliğimizin ihtiyaçlarına göre"yeniden" düzenlenmesi mutlaka gereklidir.

    1. mezunlar cemiyeti olduğumuzu unutmadan, birliğin bütün olanak ve imkanlarını öncelikle üyelerimizin yararına kullandırmayı görev edineceğiz.
    2. yüksel caddesine bakan ve atıl durumda olan otel binasının koruma kurulu kararı gözetilerek restore edilmesi sağlanacak, böylece mezunlarımız, öğrencilerimiz ve mülkiye dostlarına yeni kullanım alanlarıyla birlikte yeni hizmetler sunma fırsatı yaratılmış olacaktır.
    söz konusu binamızın giriş katını siyasal kafe olarak öğrencilerimizin hizmetine açarak, genç mülkiyelilere ankara kızılayda bütçelerine uygun sıcak ve nezih bir mekan kazandırmış olacağız. birinci katı “kütüphane-okuma salonu ve spor kulübü” olarak üyelerimizin, ikinci katı sosyal ve kültürel etkinliklerini gerçekleştirebilmeleri için öğrencilerimizin, üçüncü katı ise “toplantı-konferans, panel-söyleşi, sunum-gösteri merkezi” olarak camiamızın ve camiamıza dost olanların hizmetine sunucağız.
    3. konur sokağa bakan binamızda boşaltılacak olan alanda mülkiye kitap ve yayınevi projesi hayata geçirilecek, bu projenin gerçekleştirilmesi ile, fakültemizdeki hocalarımız öncelikli olmak üzere tüm akademik çalışma ve eserlerinin okurlara ulaştırılması konusunda, camiamıza yakışır bir platform sağlanmış olacaktır.
    4. konur sokağa bakan binamızın ikinci katında yer alan restorant alanını büyütüp ortak kullanım alanlarını yenilemek için bir restorasyon çalışmasına başlayacağız.
    5. selanik-yüksel caddesi ve konur sokak üçgeninde yer alan mülklerimize yenileri ekleyerek birliğimizin bu alandaki toplumsal ve kültürel dokuyu belirlemede rol üstlenmesine çalışacağız.
    6. mülkiyeliler birliği'nin yeniden toplumsal muhalefetin sözü dikkate alınır bileşenlerinden biri haline gelmesi, mülkiye dostu “aydınlar, sanatçılar, yazarlar” için ilk uğrak ve sohbet yeri olmasını sağlayacağız.
    7. bahçemizdeki yeşil alan koridorlarının sayısını artırıp her türden görüntü kirliliğine son vererek, doğal görünümünü ortaya çıkartacak şekilde yeniden düzenleyeceğiz.

    tüm bu restorasyon, yenileme ve yeniden düzenlemeler tamamiyle mülkiyeliler birliğinin kendi olanakları ile hayata geçirilecektir. birliğimizin bunu yapacak kaynağı ve gücü mevcuttur.

    yukarıda sayılanlar mülkiyeliler birliği bina ve sosyal tesislerine ilişkin proje ve girişimlerimizi "pazarın" değil üyelerimizin ihtiyaçlarına göre gerçekleştirmeye yönelik hayallerimiz...
    bu hayallerin neden ve nasıl gerçekleşmeyeceğini anlatanlar çok...
    oysa camiamızın karar verdiğinde yapamayacağı bir şey olmadığını biliyoruz.
    el ele vererek, bu hayallerin gerçekleşmesinin önünde duran engelleri birer birer ortadan kaldıracağımıza inancımız tam.
    desteğinizi bekliyoruz. "
  • (bkz: yetiştik çünkü biz) ekibi bir kez daha ipi göğüsleyecek gibi, helal size..

    15. sandık açıldı, (17 sandık var toplam), son durum;

    yetiştik çünkü biz:750
    güçlü mülkiye 2023:662
  • iki yıldır yüksel caddesinin yarısını kaplayan fiili karakol nedeniyle, polis telsizleri ve saat 18'deki eylem sesleri eşliğinde oturabileceğiniz mekan.
    gündüz birası için ankara'daki en güzel yer.
    huzurlu hissedebileceğiniz, çok güzel yer.
  • kurtarılmış bölge, ikinci evim.
    yemekleri güzeldir, içkileri güzeldir. ama en çok da geçirilen zaman...
    bu mevsimde daha da güzeldir. hem yeşildir hem de 1 mayıs etkinlikleri için toplanan emekçi kardeşlerimizin çav bellaları, gündoğdu marşları gelir kulağınıza hafif hafif sokaktan.
    evet bizim çınar'ımız var, akademi restoranımız da var... ama mülkiyeliler birliği başkadır. ankara'yı çekilir kılan yegane yerlerden biridir.
    şehirle hemhal olmak istemeyenlerin, kendileri ve sevdikleri ile hemhal olacakları nadide yuvadır. yuvamızdır...
  • konur sokaktaki mülkiyeliler lokalinin işletmesi özel sektörden alınmış ve yeniden mülkiyeliler birliği'ne devredilmiştir. bu birlik 1996 yılında, eski bir sbf mezunu olan mehmet ağar'ı üyelikten ihraç etmiş bir birliktir. bu ihraç olayından sonra ağar'ı derse davet eden kurthan fisek'i de su sozlerle kınamıstır:

