kuran-ı kerim

• kuran-ı kerim'i okumaya tenezzül etmeyen yada üşenen insan danışır genellikle hocalara. çünkü 1 defa kendini vererek (roman okur gibi değil, ne yazıldığını anayarak) okuyan bir insan kitapta ne denilmek istediğini çok rahat bir şekilde anlar.
  
  hocalara danışmak neden lüzumsuz ve kötü sonuçlar doğurur? çünkü hocaların çok çok büyük bir çoğunluğu kuran-ı kerim'in getirdiği dini değil mezheplerin getirdiği dini anlatır insanlara. mezhepler ile kuran-ı kerim arasında da kimi konularda dağlar kadar fark olabildiği gibi kimi konularda kuran-ı kerim'in ak dediğine bu mezhepler kara deme cüretini bile gösterebiliyorlar. bundan dolayıdır ki aklınızı kullanın ve şu kitabı 1 defa okuyuverin. neden mi? çünkü allah pisliği aklını kullanmayanın üzerine yağdırır.
  
  ayrıca lütfen kitabı okumayan insanlar öteden beriden duydukları şeylerle burada yorum yapmasınlar. ilk önce okusunlar ha ozaman tabii ki yorumları benim için çok değerlidir. ama okumadan yorum yapmak cahillikten başka bir şey değildir. ha diyeceksiniz ki "sen nereden biliyorsun okumadığımızı", evet bilmiyorum ama karşılaştığım ve bu konularda konuştuğum çoğu insan kulaktan dolma bilgiler ile bana cevap veriyor. okudun mu diye sorduğumda büyük bir çoğunluğu " hayır ama şu hoca dedi bunu" diyor. lütfen yapmayın!
• "herkezi" bilemem ama benim kısım kısım beğendiğim kitap. (iç ses: gitmiyo mına kodumun misafirleri. siktirin gidin lan. sohbete dalmayın. hmss)
• koptuğunuz bütünlüğe geri dönebilmeniz için sizi hazırlayan kitap. geldiğimiz yeri hatırlayalım diye gönderilmiştir. pişman olmayalım diye.
• bir insanın yaşaması için kuran'a ihtiyacı yoktur. doğru zaten doğrudur ve bunu toplum kendi belirler. 1500 öncesinin kitabı diyoruz ya, bu aslında çok da doğru değil. kelimeler üzerinden değil kavramlar üzerinden anlatılıyor ve kavram denen şey farklı yorumlanabilir. kelimelerin bile anlamları zamanla değişiyor.
  
  bu durumda kuranda belirtilen şeyler aslında bir toplumun sahip olduğu değerler. insanlar buna hep "doğru yol" adını takmışlar. doğru yollar zamanla değiştikçe de kelimeler sabit kalmak şartı ile anlamları kaydırılıyor, yeni doğru yol o olmuş oluyor.
  
  işte bu yüzden insanların yaşaması için kuran'a gerek yoktur. doğru toplumun doğrusudur ve kabul etmeyenler münafık, kabul eden dindar olur. bugün dindarlık adı altında yaşanan şey muhafazakarlıktır. kadını kapatmak, çalıştırmamak, hayvan muamelesi yapmak; muhafazakar olanlara kıyak geçmek, din adına çalmaktır. yarın toplumun değerleri değiştiğinde kadının çalışması allah'ın emri, kadının gezmesi nimetlerden faydalanma, insanların hakkını yememek adalet, çalmamak da kul hakkına saygı olacaktır. bu 2 durumda saydıklarım da kuran'a dayandırılabilecek şeylerdir. bu yüzden diyebilirim ki bu kadar eğilip bükülen bir kitabı da allah'tan başkası yazamaz heralde. ben şahsen inanmıyorum, bence muhammed denen adam şizofrenin tekidir.
• hz. ayşe'nin özünü kavradığı kitap: "sen ne zaman güzel bir kadın görmüş olsan, ona sahip olabilmek için, gökten hemen bir ayet iniverir"
• ilk vahyedilen ayetleri alak suresinin ilk beş ayetidir. sonrasında vahiy üç sene kesilmiştir, ki bu zamana fetret-i vahiy denir. (bkz: ebu cehil/@altay)
• "karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin ve kıskanç kişinin şerrinden" bahseden şahane kitap. (bkz: felak) (bkz: nas)
  
  çamlıca tepesinde kıskanç bir sevgiliyle beraberken bir de yanınıza falcı gelirse, bu sureleri okumak bilhassa büyük sevabtır.
• yemeği yediğinizde hemen dağılın sohbete dalmayın ayetini her okuduğumda beni güldüren kitap.
  
  7. yüzyıl bedevisini evine davet edersen olacağı bu. yani hakikaten hz. muhammed'in işi de zormuş. düşün etrafında şöyle bir tane eğitimli, aydın, görgülü insan yok. evde yüz tane misafir var, hepsi de çöl bedevisi. peygamber evinde nasıl konuşulur, ne şekil muhabbet edilir, sohbete dalmalı mıdır, yoksa vakitlice kalkılmalı mıdır, bilen yok. görgüsüzler ya. peygamber ve yardımcılarını bile çileden çıkarmışlar ki ayıptır yani.
• değiştirilmemiştir. değiştirilseydi "değiştirilmedi" yazar mıydı hiç değiştirenler, angut mu bunlar? hiç mi kafanız çalışmıyor sizin?
• insanlar neden kınıyor bilmiyorum bu kadar. allah da bela okuyabilir. o da kızabilir. zaman zaman herkesin bazı fevri anları, ufak neşeleri, kıskançlıkları, umutsuzlukları...