• 27 yasinda oldugunu simdi farkettim. gulup egleniyorduk "cocuk iste master'a kabul edilince iyiceden bi yabanci okula hayattaki ilk kisisel basari yuzunden chosen one sendromuna girdi, cogu kisi iyi bi universiteye girince 18 de yasar bu kafayi 2-3 ay bu gecinden olmus ama gelir gecer abisi" seklinde yaklasiyordum.

    ama 27 kucuk bir yas degil, baya ciddi bir yas ve hatta insanlarin yuzde 99'u hayatlarinda yapacaklarinin cogunu 27 yasina kadar yaparlar ve fikirlerinin cogu da bu yasa kadar oturur,oturmaya dogru yaklasir.

    neyse, olay su. insani sevmeden yapilacak bilimden de, ciftcilikten de, muhendislikten de, tiptan da hicbir fayda gelmez, gelmeyecektir. daha da soguyup daha da yabancilasip daha da nefretle dolar sonunda kendini ruhsal anlamda oldurur. zararin neresinden donulurse kardir bu anlamda da 27 herhangi bir diger yas kadar iyi bir donum noktasi olabilir isterse.

    bir de biz diger eski yaris atlarini, ve kutsal nerd toplumunun tamamini kotu gosteriyor. egitimle vatanindan insanindan utanan, kafasinda insanlari belli subjektif kriterlere gore siniflandirmalara sokan ve kendinden asagi goren ve bunu bu kadar sert ifade eden tavriyla mine g. kirikkanat'i bile gecti.

    ha bir de isvicre'de isvicreli bir ilkokul mezunu manav senden ustun farkindasin degil mi. mine de o yuzden delirmisti zaten :)
  • sefalet hakkında derin olmayan düşüncelere sahip olan biri.

    seneler önce sinema okuyan bir arkadaş, "kubrick insanların sefaletinin değil, insanlığın sefaletinin filmini yapar" demişti, kubrick'in eline geçse kont'tan güzel hikayeler çıkardı.
  • übermensch olduğu için entry yazması için eziklerden (ilk 500e girmiş üniversitede okuyamayan mallar ) bir yamak tuttuğunu düşündüğüm ekşi sözlük düşünürü (!) piyuu kendi yazacak hali yok ya.

    nedense entarilerini okuyanda aklıma ilk gelen şey bu oldu (bkz: #18037246)

    (bkz: sakin ol pehlivan)
  • melih gökçek gibi bişey sanki
  • lafi biraz dolandirarak anlatacagim, anlatacagim sey de tırışkıdan ama yapacak daha güzel bi şeyiniz yoksa okuyun iste :)

    kiz arkadasim -saniyorum- gelisim psikolojisi dersi alirken ogrendigi seyleri heyecanli heyecanli benimle paylasiyordu. bebegin dogduktan sonra gecirdigi evreler falan. iste oral donem, fallik donem, angut donem gibi bi' seyler.

    bi gun ders tekrari yaparken bi soru sordu.

    "ya annen seni ne kadar emzirmis?"

    actim anneme sordum, 1-2 ay anca dedi.

    "iste ya biliyodum" dedi bizim hatun.

    sigara icmemi, kokuya olan hassasiyetimi, opusmeyi sevdigimi, biyiklarimi, tirnaklarimin kenarlarini isirmami falan hep buna bagladi. ahaha diye gulup gectim, ama bi lafi yumruk gibi oturdu na surama.

    "bi de sen cok asagiliyosun insanlari, hep kucumsuyosun"

    sozun ozu;

    buradan kendisine tesekkur etmek istiyorum. kendimi disaridan izleme firsati verdi bana. karsindakini hakir gorurken aslinda ne kadar da kucuk oldugumu boyle suratima suratima carpti. buraya kadar sikilmadan okuyabildiyseniz sizlere de bi tesekkur übermensch insanlar* :)
  • "tedariksiz taharete çıkan domala domala taş ararmış" sözünü uygulamalı olarak gösterdi bize.

    kime, ne maksatla, ne türden bir sonuç elde etmek adına meydan okuyor bilemiyorum ben. başarılarını açık bir dille ifade etmenin kendisine övgü getirecek olduğuna dair çocukça bir saflık içeren inancı mı var onu da bilmiyorum. bilmediğim bir başka mevzu da, ne yapmaya çalıştığı.

    gerçekten merak ediyorum burada ne yaptığını. kendi kafasından bakacak olursak eğer, yaptığı şey; kendisinden aşağı gördüğü insanların toplandığı bir kahveye girip "ben hepinizden üstünüm" demek gibi. e canım ciğerim, yiyorsa, yanındayken o kahvedekiler gibi kalacağın insanlara sataşsana. burası böööööle untermensch, ne kasıyorsun hala? gerçekten matah bir şeyler yapmış olduğuna inanıyorsan, sayteyşın indekslerden seçtiğin birkaç ismi takip edip onların yazıştığı forumlara dalsana. özgüven güzel, ama doğru kullanılmadığında insanı sıçırtan bir unsur. sen, kont, özgüvenini sıçmak için kullanıyorsun.