    "ağar, hukuka uygun fiilleri kurcalayacağına susurluk çetesiyle ilişkilerini, abdullah çatlı olayındaki bağlantılarını açıklasın. mehmet ağar size, ‘benim için mülkiyeliler birliği değil, öğrenciler önemlidir' demiş. öğrencilerin kendisi için taşıdığı önemi çok iyi biliyoruz. erzurum valiliği döneminde nikáhında şahitlik yaptığı, 7 kez ölüm cezasına çarptırılmış kişi yedi öğrencinin katiliydi."
  • yikilacak olmasina ''tam olarak derdiniz nedir kardesim?'' demek istedigim vakif. hakikaten derdiniz nedir? mulkiye de o zaman golbasina tasinsin hemen. buna cogu kisinin karsi ciktigini hatirliyorum; birligin yikilmasina destek verenler de dahil olmak uzere. yikim ve buna destek icin gerekceler neden o zaman mulkiye'nin tasinmasi icin de sunulmadi, merak ettim dogrusu. madem yeni atolyeler olacak, madem topluluklara odalar tahsil edilecek, iyi tasinsin hemen o zaman. orada herkes aradigini bulabilir. derdimiz nedir? nedir ki istenmedi? birtakim degerlere karsi saygimizi kaybetmemek, onlari yasatmaya calismak elimizden geldigince. ne kadar klise ve siradan gelirse gelsin; tarih denen, en kucugunden ani denen kavram ciddi anlamda bu kadar mi onemsiz? hele ki mulkiye gibi bir kurum icin. mulkiye insanlari icin. gerekcelerden biri de konurda yasanan catismalarin bu yikimla onlenebilecek olmasi. bunu da burdan koskocaman bir gulumseme ile karsilamaktayim. madem yikiyosun, destek veriyosun, bunu prefabrik ve klasik jargonundan kurtularak yap. "efenim, cunku uretim araclari evet, tuketim; oyle evet.'' deme. acikca soyle. sozde olma. en cirkini de bu.

    bir seyi, herhangi bir seyi yikmak gercekten alismayi zorlastirir. eskiden uzaklastirir, adapteyi guclestirir. degistirmek degil, yikmak. buyuk bir olay bu.

    herseyi biraktim. hic mi goz zevki denen bir sey yok acaba? kosede az katli, kucuk, tatli bir binanin yerine, bildigim kadariyla 8 kat hangi estetik anlayisiyla dikilecek, cok merak ediyorum.
  • 25 mart'ta seçim varmış.
    (bkz: fuat sen)
    (bkz: sevilay çelenk)
  • mülkiyeliler birliği, kamuoyuyla duygularını paylaşmış. çok da iyi yapmış. insanların duygularına tercüman olmuş.

    "yeter artık!

    gencecik bir beden daha toprağa düştü.

    antakya’da protesto gösterisinde bulunanlara yönelik polis saldırısı sonucunda yaşamını yitiren ahmet atakan 22 yaşındaydı.

    ailesine bakabilmek için yıllarca yurtdışında çalışmış bir gurbetçinin oğluydu.

    üniversite mezunuydu. işsizdi.

    haksızlığa ve hukuksuzluğa isyanını haykırma cesaretine sahip gençlerimizden biriydi.

    gezi direnişinin başladığı günden bugüne polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden altıncı genç oldu.

    bu cümleyi kurmak; ona altıncı demek, artık yaşamadığını ve ölümünün sorumsuz bir iktidarın elinden olduğunu bilmek bugün her şeyden daha fazla utandırıyor bizi.

    artık yeter!

    güvencesiz bir yaşamın pençesinde kıvranan yoksul emekçi halkın,

    anti demokratik yasalarla baskı altına alınan muhaliflerin,

    kimlikleri yok sayılanların,

    ezilen kadınların,

    küçücük yaşlarında çalışmaya ya da evlenmeye zorlanan çocukların,

    gerici bir yaşamın dayatıldığı toplumun,

    baskıyla kuşatılmış ve piyasalaştırılmış eğitim sisteminin mağdur ettiği öğrencilerin ve akademisyenlerin

    itiraz hakkı vardır.

    öğrencilik sıralarından bugüne eleştirel akla ve demokrasiye duyduğumuz inançla, her daim sahiplendiğimiz muhalif kimliğimizin gereği olarak her bir ilerici mülkiyelinin “savaşa karşı barış,” “otoriteryenliğe karşı demokrasi” ve “baskıya karşı özgürlük” söylemleriyle evde, işyerinde, sokakta, soluk aldığı her yerde bu itiraz hakkını kullanacağından kimsenin şüphesi olmasın.

    gezi direnişi ve sonrasında yaşanan olaylarda yaşamını yitiren gençlerimizin, ethem sarısülük’ün, mehmet ayvalıtaş’ın, abdullah cömert’in, medeni yıldırım’ın, ali ismail korkmaz’ın, ahmet atakan’ın anıları önünde saygıyla eğildiğimizi, ailelerinin tarifsiz acısını derinden hissettiğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

    saygılarımızla…

    mülkiyeliler birliği"
hesabın var mı? giriş yap