• dünyada gökten indirildiği varsayılan tüm kitaplar, belgeler, makaleler, denemeler, köşe yazıları filan falan hepsi değiştirilmiştir, sadece kuran-ı kerim değiştirilmemiştir. "ulan neden ama tüm kitaplarda oynama var da kuran-ı kerim'de yok?" diye soranlara söylüyorum: aynı soruyu(tabi başında 'ulan' olmadan), lisedeki din kültürü ve ahlak bilgisi hocama sorunca, bana "kuran'ı değiştirmek isteyenlerin başına bela gelirmiş, elleri tutulurmuş, birden sakatlanırlarmış" demişti, yani anlayacağınız; kuran-ı kerim'i değiştirmek isteyenlerin başına sürekli belalar geldiğinden hiç kimse onu değiştirmeye cesaret edememiş. bu durum da zaten allah'ın hikmetiymiş.

    şimdilerde daha elle tutulur cevaplar var tabi. mesela; hafızların ezberinde tutması ya da kuran'ın kısa sürede kitaplaştırılması; bu sayede de bozulma olasılığının olmaması gibi gibi...

    yani demem o ki, herakleitos'un "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" sözü kuran için geçerli değildir. 856 milyon yıl da geçse kuran aynı kalırmış.

    zaten herakleitos zamanında kuran-ı kerim inseydi, o da bu sözü söylemezdi. adamcağız nerden bilsin ki, kendisinden 1000 yıl sonra böyle bir kitap ineceğini. onunki de laf işte. peh.

    bu arada herakleitos'un genellemesini kuran ile ilişkilendirmek başlı başına delilikti biliyorum, kabulümdür :)
  • baştan sona okuduğunuzda sondan başa okumuş olduğunuzu farkedeceğiniz eski bir eserdir. yazarı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte yayın hakları nesin vakfı'nındır.
  • bugün sahaflar çarşısı'ndan bir adet aldım. okuyup, garibime giden bazı şeyleri, daha somut görebilmek için. neyse eve geldim, anneme söyledim. annem "ne alaka, neden aldın?" gibi bir soru sordu, gerekçelerimi söyledikten sonra kitaba baktı ve bomba soruyu sordu:

    -bunun yazarı kim?

    valla ne diyeceğimi bilemedim. sustum tekrar kendi köşeme çekildim.
  • ara sıra bana düşündürüyor, "hz. muhammed'in evinde misafirliğinizi fazla uzun tutmayın, karısına muhammed öldükten sonra göz koymayın" demesi, gravitonlarin ve süpersimetrinin varlığını mı müjdeliyor? veyahut sicim teorisi üstüne şifreli ip uçları mı veriyor?

    ya da "yahudilerle, hristiyanlarla filan arkadaş olmayın" derken, heisenberg belirsizliği ile kaos teorisi arasındaki bağlantıyı mı kurdu?

    1400 küsür sene öncesinden hem de!!!!!

    ~

    p.s. huri memeleri zamanın yer çekimine göre bükülmesini temsil ediyor olabilir mi?
  • . allah'ın değişik surelerde 20'den fazla ayette bildirdiğine göre, kuran-ı kerim: "biz insanlar tarafından kolayca anlaşılması; anlaşılıp düşünülmesi; düşünülüp yorumlanabilmesi için apaçık olarak indirilmiştir, ki kolayca anlayabileceğimiz de bir kitaptır." http://sozluk.sourtimes.org/…uran-ı kerim&kw=apaçık

    . dinci tüccarlara göre ise aynı kuran-ı kerim: "islam alimleri olmadan anlayamayacağımız, anlattıgı evrensel hakikate asla ulaşamayacağımız bir kitaptır."

    yani allah/tanrı: "kuran-ı kerim çok açıktır, çok kolayca anlaşılabilir bir dil ve ifadededir. okuyun, düşünün, anlayın, öğüt alın, ki evrensel hakikate yani bana ulaşın!" diyor.

    dinci arsızlar ise: "kuran-ı kerim apaçık değildir, okuyunca anlaşılmaz, mana ve mecazları birebir alınamaz, alınırsa evrensel gerçeklere ulaşılamaz!" diyor.