    çocukça bir saflık dedim, dürüstçe başarılarından bahsetmek dedim, biraz açayım. buraya gelip "lan maçta nası soktuk" ya da "rusa gittim bak böyle dedi" entrysi giren insanların tümünü, hakikaten sadece bu yazdıklarını yapan vasıfsız karaktercikler mi sanıyor acaba. yani kont, herkesin kendisi gibi yaptığını mı sanıyor? ekşi sözlüğü, gerçek hayattaki karakterinin birebir yansımasını aktaracağı bir tuval olarak kullandığını mı sanıyor insanların? eğer öyle düşünüyorsa, sağlam bir darbe beklesin. çünkü ekşi sözlük ile bir şekilde bağlantısı olan bir çok insan biliyorum ki, o ranking ranking diye isimlerini zikretmekten imtina etmediği üniversitelerin "yeterlilik" derecelerini belirleyen komisyonlarda görev alıyorlar. öyle insanlar biliyorum ki sözlük dahilinde, hani şu "edirne'den çıkabilme" konusundaki kriterleri belirliyorlar. şimdi, kont, bence adını sanını vererek böbürlendikçe, bu kişilerin kara listesinde yer edineceğinin farkında olmalısın.

    reklamın iyisi kötüsü olmaz sanıyorsun kont, ama senin reklamın hakikaten berbat. cv'nin çakmalığını bir yana bırakıyorum, çakma olmayıp gerçekten kayda değer olsaydı bile şu yaptığın pazarlama çalışması sonrasında kimsenin iplemediği cv halini alacaktı. zaten insan kaynakları ile ilgili birimlerde taşşak yapmak için kullanılır hale geldi çoktan. sana bir de kötü haber "dünyadan"; insan kaynakları departmanlarında çalışanlar, birbirlerini çok iyi tanıyan, haberdar olmana ihtimal vermediğim bir iletişim ağına sahip olan kimseler. yani a firmasında olumsuz bir etiket almışsan, emin ol b firmasına başvurduğunda bu bilgi senden önce oraya ulaşmış oluyor.

    tabi şu ayrıntıyı gözardı etmiş durumdayım bunları yazarken; senin gibi uluslar arası nitelikte bir işgücü biriminin türkiye'de ne işi var? tabi ki seni bağlamaz türkiye'de adının "taşşak" konusu yapılmış olması, ya da ik ofislerinde türlü komiklikler için nesneye dönüşmesi.

    başarılarını takdir etmekten çekinmeyiz sevgili kont. ben ve muhtemelen benim gibi düşünen kişiler, başarılarından dolayı asla taş atmayız. ancak şu anda taşa ihtiyacın var, tedariksizliğinden dolayı. çünkü ekşi sözlük gibi, bir ortamda, "alayınıza gider ulan" diye bağıracak kadar şiraze kaydırma olayına girmişsin. bak şuraya yazıyorum. biraz daha böyle devam edersen, ufaklıkların taş attığı adam değil, itin götüne sokulup sokulup çıkarılan şamar oğlanına dönüşeceksin. senin asla laf yetiştiremeyeceğin kişiler gelecek buraya ve daha ağzını açmadan yedi düvele rezil edecekler seni. bence sözlüğü mözlüğü bırak, dön laboratuvarına ve "kayda değer" bir şeyler yap. aksi takdirde kayıp düşeceksin hırsından soluk soluğa kalmış bir halde.

    tekrar belirtiyorum ki kont'un kafasına girsin: "lan inception da skim gibi filmmiş" yorumu yapanların hepsi, senin sandığın gibi aylak insan değil. bunu, kötü bir tecrübeyle yaşamak üzeresin kont. yarın birgün çakma yayımlarından dolayı ünvanlarını kaybettiğinde çok ağlama bak. kafayı bir taktı mı tam takarlar burada insana. çok vurursun taşlara başını, ama çok geç olur.

    özgüvenini yediğimin kont'una son bir sözüm daha olacaktı aslında, ancak vazgeçtim. çünkü benim derdim ona bir şeyler öğretmek ya da haddini bildirmek değil. ben sadece uyarıyorum. aklını başına alması için vakit geldi de geçiyor bile. kapalı kapılar ardında kılıçlar çekiliyor ve kendisine çeki düzen vermezse, bu kavga-gürültü sonrasında tek kaybeden kendisi olacak.

    (bu yazdıklarımı da hazmedemeyeceksin sevgili kont, kabullenmek zor gelecek bir şeyleri. çok da matah sandığın o sınavda seni geçen 4088 kişinin olduğunu, 16. sırada yer alan okuldan yüksekte konuşlanmış 15 okul daha bulunduğunu, bilmemkaçbin kişi arasında "en iyi" değil "iyilerden biri" olduğunu, burada aşağılamaya çalıştığın insanların yarın veya öbürgün sana "seni neden işe almalıyım?" sorusunu yönelteceğini, kurduğun hayallerdeki o muhteşem sinan'a erişinceye kadar daha çok yol yürümen gerektiğini kabullenmenin zor gelmesi gibi işte. "ben üstün insanım" diyemezsin, toplum sana "sen üstün insansın" der. "ben başarılıyım" diyemezsin, başarıyı tescilleyen kurumlar sana "sen başarılısın" der. karşındakiler "sen bizden üstünsün" demediği sürece, "siz benden daha aşağılıksınız" deme şansın da yok. tabi ki bu söylediklerim, karşımdakinin sosyal algıları seviyesinde bir değer taşıyorlar.)

    hamış: süpermen tişörtlü doğuş'tan değil, clark kent kılıklı süpermenden korkacaksın.
  • umut sarıkaya'nin bir karikaturu vardi; "almanliktan aldigim tadi hic bir seyden almadim...belki bilardo......ama yok lan almanlik daha guzel" , bir cok seyi ozetliyor sanki.
    http://m.friendfeed-media.com/…044eceed51b7d185b85b
  • yedigi ayarlarin haddi hesabi yok. ama yilmiyor bu adam. ayni carol channing gibi...
  • bana aşırı derecede death note taki kira başka bir deyişle de light yagamiyi çağrıştıran. sanki bu karakterin üzerine azcık oynamalarla kurgulanmış sanal bir karakter kendisi. içimde hala daha gerçek olabilirliğini kabullenebilmiş değilim sanırım.
hesabın var mı? giriş yap