    ~

    ben müslümanım diyen, kendini imanlı addeden bir insanın içinde bulunduğu öğretiye göre girebileceği en büyük günahlardan biri de allah'a şirk koşmaktır, ki bu halde yapılan da işte tam olarak budur!*
  • bütün evrenin sırlarını içerdiğinin sorgulanamayacak ölçüde bariz bir kanıtı, "tüm evrenin sırlarını içeren" şeklinde tanımlanmasından gelir.
    arapça'da böyle kelimeler var. biz sırlarını yeni yeni keşfediyoruz.

    mesela "peynir altı suyu tozu" anlamına da geliyor bir kelime, sonra bir bakıyoruz "kutuplardan basık ekvatordan şişkin geoid bir cisim" 'e tekabül ediyormuş.
  • cinsiyetçilik mantığı üzerine kurulu bir kitap. her cihad çağrısında, her yeni haramın bildirilişinden sonra, uymak istemeyen veya henüz uymakta zorlanan halka bu kitap aracılığıyla şu vaatler gelir: "yepyeni ve tertemiz, altından üstünden büyük sular akan bambaşka bir dünyada, bulutların üstündeyken yanınızdaki huriler, şarap çeşmeleri ve huriler..."

    en az bu dünyasında olduğu kadar öteki dünyasında da seksist bir tablo çizer. bu durumda tanrısı allah da seksist mi acaba?
  • içindeki birçok eksik olguya hala "kinaye" diyenler bulunduğu gibi, bazı noktalarda kinaye olması gereken yerler "gerçek" olarak ele alınır. içinde geçen bir kelime günümüz bilim dünyasında popüler olan bir argümana bağlantı gibi gösterilir. "aa bu kuran'da vardı!" denir. yani şöyle yapıyorlar; (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=gz4jarie_5k)

    bu da çarpıtmadır ve elbette ki yetersizdir. kabul edilir ya da edilmez, ama kabul etmek için sorgulamanın bırakılması gereklidir. sorgulamamak insanın kafasının rahat olmasını sağlar elbet. sırf bu yüzden inanan kişiler de vardır. düşünmeye ya da sorgulamaya karşı olanların çoğu, bilmeden konuşmaktadırlar. okuyan ve araştıran herkes temelini görebilir diye düşünüyor insan.

    içeriğinde yüzlerce kötü şey varken gördüklerinin içinden iyi tarafları(ya da günümüz sosyal yaşantısına uygun olanları diyelim) cımbızla çekmek de zor olmasa gerek.

    "kendi" inancımı, "kendimin" ne bildiğini ve "hayatımı" nasıl yaşamam gerektiğini sadece insanları dikte etme yetisine sahip bir "hoca" kişiliğinden öğrenmek nasıl bir küçük düşürülmedir ve insan nasıl razı gelir buna, anlamıyorum. bu da klasik bir argüman çünkü zaten içinde yazanı okursanız anlarsınız ne menem bir şeydir, ne amaçla gelmiştir ve kime hitap etmektedir. işte o anda derler ki "ama bunu anlayamazsınız ki! 494 tane islam tarihi kitabı okuman gerekirdi önceden ama sen sadece 421 tane okumuşsun... hele mesnevi bile okunmamış! yeterli değil. 0 veriyorum."

    işte bu tip argümanlardır insanları nesnel düşünmeden uzak koyan ve bir otoriteye(hatta abartıp müslümanlığın sözde ruhban sınıfına) bağlı kılan. halbuki ne denmişti; yusuf suresi 2. ayet: "anlayasınız diye biz onu arapça bir kur’an olarak indirdik."
  • inananların ve savunanların kendisine şunu sorması gerekir: ben müslüman bir ülkede/ailede değilde herhangi başka bir dine mensup ya da dinsiz bir ortamda yetiştirilseydim, yine kuran-ı kerime böylesine bağlı olur muydum, inanmayanlara karşı böylesine savunmacı davranır mıydım?

    bu soruya evet yanıtını verenlere diyecek bir şeyim yok, ama evet diyemeyecek %99.999 luk kesim beni gerçekten değişik duygulara gark ediyor.
hesabın var mı? giriş yap